Etiket: Cumhurbaşkanı

  • DEMOKRAT PARTİLİ ARDA’DAN KILIÇDAROĞLU AÇIKLAMASI: BU ZORLU YOLDA BİR PARÇA HAKKIM VARSA HELAL OLSUN

    DEMOKRAT PARTİLİ ARDA’DAN KILIÇDAROĞLU AÇIKLAMASI: BU ZORLU YOLDA BİR PARÇA HAKKIM VARSA HELAL OLSUN

    Demokrat Parti İstanbul İl Başkanı Ekrem Eray Arda, “Biz onca yoksulluk varken adil bir Türkiye imkanını, başka bir türlü yaşamı aradık, arayışımızı millete aktardık. Bugün adalet arayışı milyonlarca insanımızın yüreğinde taşıdığı bir kor ateş. Birlikte yürüdük, yol açtık. Sen vesile oldun Kemal Kılıçdaroğlu. Kazandıklarımız öyle çok ki, biz senden, ‘bizden’ razıyız. Bu zorlu yolculukta bir parça hakkım varsa, sonuna kadar helal olsun” açıklamasını yaptı.

    Demokrat Parti İstanbul İl Başkanı Ekrem Eray Arda, seçim sonuçlarını sosyal medya paylaşımında değerlendirdi. Arda’nın paylaşımı şöyle:

    “Biz birlikte bir Türkiye hayali kurduk; yalnız bir masayı değil, bir hayali paylaştık. Biz birlikte bir şeyler yapabilmenin, bir araya gelmenin tadını aldık. Uzun zaman sonra tekrar ‘biz’ olabildik insanların ‘mahallelerine’ çekildiği bu ülkede. Biz onca yoksulluk varken adil bir Türkiye imkanını, başka bir türlü yaşamı aradık, arayışımızı millete aktardık. Bugün adalet arayışı milyonlarca insanımızın yüreğinde taşıdığı bir kor ateş. Birlikte yürüdük, yol açtık. Sen vesile oldun Kemal Kılıçdaroğlu.

    Kazandıklarımız öyle çok ki, biz senden, ‘bizden’ razıyız. Bu zorlu yolculukta bir parça hakkım varsa, sonuna kadar helal olsun. Seçim sonuçlarının vatanımıza, milletimize hayırlı olmasını temenni ediyor, tekrar Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan‘ı tebrik ediyorum. Her şeye rağmen çizgisinden ödün vermeden onurlu bir mücadele yürüten, bugün başımız dik olmamamızı ve yarına umutlu bakmamızı sağlayan Kemal Kılıçdaroğlu’na hem şahsım hem de İstanbullu demokratlar adına teşekkür ediyorum. Her şey çok güzel olacak, birlikte güzelleştireceğiz.”

     

  • CHP İZMİR İL BAŞKANI ŞENOL ASLANOĞLU: “CUMHURİYET HALK PARTİSİ, BU ÜLKENİN SİGORTASI OLMAYA DEVAM EDECEK”

    CHP İZMİR İL BAŞKANI ŞENOL ASLANOĞLU: “CUMHURİYET HALK PARTİSİ, BU ÜLKENİN SİGORTASI OLMAYA DEVAM EDECEK”

    CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, cumhurbaşkanı seçiminin ikinci turunun ardından, “Cumhuriyet Halk Partisi, bu ülkenin sigortası olmaya devam edecek” dedi.

    Şenol Aslanoğlu, cumhurbaşkanı seçiminin bugün yapılan ikinci turunun resmi olmayan sonuçlarının açıklanmasının ardından sosyal medya hesabında şu mesajı verdi:

    “Her zamanki gibi, bayrağı en önde taşıdı İzmir. Her seferinde bizlere daha güçlü destek verdi İzmirliler. Tüm engellemelere rağmen demokrasi mücadelesinden asla vazgeçmeyen, bu seçimde oyları 4 puan daha artırarak yüzde 67,10’a ulaştıran hemşerilerime gönül dolusu teşekkür ederim. Cumhuriyet Halk Partisi, bu ülkenin sigortası olmaya devam edecek. İzmirliler ile beraber, Sayın Genel Başkan’ımızın hak, hukuk ve adalet yürüyüşünde hep birlikte yan yana yürümeye devam edeceğiz.”

  • YEŞİL SOL PARTİ EŞ SÖZCÜSÜ İBRAHİM AKIN: “BİZLER BURADAYIZ. HEM MECLİS’TE HEM DE HAYATIN BÜTÜN ALANLARINDA DEĞİŞİM İÇİN DEMOKRATİK MÜCADELENİN ÖNCÜLÜĞÜNÜ SÜRDÜRECEĞİZ”

    YEŞİL SOL PARTİ EŞ SÖZCÜSÜ İBRAHİM AKIN: “BİZLER BURADAYIZ. HEM MECLİS’TE HEM DE HAYATIN BÜTÜN ALANLARINDA DEĞİŞİM İÇİN DEMOKRATİK MÜCADELENİN ÖNCÜLÜĞÜNÜ SÜRDÜRECEĞİZ”

    Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü İbrahim Akın, “Bizler buradayız. Hem Meclis’te hem de hayatın bütün alanlarında değişim için demokratik mücadelenin öncülüğünü sürdüreceğiz, demokratik siyaseti büyüteceğiz. Bu yoldan dönmeyeceğiz. Toplumu esas alarak birlikte mücadele edeceğiz, birlikte kazanacağız” denildi.

    Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü İbrahim Akın, cumhurbaşkanı seçiminin bugün yapılan ikinci turuna ilişkin açıklama HDP Genel Merkezi’nde açıklama yaptı. Akın, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ve Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar’ın da katıldığı açıklamada şunları söyledi.

    “Öncelikle sandığa giden, demokratik iradesini ve değişim talebini ortaya koyan her bir yurttaşımızı saygıyla ve sevgiyle selamlıyoruz. Yüksek katılım oranları ile seçim ve sandık hukukuna sahip çıkmak, gelecek açısından son derece önemli bir mesaj olmuştur. Her biriniz sağ olun, var olun. Tek adam rejiminin baskı koşullarında gerçekleşen, adil ve eşit olmayan bir seçim yaşadık. Cumhur İttifakı’nın adayı Tayyip Erdoğan, devletin tüm imkan ve araçlarını sınırsızca kullanmıştır. Aynı zamanda seçim dönemi boyunca Saray’ın propaganda aygıtı tarafından doğrudan fonlanan ve sosyal medyada trol orduları tarafından yürütülen manipülasyonlar, üretilen bilgi kirliliği ve montajlı videolar, seçimlerin adil olmadığını açıkça gösteren en çarpıcı örneklerden bazılarıdır.

    “KÜRTLERIN YOĞUN OLARAK YAŞADIKLARI 16 BÖLGE İLİNDE KEMAL KILIÇDAROĞLU’NA YÖNELİK OY TERCİHİ, 14 MAYIS’A GÖRE AYNEN SÜRMÜŞTÜR”

    Bu seçimlerde aslolanın rejimi değiştirmek olduğunu başından beri dile getirdik ve savunduk. Otoriterlik veya demokrasi tercihi ile karşı karşıya bırakılan topluma gerçekçi vaatler sunarak demokrasiye açılacak kapının daha fazla aralanması için çaba harcadık. Bu stratejimiz ve buna uygun olan mücadelemizle Erdoğan’ı ilk turda durdurduk. İkinci turda da aynı stratejimizi, rejimi değiştirme hedefiyle sürdürdük. Sandık verileri de gösteriyor ki seçmenlerimiz, partimizin politikalarına ve hedeflerine kararlı bir şekilde sahip çıkmış, iradesini bu yönde güçlü bir biçimde ortaya koymuştur. Kürtlerin yoğun olarak yaşadıkları 16 bölge ilinde Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik oy tercihi, 14 Mayıs’a göre aynen sürmüştür. Bütün baskılara ve kirli propagandalara rağmen halkımız geri adım atmamıştır. Değişim ve demokrasi tercihinde ısrar eden ve parti politikalarına uygun davranan Kürt halkına ve tüm seçmenlerimize en içten ve yürekten teşekkür ediyoruz, bu duruşlarını ve mücadelelerini selamlıyoruz.

    “HER ALANDA MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ”

    Seçim sonuçlarının temel sebeplerini sahici bir biçimde görmek ve eksikleri en doğru yöntemlerle aşmak zorundayız. Bu, bizim halkımıza ve mücadele geleneğimize karşı sorumluluğumuzun bir gereğidir. Sıcağı sıcağına bir kez daha söyleyelim ki Cumhur İttifakı özellikle 2015 yılından bu yana devreye koyduğu toplumu kuşatma ve baskı kurma stratejisinde ısrar ederse Türkiye’nin yaşadığı ekonomik, sosyal ve siyasal boyutları da olan çoklu kriz, büyük bir çöküşe kapı aralayacaktır. Bizler, bu politikalara ve uygulamalara karşı tüm gücümüzle toplumu ve halkımızı savunmaya, her alanda mücadeleye devam edeceğiz. Her bir vekilimizle parlamento çatısı altında demokrasi, barış, adalet, eşitlik, özgürlük ilkelerini savunmayı, demokratik cumhuriyet mücadelemizi bir üst aşamaya taşımayı sürdüreceğiz.

    “BU YOLDAN DÖNMEYECEĞİZ, TOPLUMU ESAS ALARAK BİRLİKTE MÜCADELE EDECEĞİZ”

    Sonuçlar açıkça göstermiştir ki bu ülkedeki her iki kişiden birinin değişim talebi vardır. O nedenle Türkiye siyasetinin öncelikli görevi de tıkandığı açık olan, toplumun kutuplaşmasına yol açan ve demokrasi zeminini ortadan kaldıran mevcut sistemi değiştirmektir. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına girerken sivil ve demokratik bir anayasayı hep birlikte bu anlayışla yapmamız elzemdir. Bizler buradayız. Hem Meclis’te hem de hayatın bütün alanlarında değişim için demokratik mücadelenin öncülüğünü sürdüreceğiz, demokratik siyaseti büyüteceğiz. Bu yoldan dönmeyeceğiz. Toplumu esas alarak birlikte mücadele edeceğiz, birlikte kazanacağız.”

  • TUNÇ SOYER: “DAHA ADİL VE ÖZGÜR BİR MEMLEKET KURMAK İÇİN SÜRDÜRDÜĞÜMÜZ YOLCULUĞA DEVAM EDECEĞİZ”

    TUNÇ SOYER: “DAHA ADİL VE ÖZGÜR BİR MEMLEKET KURMAK İÇİN SÜRDÜRDÜĞÜMÜZ YOLCULUĞA DEVAM EDECEĞİZ”

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, cumhurbaşkanı seçiminin ikinci turunun ardından, “Daha adil ve özgür bir memleket kurmak için sürdürdüğümüz yolculuğa devam edeceğiz” dedi.

    Tunç Soyer, cumhurbaşkanı seçiminin bugün yapılan ikinci turunun resmi olmayan sonuçlarının açıklanmasının ardından sosyal medya hesabında şu mesajı verdi:

    Soyer, “İzmirliler, demokrasi mücadelesinde büyük bir destan yazdı. Kemal Kılıçdaroğlu’na verilen muazzam destek için minnettarım. Daha adil ve özgür bir memleket kurmak için sürdürdüğümüz yolculuğa devam edeceğiz. İzmir’e layık olmak için canla başla çalışmaya devam edeceğiz. Hep birlikte, hak ettiğimiz o güzel geleceği mutlaka kuracağız.” paylaşımını yaptı.

  • KAFTANCIOĞLU: “İSTANBUL’DA BÜTÜN ISLAK İMZALI TUTANAKLAR ELİMİZE ULAŞTI VE GEREKLİ İTİRAZLAR YAPILIYOR”

    KAFTANCIOĞLU: “İSTANBUL’DA BÜTÜN ISLAK İMZALI TUTANAKLAR ELİMİZE ULAŞTI VE GEREKLİ İTİRAZLAR YAPILIYOR”

    CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, “İstanbul’da bütün ıslak imzalı tutanaklar elimize ulaştı ve gerekli itirazlar yapılıyor. Teşekkürler İstanbul; oylarına ve demokrasiye sahip çıktığın için teşekkürler” dedi.

    CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, cumhurbaşkanı seçiminin ikinci turunun ardından sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Kaftancıoğlu, şunları kaydetti:

    “İstanbul’da bütün ıslak imzalı tutanaklar elimize ulaştı ve gerekli itirazlar yapılıyor. Teşekkürler İstanbul; mücadelen için, tüm baskılara, tüm karalamalara, tüm zorluklara rağmen iki seçim arasında, aradaki farka yüzde 2 daha eklediğin için, meydanı, kendini İstanbul’un sahibi sananlara bırakmadığın için, sandığına, oylarına ve demokrasiye sahip çıktığın için teşekkürler.”

  • AYDIN’DA OY ZARFINDAN “ADALET İSTİYORUZ” NOTU ÇIKTI

    AYDIN’DA OY ZARFINDAN “ADALET İSTİYORUZ” NOTU ÇIKTI

    ÖZGÜR DEDEOLUK

    Aydın’ın Karacasu ilçesi Kırçiçeği Anadolu Lisesi’nde 1046 numaralı sandıktaki oy sayımı sırasında bir zarftan oy pusulasıyla birlikte “Adalet istiyorum. 1 günle 17 yıl geç emeklilik adil değildir. Adı adalet olan partiye duyurulur” notu çıktı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘a oy veren vatandaşın oy pusulası geçersiz sayıldı.

    Aydın’ın Karacasu ilçesi Kırçiçeği Anadolu Lisesi’nde oy sayımı sırasında 1046 nolu sandıktan bir zarfın içerisinde oy pusulası ile birlikte A4 ebadında bir kâğıda yazılan not çıktı. Notta, “Adalet istiyorum! 1 günle 17 yıl geç emeklilik adil değildir. Adı adalet olan partiye duyurulur” ifadeleri yer aldı.

    Cumhur İttifakı Adayı Recep Tayyip Erdoğan’a oy veren vatandaşın oy pusulası, zarftan not çıkması nedeniyle geçersiz sayıldı.

     

     

  • BAKAN KARAİSMAİLOĞLU’NUN OY KULLANDIĞI SANDIKTA KEMAL KILIÇDAROĞLU BİRİNCİ ÇIKTI

    BAKAN KARAİSMAİLOĞLU’NUN OY KULLANDIĞI SANDIKTA KEMAL KILIÇDAROĞLU BİRİNCİ ÇIKTI

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı, AK Parti Trabzon Milletvekili Adil Karaismailoğlu’nun oy kullandığı sandıkta kazanan Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu oldu.

    Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalmasıyla birlikte Türkiye yeniden sandığa gitti. Trabzon’da Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun oy kullandığı 2045 nolu ve 356 seçmeni bulunan sandıktan 307 oy çıktı. 4 oyun geçersiz sayıldığı sandıkta Recep Tayyip Erdoğan’a 149, Kılıçdaroğlu’na da 154 oy çıktı. 14 Mayıs’ta 1 oy fark ile kazanan Recep Tayyip Erdoğan olmuştu. 28 Mayıs seçimlerinde ise 5 oyla kazanan Kemal Kılıçdaroğlu oldu.

     

  • EKREM İMAMOĞLU’NDAN ERDOĞAN’A ‘MONTAJLI VİDEO’ TEPKİSİ: “KENDİSİ, YALAN KONUŞTUĞUNU İTİRAF EDİYOR. ÇIK, MİLLETTEN ÖZÜR DİLE, BU İFTİRAYI ATTIĞIN İNSANLARDAN ÖZÜR DİLE”

    EKREM İMAMOĞLU’NDAN ERDOĞAN’A ‘MONTAJLI VİDEO’ TEPKİSİ: “KENDİSİ, YALAN KONUŞTUĞUNU İTİRAF EDİYOR. ÇIK, MİLLETTEN ÖZÜR DİLE, BU İFTİRAYI ATTIĞIN İNSANLARDAN ÖZÜR DİLE”

    Haber: OKTAY YILDIRIM – Kamera: ADEM KARABAYIR

    İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Sarıyer’de yurttaşlara seslenirken, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın miting meydanlarında izlettirdiği iftira montajlı videoya tepki göstererek, “Kendisi, yalan konuştuğunu itiraf ediyor. Çık, milletten zür dile, bu iftirayı attığın insanlardan özür dile. Sevgili dostlarım, güzel insanlar; iftira atmak, yalan konuşmak büyük günahtır. Kul hakkı yemek büyük günahtır. Bunlarla siyaset yapılmaz” dedi.

    İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, bu akşam saatlerinde Sarıyer’in Ayazağa Mahallesi’nde yurttaşlara seslendi. İmamoğlu’nun aracının Ayazağa’ya girişi sırasında küçük bir grubun attığı provokatif sloganlara vatandaşlar, ellerindeki Türk bayraklarını sallayarak karşılık verdi. İmamoğlu, Sarıyerlilere seslenirken şunları söyledi:

    TOPLUMUN BİRBİRİNE OLAN SAYGISINI BÜYÜTMEK, ÖNÜMÜZDEKİ EN ÖNEMLİ MESELEDİR: Geceniz güzel olsun. Gündüzünüz güzel olsun. Yaşamınız güzel olsun. Ne güzel, yine en ön saflarda çocuklar var. Genç kızlarımız var, yakışıklı delikanlılar var. Hanımefendiler, beyefendiler var. Bu aile ortamını görmek, güzel ablalarımızı görmek, siyaset değil. Bakın, şu hasbihali yapabilmek, dünyanın en büyük zenginliği. Toplumun her kesimine böyle bir samimiyetle eğer gidebiliyorsam hayat boyu bu bana yeter. Bakın, insanları seversiniz, sevmezsiniz; ama saygı göstermek başka bir şeydir. Toplumun birbirine olan saygısını büyütmek, önümüzdeki en önemli meseledir. Ben, bu duygularla buradayım ve şunu söyleyeyim, sizinle bir arada olmaktan çok mutluyum. Buraya gelenler, gelmeyenlere Ekrem İmamoğlu’nun içten, samimi selamlarını, sevgilerini ve saygılarını götürsün. Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.

    BUNLAR İYİCE ŞAŞIRDILAR: Size uzun uzun hizmetlerimizden bahsetmeyeceğim. Şükrü Genç Başkan’ım bunu çok doğru ve güzel tarifliyor. ‘Yıllar sonra Sarıyer, Büyükşehir Belediyesi’yle tanıştı’ diyor. Bu aslında kötü bir tarif ama ne yazık ki buna mecbur kalıyoruz. Bugünün iktidarı, bu parti benden değilse buranın belediye başkanı oraya uğramıyor. Bu kadar partizan, bu kadar ayrıştırıcı, bu kadar kutuplaştırıcı, bu kadar ayrıştırıcı bir dil, tavır; inanır mısınız? Bakın, Cumhuriyet’imiz 100’üncü yaşında; bunların bu topluma verdikleri zararı hiçbir dönem hiç kimse vermedi ve biz ne yazık ki o kadar büyük zararla karşı karşıyayız ki. Biz, artık toplumun barışını, huzurunu teminat altına almaya uğraşıyoruz. Bunlar iyice şaşırdılar. Onun için tarihi bir gün, 28 Mayıs. 28 Mayıs Pazar’ı çok önemli önemseyelim. Cumhuriyet tarihinin en önemli günü belki de. Onun için tarifi yapalım. Ekonomisi, freni boşalmış bir kamyon gibi. Çocuklarımız, bu ülkede artık hayallerini kurmak istemiyor. Gençler, hep yurt dışını konuşuyorlar. Paramız pul olmuş cebimizde. Vatandaş markete, pazara gidiyor, fiyatlara bakmaya korkuyor.

    BU HÜKÜMETİ YÖNETENLERİN BİRAZ VİCDANI VARSA UTANMASI LAZIM: Gerçekten, ben pazar yerlerini geziyorum, pazarlarda insanlar bana torbalarını gösteriyorlar. Eskiden torbalarımız dolar taşar, taşıyamazdık. Şimdi bana bir teyzeciğim, dört gün önce Çekmeköy’de, 82 yaşında, yanaştı böyle. ‘Başkanım’ dedi, ‘canım erik çekti, aldım’ dedi. Bana torbayı gösterdi. Torbada beş tane erik, ‘5 liraya aldım’ dedi. Beş tane eriği… Tanesi 1 lira. Onun için bu büyük bir kriz. Bu şehrin evlerinin kirasını, bu şehirde yaşayanlar ödeyemez durumdadır. Biz, bu sene çocuklara eğer bu öğrenci yurtlarını açmasaydık gençlere… Anadolu’dan buraya yerleştirdiğimiz kızlarımız, oğullarımızın söylediğini söyleyeyim. ‘Bu yurt çıkmasaydı, siz bana burs vermeseydiniz, beni ailem üniversite okumaya yollamayacaktı.’ Bakın, burada çok deneyimli dostlarımız var. Konuştuğumuz yıllar 40 sene, 50 sene, 30 sene öncesi değil. Bakın, bunları konuşmak utanç verici. 21’inci yüzyılda, Cumhuriyet’in 100’üncü yılında Anadolu’daki bir gencimize, bir kızımıza, bir oğlumuza, ‘Oğlum sen İstanbul’a gideceksin ama ben senin kiranı ödeyemem, cebine de harçlık koyamam. Onun için seni üniversiteye yollayamıyorum’… Bu, büyük krizdir. Bundan, bu hükümeti yönetenlerin biraz vicdanı varsa utanması lazım.

    MERKEZ BANKASI’NIN KASASI 42 YILIN EN DİP NOKTASINDA: Şimdi göz boyamak kolay. Bakın, bugünün Türkiye‘sinde öyle bir para krizi var ki öyle bir finans krizi var ki. Allah muhafaza diyorum, bunlar iktidarda kalsınlar, şu anda Merkez Bankası’nın kasası 42 yılın en dip noktasında. 42 yılın, bakın ihtilal zamanlarının, 1980’lerden bu yana gördüğü en dip noktada. Onun için, efendim hani diyebilirsiniz ki ‘Dövizle mövizle benim ne alakam’…. Öyle demeyin, arabanın benzininden giydiğiniz cekete, kullandığınız ne bileyim bütün ürünlere, cep telefonundan şuna buna, her şeyi bu ülkenin ne yazık ki dövize bağlı. Onun için 28 Mayıs tarihi çok önemli. Bu seçim, yalnızca cumhurbaşkanlığı seçimi değil, kıymetli hemşerilerim. Türkiye’nin geleceğine dair bir karar verme sorumluluğu içeriyor. Şunu biliyorum; bu millet, bu sorumluluğu taşıyacak ve doğru kararlar alacak vicdana ve muhakeme yeteneğine sahiptir. Ben, vatandaşımıza güveniyorum. Bu memleketin, milletin ferasetine güveniyorum. Onun için, bu iktidarın devam etmesi halinde olabileceklerini düşünemiyorum bile.

    BOZULMUŞ EKONOMİMİZ İYİCE ÇÖKER VE VATANDAŞ BUNA İTİRAZ ETTİKÇE DE VATANDAŞIN SESİNİ KESMEK İÇİN ONA BASKIYI ARTIRIRLAR: Bakın, milletin kaynaklarını bir avuç ayrıcalıklı, torpilli insanların zenginliği için harcamaya, göz göre göre devam ederler. Bu ülkeyi iyice dışa bağımlı hale getirirler. Bozulmuş ekonomimiz iyice çöker ve vatandaş buna itiraz ettikçe de vatandaşın sesini kesmek için ona baskıyı artırırlar, insanları konuşturmazlar. Bakın, bu gençler bir tweet attı diye, fikrini söyledi diye kapısına polis dayanır. Bakın, böyle bir toplum haline getirilir, özgürlüğünü kısıtlarlar. Bu karanlık geleceği değiştirmek de sizin elinizde. Bakın, güzel hanımefendiler, burada dertleşiyoruz, bunlar önemli. Şimdi benim sevgili vicdanlı hemşerilerim, özellikle hanımefendiler, özellikle sizler bakın. Burada vatandaşımın her yüzü var, memleketimin her insanı var. Az çok, bu şehirde yaşayan, yani 81 vilayetinden tut, Balkanlar’dan gelen muhacir soydaşlarımıza varıncaya kadar her taraftan insanın yüzünden anlarsınız. Her insanımız, rengimiz burada var. Bu millet, birbirinin inancına saygılıdır. Bu millet, birbiriyle milli duygularını yarıştırmaz. Omuz omuza maça gider, milli maçı izler gibi, milli duygularıyla coşar, evine döner. Bu milletin, bayrağına olan, birbirine olan inancının asla yarışı olmayacağını bilir. Ya bunlar, ‘bana oy vermeyenler terörist, oy verenler milli’. Aklı gitmiş, beyni gitmiş.

    NE İMAMI? İMAM MİMAM DEĞİL O, MÜPTEZEL: Bakın, öyle garip olaylar yaşadı ki güzel dostlarım. Geçenlerde belki gördünüz. Bakın, bir cami imamı, vatandaşlara vaaz ederken bugünün iktidarını savunuyor. ‘Tabancam mermi dolu’ diyor, ‘o gece ben neler yapacağım, bilin’ diyor. Bunu diyen müptezel imama… Hiç önemli değil, yuhalayın. Hiç önemli değil, yuhalanacak adam zaten. Efendim açığa alınmış bilmem ne. Bugünün iktidarı yarın onunla fotoğraf çektirir ha, onu söyleyeyim size. O vaiz koltuğu, benim sevgili peygamberimin koltuğu. Hazreti Muhammed’in koltuğu. Sen, o koltukta konuşurken o koltukta dinimizin güzelliklerini anlatacaksın, inancımızın güzelliklerini anlatacaksın. Komşusu açken tok yatan benden değildir diyeceksin? Sen o koltukta kalkıp, çıkıp cemaatin huzurunda başkalarına terörist diye cihetinde bulunamazsın. Ne imamı? İmam mimam değil o. O müptezel. Bakın, o müptezel. Kötü olan ne? Bu kötü değil. İşimizi imamla, burada İmamoğlu var, onu çözeriz sorun olmaz. Bundan endişeniz olmasın, hiç korkumuz yok. Ama mesele ne biliyor musunuz? Orada bir vatandaş çıkıyor, ona tepkisini gösteriyor. İmam, o camide vatandaşı ayağa kaldırıyor, diğer vatandaşları o tepkiyi gösteren vatandaşa saldırtıyor; o daha kötü. Yani cemaatin aldanması daha kötü, mesele orada. O bakımdan benim sevgili dostlarım, bu meseleyi çözmemiz lazım, bu samimiyetsizliği çözmemiz lazım. Bu niye böyle oldu biliyor musunuz? Siz caminin içinde miting yaparsanız oradaki imamlarda size tabi olur. Cami, milletin ibadethanesi. Cami nedir, biliyor musunuz? Cami, insanların eşitlendiği yerdir. Kulun Allah’la, yaratanla baş başa kaldığı yerdir. Yaratanla kul arasına orada kimse giremez. Ve oradaki din görevlileri, insanlarına güzel ahlakı anlatır, Hazreti Peygamber’imizi anlatır. Yaradan’ın ayetlerinden örnekler verir, orası siyaset yeri değildir. Siyasetin kışlada, okulda işi olmaz. Kurban olayım, bak bu millet çok büyük badireler atlattı, çok büyük sıkıntılar çekti. Bu kafayı destekleyenler, bu akla sahip olanlar, güzel insanlarımızı sıkıntıya sokar.

    KENDİSİ YALAN KONUŞTUĞUNU İTİRAF EDİYOR. ÇIK, MİLLETTEN ÖZÜR DİLE. BU İFTİRAYI ATTIĞIN İNSANDAN ÖZÜR DİLE: Ya bu milleti niye birbirine düşürüyorsunuz be kardeşim? Ya bir ülkenin cumhurbaşkanı, bakın nedir biliyor musunuz? Benim ruhumda devletin başındaki insan… Bin yıllık geleneği olan bu Cumhuriyet… Bakın, bu topraklarda bin yıllık geleneği var. Daha geriye gidersek daha fazlasını buluruz. Bu millete ait devlet geleneği; devletin başındaki cumhurbaşkanı bir ana gibidir, bir baba gibidir. Anne baba, evladını ayırt eder mi? Evladına bakarken ‘sen şusun, sen busun’ der mi? Yahu ‘terörist’ diyor, ‘vatan haini’ diyor, şunu diyor, bunu diyor. Ondan sonra da ‘ama montaj, ama şu, ama bu’ diyerek yalan da konuşuyorlar. Kendisi yalan konuştuğunu itiraf ediyor, Çık, milletten özür dile. Bu iftirayı attığın insandan özür dile. Sevgili dostlarım, güzel insanlar; iftira atmak, yalan konuşmak büyük günahtır. Bakın, büyük günahtır. Kul hakkı yemek büyük günahtır. Bunlarla siyaset yapılmaz. Bunlarla alacağın oyu Allah kahretsin diyeceğim ama kahır okumak istemiyorum. Ya ben size bir şey söyleyeyim mi? Ben oy kazanacağım diye şurada bir vatandaşımın kalbini kırsam, ben o gece uyuyamam biliyor musunuz? Bu dili kullananlar evinde başını yastığa nasıl rahat koyuyor, ben anlamıyorum. Ama farkımız ne olacak biliyor musunuz? Bunların koltuğu bittiği gün, milletin yüzüne çıkıp bakamayacaklar. Ben diyorum ki ahlaklı, erdemli bir yöneticilik. Ahlaklı, erdemli yöneticilik nedir biliyor musunuz? Koltuk, millete ait o koltuğun süresi bittiğinde ceketini alıp, Ayazağa’ya gelip şu kahvede, şu esnafta oturup çayını, kahveni içebiliyorsan sen iyi insansın. Ama koltuğun bittiği gün, milletin huzuruna gene 50-100-200 korumayla geliyorsa sen git uzayda yaşa. Bu memlekette sana yer yok.

    ‘BUNLAR TERÖRİST’ DİYOR YA BU ÜLKEDE PKK’NIN SALDIRDIĞI TEK LİDER KILIÇDAROĞLU: Bak, bu memleketin insanı samimiyeti sever. Onun için bunlar yoruldu, bunlar bitti. 30 yıl önceki, 25 yıl önceki diline bakın, şimdi başka bir dil. Yani o koltuğu korumak için memleketi berbat etmelerine rağmen tek dayanakları kaldı. Millete bir şey anlattıkları yok. Sadece muhalefetin aktörlerine fitne, fesat, iftira, yalan. O bakımdan sevgili dostlarım, sorumluluğumuz büyük. 28 Mayıs’ta önümüzdeki pusulada iki tane aday var. Mührü basacağınız kişi erdemiyle, ahlakıyla; hak, hukuk, adalet mücadelesiyle, kul hakkı yememesiyle… ‘Bunlar terörist’ diyor ya bu ülkede PKK’nın saldırdığı tek lider. O saldırıda ben oradaydım, Artvin’de idim, ben yanındaydım. Hak, hukuk, adalet mücadelesini kendine adamış ve… Milletin iktidarı, millete ait iktidar. Bir kişiye ait iktidarı çöpe atacağız. Milletin iktidarı gelecek, bir kişinin iktidarı gidecek. O pusulada iki isim var, hepiniz Kemal Kılıçdaroğlu’na mührü basmaya hazır mısınız? Yeni bir dönem geliyor, farklı bir dönem, güzel bir dönem. Milletin oyuna ihanet etmeyenlerin, ülkeyi saraylarda değil halkın içinde halkla birlikte yönetenlerin dönemi geliyor. Yalanları montajlayarak değil.

    BU AKIL TUTULMASINI SONA ERDİRECEĞİZ: Bu akıl tutulmasını sona erdireceğiz. Ve iktidara millet girecek. Siz geleceksiniz ablacığım. Sevgili kardeşim; sen geleceksin, sen. Güzel kızım; sen geleceksin. Giyimine, kuşamına, yaşamına bakmadan, benim her etnik kökenden, her inanıştan milletimiz iktidara gelecek. Uzlaşma, aydınlık iktidara gelecek. Mantık iktidara gelecek. Türkiye’yi üretimiyle, ekonomisiyle dünya lideri yapabilmek için demokrasisiyle, özgürlüğüyle örnek bir ülke haline getirebilmek için hep beraber bu işi başaracağız. Ne kadar demokrasi, o kadar zenginlik. Bir kişinin aklı, bir ülkeyi batırır. Ama bu milletin ortak aklı, ülkeyi çıkarır yukarıya, ayağa kaldırır. Bir kişinin aklı, bu ülkeyi rezil, kepaze eder. Ama bu milletin aklı, bu ülkeyi itibarlı, hak ettiği yere taşır. Onun için sandığa gideceğiz, oyumuzu vereceğiz. Hep beraber elimizden geleni yapacağız. Başka bir tur yok. Bakın, ilk maç bitti. Oradan bir averaj maveraj yok. Maç 0-0 başlıyor.

    BENİ TANISA, KALBİNE BİR SANİYEDE GİRECEĞİM: Burada konuştuk. Ağzımızdan kötü bir söz çıktı mı? Birine kötü bir şey söyledik mi? Kötü söz, sahibine aittir. En kötü sözüm ne biliyor musun? ‘Allah onu ıslah etsin. Allah onun gazabından bu milleti korusun.’ Birisi siyaseten bana hasımlık yapıyor, yanımdan geçerken içim nasıl biliyor musunuz? Nasıl üzülüyorum biliyor musunuz? Bazen bana diyor ki eşim, ‘Sen bu işi niye yapıyorsun bu kadar üzülüyorsan.’ E üzülüyorum, ne yapayım? Bana niye kızıyor? Ben onun hakkında kötü konuşmuyorum, kötü bir şey söylemiyorum. Niye kızıyor biliyor musunuz? İnandığı insan beni kötülediği için kızıyor. Halbuki beni tanımıyor ki. Beni tanısa, kalbine bir saniyede gireceğim. Buna inanıyorum. Çünkü iyi insanlarız biz. Bu memleketin her insanı için iyi şeyler düşünüyoruz. Ne yapacağız? Kötülüğü çöpe atacağız. İyilik kazanacak, dürüstlük kazanacak, ahlak kazanacak, erdem kazanacak, çalışkanlık kazanacak. Var mıyız?

    BENİ GENEL BAŞKAN’A ŞİKAYET EDENİN 6 TANE ÇOK YAKIN AKRABASI İBB’DE ÇALIŞIYOR: Biz iktidara geliyoruz. Kimseyle ilgili kötülük yapmayacağız. Bakın, geçenlerde Genel Başkan’ımız bir televizyon programına katıldı, Babala TV diye. Orada biri çıktı dedi ki benim için, ‘Beni işten attı’ dedi. ‘Sözünüzde durmadınız’ dedi. Yayınladık ama söyleyeyim. Bu vatandaş, bir taşeronda çalışıyor, direkt bizde çalışmıyor. Ama bizimle 2,5 sene çalışmış zaten. 2021’in sonunda taşeronun sözleşmesi bitmiş, onun da iş akdi feshedilmiş. Daha ileri bir şey söyleyeyim mi? Daha bugün Genel Başkan’a verdim notu. 6 tane çok yakın akrabası da -isim vermeyeceğim, yakınlığını vermeyeceğim- bizle çalışıyor. Sülalece bizdeler. Bizden önceki dönemin çalışanları. Ama ona rağmen, hiçbirinin saçının kılına dokunmadık. Çalıştığı için, çalışkan olduğu için, içinde terfi eden bile var. Bu kadar iyiyiz bak. Ama o, televizyona çıkıp benimle ilgili, beni Genel Başkan’a şikayet edip, Genel Başkan’a da fütursuzca, ahlaksızca, ‘Namus sözü verdin’ deyip onu aşağılamaya çalışan akıl, işte o kötü akıl.”

    BENİMLE İLGİLİ SEÇİMDE AĞZA ALINMAYACAK ŞEYLER YAZMASINA RAĞMEN DOKUNMAMIŞIZ: Bakın, bir şey daha söyleyeyim mi? Benimle ilgili seçimde o kadar ağza alınmayacak, dalga geçecek şeyler yazdı ki 2019’da. Ona rağmen dokunmamışız. Ona rağmen 2,5 sene çalışmış. Bizde ne var biliyor musunuz? Bizde Hazreti Ömer’in adaleti var. Bizde Hazreti Ali’nin ahlakı var. Biz, bu toprakların inançlarından geliyoruz. Bizde Hazreti Mevlana’nın hoşgörüsü var. Bizde Hacı Bektaş-ı Veli’nin hoşgörüsü var. Biz, bu toprakların insanıyız. İnsan ayırt etmeyiz be kardeşim. Onun için bu kötülüklere son verelim. Bu memleketin memuru, amiri, bürokratı bizden endişe etmesin. Biz, onların haklarını daha iyi koruyacağız. Bak, 20 senedir konuşamıyorlar. Biz yönetime geldiğimizde fikrini söyleyecek, aklını masaya koyacak. Bunlar, onları neredeyse konuşamaz hale getirdiler. Bu memleketin şu anki otoriter yönetimi, hepsini üç maymuna dönüştürdü. Ne görüyorlar ne konuşuyorlar ne duyuyorlar. Biz, onların bütün duyularını açacağız. Aklıyla, bilgisiyle, fikriyle, devletin bir parçası olacaklar.

    BU MİLLETİN KALBİNE GİRENİ, ANCAK MİLLET YOLLAR: Onun için biz, çok erdemli bir döneme hazırlıyoruz. Bu dönemi anlatın diye anlatıyorum bunları. Bir kişiyi ikna edin. Başka hiçbir şey istemiyoruz. Allah bizi mahcup etmesin size, milletimize. Allah bunlara iktidar nasip etsin, bunların ilk işleri ne olacak biliyor musun? İlk işleri İstanbul’u talan etmek olacak. Zaten diyorlar; efendim Ekrem İmamoğlu’nun defterini düreceklermiş. Bu milletin kalbine gireni, ancak millet yollar. Onun için İstanbul’a da Türkiye’ye de Ayazağa’ya da Sarıyer’e de sahip çıkacağız. Hazır mıyız? Çalışacağız. ‘Ya zaten bir gün kaldı…’ Olsun. 24 saat, 30 saat çalışacak mıyız? Hazır mıyız? Sandıkta görev alacağız. Sandığa sahip çıkacağız. Tamam mı? Bu bayraklarımızla, canım bayraklarımızla 28 Mayıs’ı demokrasi bayramına dönüştüreceğiz. Hazır mıyız? Allah sizi korusun, bu demokrasi bayramına dönsün, Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı olsun, Çankaya’ya Atatürk’ün evine hep beraber yürüyelim. Kalın sağlıcakla. Her şey çok güzel olsun.”

  • İZMİRLİLER, SERTAB ERENER KONSERİ İLE “BOŞ VERME, OY VER” DEDİ…. SOYER: “GELECEK ORTAK HİKAYEMİZİ SANDIKTA OYLARIMIZLA YAZACAĞIZ”

    İZMİRLİLER, SERTAB ERENER KONSERİ İLE “BOŞ VERME, OY VER” DEDİ…. SOYER: “GELECEK ORTAK HİKAYEMİZİ SANDIKTA OYLARIMIZLA YAZACAĞIZ”

    KERİM UĞUR

    İzmir Büyükşehir Belediyesi, cumhurbaşkanı seçiminin pazar günü yapılacak ikinci turu öncesinde, “Boş verme, oy ver” sloganıyla Sertap Erener konseri düzenledi. Konserde yurttaşlara seslenen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmirlileri sandığa çağırarak, “Oyumuzla oyunu bozalım. Göreceksiniz, kazanacağız ve gelecek ortak hikayemizi sandıkta oylarımızla yazacağız” dedi.

    İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından bu akşam Gündoğdu Meydanı’nda düzenlenen konsere katılan çok sayıda yurttaş, ünlü sanatçı Sertab Eren’in söylediği şarkılarla coştu.

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, kendisini “Benim çok eskiden beri canım arkadaşım. Yıllar önce tanıdığım, hatta beni evlendiren kişi. O zamanlardan beri tanıyorum kendisini. Sonra İzmir’in belediye başkanı oldu ve Tunç Soyer” sözleriyle çağıran Sertab Erener’e zeytin fidanı armağan etti.

    İzmirlilere seslenen Tunç Soyer, “Sevgili İzmir, yine harikasınız. Aslında hep beraber çok güzel bir hikayeyiz. Her birimiz o hikayenin cümleleri, satırları, sözcükleriyiz. Birimiz eksik olduğunda o hikaye anlamını, değerini, güzelliğini kaybeder. Onun için eksik olmamamız lazım. Yarından sonra çok önemli bir seçime gidiyoruz. Bu, sadece bir cumhurbaşkanlığı seçimi değil. Bu seçim, uzun yıllar sonuç doğuracak bir seçim. Onun için eksiksiz sandıklara gitmek ve sonuna kadar sahip çıkmalıyız. Çünkü o seçimin sonucunu biz belirleyebiliriz. Çok güçlüyüz biz, yeter ki umudumuzu kaybetmeyelim. Yeter ki boş vermeyelim, oyumuzu verelim. Yeter ki oyumuzla oyunu bozalım. Göreceksiniz, kazanacağız ve gelecek ortak hikayemizi sandıkta oylarımızla yazacağız” diye konuştu.

  • FUAT OKTAY: ANKARA’NIN KADERİNİ BAKÜ’NÜN KADERİNDEN AYRI DÜŞÜNMÜYORUZ, DÜŞÜNMEYECEĞİZ

    FUAT OKTAY: ANKARA’NIN KADERİNİ BAKÜ’NÜN KADERİNDEN AYRI DÜŞÜNMÜYORUZ, DÜŞÜNMEYECEĞİZ

    MELİS YILDIRIM

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, bugün Ankara‘da düzenlenen Azerbaycan Silahlı Kuvvetler Günü ve Bağımsızlık Günü Resepsiyonu’nda, “Karabağ’da Azerbaycan bayrağının dalgalandığı her bir noktada işgal yıllarının izlerinin silinmesi ve bölgenin tarihindeki ihtişamlı yıllarına döndürülmesini asli vazifemiz olarak görüyoruz. Bir kez daha ifade etmek isterim ki, Ankara’nın kaderini Bakü’nün kaderinden ayrı düşünmüyoruz, düşünmeyeceğiz” dedi. Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçisi Reşad Memmedov ise, “Güçlü ve istikrarlı Türkiye‘nin başarılarının Cumhuriyetin 100. yılında da devamını diliyorum. Güçlü bir Türkiye, tüm kardeş halklar için, tüm Türk dünyası için önemlidir. Bu özel günde bir daha belirtmek isterim ki, Azerbaycan ile Türkiye arasındaki ilişkiler sadece iki devlet arasında değil, kardeşlik ilişkileridir, tek millet, iki devlet ilişkileridir” diye konuştu.

    Azerbaycan Silahlı Kuvvetler Günü ve Bağımsızlık Günü kapsamında Ankara JW Marriott Otel’de düzenlenen resepsiyon ile kutlandı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’in de katıldığı resepsiyona çok sayıda yabancı misyon temsilcisi katıldı. İki ülkenin milli marşlarının okunmasının ardından açış konuşmalarına geçildi. Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçisi Reşad Memmedov şöyle konuştu:

    “GÜÇLÜ VE İSTİKRARLI BİR TÜRKİYE’NİN BAŞARILARININ 100. YILINDA DA DEVAM ETMESİNİ DİLİYORUM”

    “Topraklarımızı işgalden kurtardığımız İkinci Karabağ savaşında yanımızda hep kardeş Türkiye devletini ve insanını yanımızda gördük. Bu yıl 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremden sonra Azerbaycan ve Türkiye halkları depremin yaralarını beraber sarıyor.

    Soyu bir, dili bir, dini bir olan haklarımız arasında yüzyıllardır süren kardeşliğimiz, her iki ülke liderlerinin siyasi iradesi ile bugün tarihin en yüksek düzeyine ulaşmıştır. Müttefikliğimiz, 15 Haziran 2021 tarihinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanan Şuşa Deklarasyonu ile resmileşmiştir.

    Bu yıl aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılını da kutluyoruz. Bu münasebetle kardeş Türk halkını içtenlikle tebrik ediyorum. Güçlü ve istikrarlı Türkiye’nin başarılarının Cumhuriyetin 100. yılında da devamını diliyorum. Güçlü bir Türkiye, tüm kardeş halklar için, tüm Türk dünyası için önemlidir. Bu özel günde bir daha belirtmek isterim ki, Azerbaycan ile Türkiye arasındaki ilişkiler sadece iki devlet arasında değil, kardeşlik ilişkileridir, tek millet, iki devlet ilişkileridir.”

    OKTAY: DEPREM FELAKETİNDE YARDIMIMIZA İLK KOŞAN KARDEŞ AZERBAYCAN OLMUŞTUR

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay ise şöyle konuştu:

    “Sözlerimin başında her birinize Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın en kalbi selamlarını ve kutlama dileklerini iletiyorum. İlham Aliyev’in istikrarlı liderliği ve Türkiye-Azerbaycan işbirliğine gönül vermiş Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan ile tesis ettikleri samimi dostluk, Türkiye Azerbaycan ilişkileri için çok önemlidir. Türkiye ve Azerbaycan, tarihi bir, kültürü bir; dili ve inancı bir, derdi ortak sevinci bir iki kardeş ülkedir. Tarihte olduğu gibi bugün de aynı şekilde gönül birliği içindeyiz.

    Şubat ayında yaşadığımız deprem felaketinde yardımımıza ilk koşan yine kardeş Azerbaycan olmuştur. Depremzede vatandaşlarımız için Azerbaycan’dan gelen tüm destekler ve Kahramanmaraş’ta temeli atılan Azerbaycan Mahallesi Projesi için, milletimiz adına yürekten teşekkür ediyorum.

    “İKİLİ TİCARET HACMİMİZ 6 MİLYAR DOLARI GERİDE BIRAKTI”

    Dış politikadan savunma sanayine, ekonomiden ticarete, ulaştırmadan enerjiye, çevreden tarıma, birçok alanda işbirliğimiz yükseliyor. İkili ticaret hacmimiz 6 milyar doları geride bıraktı. Karşılıklı yatırımlarımız 30 milyar doları aştı. Ülkelerimizin olduğu kadar bölgemizin de istikrarı yolunda büyük projeleri de uygulamaya koyduk, koymaya devam ediyoruz. Beraber hayata geçirdiğimiz Bakü-Tiflis-Ceyhan, Bakü-Tiflis-Erzurum, Bakü-Tiflis-Kars ve TANAP gibi projelerle kardeşlik temelinde refah ivmesi oluşturduk. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi ve Karma Ekonomik Komisyon mekanizmalarımızla işbirliğimizi çok daha ileri götürmek için çalışmalarımız devam ediyor. İşbirliğimizi yalnızca ikili değil, üçlü-dörtlü formatlarda ve uluslararası kuruluşlarda da geliştirmeye devam ediyoruz. Türk Devletleri Teşkilatı’nı zamanın ruhuna uygun şekilde yine birlikte etkin hâle getirmekteyiz. Tek millet, iki devlet, iki dost, iki kardeş ülke olarak her alanda ilişkilerimizi daha ilerilere taşıyacağız.

    “ANKARA’NIN KADERİNİ BAKÜ’NÜN KADERİNDEN AYRI DÜŞÜNMÜYORUZ, DÜŞÜNMEYECEĞİZ”

    Bölgede barışın perçinlenmesi için Ermenistan ile normalleşme sürecine de desteğimizi de verdik, Azerbaycan ile işbirliği içinde. Karabağ’ın Ermenistan işgalinden kurtulmasına nasıl destek olduysak, bölgenin yeniden hayat bulmasına ve istikrara kavuşmasına da aynı samimi desteği vermekteyiz. Karabağ’da Azerbaycan bayrağının dalgalandığı her bir noktada işgal yıllarının izlerinin silinmesi ve bölgenin tarihindeki ihtişamlı yıllarına döndürülmesini asli vazifemiz olarak görüyoruz. Bir kez daha ifade etmek isterim ki, Ankara’nın kaderini Bakü’nün kaderinden ayrı düşünmüyoruz, düşünmeyeceğiz.

    Türkiye; Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde diriliş destanları yazdığı 20 yılın ardından, bir kez daha tarihi bir seçim sürecinden geçiyor. 28 Mayıs’ta gerçekleşecek ikinci tur Cumhurbaşkanı seçimlerinde de milli iradenin tecelli ederek ülkemiz için hayırlı sonuçlar getireceğine de yürekten inanıyoruz. ‘Doğru adamla yola devam’ diyerek Türkiye Yüzyılını sadece ülkemiz için değil, bölgemiz için de, bütün bölgedeki istikrar için başlatmak istiyoruz. Her gün farklı mecralarda milletimize anlattığımız bir gerçek var; İpek Yolu’ndan Azerbaycan’ı silen bir mantaliteye birinci turda milletimiz geçit vermedi. Boraltan Köprüsü’nde acılara sebep olan zihniyetin devamına milletimiz ‘dur’ dedi. Kardeşiz diyorsak, bu, zamana göre, duruma göre ya da şartlara göre değişmez. Türkiye- Azerbaycan kardeşliği ezelidir, ebedidir.

    Enerjiden ulaştırmaya, tarımdan savunma sanayi işbirliklerine her alanda omuz omuza olmayı sürdüreceğiz.”