Etiket: Cumhurbaşkanı

  • ATA İTİFAKI’NDA YER ALAN DEĞİŞİM VE DEMOKRASİ PARTİSİ, CUMHURBAŞKANI SEÇİMİNİN 2. TURUNDA KEMAL KILIÇDAROĞLU’NU DESTEKLEME KARARI ALDI

    ATA İTİFAKI’NDA YER ALAN DEĞİŞİM VE DEMOKRASİ PARTİSİ, CUMHURBAŞKANI SEÇİMİNİN 2. TURUNDA KEMAL KILIÇDAROĞLU’NU DESTEKLEME KARARI ALDI

    ATA İttifakı’nda yer alan Değişim ve Demokrasi Partisi, cumhurbaşkanı seçiminin pazar günü yapılacak ikinci turunda Millet İttifakı’nı destekleme kararı aldığını duyurdu. Değişim ve Demokrasi Partisi Genel Başkanı Abbas Bütün, “Sinan Oğan, Cumhur İttifakı’na geçerken ATA İttifakı’nın mensupları ile hiçbir istişarede bulunmadı. Hakkımızı Sinan Oğan’a helal etmiyoruz… Bir ittifak, sırf kendi menfaatleri doğrultusunda, HÜDA PAR gibi Hizbullahçı terör örgütünü içinde barındıramaz, Meclis’e milletvekillerini sokamaz. Değişim ve Demokrasi Partisi olarak, ülkemizdeki bu kirli düzenin değişmesi, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilmesi için elimizden geleni yapacağız” dedi.

    Değişim ve Demokrasi Partisi Genel Başkanı Abbas Bütün, bugün yaptığı yazılı açıklamada, ATA İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan’ın, seçimin ikinci turu için kendileriyle istişarede bulunmadığını belirterek Oğan’ı eleştirdi. Bütün, şunları kaydetti:

    “HAKKIMIZI SİNAN OĞAN’A HELAL ETMİYORUZ”

    “Bizim, ATA İttifakı olarak kırmızı çizgilerimiz ve şartlarımız bellidir. Bu kırmızı çizgilerimizi yok sayarak Cumhur İttifakı’na geçen Sinan Oğan’ı, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde artık hiçbir şekilde destekleme ve yanında olma ihtimalimiz kalmamıştır. Sinan Oğan, Zafer Partisi, Değişim ve Demokrasi Partisi’nin oylarıyla yüzde 5 oy oranına ulaştı. Cumhur İttifakı’na geçerken ATA İttifakı’nın mensupları ile hiçbir istişarede bulunmadı. Hakkımızı Sinan Oğan’a helal etmiyoruz.

    Mültecilerin gönderilmesi, okullarda Andımız’ın yeniden okunması, cemaatlerin kapanması, T.C.’nin kurumlara yeniden yazdırılması, Sinan Ateş’in katillerinin ve azmettiricisinin yakalanması, bizim olmazsa olmazlarımızdır. Milliyetçilik ve Atatürkçülük gibi olguları ayaklar altına alan Cumhur İttifakı’na Sinan Oğan’ın dahil olması bizleri derinden üzmüştür.

    Bu minvalde, Türkiye‘nin geleceği söz konusu iken Cumhur İttifakı’nın Gaffar Okan’ın ve Konca Kuriş’in katillerini içinde barındıran HÜDA PAR ile bir arada ittifak oluşturması, kabul edilir gibi değildir.

    Bir ittifak, sırf kendi menfaatleri doğrultusunda, HÜDA PAR gibi Hizbullahçı terör örgütünü içinde barındıramaz, Meclis’e milletvekillerini sokamaz. Değişim ve Demokrasi Partisi olarak, ülkemizdeki bu kirli düzenin değişmesi, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilmesi için elimizden geleni yapacağız.”

  • İMAMOĞLU: “BİR ÜLKENİN CUMHURBAŞKANI, MİLLETİNE MONTAJLA, KUMPASLA, UYDURMA VİDEO GÖSTERİR Mİ? MADEM MONTAJ OLDUĞUNU ANLADIN, YİNE ALDATILDIN, ÇIK MİLLETTEN ÖZÜR DİLE”

    İMAMOĞLU: “BİR ÜLKENİN CUMHURBAŞKANI, MİLLETİNE MONTAJLA, KUMPASLA, UYDURMA VİDEO GÖSTERİR Mİ? MADEM MONTAJ OLDUĞUNU ANLADIN, YİNE ALDATILDIN, ÇIK MİLLETTEN ÖZÜR DİLE”

    Haber : OKTAY YILDIRIM – Kamera: ADEM KARABAYIR

    İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Bağcılar’da vatandaşlara seslenirken “Bu insanlar, son 1-1,5 aydır dillerindeki bütün kötülükleri kustular. Bize ‘terörist’ dediler. Kendilerine oy vermeyenlere ‘terörist’ dediler. Allah aşkına, bir ülkenin cumhurbaşkanı, milletine montajla, kumpasla, uydurma video gösterir mi? Madem montaj olduğunu anladın, yine aldatıldın, çık milletten özür dile. Çık de ki ‘Ben, uydurma bir video yayınladım’ de. Onu da demiyor. Bunlar, en temel sınav olan insanlık sınavını bile veremediler. Milleti bize karşı kışkırtmaya çalışıyorlar. Ben, vatandaşımıza kızmıyorum. Ben, onları bu hale getiren bu sisteme ve o bir avuç insana kızıyorum. Bizim hesabımız onlarla’ dedi.

    İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, bugün Bağcılar’daki Kirazlı Metro İstasyonu Meydanı’nda vatandaşlara seslendi. İmamoğlu, şunları söyledi:

    “BİRAZ HAYAL KURALIM: Biraz, hayal kuralım. Öyle bir Türkiye hayal edelim ki hep birlikte, kavga istemiyoruz ve asla kavga etmiyoruz. Kardeşçe, huzur içinde, tüm ülke tek yürek olmuş, hep birlikte yaşıyoruz. Birbirimizin dertleriyle dertleniyoruz. Birbirimizin sevinciyle mutlu oluyoruz. Ayrımız gayrımız yok. Birbirimizi çok seviyoruz. Milletçe tek vücut olmuşuz. Ekonomi tepetaklak yuvarlanmıyor. Ekonomi, düzgün ve liyakatli insanların elinde ayağa kalkmış. Dünyayla yalandan değil, uydurma değil, gerçekten rekabet eden bir Türkiye var. Hayalimize devam edelim. Ülkenin yetkili ağızlarının, sırf bir başka partiye oy verdikleri için kendi vatandaşlarını ‘terörist’ ilan etmediği bir Türkiye var. Bunu hayal edelim. Farklılıklarıyla, güzel insanlarıyla, güzel milletinin o renkleriyle çok güzel, çok güçlü bir ülke var. Böyle olursak, soruyorum size, şu pırıl pırıl gençlerimizle, şu güzel insanlarımızla bu milleti kim tutabilir? Hiç kimse tutamaz. İstihdamda, üretimde, kalkınmada önümüzde kim durabilir? Kimse duramaz önümüzde. Hep birlikte bu hayali gerçek yapmaya hazır mıyız?

    DÖRT YIL ÖNCE, İSTANBUL’A İHANET EDENLERE HEP BİRLİKTE ‘DUR’ DEDİNİZ: Tarihi bir seçimin arifesindeyiz. Önümüzde iki seçenek. Ya değişime oy vereceğiz ve ülkeyi saplandığı bu bataklıktan, ekonomi çöküşünden, işsizlikten, yoksulluktan, adaletsizlikten hep birlikte kurtaracağız ya da cennet vatanımızın, bu güzel milletimizin göz göre göre bir girdabın içinde oradan oraya ne yazık ki savrulmasını seyredeceğiz. Sizlere güvenimiz sonsuz. Bu ülkenin gidişatına seyirci kalmayacağınızı biliyoruz. Bakın, dört yıl önceyi hatırlayın. İstanbul’daki o kötü gidişe, İstanbul’a ihanet edenlere, İstanbul’u rant uğruna tepetaklak edenlere, orasını burasını çekiştirenlere siz, hep birlikte ‘dur’ dediniz. ‘Dur’ dediniz ve durdurdunuz. Çeyrek asır boyunca bu şehri yönetenlerin iş yapamaz hale geldiğini sizler gördünüz. Değişim istediniz. ‘Bunlarla yürümez’ dediniz. Bizim için, hatırlayın, sizlere ne yalanlar söyledi. Ne dediler? ‘Bu adam gelirse sosyal yardımlarınızı keserler’ dediler. Doğru mu? Bunu hem İstanbul için hem diğer şehirlerimiz için söylediler. Peki ne yaptı sizin bu kardeşiniz? Ekonomik zorlukların çok büyük olduğu dönemde sosyal yardımları tam 5 katına çıkarttık. Keşke ülkeyi yoksullaştırmasalardı, keşke ülkeyi kötüleştirmeseydiler de biz, yoksulluğa katkı sunmasaydık. Ama ekonomiyi batırdılar.

    GÖREVE GELDİKTEN BUGÜNE, ‘YAPAMAZSINIZ’ DEDİKLERİNİ TEK TEK YAPTIK: Bakın, biz, dört yıl önce göreve geldikten bugüne, ‘Yapamazsınız’ dediklerini tek tek yaptık. Şimdi yine aynı karalamayı yapıyorlar. Ne diyorlar? Yine ‘Yapamazsınız’ diyorlar. Bal gibi yapacağız kardeşim, bal gibi yapacağız. Bu milleti biz ayağa kaldıracağız. Hatırlayın, ne dedik? ‘0-4 yaş arası çocuğu olan annelere ulaşımı ücretsiz yapacağız’ dedik. Meydanlarını tek tek gezdi Sayın Cumhurbaşkanı, aday gibi bütün İstanbul’u dolaştı. Ne dedi? ‘Kimin parasını kime veriyorsun’ dedi bana. Ben de ne dedim? ‘Milletin parasını millete veriyorum’ dedim. İstanbul’da nasıl 0-4 yaş arası çocuğu olan annelere ulaşımı ücretsiz yaptıysak bundan sonra da hizmetlerimizi öyle yapacağız. İstihdam ofisleriyle 110 bine yakın insana iş bulduysak yine öyle yapacağız. İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak 11 tane öğrenci yurdu açmışsak öyle yapacağız. ‘Yapamaz’ dedikleri neleri yaptık? Çocuklarımıza adil fırsatlar yaratmak için yola çıktık. Bugün, artık neredeyse 6 bine yakın öğrencisi olan kreşlerimiz var. Bağcılar’da, dört yıl içerisinde İBB olarak, ‘O partiye ait, bu partiye ait’ demeden yoğun bir çalışma yürüttük. Bağcılar’da şimdi çok özel bir açılıştan geliyoruz. Artık çok güzel bir öğrenci yurdu açtık, tam 511 öğrenci kapasiteli. Hepimizin sevdiği, Allah rahmet eylesin, Cüneyt Arkın’ın adını koyduk. İçinde her şey var.

    BUNLARIN 10-15 YILDA YAPAMADIKLARINI, BU KARDEŞİNİZ SİZLERLE BERABER, 4 YILDA YAPACAK: Göreceksiniz, bunların 10-15 yılda yapamadıklarını, bu kardeşiniz sizlerle beraber, ekibiyle beraber dört yılda yapacak. Biz, siyasi görüş gözetmeyiz. Vatandaş oymuş, buymuş, ondanmış, bundanmış, bakmayız. Size hizmet etmek için göreve geliriz. Yalnızca sizin faydanız için; güzel kızlar, yakışıklı delikanlılar, sizin için çalışırız. Ülkenin tüm yetkili kişileri böyle olmak zorunda. Sizler, vatandaşlar olarak devlet görevlilerine diyeceksiniz ki ‘Madem seni seçtim, siz bizim hizmetkarımızsınız’ diyeceksiniz. Evet, biz onun için göreve geliyoruz. Gördüm annemizi, gördüm. Onu içeri alırsınız ve ellerinden öpeceğim onu. Vatandaşım, ekmek alacaksa ‘Param yok, kahvaltıda çocuğumun önüne koyacağım bir şey yok’ diye düşünüyorsa bu, ülkeyi yönetenlerin suçudur kardeşim. Bunu söylemekten asla geri durmayın. Bunu değiştirmekten asla geri durmayın. Ey vatandaşım, söz sizde. Karar verme yetkisi sizde. Çocuklarımızın, gençlerimizin geleceği için değişimden asla korkmayın. Herkes, muhakkak kararlı olacak. Anlaştık mı?

    SAYIN KEMAL KILIÇDAROĞLU’NA VERİN OYLARI, BU İŞ BİTSİN: Bu insanlar, son 1-1,5 aydır dillerindeki bütün kötülükleri kustular. Bize ‘terörist’ dediler. Kendilerine oy vermeyenlere ‘terörist’ dediler. Allah aşkına, bir ülkenin cumhurbaşkanı, milletine montajla, kumpasla, uydurma video gösterir mi? Madem montaj olduğunu anladın, yine aldatıldın, çık milletten özür dile. Çık de ki ‘Ben, uydurma bir video yayınladım’ de. Onu da demiyor. Özür dilemek erdemdir. Topluma öyle zarar verdiler ki. Ama bu kardeşimiz size söz veriyor. Bakın, biz, asla ve asla kötü dil kullanmayacağız. Ben, hepinize net olarak ifade edeyim; efendiliğiyle, bu milleti birbirinden ayırmayan yüreğiyle; hak, hukuk, adalet mücadelesiyle Millet İttifakı’nın bugünlere gelme sebebi olan cumhurbaşkanı adayımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na verin oyları, bu iş bitsin. Bu yeni dönem, bu oy kullanacağımız süreç, bir cumhurbaşkanı değiştirme süreci değil sadece. Bu süreç, bunların uydurduğu o kötü rejimin, o sistemin çöpe atılacağı bir seçim. O sistemi çöpe atacağız. Milletin sistemi, Cumhuriyet’in sistemi, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu bu sistem gelecek. Kadınların hakkı için, gençlerin umutları için, çocuklarımızın geleceği için, milletimizin güzel geleceği için hep birlikte Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vereceğiz.

    EN TEMEL SINAV OLAN İNSANLIK SINAVINI BİLE VEREMEDİLER: Bunlar, en temel sınav olan insanlık sınavını bile veremediler. Milleti bize karşı kışkırtmaya çalışıyorlar. Biz yılmayız. İnsanlarımızın bir kısmının aldatıldığını görüyorum. Onların kalplerine kötülük sokuyorlar. Bakın, onları da iyileştireceğiz. Onlar da bizim insanımız. Ben, vatandaşımıza kızmıyorum. Ben, onları bu hale getiren bu sisteme ve o bir avuç insana kızıyorum. Bizim hesabımız onlarla. Dolayısıyla milletimizi istedikleri kadar kandırmaya uğraşsınlar, ne yaparlarsa yapsınlar, yalan söylemek, iftira atmak bizim kitabımızda yazmaz. Bizim kitabımızda particilik yapmak yok. Bizim kitabımızda ayrımcılık yok. Bizim kitabımızda insan olmak var, insan. İnsana saygı var. Vatandaşa saygı var. Vatandaşın derdiyle dertlenmeyenlerden asla olmayacağız. Milletin kaynaklarını bir avuç insan için değil, sizin için kullanacağız. Millet için kullanacağız. Makamların, mevkilerin gereği budur. 28 Mayıs, makamının gereğini yapmayanların biletini vatandaşların kestiği gün olacak. 28 Mayıs, toplumun tüm kesimlerinin sorunlarına çözüm arayan Kemal Kılıçdaroğlu’nun ülkeyi huzura kavuşturmak için yola çıktığı gün olacak. 28 Mayıs’ta, hayatınızı güzelleştirecek günleri başlatacaksınız. 28 Mayıs’ta, ekonomiyi düzelteceklere geçit verin. 28 Mayıs’ta, her şeyin çok güzel olacağı yarınlara oy verin.”

  • KILIÇDAROĞLU’NUN BABALA TV YAYINI MURATPAŞA’DA YASAKLANDI

    KILIÇDAROĞLU’NUN BABALA TV YAYINI MURATPAŞA’DA YASAKLANDI

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Babala TV yayınındaki konuşmalarını yayınlamak için kurulan LED ekran, Antalya’nın Muratpaşa ilçesinde, seçim kurulu kararıyla kaldırıldı.

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Babala TV yayınındaki konuşması, Antalya Muratpaşa’da kurulan LED ekranda yayınlanmak istendi ancak AKP İlçe yöneticisinin başvurusu üzerine Muratpaşa İlçe Seçim Kurulu yayının izletilmesini önledi. İlçe Seçim Kurulu bu yayını “propaganda” olarak değerlendirerek, LED ekranın kaldırılmasına karar verdi. Antalya İl Seçim Kurulu da CHP’nin itirazını kabul etmedi.

    İlçe Seçim Kurulu kararında, “… plakalı reklam aracının seçim sonuçlanıncaya kadar propaganda yasakları kapsamında propaganda yayınlarının yasaklanmasına ve ruhsat sahibine Muratpaşa İlçe Emniyet Müdürlüğü aracılığı ile bilgi verilmesine oy çokluğu ile karar verildi” denildi.

    Karara CHP ve İYİ Partili üyeler karşı çıkarken, söz konusu yayının propaganda içermediğine işaret etti. Karşıoyda, “Kamu oyunun üstün yararı gözetilerek, gerçeklere ulaşmasını sağlamak amacıyla sadece bilgilendirme amacıyla kullanılmakta olup, seçime yönelik bir propaganda enstrümanı olarak değerlendirilmesi kararına katılmıyoruz” denildi. 

    CHP Muratpaşa İlçe Başkanı Hasan Şahin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın her türlü imkanı kullanarak kendisinin de kabul ettiği şekilde montajlanmış görüntülerle bir seçim kampanyası yaptığını söyleyerek, “Gerçeğin kendisinin ne kadar ürkütücü olduğunu bir kez daha gördük” dedi.

     

  • İMAMOĞLU, KENDİSİNİ PROTESTO EDEN VATANDAŞLARA “SİZ PKK’YLA YAN YANASINIZ” DİYEN BAKAN SOYLU’YA TEPKİ GÖSTERDİ: “YA BUNLAR ŞARLATAN. BUNLAR KÖTÜ İNSAN. ALLAH, BUNLARIN AHLAKSIZLIĞINDAN BU MİLLETİ KORUSUN”

    İMAMOĞLU, KENDİSİNİ PROTESTO EDEN VATANDAŞLARA “SİZ PKK’YLA YAN YANASINIZ” DİYEN BAKAN SOYLU’YA TEPKİ GÖSTERDİ: “YA BUNLAR ŞARLATAN. BUNLAR KÖTÜ İNSAN. ALLAH, BUNLARIN AHLAKSIZLIĞINDAN BU MİLLETİ KORUSUN”

    Haber: OKTAY YILDIRIM Kamera: ADEM KARABAYIR

    İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Gazi Mahallesi’nde kendisini protesto eden vatandaşlara, “Siz PKK’yla yan yanasınız, omuz omuzasınız” diyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya tepki gösterdi. İmamoğlu, “Bugün kendisini protesto eden, ‘Hak, hukuk, adalet’ diyen, ona karşı olan kişilere, ‘Siz PKK’yla yan yanasınız, omuz omuzasınız’ diye bir bakan mikrofondan anons ediyor. Ondan sonra da ‘ohhh ohhh’ yapıyor. Ya bunlar şarlatan. Bunlar vallahi şarlatan. Bunlar kötü insan. Allah, bunların ahlaksızlığından bu milleti korusun. Bunların davranış bozukluklarından bu milleti korusun” dedi.

    İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, seçim çalışmaları kapsamında Zeytinburnu ve Güngören’in ardından, Bayrampaşa’da da bir dizi etkinlik gerçekleştirdi. Altıntepsi kapalı pazarda vatandaşlar ve esnafla bir araya gelen İmamoğlu, yurttaşlarla ekonomik kriz ve seçim gündemli sohbetler yaptı. Daha sonra İsmet Paşa Mahallesi’ne geçen İmamoğlu, Akpınar Parkı’nda, vatandaşların yoğun ilgisi altında çay molası verdi. İmamoğlu, Güngören’in ardından günün ikinci halk buluşmasını, Kartaltepe Mahallesi’ndeki eski lunapark alanında gerçekleştirdi. Meydanı ve evlerinin balkonlarını, pencerelerini dolduran Bayrampaşalılar, İmamoğlu’na sevgi gösterilerinde bulundu. İmamoğlu, coşkulu kalabalığa yaptığı konuşmada şunları söyledi:

    “BU MİLLETİ NİYE BİRBİRİNE DÜŞÜRÜYORSUNUZ? OY İZÇİN DEĞER Mİ?: Toplumun her katmanı burada. Giyimi, kuşamı, yaşam biçimi, hiç fark etmiyor. Hepimiz, bizim için candır. Hepimiz kurban oluruz bu memleketin her evladına, her insanına, kadınına, erkeğine. Her yöresine, her etnik kimliğine hizmet etmenin yolunu arıyoruz. Ve bu yolu, 28 Mayıs’ta hep birlikte başlatacağız. Bayrampaşa, çok karma ilçelerimizden bir tanesi. Burada Türkiye‘nin bütün fotoğrafını, bütün manzarasını çekebilirsiniz. Komşusunuz, omuz omuzasınız. Acı günlerimizi, iyi günlerimizi hep birlikte yaşıyoruz. Yakın bir komşumuz, buradaki binalardan birinde yaşayan, çok sevilen, sayılan bir büyüğümüz Muzaffer Anlak Beyefendi rahmetli olmuştur. Rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun. Allah rahmet eylesin. Bütün ailenize sabır diliyorum. Bugün burada bir miting yapıyoruz. Ama onun ruhuna Fatiha okuyoruz, onun ruhuna dua ediyoruz. Şimdi acıları paylaşıyoruz, iyilikleri paylaşıyoruz, güzellikleri paylaşıyoruz. Kurban olayım, bu milletin içine niye nifak sokuyorsunuz? Bu milleti birbirine niye düşürüyorsunuz? Oy için değer mi? Siyaset için değer mi?

    YA SEN KİMSİN, BİRİNE ‘TERÖRİST’ DİYECEKSİN, BİRİNE ‘PKK’LI’ DİYECEKSİN. BİRİNE ‘VATAN HAİNİ’ DİYECEKSİN?: Allah aşkına; bu oy dediğiniz, parti dediğiniz, makam dediğiniz şey, milletin takdiriyle olur, ama milleti aldatarak olmaz. Bugünü kazansan bile, yarınları kaybedersin. Bir Allah’ın kulunun kalbini kırmak, bir insana iftira atmak, bir yalanı gerçekmiş gibi insanlara anlatmak nasıl yapılır, benim aklım, terbiyem, ahlakım almıyor. Bakın; birini protesto edebilirsiniz. Birine kızabilirsiniz. Sevmeyebilirsiniz. Hizmetlerini kabul etmeyebilirsiniz. Ama Allah aşkına, -ya sen kimsin- birine ‘terörist’ diyeceksin, birine ‘PKK’lı’ diyeceksin. Birine ‘vatan haini’ diyeceksin. Aldatmanın, aldanışın bugün Bayrampaşa’da bir olayını yaşadık pazar yeri ziyaretimizde. Ben ne diyorum? Kimseye, ‘Oyunuzu istiyorum’ demiyorum. Hayırlı işler diliyorum. Bereketli pazarlar diliyorum. ‘Gününüz bereketli olsun’ diyorum. Kimseyi de orada, ‘Bana oyunu ver, biz oyunuzu istiyoruz’ vallahi de demiyorum, billahi de demiyorum. Gezintim hep böyledir pazar yerlerinde. Meydanlarda isterim. Televizyonlarda isterim. O ayrı. Ya da birebir siyasi toplantılarda bunu isterim. Ama pazar yerinde Belediye Başkanı kimliğimle gezdiğim için, insanlara nezaketli davranırım. Şimdi öyle girmişim, hayırlı işler demişim. Daha birinci tezgâh. Esnaf… Esnaf değil, öyle esnaf olmaz. Bana direkt, ‘Sen PKK’lısın. PKK’lıyı istemiyorum’ dedi. Sabırla uyardım. Israrla ‘PKK’lısın, PKK’yla yan yanasın…’ Böyle ısrarla… ‘O zaman sen PKK’lısın demek ki’ dedim.

    BUNU BENİM YÜZÜME SÖYLEYEN ALDANMIŞ ZAVALLIYI ALDATANLAR ESAS GÜNAHKAR: Ben, bir terör örgütünün ismini burada böyle anmaktan utanıyorum. Bunu benim yüzüme söyleyen kişi, o aldanmış zavallı… Onu aldatanlar, esas günahkâr. Ben toplumdan birisine ne dava böyle açarım ne ederim; çözüm ararım. Ama onu dava edeceğim. Sonuna kadar da hakkımı arayacağım. Efendim yazıyorlar, ben ona, ‘Ahlaksız, terbiyesiz’ demişim. Daha ne diyeyim? Tabii ki ahlaksız, terbiyesiz. Niye? Arkadaşlar, burada hiç kimsenin milli duygularına laf etmek, benim haddim olabilir mi? Buna bir Allah’ın kulu boyun eğebilir mi? Biz ne için yaşıyoruz? Biz ailemiz için, yuvamız için, vatanımız için, milletimiz için, bayrağımız için yaşamıyor muyuz? Sen kim oluyorsun da bana terör örgütü üyesi, terörist muamelesi yapacaksın? Ama o zavallıyı dava edeceğim. Ama benim esas hesabım kiminle biliyor musunuz? Ona onu dedirtenlerle. Hesabım onlarla. Ben onlarca yalana, iftiraya, kul hakkı yemeye dair onlarca ayeti, Kur’an-ı Kerim’den çıkartır, burada okurum size. Ama bura yeri değil. Yahu Allah aşkına, Müslüman evladı, bir Müslüman, bizim dinimize mensup… Ama söyleyeyim, dini pazarlayanlar değil, inançlı insanlardan bahsediyorum- inancıyla, kalbiyle, yüreğiyle Allah arasında olanlardan bahsediyorum. O güzel inancımızın, bu kadar büyük günah dediği şeyi bu millete yaşatanlara yazıklar olsun. Ve onları Allah ıslah etsin. Onları Allah’a havale ediyorum. Allah onların gazabından bu milleti korusun. Evlatlarımızı korusun.

    BİR BAKAN MİKROFONDAN ‘SİZ PKK’YLA YAN YANASINIZ’ DİYE ANONS EDİYOR, SONRA DA ‘OHH OHH’ YAPIYOR. YA BUNLAR ŞARLATAN: Aradaki farkı söyleyeyim. Milletvekilliği çalışmasını yapan bir bakan, şu anda bir ilçemizde… Bugün kendisini protesto eden, ‘Hak, hukuk, adalet’ diyen, ona karşı olan kişilere, ‘Siz PKK’yla yan yanasınız, omuz omuzasınız’ diye bir bakan, mikrofondan kendisi anons ediyor. Ondan sonra da ‘ohhh ohhh’ yapıyor. Ya bunlar şarlatan. Bunlar vallahi şarlatan. Bunlar kötü insan.  Allah, bunların ahlaksızlığından bu milleti korusun. Bunların davranış bozukluklarından bu milleti korusun. Gerçekten korusun. Bunlara evlatlarınızı, çocuklarınızı sakın muhatap etmeyin. Bunları dinlemesinler. Bunlar insanları kötü yola sokarlar. Bunlar insanlarımızı birbirine düşürürler. Bunlar ne istiyor biliyor musunuz? Şu evde oturan, o evdekiyle konuşmasın. O başka partiyse, o başka partiyse, birbirine selam vermesin. Bu apartman, o apartmana bakmasın. En çok neye üzülüyorum biliyor musunuz? Pazara giriyoruz. Selam veriyoruz herkese. Bir kısım insanların başı öne eğik. Sanki bir düşman gelmiş. Niye böyle biliyor musunuz? O işte onları dinleye dinleye, kalplerini buz kaplıyor.

    BU SEÇİM, GENÇLERİN GELECEĞİNİN SEÇİMİ: Sevgili gençler, birbirinizi sevin. Birbirinize saygı duyun. Fikirlerinizi dinlemekten sakın kaçmayın. Birbirinizi anlamaya çalışın. Sizin ön yargınız yok. Pırlanta gibi kalbiniz var ve çok zekisiniz. Sevgili gençler, güzel kızlar, güzel yakışıklı delikanlılar, bu milletin geleceği sizlersiniz. Bunlara aldanmayın. Bu seçim sizin seçiminiz. Bu seçim, gençlerin geleceğinin seçimi. Bunlar, milleti birbirine düşürmek istiyorlar. Siz, inadına birbirinize sarılın. Birbirinizle kucaklaşın. Birbirinizi anlayın. Bakın bu memlekette her etnik kökenden insan var. Her inançtan insan var. Benim kalbim bana diyor ki ‘Bak Ekrem, bir kişiyi bile ayırt edersen, bir kişiyi bile geride bırakırsan, sen başarısız olursun. Herkese ışık tut’. Ben, bana oy vermeyene daha itinalı davranırım kalbini kazanmak için.”

    “VERGİLERİN SARAYA DEĞİL SMA HASTALARINA HARCANMASI KONUSUNA KATILIYORUM”

    Ekrem İmamoğlu, bu arada “Vergilerimiz saraya değil SMA hastalarına harcansın” diye döviz açan vatandaşa, “Sevgili kardeşim, kesinlikle vergilerin Saray’a değil, SMA hastalarına, evlatlarımıza harcanması konusuna katılıyorum. Bu sadece SMA hastaları değil, başka hastalıklar da var ve çok pahalı. Bu insanlarımızın çaresizliği beni üzüyor. Bu konu hem Cumhurbaşkanı Adayımızın hem de bizim konumuz. Bunu mutlaka çözüme kavuşturacağız. Seni güzel kalbinden dolayı tebrik ediyorum” dedi.

    İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

    HEP BERABER BU MEMLEKETİ, BU CANIM DEVLETİMİZİ TEKRAR KURALLAR VE KURUMLAR DEVLETİ HALİNE GETİRECEĞİZ: Bayrampaşa’da birçok hizmetimizi anlatabilirim. Bakın bu meydanı ve cami inşaatını hızlıca bitireceğiz. Birçok inşaatımızı anlatabiliriz. Mesela Bayrampaşa Otogarı’nı çok güzel dönüştürdük. Orası artık insanlarımızın kütüphanesine, sahnesine gittiği bir yer haline geldi. Temizledik o pisliği. Bu ne biliyor musunuz? Yılların birikmiş pisliğini temizlendiği zaman ne hale geldiğinin göstergesi. Onun için temizleyeceğiz. Sahip çıkacağımız çok şey var. Sadece İstanbul’da değil, memleketin her köşesinde temizleyeceğimiz, sahip çıkacağımız çok özel önemli işlerimiz var. Biz bu seçimde, sadece bir cumhurbaşkanı seçmiyoruz. Bu seçim; başımıza bela olan, bizi birbirimize düşüren, ekonomimizi yerle bir eden, adaletimizi perişan eden, yargı sistemimizi yok eden, liyakati ortadan kaldıran, herkesi umutsuz hale düşüren, gençlerin geleceğe dair ümitlerini yerle bir eden bir düzeni, bir sistemi çöpe atma seçimi. Çöpe atacağız onu. Ve hep beraber bu memleketi, bu canım devletimizi tekrar kurallar ve kurumlar devleti haline getireceğiz.

    BU YÖNETİMİ BAŞIMIZA GETİRENLERİ TIPIŞ TIPIŞ EVLERİNE YOLLAYACAĞIZ: Bu memleketin başına gelen belalar, her konuyu bir kişinin bildiği, o tek kişilik yönetimin sonucudur. O bakımdan o tek kişilik yönetimi de bu yönetimi başımıza getirenleri de tıpış tıpış evlerine yollayacağız. Evet, o çiçekten günler çok yakın. Ne yapacağız? İnşallah 28 Mayıs’tan hemen sonra seçim bitecek ve biz, Kemal Kılıçdaroğlu’nu Atatürk’ün evine, Çankaya’ya yollayacağız. Onun için bu sistem çöpe gidecek. Yüzü millete dönük, milletin evlatlarını önemseyen, onun sözlerini, onun duygularını, onun birikimlerini alan, güçlendirilmiş bir sistemle, Türkiye’yi demokratik bir düzlüğe taşıyacağız. Bu seçim, onun seçimi. Bu seçim, aslında bir iyileşme seçimi. Bir değişim seçimi. Bu seçim; dürüstlüğün kazandığı, iyiliğin kazandığı, mertliğin kazandığı bir seçim olsun. Bu seçim; yalanın, kumpasın, şantajın ve iftiranın kaybettiği bir seçim olsun. Bunu sağlayalım. Memleketimizin geleceği için bu çok önemli. Biz milletiz, millet. Biz, Cumhuriyet’in evlatlarıyız. Özgürlüğüne düşkün, her bireyin güçlü olduğu, 86 milyon insanının güçlü olduğu bir memleketiz biz. Bunu unutmuyoruz. Kararlıyız. Çalışıyoruz. Oylarımıza sahip çıkıyoruz. Sosyal demokrasinin, birbirine saygının kazandığı bir seçim olsun istiyoruz. Başkalaştıran, düşmanlaştıran bir seçimin kaybettiği bir seçim olsun. Hep birlikte bunu başarabiliriz. Size çok inanıyorum. Her şey çok güzel olacak.”

  • HKP GENEL BAŞKANI EFE HAKKINDA ‘CUMHURBAŞKANINA HAKARETTEN’ AÇILAN 7 AYRI DAVA DOSYASI BİRLEŞTİRİLDİ. DURUŞMA ŞUBAT 2024’E ERTELENDİ

    HKP GENEL BAŞKANI EFE HAKKINDA ‘CUMHURBAŞKANINA HAKARETTEN’ AÇILAN 7 AYRI DAVA DOSYASI BİRLEŞTİRİLDİ. DURUŞMA ŞUBAT 2024’E ERTELENDİ

    SİNEM NAZLI DEMİR

    Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) Genel Başkanı Nurullah Efe hakkında ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasıyla açılan 7 ayrı dava dosyası birleştirildi. İstanbul 52. Asliye Ceza Mahkemesi’nde birleşen dosyalara ilişkin ilk duruşmada savunma yapan Efe’nin beraat talebi reddedildi. Mahkeme, duruşmayı 20 Şubat 2024’e erteledi.

    HKP Genel Başkanı Nurullah Efe hakkında ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasıyla açılan 7 ayrı dava birleştirildi. Böylece Efe hakkında istenen ceza miktarı 32 yıla yükseltildi. Birleştirilen davaların ilk duruşması bugün İstanbul 52. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Duruşmaya tutuksuz sanık Nurullah Efe, Efe’nin avukatları, çok sayıda HKP avukatları ve üyeleriyle müşteki avukatları katıldı.

    EFE VE MAHKEME BAŞKANI ARASINDA GERGİNLİK

    Duruşmada savunma yapan Efe, “Şu anda ben Türkiye Cumhuriyeti adına, bu suç örgütünü ‘Tayyipgilleri’ yargılamak için burada bulunuyorum. Siz de mahkeme olarak kaçak sarayın ağzından çıkana itiraz edeni yargılamak için buradasınız” ifadelerini kullandı. Bunun üzerine mahkeme başkanı Efe’ye “Birbirimizi suçlamayalım, burası hepimizin ülkesi” yanıtını verdi. Efe de “Ülkem mahvoluyor. Burası onların ülkesi değil” diyerek mahkeme başkanına tepki gösterdi.

    “MÜSLÜMAN KİSVESİNE BÜRÜYON VE TÜRKLÜĞÜ AŞAĞILIYOR”

    Devletin yasalarının yok olduğunu ve çete devleti kurulduğunu öne süren Efe, savunmasına şu sözlerle devam etti:

    “Bunlar laik Cumhuriyet düşmanı. Herkes korkutulmuş ya da kandırılmış durumda. Tayyip’in diploması yok. Anayasa’nın 101. maddesi, ‘ Cumhurbaşkanı olabilmek için yüksek okul bitirilmeli’ diyor. Tayyip’in yok. O, gönlünden geçeni gerçek sanıp, o yalanı söylüyor ve inanıyor. Buna ‘kişilik bozukluğu’ denir. Ahlaksızlık meşrulaştırıldı. Tayyip’in bizi korkutabilme olasılığı, bir tarla sıçanının bir aslanı korkutabilme olasılığıdır. Dindar geçiniyorlar ama bütün sülalesi dolar milyarderi. Müslüman kisvesine bürünüyor ve Türklüğü aşağılıyor, zavallı. Benim vatanım bunların elinde.”

    MAHKEME BAŞKANI, DURUŞMAYI 20 ŞUBAT 2024’E ERTELEDİ

    Duruşmada söz alan Efe’nin avukatları, yargılamanın düşürülmesi gerektiğini savundu ve derhal beraat kararı verilmesini talep etti. Avukat Azime Ayça Okur, yargılamaya tepki göstererek “Konca Kuriş’in katilleri HÜDA PAR’la ittifak yapanlar müşteki oluyor, onları eleştiren genel başkanımıza da dava açılıyor” dedi. Müşteki avukatları da şikayetlerinin devam ettiğini ve Efe’nin cezalandırılmasını talep ettiklerini belirttiler.

    Mahkeme başkanı, Efe hakkında belirtilen beraat talebinin reddine karar vererek duruşmayı 20 Şubat 2024 tarihine erteledi.

    “NEREDEYSE HER SÖZÜNE DAVA AÇILIYOR”

    Duruşma sonrası HKP üyeleri ve avukatları, Çağlayan Adliyesi’nin önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada konuşan Avukat Pınar Akbina, Efe’ye açılan davaların bir türlü sonlanmadığını belirtti. Efe’nin korkusuz bir şekilde kendisini ifade ettiğini söyleyen Akbina, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Nurullah Efe’ye açılan dava ve soruşturmaların ardı arkası kesilmiyor. Neredeyse her sözüne, yazdığı her kitaba, her yazısına dava açılıyor. Çünkü kendisi korkusuzca AKP’lilerin suçlarını teker teker suya döküyor. Bu nedenle bugüne kadar Nurullah Aykut Efe’ye Cumhurbaşkanı’na hakaret davalarından 11 yıl 8 ay hapis cezası verildi. Ve bugün burada ceza mahkemesinde görülen dava ile birlikte kendisine açılan 7 dava daha mevcut. Ve bu davalardan da hakkında tekrardan ceza isteniyor.”

    “BİZİ YARGILAMAKLA KORKUTABİLECEĞİNİ SANIYOR”

    Basın açıklamasında söz alan Nurullah Aykut Efe, açılan davalara tepki göstererek şu şekilde konuştu:

    “Kaçak sarayın sultanı tepeden tırnağa binbir suça batmış. Ege’de 20 ada ve 2 kayalığımızı Yunanistan’a peşkeş çekmek de buna dahil. Bizi yargılamakla korkutabileceğini sanıyor. ‘Tayyipgiller’ gibi tavşan yürekli bir çete bizi korkutabilir mi? Bunlar tarihin lanetli sayfaları arasında yer alacaklar, göreceksiniz arkadaşlar. Ya onları çelik bilekle tanıştıracağız ya da ömrümüzü Silivri zindanlarında geçireceğiz.” 

  • KILIÇDAROĞLU: “SADECE GÖRÜŞTÜĞÜNÜ SÖYLEMİYORUM ERDOĞAN, SEN TERÖRİSTLERİN HAMİSİSİN! MADEM KANIT İSTİYORSUN, MEYDAN OKUYORUM SANA. KENDİ TELEVİZYONUN TRT’DE ÇIK KARŞIMA”

    KILIÇDAROĞLU: “SADECE GÖRÜŞTÜĞÜNÜ SÖYLEMİYORUM ERDOĞAN, SEN TERÖRİSTLERİN HAMİSİSİN! MADEM KANIT İSTİYORSUN, MEYDAN OKUYORUM SANA. KENDİ TELEVİZYONUN TRT’DE ÇIK KARŞIMA”

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhur İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Recep Tayyip Erdoğan’a; “Sadece görüştüğünü söylemiyorum Erdoğan, sen teröristlerin hamisisin! Madem kanıt istiyorsun, meydan okuyorum sana. Kendi televizyonun TRT’de, bu akşam, yarın ya da cumartesi günü çık karşıma. Senin teröristlerle iş birliği yapan bir namert olduğunu herkese ispat edeceğim” diye seslendi.

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün TRT’de yayınlanan Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu propaganda konuşmasında; Cumhur İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a çağrıda bulunarak “Erdoğan, sana devletin televizyonu TRT’den sesleniyorum; gel, çekinme. İkimiz de er meydanına çıkalım, devletin televizyonu TRT’de, senin istediğin gazetecilerin sorularını yanıtlayalım. İstersen halk da soru sorsun. Sen ki kendine reis dedirten, sen ki bir dünya lideri herhalde Bay Kemal’den çekinmezsin. E çık karşıma ve milletimiz, onun derdini bileni de o dertleri kimin çözebileceğini de bu vatanı kimin sevdiğini de görsün… Erdoğan benim karşıma çıkmaya cesaret edemez. Çünkü o da çok iyi biliyor ki; PKK ile masaya oturan, gizli saklı müzakereler yürüten kendisidir” demişti.

    Erdoğan, bunun üzerine Kılıçdaroğlu’nun çağrısına ve TRT’de yaptığı konuşmaya bugün İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Güçlü Sanayi Güçlü Türkiye İstanbul Buluşması”nda “TRT’de bizim terör örgütleri ile görüştüğümüzü söylüyor. Bunu ispatlayamazsan namertsin. Bizim terör örgütleri ile temsilcileri ile görüşme yaptığımızı ispatlamak müddei iddiasını ispatla mükelleftir. İspatlayamazsan namertsin… Bizi televizyona çağırıyorsun. Şöhret olmak istiyorsun. Sana yalan şöhreti yeter. Sana şöhret minderi vermeye niyetimiz yok” yanıtını verdi.

    “ÇIK KARŞIMA”

    Kılıçdaroğlu, bugün Twitter hesabından yaptığı açıklamada Erdoğan’ın bu sözlerine şu karşılığı verdi:

    “Sadece görüştüğünü söylemiyorum Erdoğan, sen teröristlerin hamisisin! Madem kanıt istiyorsun, meydan okuyorum sana. Kendi televizyonun TRT’de, bu akşam, yarın ya da cumartesi günü çık karşıma. Senin teröristlerle iş birliği yapan bir namert olduğunu herkese ispat edeceğim!”

     

  • ERDOĞAN: “ÜLKEMİZDEKİ SİYASİ İKLİMİN ZEHİRLENMESİ SÜRECİNDE YAŞADIĞIMIZ SIKINTILARIN FARKINDAYIZ. FİNANSAL TALEPLERİNİZİN, İŞGÜCÜYLE İLGİLİ BEKLENTİLERİNİZİN HEPSİNİ BİLİYORUZ”

    ERDOĞAN: “ÜLKEMİZDEKİ SİYASİ İKLİMİN ZEHİRLENMESİ SÜRECİNDE YAŞADIĞIMIZ SIKINTILARIN FARKINDAYIZ. FİNANSAL TALEPLERİNİZİN, İŞGÜCÜYLE İLGİLİ BEKLENTİLERİNİZİN HEPSİNİ BİLİYORUZ”

    Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’daki ‘Güçlü Sanayi, Güçlü Türkiye’ toplantısında, “Dünyada yaşanan krizlerde olduğu gibi, ülkemizdeki siyasi iklimin zehirlenmesi sürecinde yaşadığımız sıkıntıların da farkındayız. Finansal taleplerinizin, yeni yatırım alanı ihtiyaçlarınızın, işgücüyle ilgili beklentilerinizin hepsini biliyoruz. Bugüne kadar her meselenizi nasıl biz hâl yoluna koymuşsak bunların çözümünü de yine biz sağlayacağız” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen ‘Güçlü Sanayi, Güçlü Türkiye’ toplantısına katıldı. Erdoğan’ın konuşmasının satır başları şöyle:

    “MİLLETİMİZ, MECLİS’İN ÇOĞUNLUĞUNU CUMHUR İTTİFAKI’NA VEREREK ÜLKENİN YÖNETİMİNDE BİZE OLAN GÜVENİNİ TEKRAR TEYİT ETMİŞTİR”

    “Biliyorsunuz ,14 Mayıs seçimlerinin Meclis aşaması tamamlandı. 14 Mayıs, sıradan bir tarih değil. 14 Mayıs, şöyle gideceğiz 1950’ye. Onun yeni bir yapılanmasını gerçekleştirdik ve 14 Mayıs’ta milletimizin teveccühünü kazandık. Fakat kıl payı da olsa yetmedi. Şimdi pazar günü ikinci turunu yapıyoruz. Pazar geldi. Pazar günü inşallah milletimiz, 14 Mayıs’ın adeta tamamlayıcısı konumunda olan bu tarihi, farklı bir oranla bu kardeşinize tevdi edecektir diye inanıyorum. Bunu niye söylüyorum? Her şeyden önce milletimiz, parlamentoda tercihini, 323 milletvekiliyle Cumhur İttifakı’ndan yana yaptı. Bu ne demektir? Yani Millet İttifakı olarak sizin, parlamentoda yasama olarak herhangi bir şey yapma şansınız yok. Artık milletimiz, bu şansı, bu iradeyi Cumhur İttifakı’na verdi. Cumhurbaşkanlığı’nda da şahsımıza 27 milyondan fazla vatandaşımız, yüzde 49,5 oy oranı ile büyük bir teveccüh gösterdi. Ancak sistem gereği seçimin sonuçlanması ikinci tura kaldı. Milletimiz, Meclis’in çoğunluğunu Cumhur İttifakı’na vererek ülkenin yönetiminde bize olan güvenini tekrar teyit etmiştir. Aynı zamanda bu kararıyla milletimiz, muhalefet ve tüm dünyaya çok net mesajlar göndermiştir.

    Burada şimdi bir konuyu özellikle vurgulamak istiyorum. Sayın Kılıçdaroğlu, TRT’deki açıklamasında, bizim terör örgütleriyle görüşmeler yaptığımızdan bahsediyor. Sayın Kılıçdaroğlu, bunu ispatlayamazsan namertsin. Bizim terör örgütleriyle, temsilcileriyle herhangi bir yerde herhangi bir görüşme yaptığımızı ispatlamak, hukukun dili itibariyle müddei iddiasını ispatla mükelleftir. İspatlayamazsan -tekrar ediyorum- namertsin.

    Asla bizim terör örgütleriyle bir araya gelmemiz, kozmik odalarda toplantılar yapmamız, böyle bir şey söz konusu değildir ve yine söylüyorum, ispat sana aittir. Erdoğan’ın ve arkadaşlarının terörle mücadelede nerede olduğunu benim milletim çok iyi bilir.

    Her şey açık, ortada. Sen kalkıp da zaten akşam yalan, sabah yalan, hayatın bununla geçiyor, bir de utanmadan sıkılmadan bizi televizyona çağırıyorsun. Senin derdin başka. Şöhret olmak istiyorsun. Sana yalan şöhretliği yeter. Bunun dışında sana ayrıca şöhret minderi vermeye bizim vaktimiz yok.

    “CHP YÜZDE 90 OY ALDI DİYE DEFNE’DE HASTANE YAPMA OLAYINI BİR KENARA KOYMADIK”

    Seçim sonuçlarını hazmedemeyip, depremzede vatandaşlarımız başta olmak üzere milletimize etmedik hakareti bırakmayanların pazar günü hangi yüzle onlardan oy isteyeceğini açıkçası biz de merak ediyoruz. İşte buyurun, her şey açık, ortada. Hatay’da gitti, orada Defne’ye niye gitmedi? Haydi bir de Defne’ye gitseydi. Defne’de yüzde 90 oy aldın. Biz, yüzde 8 aldık. Ama biz, burada CHP yüzde 90 oy aldı diye Defne’de hastane yapma olayını bir kenara koymadık. Tam aksine, şu anda ortakların ‘2 ayda, 3 ayda hastane mi yapılırmış’ derken biz ne dedik, ‘Evet, biz 2 ayda, 3 ayda Defne’de bu hastaneyi yapacağız.’ Yaptık mı? Yaptık.

    “KAFASI ZEHİR GİBİ ÇALIŞAN GENÇLERİMİZİN YAPTIĞI BİR VİDEO ÜZERİNDEN KASET-KUMPAS GEÇMİŞİNİN ÜZERİNİ ÖRTMEYE ÇALIŞIYOR”

    Biz, yapamayacağımız hiçbir eseri konuşmayız, yapacağımızı konuşuruz. Ama artık ortada masa filan da kalmadı, nereye vuracaksın? Muhalefet cenahında ortalık adeta toz duman. CHP Genel Başkanı hem kendi partisi içindeki sıkıntılarıyla hem ilkesizlik üzerine kurulu savrulmalarıyla o bildik siyasetini kendi başına sürdürüyor. Kendi partilileri dahil kimsenin bu kişiyi taşıyacak mecali kalmadı. Karar, pazar günü. İnşallah pazar günü, seçimlerin ardından, Kılıçdaroğlu’nun çektiği eziyete de son vereceğiz milletçe. E kolay değil. Yani 15 seçim bizimle yarışa girdin, hepsini kaybettin. Şimdi artık, cumhurbaşkanı adayı olarak tekrar gidiyoruz. CHP Genel Başkanı öyle çaresiz durumda ki kafası zehir gibi çalışan gençlerimizin şu anda yaptığı bir video üzerinden kaset-kumpas geçmişinin üzerini örtmeye çalışıyor. Kendisinin o koltuğa nasıl monte edildiğini bir kenara bıraktık, CHP’den ayrılarak cumhurbaşkanı adayı olan birisine daha dün yaptıkları ortada.

    “KATAR DESTEKLİ, 1 MİLYON MÜLTECİ ALABİLECEK, SURİYE’DE KONUTLAR YAPMA ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR”

    Tek vasfı sığınmacı düşmanlığı, yabancı yatırım düşmanlığı olan birini yanına alarak tüm bu gerçekleri tersyüz edebileceğini düşünen bir zihniyetle karşı karşıya bulunmamız da ayrı bir facia. Değerli kardeşlerim; bakın, biz şu anda kuzey Suriye’de briket evler yaptık. Bunu sadece devlet olarak değil, sivil toplum kuruluşlarımızla birlikte yaptık. Ayrıca Katar destekli, 1 milyon mülteci alabilecek, yine Suriye’de konutlar yapma çalışmaları devam ediyor. Ve dün İçişleri Bakanım, bunun temel atma törenini başlattı. Bununla birlikte de biz, Türkiye’deki Suriyelilerin buralara gönüllü bir şekilde gidişinin altyapısını oluşturuyoruz. Yani bunları kovarak değil, bunları cebren ve hileyle kovarak değil; Almanya’sı, Fransa’sı, Amerika’sı bu tür mültecileri nasıl ülkelerine davet ediyorsa aynı uygulamanın bir değişik benzerini biz de yapalım istedik ve bunu yaptık. Çünkü yaptığımız işin insani, vicdani ve İslami bir yönünün olması gerekir diye inanıyoruz.

    Yüzde 1’i bile etmiyor bunların oy oranı. Fakat 40 tane milletvekilliği aldılar. Bunu oy oranına vurduğunuz zaman, ya sen hesap uzmanıydın, bir hesap uzmanı olarak sana kalan milletvekili sayısı bunlarla mukayese edilmeyecek derecede az. Yok oldun ya. Sen şimdi pazartesi gününden sonra hâline bak. Senin hâlin nice olacak?

    CHP de o kongre merkezinde toplantılar yapıyor. Bak, biz yaptık işte. Size kalsa böyle bir şeyi yapmanız zaten mümkün değildi. Böyle bir derdiniz yok zaten. Aynı şekilde Atatürk Kültür Merkezi… Bütün o sözde sanatçılar, ‘Burası yıkılırsa yapılmaz’ diyorlardı. Muhsin Ertuğrul ile ilgili de ‘Burası yıkılırsa yapılmaz’ diyorlardı.

    “CUMHUR İTTİFAKI, VATANIN BEKASINI HER ŞEYİN ÖNÜNDE GÖRENLERİN ÇATISIDIR”

    Siyasette, kalbi Türkiye için çarpan herkesle ortak bir paydada buluşmaya çalıştık. ‘Önce ülkem ve milletim’ diyen tüm vatandaşlarımıza kapımızı da kollarımızı da sonuna kadar açtık. Elbette bunun için gerektiğinde herkesle görüştük, istişare ettik. Haklı eleştirilere kulak verdik. Kimden gelirse gelsin, Türkiye’nin hayrına olacak her teklifi değerlendirdik. Ama siyaseti asla bir at pazarlığı olarak görmedik. ‘Ne vereyim abime’ anlayışıyla siyaset yapmadık. Seç-beğen-al ucuzluğuna kendini kaptıranlardan olmadık. Dün de böyleydik, bugün de böyle davranıyoruz. Cumhur İttifakı, günlük çıkarlar değil, bir ortak değerler ittifakıdır. Cumhur İttifakı, Türkiye ortak paydasında buluşanların adresidir. Cumhur İttifakı, vatanın bekasını her şeyin önünde görenlerin çatısıdır.

    Şöyle bir geriye dönüp baktığımızda, geçtiğimiz asır boyunca maalesef çok büyük sıkıntılardan geçtik. Ülkemiz neredeyse her 10 yılda bir darbe girişimlerine maruz kaldı. Darbeler, bir taraftan demokrasiyi, bir taraftan da kalkınma hamlelerini sekteye uğrattı. Ülkemizin demokrasisiyle özellikle sanayisi de büyük darbe yedi. Sürekli yıkılıp yeniden kurulan koalisyon hükümetleri yüzünden, atılan kalkınma adımları hep yarım kaldı. Ülkemizin son 21 yılının kıymetini en iyi sizler biliyorsunuz. Güven ve istikrar ikliminde neler başarılabileceğinin en güzel örneği sizlersiniz. Bu dönemde sanayicilerimiz, uzun dönemli planlar yapabilme imkanına bizimle ulaştı. Tüm stratejisini ülkede bir korku iklimi yayma üzerine kuranların ilk hedefinin sanayicilerimiz, yatırımcılarımız olması boşuna değildir.

    “DÜNYADA YAŞANAN KRİZLERDE OLDUĞU GİBİ, ÜLKEMİZDEKİ SİYASİ İKLİMİN ZEHİRLENMESİ SÜRECİNDE YAŞADIĞIMIZ SIKINTILARIN DA FARKINDAYIZ”

    Covid-19 salgını döneminde dünya derinden sarsılır, enerji ve gıda krizi tüm dünyada fiyatları dalgalandırırken bile sizin dik duruşunuza biz şahit olduk. Böyle bir dönemde ihracatımızı 254 milyar doların üzerine çıkarttığınızı, istihdamı 32 milyon sınırına dayadığınızı biliyoruz. Sizleri canı gönülden tebrik ediyorum. Elbette dünyada yaşanan krizlerde olduğu gibi, ülkemizdeki siyasi iklimin zehirlenmesi sürecinde yaşadığımız sıkıntıların da farkındayız. Finansal taleplerinizin, yeni yatırım alanı ihtiyaçlarınızın, işgücüyle ilgili beklentilerinizin hepsini biliyoruz. Bugüne kadar her meselenizi nasıl biz hâl yoluna koymuşsak, bunların çözümünü de yine biz sağlayacağız. Bizim yapamadığımızı, SGK’yı batırmaktan başka mahareti olmayan birinin yapabilmesi zaten mümkün değildir.”

  • İZMİRLİ MİLLİYETÇİ KANAAT ÖNDERLERİNDEN KILIÇDAROĞLU’NA DESTEK GELDİ

    İZMİRLİ MİLLİYETÇİ KANAAT ÖNDERLERİNDEN KILIÇDAROĞLU’NA DESTEK GELDİ

    KERİM UĞUR

    İzmir’de milliyetçi, ülkücü kanaat önderlerinden oluşan İzmir Ahde Vefa Kültür ve Sanat Derneği, 28 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin kararını açıkladı. Dernek Başkanı Murat Yalçın, “Siyasi iktidarımız olan kişileri tek düşünceyle Türkiye’yi yönetmeye kalkan bu kişileri artık seçmeme kararı aldık. Ahde Vefa Derneği olarak almış olduğumuz karar Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklemektir. Bu kararımız bir siyasi karar değil zarurettir. Bu zarurete de hepimiz uyacağımızı da teyit ediyoruz” dedi.

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceklerini açıkladı. İzmir Ahde Vefa Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Murat Yalçın, “Bu kararımız bir siyasi karar değil zarurettir. Bu zarurete de hepimiz uyacağız” dedi.

    Dernek binasında bugün yapılan basın toplantısında, destek açıklamasını İzmir Ahde Vefa Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Murat Yalçın okudu. Yalçın şöyle konuştu:

    “BU KARARIMIZ BİR SİYASİ KARAR DEĞİL ZARURETTİR”

    “Türklük camiasının şan ve şerefi için çalışan ve bu çalışmayı da gönüllü olarak yapan kıymetli arkadaşlarım sizlerle paylaşmak istediğimiz bir kararımız var. Bu karar kimi seçeceğimiz hususunda değil kimi seçmeyeceğimiz hususundadır. Artık siyasi iktidarımız olan kişileri tek düşünceyle Türkiye’yi yönetmeye kalkan bu kişileri artık seçmeme kararı aldık. Ahde Vefa Derneği olarak almış olduğumuz karar Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklemektir. Bu kararımız bir siyasi karar değil zarurettir. Bu zarurete de hepimiz uyacağımızı da teyit ediyoruz.”

     

  • MAHKEMEDEN, KILIÇDAROĞLU’NU HEDEF ALAN MONTAJLI VİDEOYA ERİŞİM ENGELİ: “KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI MAHİYETİNDE…”

    MAHKEMEDEN, KILIÇDAROĞLU’NU HEDEF ALAN MONTAJLI VİDEOYA ERİŞİM ENGELİ: “KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI MAHİYETİNDE…”

    Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliği, Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik’in başvurusu üzerine, Kılıçdaroğlu’nu hedef alan “montajlı” video bulunan bir Twitter mesajına erişimin engellenmesi kararı verdi. Mahkeme kararını, paylaşımın Kılıçdaroğlu’nun “kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olduğu” gerekçesine dayandırdı.

    Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliği, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sık sık kullandığı montajlı videoya erişim engeli kararı verdi. Videoda, “Haydi” başlıklı reklam filmine PKK terör örgütü elebaşılarından Murat Karayılan’ın görüntüleri montajlanmıştı. Erdoğan, TRT Haber canlı yayınında, montajlı video için “Kılıçdaroğlu’nun Kandil’dekilerle videosu var. Ama montaj ama şu ama bu” yorumunu yapmıştı.

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, 23 Mayıs 2023’te, bir sosyal medya kullanıcısının paylaştığı ve Kılıçdaroğlu’nu hedef alan videoya erişimin engellenmesi için mahkemeye başvurdu. Çelik’in dilekçedeki talebi şöyle:

    “MÜVEKKİL KİŞİLİK DEĞERİNİN ZEDELENDİĞİ”

    https://twitter.com/gecitharun/status/1659224465870389249 adlı URL adresinde trol hesap olduğu sabit bulunan Twitter sosyal medya kullanıcısı tarafından tümüyle montajlanmış ve sahte içerikleri paylaşılarak müvekkil hakkında kamuoyunda olumsuz algı yaratılmaya çalışılarak, müvekkilin kişilik değeri zedelenmiştir.”  

    “KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI MAHİYETİNDE…”

    Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliği’nin 23 Mayıs 2023 tarihli kararıyla avukat Celal Çelik’in talebini kabul etti. Mahkeme kararında şu değerlendirmeler yapıldı:

    “Kişilik hakları kişinin hür ve bağımsız varlığının önemli bir parçası olup; kişinin yaşadığı toplumda, ilişki kurduğu çevrede şerefi ve saygınlığını sarsacak, onu küçük düşürecek, yanlış tanıtacak, zora sokacak, düşmanca bir ortama itecek her türlü davranış kişilik haklarına saldırıdır.

    Talebe konu dilekçe ve ekinde sunulan ekran görüntüleri üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirmede; erişim engeli istenilen yukarıda belirtilen URL adreslerindeki söz konusu paylaşımın talep edenin kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olduğu değerlendirilmekle (…) talebin kabulüne dair hüküm kurulmuştur.”

    Mahkeme erişimin engellenmesi kararının Erişim Sağlayıcıları Birliği’ne gönderilmesini kararlaştırdı.

    Mahkeme kararının ardından söz konusu paylaşıma erişimin kaldırıldığı görüldü.

     

  • KEMAL KILIÇDAROĞLU: “SORU SORAN GENÇLERE, ‘AK PARTİLİ DEĞİLİM DEDİ AMA FOTOĞRAFI ÇIKTI’ VB. PAYLAŞIMLARI DURDURUN. CESARET GÖSTERİP O SALONA GELDİLER; İNSAN KENDİNİ NASIL TANIMLIYORSA, HİSSEDİYORSA, ODUR. BIRAKIN KAVGA DİLİN

    KEMAL KILIÇDAROĞLU: “SORU SORAN GENÇLERE, ‘AK PARTİLİ DEĞİLİM DEDİ AMA FOTOĞRAFI ÇIKTI’ VB. PAYLAŞIMLARI DURDURUN. CESARET GÖSTERİP O SALONA GELDİLER; İNSAN KENDİNİ NASIL TANIMLIYORSA, HİSSEDİYORSA, ODUR. BIRAKIN KAVGA DİLİN

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Babala TV yayınına ilişkin Twitter hesabından; “Soru soran gençlere, ‘AK Partili değilim dedi ama fotoğrafı çıktı’ vb. paylaşımları durdurun. Cesaret gösterip o salona geldiler; insan kendini nasıl tanımlıyorsa, hissediyorsa, odur. En büyük yalnızlığı bu konuda hissettiğimi de söylemek zorundayım. Bırakın kavga dilini gençler” açıklamasını yaptı.

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katıldığı Babala TV’nin Mevzular Açık Mikrofon yayını bu akşam YouTube’da yayınlandı. Kılıçdaroğlu, yayına ilişkin bu gece Twitter hesabından bir açıklama yaptı. Kılıçdaroğlu’nun açıklaması şöyle:

    “Soru soran gençlere, ‘AK Partili değilim dedi ama fotoğrafı çıktı’ vb. paylaşımları durdurun. Cesaret gösterip o salona geldiler; insan kendini nasıl tanımlıyorsa, hissediyorsa, odur. En büyük yalnızlığı bu konuda hissettiğimi de söylemek zorundayım. Bırakın kavga dilini gençler.”