Etiket: cumhuriyet

  • GAZETECİ MUSTAFA YAVUZ, DALAMAN KİTAP GÜNLERİNDE: “AKP HÜKÜMETİNİN MUHALİF SESLERİ SUSTURMAYA ÇALIŞTIĞINA BİR KEZ DAHA ŞAHİT OLUYORUZ”

    GAZETECİ MUSTAFA YAVUZ, DALAMAN KİTAP GÜNLERİNDE: “AKP HÜKÜMETİNİN MUHALİF SESLERİ SUSTURMAYA ÇALIŞTIĞINA BİR KEZ DAHA ŞAHİT OLUYORUZ”

     

    Gazeteci Mustafa Yavuz, Dalaman Kitap Günleri’nde “ Türkiye’de Gazetecilik Sorunları” konulu söyleşide, “20 yıldır Türk basını hiç görmediği baskı ve sansür anlayışıyla karşılaştı. En son Tele1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ ve gazeteci Barış Pehlivan’ın cezaevine girmesiyle birlikte AKP hükümetinin muhalif sesleri susturmaya çalıştığına bir kez daha şahit oluyoruz” dedi.

    Gazeteci Mustafa Yavuz, Dalaman Kitap Günleri’nde “Türkiye’de Gazetecilik Sorunları” konulu etkinliğe katıldı. Sezer Durmuş’un Tertip Komite Başkanlığı’nı yürüttüğü Dalaman Kitap Günleri’ne 60 yazar ve 30 yayınevinin katıldı. 21-27 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşen etkinlik, imza günleri ve söyleşilerle büyük beğeni topladı.

    Demokrasi, basın özgürlüğü ve toplumun refahı arasında doğrudan bir ilişki olduğuna dikkat çeken Yavuz, muhalif gazetecilere verilen cezalara tepki gösterdi. Yavuz, 60 gündür cezaevinde olan Tele1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ ve gazeteci Barış Pehlivan’un bir an önce özgürlüğüne kavuşması gerektiğini söyledi.

    2017 Anayasa Değişikliği Referandumu’nda başkanlık sistemine geçilmesiyle basın özgürlüğüne bir darbe daha vurulduğu ifade Yavuz, “16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Referandumu’nda “Hayır Bloku” olarak Türkiye’nin çeşitli yerlerinde görüşmeler gerçekleştirdik. Bu görüşmelerde Türkiye’nin başkanlık sistemine geçmesinin birçok negatif yönünün yanı sıra basın özgürlüğüne de büyük darbe vuracağından bahsetmiştim. Gazetecilik bir toplumun en temel bilgi edinme aracıdır. Bu bilgi edinme aracı tarih boyunca sansürle mücadele etmiştir. Milli mücadele döneminde Anadolu basını büyük çabayla çalışmıştır” diye konuştu.

    Türkiye’de iktidar kontrolünde basın organlarının seçimlerde yanlı yayın yaptığını belirten Yavuz 14 ve 28 Mayıs tarihlerindeki seçimlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın miting alanlarında gösterdiği videolara tepki gösterdi. Yavuz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da itiraf ettiği büyük bir dezenformasyon kampanyası yaşandı. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun montaj videosu üzerinden kara propaganda yapıldı. Bu propagandaya da iktidar yanlısı medya destek verdi. Böyle bir ortamda medya özgürlüğünden bahsetmemiz söz konusu değildir. Özgür medya, iyi işleyen demokrasiyi getirir. Demokrasinin işlediği ülkelerde ekonomik refah artar” dedi.

    AKP iktidarının muhalif sesleri yargı yoluyla bastırmaya çalışmasının demokrasinin önündeki en büyük engel olduğunu vurgulayan Yavuz, “20 yıldır Türk basını hiç görmediği baskı ve sansür anlayışıyla karşılaştı. En son Tele1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ ve gazeteci Barış Pehlivan’ın cezaevine girmesiyle birlikte AKP hükümetinin muhalif sesleri susturmaya çalıştığına bir kez daha şahit oluyoruz. AKP iktidarı Türk siyasi sahnesine çıkarken yolsuzlukla ve yolsuzlukla mücadele edeceğinin sözünü vermişti. Bugün görüyoruz ki en çok yolsuzluk yine bu dönemde yapıldı, vatandaşın geçim sıkıntısı her geçen gün artıyor. Bu konular çok az televizyon kanalında konuşuldu, çok az gazete tarafından yazıldı. Basın özgürlüğünün kısıtlanması vatandaşı bu yüzden derinden etkiliyor” değerlendirmesini yaptı.

  • TGS Üyeleri 8 Gündür Sputnik Türkiye Bürolarında Grevde: Sputnik Yöneticileri Hakkında Suç Duyurusu

    TGS Üyeleri 8 Gündür Sputnik Türkiye Bürolarında Grevde: Sputnik Yöneticileri Hakkında Suç Duyurusu

    Türkiye Gazeteciler Sendikasının (TGS) Sputnik Türkiye bürolarında sürdürdüğü grev sekizinci gününde devam ediyor. Sendika, grev öncesinde üyelerine istifa etmeleri için baskı kuran Sputnik temsilcileri ve yöneticileri hakkında 8 Ağustos’ta suç duyurusunda bulundu.

    Suç duyurusunda yer alan isimler Sputnik İstanbul İrtibat Bürosu Müdürü Maksim Durnev, Sputnik Ankara İrtibat Bürosu Müdürü Elena Koçetkova, Sputnik Web Koordinatörü Elif Sudagezer ve Sputnik Radyo Müdürü Fethi Yılmaz.

    Cumhuriyet Savcılığına yapılan suç duyurusunda, grev ilanı asıldıktan sonra 24 sendikalı çalışanın işten atılmasının kanunlara aykırı olduğunu ifade eden TGS, Anayasa ile güvence altına alınan sendikalaşma hakkının patron temsilcileri ve yöneticileri tarafından ihlal edildiğini belirtti.

    Suç duyurusunda, işyerinde kurulan ikna odalarında temsilci ve yöneticilerin üyelere sendikadan istifa etmeleri için baskı kurduğu da ifade edildi.

    Sendikanın ayrıca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına, İletişim Başkanlığına ve RTÜK’e de ayrı ayrı şikayet dosyaları sunduğu öğrenildi.

    NE OLMUŞTU?

    TGS, iş yerlerinde çoğunluğu sağladıktan sonra Şubat 2023‘de patronla müzakereye oturdu. Müzakere süreci boyunca patron, ücretlerle ilgili hiçbir teklif vermedi. Ayrıca sendikanın ücretlerle ilgili teklifine de olumlu dönüş olmadı.

    Sendika, müzakere sürecinin tıkanması ve patronun yeni teklif sunmaması üzerine 24 Temmuz günü grev kararını ilan etti. Patronun buna yanıtı ise 24 TGS üyesini 7 Ağustos’ta işten atmak oldu.

    Patron, çıkarmalara neden olarak “ekonomik” gerekçeleri öne sürdü. Ancak işten çıkarmalardan birkaç hafta önce patronun, İstanbul’un en pahalı bölgelerinden birinde yer alan Süzer Plaza’ya, oldukça yüksek bir kira karşılığında taşınması dikkat çekti.

    17 Ağustos’tan bu yana grevde olan TGS üyelerinin üç talebi var: Atılan 24 üyenin işe iadesi, sendikal özgürlüklerin tanınması ve adil bir ücret.

  • İZMİR ENTERNASYONAL FUARI 92. KEZ KAPILARINI AÇACAK… TUNÇ SOYER: “HEYECANLIYIZ VE 92. KEZ KAPILARINI AÇTIĞINDA FUARIMIZ TÜRKİYE’YE UMUT OLSUN, ÖZELLİKLE GENÇLERİMİZE UMUT VERELİM İSTİYORUZ”

    İZMİR ENTERNASYONAL FUARI 92. KEZ KAPILARINI AÇACAK… TUNÇ SOYER: “HEYECANLIYIZ VE 92. KEZ KAPILARINI AÇTIĞINDA FUARIMIZ TÜRKİYE’YE UMUT OLSUN, ÖZELLİKLE GENÇLERİMİZE UMUT VERELİM İSTİYORUZ”

    92’nci İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF), 1-10 Eylül günleri arasında kapılarını ziyaretçilerine açacak. İzmir Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Tunç Soyer, İEF’nin tanıtım toplantısında; “İnsanların geleceğe dair umutlarını kaybetmekte olduğu günler. O nedenle belki 92’ncisi en çok ihtiyaç duyduğumuz buluşma olacak. Birbirimizle kucaklaşmaya, birbirimizle vakit geçirmeye, birbirimizle buluşmaya ihtiyacımız var. Heyecanlıyız ve 92. kez kapılarını açtığında fuarımız Türkiye’ye umut olsun istiyoruz. Türkiye’nin her yerindeki vatandaşlarımıza, özellikle gençlerimize umut verelim istiyoruz” dedi.

    Bu yıl 92. kez düzenlenecek İEF, İzmir’in “2026 Avrupa Gençlik Başkenti Finalisti” olmasına özel olarak “Gençlik” teması ile 1- 10 Eylül günleri arasında ziyaretçilerini ağırlayacak. Bu yıl İzmir Enternasyonal Fuarı’nın onur konuğu kent Şanlıurfa olacak. İEF, bu yıl Türkiye’de ilk kez düzenlenecek Uluslararası Tekstil Bienali’ne ev sahipliği yapacak.

    Çim Konserleri Sahnesi’nde; 1 Eylül’de Simge Sağın, 2 Eylül’de Teoman, 3 Eylül’de Serdar Ortaç, 4 Eylül’de Volkan Konak, 5 Eylül’de Sibel Can, 6-7 Eylül’de Yüzyüzeyken Konuşuruz ve Funda Arar, 8 Eylül’de Athena, 9 Eylül’de Tan Taşçı, 10 Eylül’de ise Haluk Levent sahne alacak. Konserler saat 21.00’de başlayacak. Rock&More Sahnesi de sırasıyla Gaye Su Akyol, Onur Özdemir, Mary Jane, Eypio, Mavi Gri, Ufuk Beydemir ve Mengene’yi müzikseverlerle buluşturacak. Konserlerin başlama saati 20.00 olacak. Mogambo Geceleri’nde de cazseverler için konserler düzenlenecek. Rubato 1 Eylül, Mirkelam 2 Eylül, Cem Adrian 3 Eylül, Ayta Sözeri 4 Eylül, Emre Altuğ 5 Eylül, Fatih Erkoç 6 Eylül, Yaşar 7 Eylül, Birsen Tezer 8 Eylül ve Hüsnü Arkan 9 Eylül günü Mogambo’da sahne alacak.

    İBB Başkanı Tunç Soyer, İEF’de gerçekleştirilecek etkinliklerle ilgili Kültür Park’ta basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Folkart Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak, Migros Kuzey Ege Direktörü Güneş Fırıldak, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Mustafa Özuslu, İZFAŞ Genel Müdürü Canan Karaosmanoğlu Alıcı, İzmir Gençlik Meclisi Başkanı Kaan Levent Bozdağ katıldı. İBB Başkanı Tunç Soyer, 92 İEF’e ilişkin şunları söyledi:

    “İZMİR FUARI’NIN TEMELLERİ 1923 İZMİR İKTİSAT KONGRESİ’YLE BERABER ATILIYOR”

    “İzmir Fuarı’nın temelleri 1923 İzmir İktisat Kongresi’yle beraber atılıyor. 1936’da rahmetli Behçet Uz, o yangın yerinin koşullarından, küllerinden çıkarak fuarı Kültürpark’a taşıyor. Arkasından 2. Dünya Savaşı yılları… O karartma gecelerinde bile fuar açık kalıyor. Soğuk Savaş yıllarının gerginliğinin en yoğun olduğu o yıl, Sovyetler Birliği ve ABD, o rekabeti İzmir Enternasyonel Fuarı’nda yaşıyorlar. 1980 Darbesi’nde sadece bir gün kapalı kalıyor. Ondan sonra 1990’da İZFAŞ kuruluyor, arkasından bugünlere geliyoruz.

    “İZMİR ENTERNASYONEL FUARI’NIN 92. YILINDA, GENÇLİĞİ ÇOK DAHA FAZLA ÖNE ÇIKARTMAK İSTEDİK”

    Şimdi bugün 92. yılında ‘Gençlik’ temasıyla başlamamızın çok temel bir gerekçesi var. Cumhuriyet ikinci yüzyıla girerken elbette gençlerle birlikte girmek istiyoruz. Gençler heyecanlarını, yeteneklerini, meziyetlerini, umutlarını tekrar burada büyütsünler, birbirlerinden ilham alsınlar, birbirlerine aktarım yapabilsinler istiyoruz. O nedenle gençlik teması sadece Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına girerken bile bizim için mutlaka atılması gereken bir adımdı diye düşünmüştük. Aynı zamanda 2026 Avrupa Gençlik Başkenti adaylığımız var. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına girerken İzmir Enternasyonel Fuarı’nın 92. yılında, gençliği çok daha fazla öne çıkartmak istedik.

    “BU SEFER İLK KEZ KARNAVAL TADINDA BİR KORTEJ PLANLADIK”

    Bu fuarda, Uluslararası Tekstil Fuarı’nı ilk kez fuarda buluşturmuş olacağız. 25 ülkeden, 61 katılımcının yer alacağı bir bienal gerçekleşecek. 26 konser gerçekleşecek. Yapay zekayla Atamızla ziyaretçilerimiz Pakistan Pavyonu’nda zaman tüneline girip fotoğraf çektirebilecekler. Çeşitli müzik ve dans gösterileri, ünlü sporcuların söyleşileri, sokak basketbolu, birçok oyunlar yer alacak. Gençlik temalı film gösterimleri yer alacak. Altay, Altınordu, Arkas, Bucaspor, Göztepe, İzmirspor, Karşıyakaspor kulüpleri yine fuarımızda yer alacaklar. Özetle gençliğin, eğlencenin, sanatın, kültürün yer alacağı çok keyifli bir buluşma olacak. Bu sefer ilk kez karnaval tadında bir kortej planladık.

    “HEYECANLIYIZ VE 92. KEZ KAPILARINI AÇTIĞINDA FUARIMIZ TÜRKİYE’YE UMUT OLSUN İSTİYORUZ”

    Türkiye’nin bu karamsar ikliminde yüksek enflasyon, hayat pahalılığı, zamlar, gerçekten büyük hayal kırıklıklarının, büyük öfkelerin yaşandığı günler. İnsanların geleceğe dair umutlarını kaybetmekte olduğu günler. O nedenle belki 92’ncisi en çok ihtiyaç duyduğumuz buluşma olacak. Birbirimizle kucaklaşmaya, birbirimizle vakit geçirmeye, birbirimizle buluşmaya ihtiyacımız var. Birbirimizden moral almaya, bulmaya ihtiyacımız var. Türkiye’nin her yerindeki gençlere seslenmek istiyorum. 1-10 Eylül arasında İzmir’e gelin. İzmirli akranlarınızla buluşun. İzmir’in eğlenceli, eğitsel, keyifli 10 gününe eşlik edin. Heyecanlıyız ve 92. kez kapılarını açtığında fuarımız Türkiye’ye umut olsun istiyoruz.  Türkiye’nin her yerindeki vatandaşlarımıza, özellikle gençlerimize umut verelim istiyoruz.”

     

  • HÜSEYİN BAŞ: “FAİZ ARTTI DOLAR DÜŞTÜ DİYE PROPAGANDA YAPACAKLAR, İNANMAYIN. HEM DOLARI YÜKSELTECEKLER HEM PARASI OLANA YÜKSEK FAİZ VERECEKLER”

    HÜSEYİN BAŞ: “FAİZ ARTTI DOLAR DÜŞTÜ DİYE PROPAGANDA YAPACAKLAR, İNANMAYIN. HEM DOLARI YÜKSELTECEKLER HEM PARASI OLANA YÜKSEK FAİZ VERECEKLER”

    Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, “Faiz arttı dolar düştü diye propaganda yapacaklar. İnanmayın. Hem doları yükseltecekler hem parası olana yüksek faiz verecekler” dedi.

    BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, bugün Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faizi yüzde 17,5’tan yüzde 25’e yükseltme kararını değerlendirdi. Baş’ın Twitter hesabından yaptığı açıklama şöyle:

    “Faiz arttı dolar düştü diye propaganda yapacaklar. İnanmayın! Hem doları yükseltecekler hem parası olana yüksek faiz verecekler.

    2021 Ağustos’ta faiz: yüzde 19. Dolar: 8. 35.

    2023 Ağustos’ta faiz: yüzde 25. Dolar: 27.

    Planlı soygunun resmî tablosu.”

  • ERDOĞAN: “YAŞADIĞIMIZ SIKINTILARIN GEÇİCİ OLDUĞUNU İNSANLARIMIZA ÇOK İYİ ANLATALIM. BUNLARI YAPARSAK, 31 MART 2024 YEREL SEÇİMLERİNDE DE KAZANAN YİNE HEP BİRLİKTE TÜRKİYE OLACAK”

    ERDOĞAN: “YAŞADIĞIMIZ SIKINTILARIN GEÇİCİ OLDUĞUNU İNSANLARIMIZA ÇOK İYİ ANLATALIM. BUNLARI YAPARSAK, 31 MART 2024 YEREL SEÇİMLERİNDE DE KAZANAN YİNE HEP BİRLİKTE TÜRKİYE OLACAK”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara ATO Congresium’daki AKP’nin 22’nci kuruluş yıl dönümü programında; “AK Parti olarak Türk siyasetinin son 22 yılına yön verdik. Karşılaştığımız engellere rağmen, tarihi nitelikte sayısız reforma imza attık. Yıllardır kendi öz yurdunda parya olarak görülen toplum kesimlerini bu ülkenin birinci sınıf vatandaş hâline getirdik. Demokrasimizin standardını yükselttik. Vesayeti gerilettik, imkânsız denilen pek çok başarıyı ülkemizin kazanç hanesine gururla yazdırdık” dedi. Erdoğan, partililerden yaşanan sıkıntıların geçici olduğunu, Türkiye’nin bu zorlukların üstesinden gelecek güce ve imkana sahip olduğunu insanlara çok iyi anlatmalarını isteyerek “Bunları yaparsak, 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde olduğu gibi, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde de kazanan yine hep birlikte Türkiye olacak, Türkiye Yüzyılı olacak, gerçek belediyecilik olacaktır” diye konuştu.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP’nin 22’nci kuruluş yıldönümü nedeniyle bugün Ankara ATO Congresium’da düzenlenen programa katıldı. Erdoğan burada şöyle konuştu:

    “HAK VE HÜRRİYETLER NOKTASINDA VESAYETÇİLERİN BIRAKTIĞI ENKAZI TEMİZLEYEREK DEMOKRASİMİZİN STANDARTLARINI BİZ YÜKSELTTİK”

    “Partimizin 22’nci gurur yılında bu vesileyle kuruluşundan itibaren AK Parti kademelerinde görev almış, AK Parti davasını savunmuş tüm kardeşlerimize teşekkür ediyoruz. Bu 22 yıllık süreçte teşkilatlarımızın her kademesinden kardeşlerimizden nicesini toprağa verdik. Kimi eceliyle vefat etti, kimi de AK Parti’nin taşıdığı dava sancağını yüceltmek için koştururken bölücü terör örgütünün kalleş saldırılarında şehit düştü. Kimi de tabi afetlerin kurbanı oldu. Hepsine Allah’tan rahmet diliyorum, mekanları cennet olsun.

    AK Parti’nin 22’nci kuruluş yıl dönümünün ülkemize ve tüm teşkilatlarımıza hayırlı olmasını diliyorum. Değerli kardeşlerim, AK Parti iktidarlarında dünyaya gelenler partimizin kuruluş döneminde Türkiye’nin nasıl bir tabloyla karşı karşıya olduğunu bilmiyor. Biz 22 yıl öncesinden bahsettiğimizde gençlerimizin çoğu zihinlerinde o eski Türkiye’yi maalesef canlandıramıyor.

    2001 krizinin etkilerinin tüm toplumda hissedildiği, işçinin, esnafın, iş dünyasının geleceğini göremediği bir iklimde partimizin kuruluşunu ilan ettik. AK Parti umutsuzluğun, belirsizliğin ve yasakların adeta karabasan gibi çöktüğü Türkiye’ye tıpkı bir güneş gibi doğmuş, umudun adı olmuştur. Kuruluşumuzun üzerinden 1,5 sene bile geçmeden milletimizin AK Parti’yi iktidara taşımasının, ülkeyi yönetme görevini vermesinin geleceğini AK Partili kadrolara emanet etmesinin sebebi işte budur. Milletimiz bize ve partimize güven duydu. AK Parti ve AK Partili kadrolar da bu güvene hiçbir zaman gözde düşürmemiştir. AK Parti ile birlikte siyaset tabi rotasını bulmuş, Türkiye’de merkezinde daha fazla demokrasinin, daha fazla özgürlüklerin, daha fazla ekonomik kalkınmanın olduğu yeni bir dönem başlamıştır.

    Hak ve hürriyetler noktasında vesayetçilerin bıraktığı enkazı temizleyerek demokrasimizin standartlarını sizlerle beraber biz yükselttik.

    22 yıllık dönemde içeriden ve dışarıdan bizi yıkmak için denemedikleri yol kalmadı. Nice ihanetlere maruz kaldık, nice saldırılara göğüs gerdik, nice badireler atlattık, nice engelin, zorluğun, sıkıntının üstesinden geldik. Karanlık cinayetlerden cumhuriyet mitinglerine, medya provokasyonlarından kapatma davasına, 367 garabetinden 17-25 Aralık girişimine, Gezi olaylarından 15 Temmuz kanlı darbe teşebbüsüne, her çeşidinden terör saldırılarından ekonomik tuzaklara kadar bir siyasi hareketin belki de asırlar boyunca karşılaşmayacağı sayıda hainliği, vandallığı, hukuksuzluğu biz sadece 22 yılda yaşadık, gördük. Ne ile karşılaşırsak karşılaşalım, her zaman Allah’a dayandık.

    “HER ŞEYİ DEĞİŞTİRDİK, FAKAT ÜLKEMİZİN ANA MUHALEFET PARTİSİNİ TEK PARTİ FAŞİZMİNİN BOYUNDURUĞUNDAN BİR TÜRLÜ KURTARAMADIK”

    AK Parti olarak Türk siyasetinin son 22 yılına yön verdik. Karşılaştığımız engellere rağmen, tarihi nitelikte sayısız reforma imza attık. Yıllardır kendi öz yurdunda parya olarak görülen toplum kesimlerini bu ülkenin birinci sınıf vatandaş hâline getirdik. Demokrasimizin standardını yükselttik. Vesayeti gerilettik, imkânsız denilen pek çok başarıyı ülkemizin kazanç hanesine gururla yazdırdık. Ama 22 yıllık siyasi yolculuğumuzda kalibremize ve kalitemize uygun bir muhalefet maalesef bulamadık. Her şeyi değiştirdik, fakat ülkemizin ana muhalefet partisini tek parti faşizminin boyunduruğundan bir türlü kurtaramadık.

    22 yıllık sürede tam 17 kez sandıkta bizimle yarıştılar; yani ortalama 1,5 yılda bir siyaset arenasında karşımıza çıktılar. Her defasında milletten okkalı bir tokat yediler. Milleti hafife almanın, milli iradeyi aşağılamanın, sandığın meşruiyetini sorgulamanın bedelini seçimleri kaybederek ödediler. Fakat üzülerek ifade etmek isterim ki, yaşadıkları onca hezimete, seçim yenilgisine rağmen bir kez olsun hatalarından ibret almadılar.

    Kılıçdaroğlu ve avanesinin milletin tercihlerine karşı hazımsızlıklarında zerre kadar iyileşme olmuyor. Bakınız bu zat, girdiği 13 seçimin 13’ünü de kaybetti. Her seçim öncesinde çeşitli oy oranları vererek, şayet bunları alamazsa istifa edeceğini, CHP Genel Başkanlığı koltuğunda oturmayacağını söyledi. Ama hiçbir zaman sözünün eri olmadı, onurluca geri çekilmeyi dahi beceremedi. Bunu yapmadığı gibi, başta kendi seçmeni olmak üzere vatandaşın aklıyla alay etmeye devam etti.

    “85 MİLYONUN TAMAMINA SAYGI DUYAN, HESAP VEREN, CESARETLE HESAP SORABİLECEĞİNİZ BİR PARTİ VE İTTİFAK ARIYORSANIZ GELİN SİZ DE AK PARTİ VE CUMHUR İTTİFAKI’NA KATILIN”

    Kılıçdaroğlu ve CHP’li oligarkların bu pişkinlikleri, bu arsızlıkları en fazla Gazi’nin hürmetine CHP’ye oy veren vatandaşlarımızı rahatsız etmektedir. Toplumun belli kesimlerinde hayal kırıklığı giderek büyümekte, bunların aymazlıklarından dolayı umutsuzluk yaygınlaşmaktadır. Siyasete olan güveni de zedeleyen bu durum, açık söylüyorum, demokrasimiz için de risk oluşturmaktadır. Buradan özellikle 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde farklı tercihlerde bulunmuş tüm vatandaşlarımıza şu samimi çağrıyı yapmak istiyorum: Türkiye’nin tüm renklerini, tüm zenginliklerini temsile haiz parti AK Parti’dir. AK Parti bir Türkiye partisidir, 85 milyonun tamamının partisidir.

    Davetim 85 milyonun her bir ferdinedir. Sadece seçmenine değil, hiçbir ayrım yapmadan 85 milyonun tamamına saygı duyan, hesap veren, cesaretle hesap sorabileceğiniz bir parti ve ittifak arıyorsanız gelin siz de AK Parti ve Cumhur İttifakı’na katılın. Yarın neredeyiz? Yarın Ahlat’tayız. Öbürsü gün neredeyiz? Öbürsü gün Malazgirt’teyiz. Cumhur İttifakı olarak ecdadımızın Anadolu’dan çıktığı yolda biz bir oluyoruz, iri oluyoruz, diri oluyoruz hep birlikte Türkiye oluyoruz. Size sürekli dayatmalarda bulunulmasından, her seçim öncesinde tıpış tıpış oy vereceksiniz denilmesinden tepkilerinizin kibir kulelerine ulaşmamasından rahatsızsanız, gelin siz de AK Parti ailesinin üyesi olun.

    Hayat tarzı diyerek size korku salıp, koltuklarını korumaya çalışanlara gelip hep beraber esaslı bir ders verelim.

    Gelin bizler de milleti kandırmaktan utanmayan, milletin tercihlerine saygı duymayan bu kifayetsiz muhterisleri siyasette tutmayalım. Eski Türkiye’nin bakiyesi bu arkaik ekibi hep birlikte emekliye sevk etmeye hazır mıyız? Siyaset bunlardan çok çekti, bu millet bunlardan çok çekti. 14 ve 28 Mayıs seçim sonuçlarının sadece Türkiye Yüzyılı’na değil aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’mizin 100. yılına yakışır muhalefet pratiğinin oluşması için önemli bir fırsat sunduğuna inanıyorum.

    “CUMHURİYETİ’MİZİN 100. YILINDA BU ÜLKEYE BİRİNCİ SINIF DEMOKRASİ, BİRİNCİ EKONOMİ VE BİRİNCİ SINIF GELECEK YAKIŞTIĞINA İNANIYORUZ”

    Cumhuriyeti’mizin 100. yılında bu ülkeye birinci sınıf demokrasi, birinci ekonomi ve birinci sınıf gelecek yakıştığına inanıyoruz. İktidarda geçen yaklaşık 21 yılımızda bunun altyapısını kurduk, temellerini çok güçlü attık ve bu şekilde de yola devam ediyoruz. Gençler, Cumhurbaşkanlığımızın ustalık döneminde inşallah her açıdan daha müreffeh, daha güvenli, daha itibarlı, daha güçlü ve huzurlu bir Türkiye’yi inşa ederek milletimize olan sözümüzü yerine getireceğiz. Gönüller yapmak için çıktığımız yolda 22 yıldır olduğu gibi gönüller kazanarak mücadelemize devam edeceğiz. Polemik yapmayacağız, bahane aramayacağız, istismar peşinde koşmayacağız, önümüze çıkan engellere aldırmayacağız, muhalefetin yalanlarına teslim olmayacağız. Haktan, adaletten ve doğruluktan asla sapmayacağız. Kibri, böbürlenmeyi kapımıza kesinlikle yaklaştırmayacağız.

    “YAŞADIĞIMIZ SIKINTILARIN GEÇİCİ OLDUĞUNU TÜRKİYE’NİN BU ZORLUKLARIN ÜSTESİNDEN GELECEK GÜCE, İMKÂNA VE KAPASİTEYE SAHİP OLDUĞUNU İNSANLARIMIZA ÇOK İYİ ANLATALIM”

    7 ay sonra başta İstanbul ve Ankara olmak üzere yerel yönetim seçimlerinde zafere koşmaya var mıyız? Çok çalışacağız, çok gayret edeceğiz, kapı kapı ana kademe, kadın kolları ve gençler dolaşacağız. İşte İstanbul’un hâli ortada, Ankara’nın hâli ortada. İzmir’i zaten konuşmama gerek yok. Mersin ortada. Adana ortada. İşte buraları pırıl pırıl, yeniden sahiplerine kazandırmak için çok çalışacağız. Mayıs seçimlerinde milli irade nasıl her oyunu bozduysa 2024 Mart ayında yapılacak mahalli idareler seçimlerinde de millet inanıyorum ki geleceğine el koyacak. Milletimiz muhalefetin beceriksiz yönetimlerinin elinde yıllarını kaybeden şehirlerimizi gerçek belediyecilikle buluşturacaktır. Bu süreçte tüm dava arkadaşlarımdan beklentim şudur: Karamsarlık zehrinin toplumumuzda yayılmasına asla fırsat vermeyin. Gençleri kendi karanlıklarına çekmek isteyen müfrit siyasetçilerin insafına lütfen terk etmeyin. Hanım kardeşlerimizin AK Parti’nin bugünlere gelmesindeki emeklerini unutamayız. Kadınlarımızın gündemi neyse Türkiye’nin hakiki gündemi de odur. Kadınlara kulak vermeyi, onların hatırını gözetmeyi, taleplerini, dualarını almayı asla ihmal etmeyin. Deprem bölgesindeki kardeşlerimize yalnız olmadıklarını hissettirmemiz son derece önemlidir. Her fırsatta depremzedelerimizin kapısını çalmayı, halini hatırını sormayı lütfen bırakmayın. Bakın, dedik ki, çadırda yaşayan depremzede kalmayacak. Artık çadır kalmadı ve bütün çadırlardaki depremzedelerimizi konteynerkentlere yerleştirdik.

    Yaşadığımız sıkıntıların geçici olduğunu Türkiye’nin bu zorlukların üstesinden gelecek güce, imkâna ve kapasiteye sahip olduğunu insanlarımıza çok iyi anlatalım. Bunları yaparsak, 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde olduğu gibi, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde de kazanan yine hep birlikte Türkiye olacak, Türkiye Yüzyılı olacak, gerçek belediyecilik olacaktır.”

     

  • FAİK ÖZTRAK: “BU FAİZ ARTIŞI KREDİLERE DE YANSIYACAK, EKONOMİ YAVAŞLAYACAK İŞSİZLİK DAHA DA ARTACAK. HANİ EKONOMİ İYİYDİ?”

    FAİK ÖZTRAK: “BU FAİZ ARTIŞI KREDİLERE DE YANSIYACAK, EKONOMİ YAVAŞLAYACAK İŞSİZLİK DAHA DA ARTACAK. HANİ EKONOMİ İYİYDİ?”

    CHP Sözcüsü Faik Öztrak, “Tulumbada su bitti. Elin evladı KKM’yi sonlandır yoksa benden al zenginine ver diye sana para vermem dedi. Erdoğan nassı unuttu. Bu faiz artışı kredilere de yansıyacak, ekonomi yavaşlayacak işsizlik daha da artacak. Hani ekonomi iyiydi” dedi.

    CHP Sözcüsü Faik Öztrak, bugün Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faizi yüzde 17,5’tan yüzde 25’e yükseltme kararını değerlendirdi. Öztrak’ın Twitter hesabından yaptığı açıklama şöyle:

    “Tulumbada su bitti. Elin evladı KKM’yi sonlandır yoksa benden al zenginine ver diye sana para vermem dedi. Erdoğan nassı unuttu. Bu faiz artışı kredilere de yansıyacak, ekonomi yavaşlayacak işsizlik daha da artacak. Hani ekonomi iyiydi?”

  • EREN ERDEM: “CHP OLARAK YEREL SEÇİM SÜRECİNE GİRERKEN BASINLA İLİŞKİLERİ TAZELEMEYE KARARLIYIZ”

    EREN ERDEM: “CHP OLARAK YEREL SEÇİM SÜRECİNE GİRERKEN BASINLA İLİŞKİLERİ TAZELEMEYE KARARLIYIZ”

    CHP Medya, Planlama ve Sosyal Medya Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem, Habertürk ve Doğuş Yayın grubunun Ankara temsilciliklerini ziyaret etti. Erdem, “CHP olarak, yerel seçim sürecine girerken basınla ilişkilerini yeniden düzenlemeye, bu ilişkileri tazelemeye kararlıyız. Bu anlamda basında çalışan arkadaşlarımızı ziyaret edecek, hem onların sorunlarını dinleyecek, hem de partimizi anlatacağız” dedi.

    CHP Medya, Planlama ve Sosyal Medya Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem, medya kuruluşlarına yönelik ziyaretlerine Ankara temsilciliklerinden başladı. Erdem, ilk olarak Habertürk Ankara Temsilcisi Fevzi Çakır ve Doğuş Yayın Grubu Ankara Temsilcisi Baran Şevişoğlu’nu ziyaret etti.

    Cumhuriyet Halk Partisi’nin medya ile şeffaf ve güvene dayalı bir ilişki geliştirmesi için çalıştıklarını dile getiren Erdem, “CHP olarak, yerel seçim sürecine girerken basınla ilişkilerini yeniden düzenlemeye, bu ilişkileri tazelemeye kararlıyız. Bu anlamda basında çalışan arkadaşlarımızı ziyaret edecek hem onların sorunlarını dinleyecek, hem de partimizi anlatacağız” dedi.

     

     

  • DAVUTOĞLU: “MİLLETİMİZİ DÜNYANIN EN YÜKSEK 5. ENFLASYONUNA MAHKUM ETTİNİZ, VİCDANINIZ RAHAT MI?”

    DAVUTOĞLU: “MİLLETİMİZİ DÜNYANIN EN YÜKSEK 5. ENFLASYONUNA MAHKUM ETTİNİZ, VİCDANINIZ RAHAT MI?”

    Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz kararıyla ilgili “Milletimizi dünyanın en yüksek 5. enflasyonuna mahkum ettiniz. Bugünkü kararla TCMB faizi 2 yıl öncesinin 6 puan, kredi faizleri 15 puan üstüne geldi. Enflasyon ise 3 katına çıktı. Gelir dağılımı daha da bozuldu. Millete bu yaptıklarınızdan sonra vicdanınız rahat mı” dedi. 

    Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, TCMB’nin faiz kararıyla ilgili Twitter hesabından açıklama yaptı. Davutoğlu’nun paylaşımı şöyle:

    “Sayın Erdoğan, 2 yıl önce ‘Nas’ diyerek, ‘Çin modeli’ diyerek yeni bir ekonomik modele geçtiğimizi ilan ettiniz. 4 ayda çöken modelinizin ömrünü uzatmak için başımıza bela ettiğiniz KKM’den (Kur Korumla Mevduat) 700 Milyar TL’den fazla kamu kaynağını toplumun en zenginlerine aktardınız. O günden bu yana dolar 4 katına, konut ve kira fiyatları 6 katına çıktı. Bu sürede paramız dünyada en çok değer kaybeden, konut fiyatları da reel olarak en çok artan ülke haline geldi. Barınma krizi başladı. Milletimizi dünyanın en yüksek 5. enflasyonuna mahkum ettiniz. Bugünkü kararla TCMB faizi 2 yıl öncesinin 6 puan, kredi faizleri 15 puan üstüne geldi. Enflasyon ise 3 katına çıktı. Gelir dağılımı daha da bozuldu. Millete bu yaptıklarınızdan sonra vicdanınız rahat mı?”

     

  • KÜRŞAD ZORLU: “BİZİM NAZARIMIZDA ZATEN ‘YOK HÜKMÜNDE’ OLAN BİR İFTİRA RESMİ BAKIMDAN DA YERLE YEKSAN OLMUŞTUR. İYİ PARTİ’NİN VE GENEL BAŞKANIMIZIN OLDUĞU YERDE TERÖR ÖRGÜTLERİNE ASLA GEÇİT YOKTUR

    KÜRŞAD ZORLU: “BİZİM NAZARIMIZDA ZATEN ‘YOK HÜKMÜNDE’ OLAN BİR İFTİRA RESMİ BAKIMDAN DA YERLE YEKSAN OLMUŞTUR. İYİ PARTİ’NİN VE GENEL BAŞKANIMIZIN OLDUĞU YERDE TERÖR ÖRGÜTLERİNE ASLA GEÇİT YOKTUR

    İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener hakkındaki FETÖ soruşturmasında kovuşturmaya yer olmadığı kararına ilişkin “Aradan geçen 7 yıl sonra çıkan bu karar, söz konusu soruşturmayı bahane ederek yalan ve iftira kampanyası yürütenlere, onların kullanışlı aparatlarına çok geç de olsa hukuk zemininde verilmiş net bir cevaptır. Bizim nazarımızda zaten ‘yok hükmünde’ olan bir iftira resmi bakımdan da yerle yeksan olmuştur. Bir kez daha vurgulamak isteriz ki İYİ Parti’nin ve Genel Başkanımızın olduğu yerde terör örgütlerine asla geçit yoktur” açıklamasını yaptı.

    İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener hakkında 2016 yılında “gizli tanık” beyanlarına dayandırılarak; “FETÖ suçlaması” iddiasıyla başlatılan soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığına kararına ilişkin açıklama yaptı. Zorlu’nun bu akşam Twitter hesabından yaptığı açıklama şöyle:

    “Bir iftira ve kara propagandanın çöküşü. Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener ile ilgili olarak, (sözde) bir gizli sanığın iddiaları ile 2016 yılında başlatılan, (sözde) FETÖ soruşturmasında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 22 Ağustos 2023 (dün) tarihli kararıyla kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir. Unutmamak gerekir ki, Genel Başkanımız, gizlilik kararıyla yürütülen bu soruşturmada ifade vermek için birçok kez Savcılığa başvuru yapmış; ‘Bu iddianızı ispatlayıp, gereğini yapın. Ben buradayım. İspatlayamazsanız da şerefsizsiniz’ demiş olmasına rağmen ifadesine bile başvurulmamıştı. Aradan geçen 7 yıl sonra çıkan bu karar, söz konusu soruşturmayı bahane ederek yalan ve iftira kampanyası yürütenlere, onların kullanışlı aparatlarına çok geç de olsa hukuk zemininde verilmiş net bir cevaptır. Bizim nazarımızda zaten ‘yok hükmünde’ olan bir iftira resmi bakımdan da yerle yeksan olmuştur. Bir kez daha vurgulamak isteriz ki: İYİ Parti’nin ve Genel Başkanımızın olduğu yerde terör örgütlerine asla geçit yoktur.”

     

  • AKŞENER’E YÖNELİK “FETÖ SUÇLAMASI” İDDİASINDA, “KOVUŞTURMAYA YER YOK” KARARI: “GİZLİ TANIK BEYANI, TEK BAŞINA HÜKME ESAS ALINAMAZ”

    AKŞENER’E YÖNELİK “FETÖ SUÇLAMASI” İDDİASINDA, “KOVUŞTURMAYA YER YOK” KARARI: “GİZLİ TANIK BEYANI, TEK BAŞINA HÜKME ESAS ALINAMAZ”

    MAHİR BAĞIŞ

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener hakkında, 2016 yılında “gizli tanık” beyanlarına dayandırılarak; “FETÖ suçlaması” iddiasıyla başlatılan soruşturmada savcılık, yedi yıl sonra kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. “Lekelenmeme hakkının, suçsuzluk karinesinin bir sonucu olduğunun” belirtildiği kararda, “Gizli tanık beyanının tek başına hükme esas alınamayacağı” değerlendirmesi yapıldı.

    Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener hakkında; Cizre’den “Yağmur” kod adlı bir gizli tanığın iddiaları üzerine, 2016 yılında, “FETÖ üyeliği” iddiasıyla ile soruşturma başlatmıştı. Soruşturmada gizlilik kararı alınmıştı.

    Akşener, pek çok açıklamasında hakkındaki soruşturmayı anımsatmıştı. Akşener, “Siz devletsiniz, böyle bir iddiayı ciddiye aldığınız anda bile, gelip beni almanız gerekir. Ya gereğini yapın ya da bu saçmalığa bir son verin” demişti. Akşener, avukatı aracılığıyla birçok kez savcılığa başvurmuş, ifadesinin alınmasını istemişti. Akşener’in talepleri yerine getirilmemişti.

    Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturmanın açılmasından yaklaşık yedi yıl sonra, 22 Ağustos 2023’te kovuşturmaya yer olmadığı kararını verdi. Karar, bugün avukatı aracılığıyla Akşener’e tebliğ edildi.

    Kararda, şu değerlendirmeler yapıldı:

    “Suçsuzluk karinesinin, adil yargılanma hakkının uzantısı olan temel bir hak olduğu, lekelenmeme hakkının da suçsuzluk karinesinin bir sonucu olarak ortaya çıktığı gözetilerek,

    … Gizli tanık beyanının tek başına hükme esas alınamayacağı, şüphelinin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile irtibatlı olduğuna, örgüt ile hiyerarşik bağ kurup; süreklilik, çeşitlilik, yoğunluk içeren eylemlerde bulunarak silahlı terör örgütü üyesi olduğuna ve bunu son döneme tek sürdürdüğüne ilişkin hakkında kamu davasının açılmasını haklı kılacak nitelikte her türlü şüpheden uzak, yeterli, kesin ve inandırıcı bir delil elde edilemediğinden hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.”