Etiket: cumhuriyet

  • İMAMOĞLU: İMAR YAĞMACILIĞINA, İMAR DOLANDIRICILIĞINA SON VERDİK. İSTANBUL, ‘AŞKIM’ DİYEN KİŞİNİN DEĞİL, 16 MİLYON MİLLETİN HAYALİ OLACAK

    İMAMOĞLU: İMAR YAĞMACILIĞINA, İMAR DOLANDIRICILIĞINA SON VERDİK. İSTANBUL, ‘AŞKIM’ DİYEN KİŞİNİN DEĞİL, 16 MİLYON MİLLETİN HAYALİ OLACAK

    Haber: OKTAY YILDIRIM Kamera: ADEM KARABAYI

    İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Baltalimanı Yaşam Vadisi 1. Etap açılışında konuştu. İmamoğlu: “Ekrem İmamoğlu’yla olan dertlerini anlıyorum. Bu göreve geldiğimizden bu yana, İBB olarak, Ekrem İmamoğlu olarak bir kişinin arsasına özel imar vermedik. Tek bir kişinin, tek bir kurumun arsasına imar artışı vermedik. Ama biz şunu yaptık: İmar yağmacılığına, imar dolandırıcılığına son verdik. İstanbul’u dertleniyorlar, biliyorum. Bu yönünü kapattığımız için dertleniyorlar. İstanbul’u yeniden almak için de hayal kurduklarını görüyorum. Kursunlar. Artık İstanbul, bir avuç insanın ya da birkaç kişinin ya da ‘Aşkım’ diyen kişinin hayali olmayacak. İstanbul, 16 milyon milletin hayali olacak. İstanbul, bu pırlanta gibi yüz binlerce çocuğumuzun hayallerini süsleyecek. O bakımdan, bizim bu güzel sunduğumuz alanların, onların rant hayallerini yok ettiğinin farkındayım. O iş bitmiştir. Artık İstanbul, İstanbul’un 16 milyon insanına aittir. Hep öyle kalacaktır” dedi.  

    İBB, “Yeni Yatırımlar Yeni Atılımlar” maratonu kapsamında Baltalimanı Yaşam Vadisi 1. Etap açılışını yaptı. Baltalimanı Yaşam Vadisi’nin ilk bölümü; İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP İstanbul Milletvekili Gökan Zeybek, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün ve bölge halkının katılımlarıyla düzenlenen törenin ardından hizmete girdi. Törende konuşan Sarıyer Belediye Başkanı Genç İBB’nin ilçesindeki yatırımlarını sıralarken, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Alpay da alanla ilgili teknik bilgiler paylaştı.

    İmamoğlu konuşmasında şunları söyledi:

    1300 TL’YE YEMEĞİNİ, YATAĞINI, İNTERNETİNİ VERİYORUZ: Az önce Başkanımız ifade etti; özellikle öğrencilerin çok olduğu, dar gelirli ailelerin çok olduğu ve düşük ücretle çalışan emekçilerin çok olduğu noktalara Kent Lokantaları açtık, açmaya devam ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyemizin öğrenci yurtları, bakın ilk kez var. Bunların hiçbiri yok. Öğrenci yurtlarımızda bu sene 5000’e yakın gencimiz kalacak ve 1300 TL aylık ücret ödeyecekler. Bugün bir öğrenci, 4-5 bin liradan daha ucuz ortak olarak bir evde kendine yer bulamıyor. Biz, 1300 liraya yemeğini veriyoruz, yatacak yerini veriyoruz, internetini veriyoruz. Bunun sebebi ne biliyor musunuz? Hayallerini bu ülkede hak ettiği yere gelme yolculuğunda hedeflerinin önüne ekonominin set vurduğu böylesi bir dönemde, Anadolu’dan, Trakya’dan gelen gençlerimizi, özellikle genç kızlarımızı Türkiye‘nin geleceğine hazırlayabilmenin onurunu ve keyfini yaşayacağız.

    ONLAR BİR KİŞİYE 200 BİN DOLAR VERİP AMERİKA’YA YOLLADILAR BİZ, 75 BİN ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİMİZE EĞİTİM DESTEĞİ VERİYORUZ: 75 bin öğrencimize ilk kez burs veriyoruz. Daha önce yoktu. Ha vardı, özür dilerim! Mesela bir öğrenciye 200 bin dolar verip, Amerika’ya yolladılar. Onu tespit ettik. Ama biz, 75 bin gencimize destek veriyoruz. Bu sene de vereceğiz. Bu sene de gençlerimizin üniversite okumalarına destek sunacağız. Belediyecilik nedir biliyor musunuz? Doğumdan mezara kadar, insanların gönlünü mutlu edecek hizmetler sunmaktır. İnsan ayırt etmemek demektir. Her insanın inancı farklı, geleneği farklı, göreneği farklı. Bunlar, İstanbul’un dünya kenti olması demek. Bu farklılıklar Türkiye’nin renkleri demek, güzellikleri demek. Ama bizim sorumluluğumuz ne? Onları eşit birer yurttaş hissettirmek bizim sorumluluğumuz. Onlara güzellikleri, fırsatları eşit biçimde sunmak demek. İşte bütün bunları biz yaptık. Her birinin arkasında, vatandaşını mutlu etmek ve sorunlarını çözmek var. Adalete, liyakate dayalı, demokratik, katılımcı bir yönetim anlayışı var.

    YAŞAM VADİSİ, DERE YATAKLARINI BİR AVUÇ RANTÇIYA DEĞİL, 16 MİLYON İSTANBULLUNUN FAYDASINA SUNMAK DEMEK: Yaşam Vadisi, dere yataklarının binayla betonla değil, ağaçla çiçekle bezenmesi demek. Yaşam Vadisi, dere yataklarını bir avuç israfçının, rantçının değil, 16 milyon İstanbullunun faydasına sunmak demek. İlk örneğini, ilçe belediye başkanıyken Beylikdüzü’nde başlatmıştık. O Yaşam Vadisi, şu anda tam 1 milyon 600 bin metrekare oldu. Yaşamın her aksiyonu orada var. Spor var, sağlık var, buluşma var, yeşille buluşma var, yeşili koruma var, dayanışma var, dönem dönem eğlencesi var, bir arada olmak var. Allah nasip etti, İBB Başkanı olduk. Şimdi İstanbul’a milyonlarca metrekare yaşam vadisi yapıyoruz. İnsanlarımız, buralarda sosyalleşiyorlar. Baltalimanı Yaşam Vadisi’nin birinci etabını bitirdik. Burayı sonucuna kavuşturduğumuzda 250 bin metrekare olacak. Şu anda 50 bin metrekareye yakın olan kısmı hizmetinizde.

    BÜYÜKDERE FİDANLIĞI’NI 29 EKİM HAFTASINDA AÇIYORUZ: Baltalimanı Yaşam Vadisi 1. Etap ile toplam 1 milyon 600 bin metrekarelik yeşil alan kazandırdık. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı haftasında da Büyükdere fidanlığını açacağız. İstanbulluları kentin her yerinde yeşil alanlarla buluşturduk. Tabi bu kapsamda bu parkları yaparken atık su hatlarını, temiz su hatlarını tekrar yeniliyoruz. Birçok sorunu çözüyoruz. O bakımdan şehre başka gözle bakanların yerine, pırıl pırıl bu alanları milletimizle buluşturuyoruz. Bizi, bugünün İstanbul’daki muhalefetin, inşallah daimi muhalefet olacak bu anlayışın anlamasını beklemiyorum. Ama şunu söyleyeyim: Ekrem İmamoğlu’yla olan dertlerini anlıyorum. Onu biliyorum sadece. Bu göreve geldiğimizden bu yana, İBB olarak, Ekrem İmamoğlu olarak bir kişinin arsasına özel imar vermedik. Tek bir kişinin, tek bir kurumun arsasına imar artışı vermedik. Onun için ben onları iyi anlıyorum. Onun için sesleri çok çıkıyor. Bu nedir biliyor musunuz? Bu, bir milletin yaptığı gizli devrimdir, devrim. Bunu unutmayın; 4,5 yılda bir Allah’ın kulunun arsasına özel bir imar tanımamak… Ama biz şunu yaptık: Biz, İstanbullunun kentsel dönüşümü için mücadelemizi veriyoruz. İstanbullunun yıllardır alamadığı tapusunu vermek için tapusunu veriyoruz. Onun için sorunları aşıyoruz.

    İMAR YAĞMACILIĞINA, İMAR DOLANDIRICILIĞINA SON VERDİK: İmar yağmacılığına, imar dolandırıcılığına son verdik. İstanbul’u dertleniyorlar, biliyorum. Bu yönünü kapattığımız için dertleniyorlar. İstanbul’u yeniden almak için de hayal kurduklarını görüyorum. Kursunlar. Ama bir şey söyleyeyim. İstanbul, artık başka bir perdeyi araladı, başka bir pencereyi açtı, başka bir kapıyı açtı. Artık İstanbul, bir avuç insanın ya da birkaç kişinin ya da ‘Aşkım’ diyen kişinin hayali olmayacak. İstanbul, 16 milyon milletin hayali olacak. İstanbul, bu pırlanta gibi yüz binlerce çocuğumuzun hayallerini süsleyecek. O bakımdan, bizim bu güzel sunduğumuz alanların, onların rant hayallerini yok ettiğinin farkındayım. O iş bitmiştir. Artık İstanbul, İstanbul’un 16 milyon insanına aittir. Hep öyle kalacaktır. İstanbul’un hakkını vermeye, İstanbullulara ait olanı yine İstanbullulara dağıtmaya, sizin huzurunuzda hepinize söz veriyorum. Devam edeceğiz. Kimsenin hakkını yemeyeceğiz, yedirtmeyeceğiz. Baltalimanı, Yaşam Vadisi’nin birinci etap hayırlı olsun.”

    Baltalimanı Yaşam Vadisi 1. Etabı; İmamoğlu, beraberindeki heyet, muhtarlar ve bölge halkının birlikte kestiği kurdele ile resmen hizmete girdi. 

  • İZMİR’DE VETERİNER HEKİMLERDEN, ‘SAĞLIKTA ŞİDDET YASASI’ ÇAĞRISI

    İZMİR’DE VETERİNER HEKİMLERDEN, ‘SAĞLIKTA ŞİDDET YASASI’ ÇAĞRISI

    Şiddete karşı tüm yurtta olduğu gibi İzmir’de de iş bırakan veteriner hekimler, Cumhuriyet Meydanı’nda açıklama yaptı. Veteriner hekimler, kamu sağlığını koruyan tüm veteriner hekimlerin “Sağlıkta Şiddet Yasası” kapsamına alınmasını istedi.

    Veteriner hekimler; serbest, kamu, belediye ve özel sektörde çalışan, Veteriner Hekimlerin sağlık sınıfı çalışanı sağlıkta şiddet kapsamına alınması için, Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi ve 56 İl ve Bölge Veteriner Hekimler Odası ortak kararı ile tüm yurtta bir günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. İzmir’de de iş bırakan veteriner hekimler, Konak’taki Cumhuriyet Meydanı’nda basın açıklamasında bulundu.

    Basın açıklaması metnini okuyan İzmir Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Selim Özkan, veteriner hekimlik mesleğinin toplum sağlığı, hayvan sağlığı ve çevre sağlığı açısından yaygın etkileri olabilecek risklerin bertaraf edilmesinde en büyük bariyer olduğunu ve bu nedenle stratejik bir konumda olduğunu belirterek “Tam da bu stratejik konumu nedeniyle veteriner hekimleri kendi çıkarları önünde risk görenler, geçmişte de bugün de şiddete başvurmaktalar, mesleğimizi değersizleştirmeye çalışmaktadırlar. Bu yaşananlar yeni değil, geçmişten başlayan, bugün artık dayanılmaz hale gelen bir süreçtir” dedi.

    Veteriner hekimlere yönelik şiddet sonucu birçok veteriner hekimin mesleğini bıraktığını ve yurt dışına gitmeye başladığını kaydeden Özkan, Tarım ve Orman Bakanlığı başta olmak üzere yetkililere çağrıda bulundu.

    Özkan yaptığı açıklamada şunları söyledi:

    “Dünyayı bekleyen pandemiler, gıda krizi ve iklim krizi gibi sorunlar başta olmak üzere, risklerin bertaraf edilmesi, ülkemizin bu süreçleri en az zararla atlatması için almacak tedbirlerin en başında, bu görevleri yapan veteriner hekimlerin can güvenliğinin ve iş güvencesi ile birlikte kamuda veteriner hekimlik otoritesinin güçlendirilmesi ve özlük haklarının iade edilmesi bulunmaktadır. Ancak, bizler linç ediliyor, darp ediliyor, daha ötesi öldürülüyoruz ve bizlerle birlikte aslında halk sağlığı da ölüyor. Yaşanan süreç, biz veteriner hekimleri yıldırmış, bıktırmış ve artık bıçak kemiğe dayanmıştır. Sağlık çalışanları için düzenlenen yıpranma payı, ek gösterge, maaş iyileştirmesi ve benzeri tüm özlük hakları konularında ve Sağlıkta Şiddet Yasası’nda veteriner hekimler kapsam dışı bırakılmış ve dışlanmışlardır. Meslektaşlarımız büyük umutlarla başladıkları mesleklerini bırakmakta, özellikle genç meslektaşlarımız geleceklerini yurt dışında aramaktadırlar. Veteriner hekimler, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda Sağlık Hizmetleri Sınıfında tanımlanmıştır, vakit kaybetmeden gereği yapılmalı, veteriner hekimliğin hangi alanında olursa olsun yaptıkları hizmetlerle kamu sağlığını koruyan tüm veteriner hekimler ‘Sağlıkta Şiddet Yasası’ kapsamına alınmalıdır. Şiddeti oluşturan unsurlar ortadan kaldırılmalı, şiddet tavizsiz cezalandırılmalı, kanunlar ve bilimsel gerçekler önünde sağlık çalışanı olan veteriner hekimlere hakları iade edilmelidir.”

  • EKREM İMAMOĞLU: CUMHURİYET, BU TOPRAKLARDAKİ EN BÜYÜK VE EN SAĞLAM KARDEŞLİK PROJESİDİR

    EKREM İMAMOĞLU: CUMHURİYET, BU TOPRAKLARDAKİ EN BÜYÜK VE EN SAĞLAM KARDEŞLİK PROJESİDİR

    HABER: MERVE GÜVEN- KAMERA: MEHMET MEHMETLİOĞLU

    İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 60. Ulusal 34. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlerinde; “Bu ülkenin bütün vatandaşlarını eşit hak ve özgürlüklere sahip bireyler olarak tanımlayan Cumhuriyet, bu topraklardaki en büyük ve en sağlam kardeşlik projesidir. Cumhuriyete hep birlikte sonuna kadar sahip çıkacağız. Hiçbir kişi ya da gruba ayrıcalık yapılamayacağı fikrine dayanan Cumhuriyet, hiçbir kişi veya gruba resmen ya da fiilen, daha az hak ve özgürlükler tanınmasını da asla kabullenmez. Türkiye Cumhuriyeti, hiçbir vatandaşına ‘haksızlığa, ayrımcılığa uğruyorum’ hissi yaşatmamak için kurulmuştur. Çünkü Cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir. Çünkü cumhuriyet bu ülkede yaşayan 86 milyon insanını bu ülkeye eşit hissedar yapar. Çünkü bizi birbirimize bağlayan bu aziz vatan hepimizindir. Hep birlikte bu milletin birer parçasıyız. Asli parçasıyız. Bunu kimse unutmasın” dedi.

    İBB Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, bugün Nevşehir’de 60. Ulusal 34. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlerine katıldı. İmamoğlu, Hacıbektaş’ta Karacaahmet Dergahı, Garip Dede Cemevi ve Bağcılar Cemevi’ni de ziyaret etti. Vatandaşlara da hitap eden İmamoğlu konuşmasında şunları söyledi:

    “ULU BİR AĞACIN, HACI BEKTAŞ-I VELİ’NİN HUZURUNDAYIZ”

    “Bir kez daha bu aziz topraklarda sizlerle buluşmanın onurunu, mutluluğunu yaşıyorum. Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolunda siz değerli dostlara kavuşmanın da ferahlığını hissediyorum. Çok derin bir felsefenin olduğu, Anadolu’nun köklerinin ne kadar kuvvetli bir temele dayandığının hissettiği, hissedildiği çok özel yerler vardır. Onlardan birisi de burasıdır. Bir kuru dalın sevgiyle, saygıyla özenle kök salıp hayat bulduğu, hayat verdiği yerdeyiz. Gölgesi altında herkese yer sunan, yer olan ulu bir ağacın, Hacı Bektaş-ı Veli’nin huzurundayız.

    “BU TOPRAKLARIN TARİHSEL, TOPLUMSAL, KÜLTÜREL BİRİKİMİ YOK SAYILMAYA ÇALIŞILIYOR”

    Hacı Bektaş’ı derinden ve gerçekten hissetmek, başlı başına bir nefs terbiyesidir. Kerameti kendimizden bilip, başkasından hürmetimizi esirgediğimizde… Kendimiz için istediğimiz hak ve adaleti başkası için de talep etmekten geri durduğumuzda, gerçek anlamda insan olmaktan uzaklaşırız. Başkalarının düşüncelerini, inançlarını ifade edip yaşamalarının altında bir fitne aramak, bir düşmanlık bulup çıkarmak, bizi toplum olmaktan, millet olmaktan uzaklaştırır. Bugün maalesef böyle bir anlayış geçerli olsun isteniyor. Devlet ve toplum katında muteber olan ve olmayan düşünceler, inançlar tarif edilmeye çalışılıyor. Buna asla müsaade etmeyeceğiz. Dışlanmış, yok sayılmak istenmiş kesimlere yönelik, sorunun özüne dokunmayan düzenlenmelerle, sureti haktan görünüp, adaletsizliğin devam etmesi isteniyor. Düşünceye, inanca, ibadete hukuk ve demokrasi dışı sınırlar çekiliyor. Bu toprakların tarihsel, toplumsal, kültürel birikimi yok sayılmaya çalışılıyor.

    “CUMHURİYET, BU TOPRAKLARDAKİ EN BÜYÜK VE EN SAĞLAM KARDEŞLİK PROJESİDİR”

    Cumhuriyet’in 100’üncü yılına yakışmayan tablolarla karşı karşıya olunduğunu söyleyen İmamoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

    “Bu ülkenin bütün vatandaşlarını eşit hak ve özgürlüklere sahip bireyler olarak tanımlayan Cumhuriyet, bu topraklardaki en büyük ve en sağlam kardeşlik projesidir. Cumhuriyete hep birlikte sonuna kadar sahip çıkacağız. Hiçbir kişi ya da gruba ayrıcalık yapılamayacağı fikrine dayanan Cumhuriyet, hiçbir kişi veya gruba resmen ya da fiilen, daha az hak ve özgürlükler tanınmasını da asla kabullenmez. Türkiye Cumhuriyeti, hiçbir vatandaşına ‘haksızlığa, ayrımcılığa uğruyorum’ hissi yaşatmamak için kurulmuştur. Çünkü Cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir. Çünkü cumhuriyet bu ülkede yaşayan 86 milyon insanını bu ülkeye eşit hissedar yapar. Çünkü bizi birbirimize bağlayan bu aziz vatan hepimizindir. Hep birlikte bu milletin birer parçasıyız. Asli parçasıyız. Bunu kimse unutmasın.

    “BEN İMAM, PAPAZ, HAHAM, PEDER VE ALEVİ DEDELERİNİN GÖREV YAPTIĞI BİR İNANÇ MASASI KURMUŞ BİR BELEDİYE BAŞKANI OLARAK KARŞINIZDAYIM”

    Benim için, Hacı Bektaş’ı hissetmek, başkaları için emek harcamanın, kendini insana ve insanlığa adamanın eşsiz hazzını yaşayabilmek demektir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki tüm çalışma arkadaşlarımla birlikte, Hünkar Hacı Bektaş’ın ilim yuvasına ve Hacıbektaş ilçemize hizmet edebilmiş olmanın onurunu yaşıyoruz. 4 yılda ilçemizin yaşadığı pek çok soruna karşı elimizden geldiğince çözüm ürettik. Hacıbektaş ilçemizin her alanda hak ettiği konuma ulaşabilmesi için destekler sunduk. Yaptıklarımız bana gurur ve mutluluk veriyor. Ama İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak siyasi görüş, etnik köken, din ve inanç ayrımı yapıyor olsaydım, inanın sizlerin karşısına çıkma cesaretini kendimde bulamazdım. Ben, imam, papaz, haham, peder ve Alevi dedelerinin görev yaptığı bir İnanç Masası kurmuş bir belediye başkanı olarak karşınızdayım. 

    “CAMİ, CEMEVİ, KİLİSE VE SİNAGOGLARIN İHTİYAÇ DUYDUĞU BAKIM, ONARIM VE TAMİRAT İŞLERİNİN HİÇBİR AYRIM GÖZETİLMEDEN YAPILMASINI SAĞLAMIŞ BİR YÖNETİCİ OLARAK KARŞINIZDAYIM”

    İnanç Masası aracılığıyla farklı inanç ve mezhepten vatandaşlarımızın ibadetlerini eksiksiz yerine getirmelerine destek sunma gayreti içerisindeyiz. Cami, cemevi, kilise ve sinagogların ihtiyaç duyduğu bakım, onarım ve tamirat işlerinin hiçbir ayrım gözetilmeden yapılmasını sağlamış bir yönetici olarak karşınızdayım. Bu ve benzeri işlere imza atmamış olsaydım, bağnazlığa, hoşgörüsüzlüğe karşı tutulmuş bir akıl ve sevgi ışığı olan Hacı Bektaş’ın huzuruna çıkmaktan utanırdım,  cesaretini kendimde bulamazdım. İnsanın içindeki iyi özü temel alan, eşitliğin, adaletin hakim olduğu, kardeşçe bir hayatı kurmak hedefiyle yola koyulmuş herkes, bu yolun ne kadar zor ve meşakkatli ve ne kadar zor olduğunu da iyi bilir. Bu güzel memleketimizde Anadolu’da bu cesur hareketleri milletimizin hakkını, hukukunu, adaleti koruma konusunda özenli davrananı ve bu topraklara çok derin ve kuvvetli iz bırakan vicdanını öylesine bu topraklara işletmiş ki bana göre 86 milyon insanımızın birliği beraberliği ve bütünlüğüne teminat olan insanlar vardır. Bu yolculuğu Anadolu’da sürdüren bizler şanslı bireyleriz. İşte Hacı Bektaş gibi, Mevlana gibi, Yunus Emre gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi rehberlerimiz var. Burada olmaktan onur duymaktayım.

    “BEN DE DİYORUM Kİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN YOLUNDA OLMAK VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞMAK DEMEKTİR”

    İmamoğlu, yurttaşlar tarafından “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganları atılması üzerine konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

    “Ben de diyorum ki Mustafa Kemal Atatürk’ün yolunda olmak, izinde olmak, onun ilkelerini, değerlerini bize emaneti olan cumhuriyeti ve demokrasiyi geliştirmek, kalkındırmak ve daha ileriye götürmek için var gücümüzle çalışmak demektir. Eğer çalışıyorsak hakkını veriyorsak onun yolunda yürüyoruz demektir. Bu bağlamda sorumluluğumuz çok büyük.

    “MAKAMIMIZ NE OLURSA OLSUN HACI BEKTAŞ’A GELECEĞİM”

    Burada bulunmaktan onur duyuyorum. İnşallah gelecekte konumumuz, makamımız ne olursa olsun hiçbir makamımız olmasa da sen öbür taraftan her daim Hacıbektaş’a gelerek bir hemşehriniz olarak buranın o güzel manevi havasını solumaya devam edeceğim. Çünkü buranın bana kattığının farkında olan birisiyim. Umut ediyorum ki Hacı Bektaş-ı Veli’nin ilmine, yaşama dair bugünkü ismiyle, laikliğe dair, irfana dair hangi emaneti varsa, bütün emanetlerine sahip çıkma yolculuğunda umuyorum hepimize ışık olur, bana da ışık olur. Bu duyguyla hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyor. Umut ediyorum nice yıllar burada güzel buluşmalarda beraber oluruz. Kalın sağlıcakla.”

     

     

  • İMAMOĞLU: “EKSİKLERİMİZ, HATALARIMIZ OLABİLİR. BAZI SONUÇLARI HENÜZ ELDE EDEMEMİŞ OLABİLİRİZ. 100 YILLIK BİR CUMHURİYET MÜCADELESİ VERİYORUZ, MİLLETÇE”

    İMAMOĞLU: “EKSİKLERİMİZ, HATALARIMIZ OLABİLİR. BAZI SONUÇLARI HENÜZ ELDE EDEMEMİŞ OLABİLİRİZ. 100 YILLIK BİR CUMHURİYET MÜCADELESİ VERİYORUZ, MİLLETÇE”

    Haber: MERVE GÜVEN – Kamera: MEHMET MEHMETLİOĞLU

    İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Nevşehir Avanos’taki Ayhanlar Köyü’nde vatandaşlara; “ Cumhuriyet’i hassasiyetle koruyacağız, geliştireceğiz. Onun demokrasi kanallarını genişleteceğiz, ferahlatacağız Cumhuriyet’i. Birbirimizi sevmeyi, saymayı, saygı duymayı en üst seviyeye taşıyacağız. Eksiklerimiz olabilir, hatalarımız olabilir. Bazı sonuçları henüz elde edememiş olabiliriz. Ama biliniz ki vazgeçmek yok. Doğruyu bulmak, doğruyu yakalamak; iyiyi, güzeli elde etmek kolay mücadelelerle olmuyor. Biz de o mücadelenin neferiyiz. 100 yıllık bir Cumhuriyet mücadelesi veriyoruz, milletçe” sözleri ile seslendi.

    İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Hacı Bektaş-ı Veli Anma Törenleri için Nevşehir’de…. İmamoğlu ilk olarak Avanos Ayhanlar Köyü’nü ziyaret etti. İmamoğlu, burada şunları söyledi:

    “Alevi Bektaşi geleneği, Alevilik inancı bu toprakların çok önemli bir köküdür, derinliğidir. Artık 16 milyonluk şehirde bizim göreve başladığımız günden itibaren bir İnanç Masamız var. O masada imam da var, papaz da var, haham da var, Alevi dedesi de var. Şafi inancına sahip vatandaşlarımızın melesi de var. Her inançtan temsilcinin bulunduğu, kendi inancıyla ilgili yaşadığı birtakım sıkıntıları varsa dile getirdiği bir demokratik ortamı var etmiş olmanın gerçekten gururunu yaşıyorum. Bu konu inşallah hep birlikte, el birliğiyle bu tartışmayı kaldıracağız ortadan. Bizim insanımıza kendi inancını yaşayabileceği ve yaşatabileceği ortamı ona sağlayan bir ülke yönetimiyle, bir yerel yönetimiyle buluşacağı dönemi inşallah ülkemize, milletimize hep birlikte yaşatmaktır borcumuz. İnanın bunun partisi olmaz. Bunun siyaseti de olmaz. Bu insanlık borcudur. Bu insanlık görevidir. Bunun partisi olamaz. Böyle bakıyorum, meseleye. Bu coğrafyaya elimizden geldiğince katkı sunmayı, bir gözümüzün burada olduğunu; buradaki siyasi yöneticilerle, yerel yöneticilerle her zaman irtibatta olacağımızı bilmenizi istiyorum… İnşallah huzurla, keyifle; ülkemizin sıkıntılarını başından defettiği, ama yokluk, yoksulluk; ama deprem, ama hastalık… Birçok hususta kötülüklerden, birtakım sıkıntılardan uzak olduğumuz; mutlulukla, dayanışma içinde, bir ve beraber olduğumuz, güzel bir dönemi hep beraber var ederiz.

    Unutmayalım ki, birlik ve beraberliğimizin en büyük teminatı Cumhuriyet’tir. Cumhuriyet’i hassasiyetle koruyacağız, geliştireceğiz. Onun demokrasi kanallarını genişleteceğiz, ferahlatacağız Cumhuriyet’i. Birbirimizi sevmeyi, saymayı, saygı duymayı en üst seviyeye taşıyacağız. Eksiklerimiz olabilir, hatalarımız olabilir. Bazı sonuçları henüz elde edememiş olabiliriz. Ama biliniz ki vazgeçmek yok. Doğruyu bulmak, doğruyu yakalamak; iyiyi, güzeli elde etmek kolay mücadelelerle olmuyor. Biz de o mücadelenin neferiyiz. 100 yıllık bir Cumhuriyet mücadelesi veriyoruz, milletçe. Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerini, prensiplerini ve Cumhuriyet’in değerlerini en doğru menzile, hep birlikte kavuşturma mücadelesi vereceğiz. Bunu da başaracağımıza inanıyorum. İşte o zaman yaşadığımız toprakları korumuş; doğasını, suyunu, ormanını korumuş oluruz; hem de gelecekte çok daha üretken, yaratıcı, içinde mucitlerin olduğu, üretimin daha ön planda olduğu; yoksulluğun değil zenginliğin konuşulduğu, paylaşımın adil yapıldığı, adaletin en üst seviyede olduğu bir ülkeyi hep birlikte var ederiz.”

    Ayhanlar ziyaretinin ardından, İmamoğlu’nun bir sonraki durağı Kapadokya Yeraltı Seramik Müzesi oldu. İmamoğlu burada, Anadolu motiflerinin olduğu eserlerle ilgili bilgi aldı.

  • Bursa’da akılalmaz ölüm! Giysi kumbarasına sıkıştı

    Bursa’da akılalmaz ölüm! Giysi kumbarasına sıkıştı

    Bursa‘da Demirtaş Barbaros Mahallesi 468. Sokak’taki bir kullanılmış giysi ve ayakkabı kumbarasından malzeme almaya uğraşan Ukrayna asıllı Behpasha Tamazov (30), kumbaranın kapağında sıkıştı.

    Vücudunun bir bölümü kumbara içerisinde olan Tamazov’u fark eden vatandaşlar durumu yetkililere haber verdi.

    Olay yerine giden polis ve sağlık birimleri, gerçekleştirdikleri incelemede Tamazov’un yaşamını yitirdiğini tespit etti.

    Tamazov’un cansız bedeni, cumhuriyet savcısının olay yerindeki incelemelerinin sonrasında bulunduğu yerden çıkarılarak Bursa Adli Tıp Kurumu morguna gönderildi. Bu arada Tamazov’un, hırsızlık suçundan kaydının olduğu belirtildi.

  • Diyanet’in ‘eğitim’ ödeneği 124 üniversiteyi geçti

    Diyanet’in ‘eğitim’ ödeneği 124 üniversiteyi geçti

    Diyanet İşleri Başkanlığı’nın (DİB) 2022’de mesleki ve teknik eğitim alanındaki yatırımları amacıyla ayrılan 66 milyon 193 bin liralık ödenek, aralarında Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ve Boğaziçi’nin de bulunduğu 124 üniversitenin eğitim ödeneklerinden fazla oldu. Başkanlığa bu şekilde üniversitelerin yüzde 96’sından daha fazla ödenek verilmiş oldu.

    Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından hazırlanan 2022 Yatırım Programı’nda DİB ile üniversitelere eğitim alanında ayrılan paylar dikkatlerden kaçmadı. Cumhuriyet’in haberine göre, Diyanet’e mesleki ve teknik eğitim başlığında 66 milyon 163 bin lira verildi. Bu tutarın 23 milyon 193 bin lirasının devam eden, 43 milyon lirasının ise yeni başlanacak projelerde kullanılması belirtildi. 2021’de bu alandaki harcamanın ise 118 milyon 249 bin olduğu öğrenildi.

    Diyanet, verilen bu ödenek ile 129 üniversitenin 124’ünü geçti.

    Eğitim yatırımları için Türkiye’nin en iyi üniversiteleri arasında olan ODTÜ’ye 50 milyon lira, son dönemde kayyım tartışmaları ile gündeme gelen Boğaziçi Üniversitesi’ne de 60 milyon lira verildi. Ankara Üniversitesi’ne verilen pay 44 milyon 700 bin lira, Hacettepe Üniversitesi’ne verilen pay 65 milyon 400 bin, Ege Üniveristesi’ne verilen pay 39 milyon 431 bin, Galatasaray Üniversitesi’ne verilen pay 25 milyon 452 bin ve İstanbul Teknik Üniversitesi’ne (İTÜ) verilen pay 60 milyon 2 bin lira oldu.

  • Türkiye’den Kanada’ya uzanan iğrenç taciz! 14 yaşındaki kız  çocuğuna yapmadığını  bırakmadı! O sapık yakalandı

    Türkiye’den Kanada’ya uzanan iğrenç taciz! 14 yaşındaki kız çocuğuna yapmadığını bırakmadı! O sapık yakalandı

    Kanada’da Kraliyet Polisine başvuran bir kadın, 14 yaşındaki kızının  Instagram üzerinden ‘yaşlı bir erkek şahıs tarafından kendisine müstehcen görüntüler gönderildiği, cinsel içerikli yazılar yazıldığı ve canlı yayında soyunmasının teklif edildiği’ ve bu durumun da kızı tarafından kendisine bildirildiğini ifade ederek, şikayetçi oldu.

    ANNESİ ŞİKAYETÇİ OLDU

    Kanada Kraliyet Polisi yaptığı araştırma sonucu küçük kıza sosyal medya üzerinden cinsel saldırıda bulunan kişinin Türkiye‘de olduğunu tespit etti. Interpol’un da devreye girmesi üzerine olay Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’na bildirildi.

    TACİZCİ GÖZALTINA ALINDI

    Yapılan tespit ve takip sonucu  Samsun  Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde Samsun Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri olayla ilgili 56 yaşındaki M.K.’yi Atakum ilçesindeki evinde yakalayarak gözaltına aldı. Gözaltına alınan şahsın evinde yapılan aramada dijital malzemelere incelenmek üzere el konuldu.

  • Boş araziye kimse alınmamıştı!  Gizemli kazının altından ceset çıktı!

    Boş araziye kimse alınmamıştı! Gizemli kazının altından ceset çıktı!

    İstanbul Büyükçekmece’de Emniyet ekiplerinin dün akşam saatlerinden beri yaptığı kazı vatandaşları endişelendirdi. Kayıp olduğu öğrenilen Murat K.’nin cesedinin arandığı ortaya çıktı.

    KAYIP OLARAK ARANIYORDU

    Pınartepe Mahallesi’ndeki boş bir arazide dün akşam helikopter ile inceleme yapan ekipler daha sonra iş makineleriyle kazı çalışması başlattı. Gece saatlerinde ara verilen çalışmalara bugün öğlene doğru tekrar başlandı. İş makineleriyle arazinin kazıldığı çalışmalarda çevrede geniş güvenlik önlemi alındı. Bölgedeki arazinin farklı yerlerinde kazı açan ekipler, olay yerine kimseyi almadı.

    OLAY YERİNE KİMSE ALINMADI

    Kazının Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, bir süredir kayıp olan ve öldürüldüğü belirtilen Murat K. adlı kişinin cesedinin aranması için yapıldığı öğrenildi. Soruşturma kapsamında ifadesi alınan bir tanığın Büyükçekmece’deki boş araziye Murat K.’nin cesedinin gömüldüğünü söylemesi üzerine çalışmaların başladığı vurgulandı.

  • IŞİD’in Türkiye sorumlusu itiraf etti! Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu’na suikast

    IŞİD’in Türkiye sorumlusu itiraf etti! Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu’na suikast

    DW Türkçe’den Alican Uludağ’ın haberine göre Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, IŞİD’in ” Türkiye Vilayeti” sorumlusu olmak suçlamasıyla tutuklanan “Ebu Usame el Türki” lakaplı Kasım Güler hakkında dava açtı. Davanın eklerinde Güler’in 74 sayfalık itirafları bulunuyor. DW Türkçe’nin ulaştığı itiraflarda, IŞİD’in Türkiye’de gerçekleştirdiği ve yapmayı planladığı eylemlerin detayları bulundu. Güler, IŞİD’in “Türkiye’de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, LGBTİ+ bireyler, Kapadokya’da turistleri taşıyan hava balonları, Zöhre Ana Cemevi, Adana‘da İncirlik Üssüne saldırı planladığını” ifade etti.

    Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), 15 Haziran 2021’de terörden arananlar listesinde kırmızı kategoride bulunan Kasım Güler’i Suriye’den Türkiye’ye yasa dışı yollarla geçmeye çalışırken yakaladı. Eylem yapmak için yanında getirdiği silah ve patlayıcılara el konulan Güler, Ankara Adliyesi’ne çıkarılarak 21 Haziran 2021’de tutuklandı.

    Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Güler hakkında yaptığı soruşturmayı tamamladı. Savcılık, Güler hakkında “Anayasayı İhlal” ve “Tehlikeli Maddeleri İzinsiz Olarak Bulundurma veya El Değiştirme, Sayı ve Nitelik Bakımından Vahim Olan Silah veya Mermileri Satın Alınması Taşınması, Bulundurulması ve 6136 sayılı yasaya muhalefet” suçlarından dava açtı.

    Güler’in itiraflarında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ünlü televizyoncu Acun Ilıcalı’ya suikast planladığı ifadeleri yer aldı.

  • İmam ve müezzin camide çiğ köfte partisi yaptı

    İmam ve müezzin camide çiğ köfte partisi yaptı

    Tekirdağ’ın Saray ilçesinde vazife yapan bir grup din görevlilsi, ilçedeki bir camide yaptıkları öne sürülen “çiğ köfte partisi” ile gündeme geldi.

    Görüntülerde M.A. adındaki imamın “Urfalıyım Ezelden” türküsü eşliğinde çiğ köfte yoğurduğu, bu sırada canlı yayın gerçekleştiren Y.S.Ç.’ye ikram ettiği, “parti”nin yapıldığı öne sürülen caminin müezzini H.K.’nin de bu sırada yeşillik doğradığı görülüyor.

    Öne sürülene göre İlçe Müftülüğü tarafından silinen video, sosyal medya kullanıcıları tarafından kaydedildi.

    Trakya Politik gazetesinin haberine göre, olay ardından açıklama yapan CHP Saray İlçe Sekreteri Hakkı Canoğlu, görüntülerin hemen araştırılması gerektiğini söyledi. Canoğlu, olayın takipçisi olacaklarını ve herkese ait olan ibadethanelerin görevlilerin özel mülkleri gibi kullanılamayacağını kaydetti.

    Aynı zamanda Diyanet-Sen Saray İlçe Başkanı olan Y.S.Ç., sosyal medya sayfasından Aralık ayında Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik hakaret dolu bir paylaşımda bulunmuştu. Kılıçdaroğlu’na “bela” okuyan Y.S.Ç, “Haysiyetsiz adam! 73 yaşında. Bir şey satacak olsa noter akıl sağlığı yerinde raporu ister! Ama ülke yönetecekmiş! Edebi ve Ahlakı kalmamış Ama dinleyen ve inanan çok! Heyhat!” demişti.

    Bu paylaşımın ardından CHP ilçe yönetimi suç duyurusunda bulunmuştu.