Etiket: diyarbakır

  • AFAD, KAHRAMANMARAŞ MERKEZLİ DEPREMLERDE HAYATINI KAYBEDENLERİN SAYISININ 44 BİN 218’E YÜKSELDİĞİNİ AÇIKLADI

    AFAD, KAHRAMANMARAŞ MERKEZLİ DEPREMLERDE HAYATINI KAYBEDENLERİN SAYISININ 44 BİN 218’E YÜKSELDİĞİNİ AÇIKLADI

    Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanlığı, 24 Şubat itibarıyla depremde 44 bin 218 yurttaşın hayatını kaybettiğini açıkladı. AFAD’ın açıklamasında, “Alınan son bilgilere göre Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elazığ illerinde toplam 44 bin 218 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir” denildi.

    AFAD, 6 Şubat’ta meydana gelen ve 10 ilde büyük yıkımlara neden olan depremde 44 bin 218 vatandaşın hayatını kaybettiğini açıkladı. AFAD’ın 24 Şubat itibarıyla yaptığı açıklama şöyle:

    “TOPLAM 44 BİN 218 VATANDAŞIMIZ HAYATINI KAYBETMİŞTİR”

    “06.02. 2023 tarihinde Kahramanmaraş ili Pazarcık merkezli 7.7 büyüklüğünde ve Elbistan Merkezli 7.6 büyüklüğünde iki deprem meydana gelmiştir. Depremlerin ardından 9 bin 136 artçı deprem meydana gelmiştir. Alınan son bilgilere göre Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elazığ illerinde toplam 44 bin 218 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.

    “TOPLAM 11 BİN 424 ARAMA KURTARMA PERSONELİ GÖREV YAPMAKTADIR”

    Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elazığ’dan toplam 528 bin 146 vatandaşımız tahliye edilmiştir. Bölgede AFAD, PAK, JAK, JÖAK, DİSAK, Sahil Güvenlik, DAK, Güven, İtfaiye, Tahlisiye, MEB, STK’lar ve uluslararası arama kurtarma personelinden oluşan toplam 11 bin 424 arama kurtarma personeli görev yapmaktadır.

    “BÖLGEDE GÖREV YAPAN TOPLAM PERSONEL SAYISI 239 BİN 977’DİR”

    Ayrıca AFAD, Emniyet, Jandarma, MSB, UMKE, Ambulans Ekipleri, Yerel Güvenlik, Yerel Destek Ekipleri ve 3.455 gönüllü dahil olmak üzere, sahada görevlendirilen saha personel sayısı ile birlikte bölgede görev yapan toplam personel sayısı 239 bin 977’dir. Afet bölgesine başta ekskavatör, çekici, vinç, dozer, kamyon, arazöz, treyler, greyder, vidanjör vb. iş makineleri olmak üzere toplam 13 bin 224 aracın görevi devam etmektedir.

    “116 HELİKOPTER VE 78 UÇAK GÖREV YAPMAKTADIR”

    Afet bölgelerine 38 Vali, 160 Mülki İdare Amiri, 19 AFAD üst yöneticisi ile 68 il müdürü görevlendirilmiştir. Ayrıca, uluslararası yardımların koordinasyonu için 29 Dışişleri Bakanlığı personeli bölgede görevlendirilmiştir. Bölgeye, personel ve malzeme sevkiyatı için hava köprüsü kurulmuştur. Hava Kuvvetleri, Kara Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı ve

    “335 BİN 382 ÇADIRIN KURULUMU GERÇEKLEŞTİRİLMİŞTİR”

    Orman Genel Müdürlüğü’ne bağlı 116 helikopter ve 78 uçak görev yapmaktadır. Bugüne kadar 13 bin 177 sorti yapılmıştır. Bölgeye personel, malzeme sevkiyatı ve tahliye amacıyla Milli Savunma Bakanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından toplam 38 gemi görev yapmaktadır. Bakanlıklar, ilgili kurum ve kuruluşlar ile uluslararası ülke ve kuruluşlar tarafından sevk dilen 335 bin 382 çadırın kurulumu gerçekleştirilmiştir. 10 il ve 130 noktada konteyner kent kurulumları devam etmektedir. Afet bölgesinde ve afet bölgesi dışında; çadır, konteyner, GSB yurtları, oteller, kamu misafirhaneleri, MEB tesisleri ve diğer tesislerde barınma hizmeti sunulan kişi sayısı 1 milyon 914 bin 292’dir.

    “370 MOBİL MUTFAK BÖLGEYE SEVK EDİLMİŞTİR”

    Türk Kızılay, AFAD, MSB, Jandarma ve Sivil Toplum Kuruluşlarından bölgeye toplam 370 mobil mutfak bölgeye sevk edilmiştir. Afet bölgesinde 72 milyon 665 bin 488 sıcak yemek, 11 milyon 117 bin 619 çorba, 14 milyon 359 bin 253 kumanya ve paketli gıda, 30 milyon 769 bin 431 su, 79 milyon 428 bin 296 ekmek, 4 milyon 183 bin 160 içecek dağıtımı yapılmıştır.

    “911 BİN 942 KİŞİYE PSİKOSOSYAL DESTEK VERİLMİŞTİR”

    4 Mobil Sosyal Hizmet merkezi, Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye ve Malatya illerine gönderilmiştir. Bölgeye deprem bölgesine sevk edilen personel sayısı 3 bin 410, deprem bölgesi dışında 3 bin 585 personel ve bin 565 araç sevk edilmiştir. Deprem bölgesinde 614 bin 993, deprem bölgesi dışında 296 bin 949 olmak üzere toplam 911 bin 942 kişiye psikososyal destek verilmiştir.”

  • NACİ GÖRÜR’DEN HÜKÜMETE: “DEPREMİ NEDEN GÜNDEME ALMIYORSUNUZ? SİZİN EKONOMİK SORUNLARINIZDAN, TERÖRDEN, SANAYİDEN DAHA MI AZ ÖNEMLİ”

    NACİ GÖRÜR’DEN HÜKÜMETE: “DEPREMİ NEDEN GÜNDEME ALMIYORSUNUZ? SİZİN EKONOMİK SORUNLARINIZDAN, TERÖRDEN, SANAYİDEN DAHA MI AZ ÖNEMLİ”

    KERİM UĞUR

    Prof. Dr. Naci Görür, deprem konusunda defalarca uyarıda bulunduklarını belirterek, “Üstelik de bu deprem, ‘geliyorum’ diye bağıran bir depremdi. Depremin kendisi ‘geliyorum’ diyordu zaten. Deprem olduktan sonra değil, deprem olmadan önce zarar azaltma sistemine geçmemiz lazım” dedi. Hükümete “Depremi neden gündeme almıyorsunuz? Sizin ekonomik sorunlarınızdan, terörden, sanayiden daha mı az önemli” diye soran Görür, deprem olduktan sonra yapılanları ise “yara sarma edebiyatı” olarak nitelendirdi.

    Yerbilimci Naci Görür, Kahramanmaraş merkezli depremlerinden ardından, bugün İzmir’de Türkiye Odalar Borsalar Birliği’ne (TOBB) bağlı odaların ortak meclis toplantısına katılarak depremle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

    “YARA SARMA EDEBİYATI”

    İZTO Meclis Salonu’nda toplantıda konuşan Görür, şunları söyledi:

    “Şu anda 60-70 bin kişi göçük altında. Binlerce insanımız acı çekiyor. Biz neyi konuşabiliriz? Onu, doğrusu pek anlayamıyorum. Acaba bütün millet, yöneticiler olarak konuşmalı mıyız, utanmalıyı mıyız, ne yapmalıyız gerçekten bilmiyorum. Bizim ülkemizde depreme karşı bilinmeyen, söylenmeyen, kendi kendimize itiraf edemediğimiz hem halk olarak hem yönetim olarak bir strateji var. O da depremi konuşmamak. Sanki tabu. ‘Ay konuşmayın, korkuyorum. Nereden çıktı şimdi bu konu. Duymayalım, konuşmayalım, huzurumuz kaçmasın.’ Bu strateji maalesef bu ülkenin yöneticilerinde de var uzun zamandan beridir. Depremi konuşmayın, hele bir konuşmayın. Deprem gelmeden önce gündeme gelmez, olduktan sonra çizmelerimizi çeker sahaya ineriz. ‘Türk hükümetleri büyüktür, sizi aç susuz bırakmaz, her şeyi yaparız, karnınızı doyururuz, geçici konutlar, sürekli konutlar yapar yara sararız’ deniyor. Bu strateji, yara sarma edebiyatıdır. Bu strateji, çağ dışı bir stratejidir. İnsanlığa önem vermeyen anlayışın geliştirdiği strateji. ‘Deprem bizim elimizde değil, ne yapalım’ deyip, olduktan sonra gücümüzü gösteririz. Halbuki bilgi toplanmalı. Bilimin ışığı altında yürüyen toplumlarda böyle bir strateji yok. Bu strateji, Nasreddin Hoca’nın yaptığı gibi, yani testiyi suya götüreni ilk önce tokatlıyor, kırılıp su döküldükten sonra bir anlamı yok zaten. Çağdaş dünya bunu nasıl beceriyor? Deprem gelmeden, insanlar ölmeden, afet her tarafı kasıp kavurmadan önce gerekeni yapıyorlar. Yurt dışında bu boyuttaki depremlerde 5-6 kişi ölüyor, o da tesadüfen. Utanıyorum söylemeye ama 42 bin vefat gözüküyor ama, inşallah yanılırım ama çok daha fazla olacak. Bu insanlarımızı kaybettik.

    “DEPREM, ‘GELİYORUM’ DİYE BAĞIRAN BİR DEPREMDİ”

    Üstelik de bu deprem, ‘’geliyorum diye bağıran bir depremdi. Depremin kendisi ‘geliyorum’ diyordu zaten. 25-26 Ocak’ta dediğimi unutmuyorum; ‘Maraş’a dikkat edin, bundan sonra büyük depremleri orada bekliyoruz’, sene 2020. Depremin büyüklüğünü bile söylüyorduk, ‘Minimum 7,5’. Niye? Çünkü en son deprem orada 1512 yılında olmuş, tarihi kayıtlar var. Her yerde ‘Maraş’a dikkat’ dedik, yazdık, söyledik, derken bir gece kalktık ki Maraş’a deprem geldiğini gördük. Anladık ki pek de bir şey yapılmamış o söylemlere rağmen. Eğer yapılsaydı Diyarbakır, Adıyaman, Kilis, Hatay böyle olmazdı.

    “DEPREMDEN DAHA GERÇEK NE VAR”

    Konu, ne götürdüğümüz, nasıl desteklediğimiz değil. Niye bu depremin zararlarını azaltamadık, onu konuşalım. İlk kez Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bu hükümet, bu strateji, düşünceyi değiştirmeye kalktı. Dedi ki ‘Biz, deprem olduktan sonra değil, deprem olmadan önce zarar azaltma sistemine geçmemiz lazım’ dedi. Cumhurbaşkanı söyledi. Ben, bundan çok umutlandım. 2010 yılıydı. İlk kez umutlandım. Arkadaşlar, siz neden depremi hiç gündeme almıyorsunuz? Sizin ekonomik sorunlarınızdan, terörden, sanayiden daha mı az önemli? Bana bir parametre söyleyin ki depremin önüne geçsin. Depremden daha gerçek ne var bu ülkede? En temel sorun deprem, hiç değişmez. Her gündüz güneşin doğacağı gibi, deprem. Peki biz hiç tartıştık mı depremi? Bu depremden önce, her depremden önce siyasilerden duydunuz mu? İpe sapa gelmez konuları televizyonlarda saatlerce konuşuyoruz ama deprem yok. Biz de o arada cılız sesimizle depremi hatırlatmaya çalışıyoruz. İlla hatırlamak için 70-80 bin inanın mı ölmesi lazımdı.

    “DİRENÇLİ YERLEŞİM YERLERİ, DİRENÇLİ KENTLER YAPMALIYIZ”

    İşten, güçten, hukuktan öte bir şey yapmak lazım. Millet olarak kendi hükümetimize, devletimize sahip çıkma zamanı. Demokratik anlamda artık el koyma zamanı. Sorunlara millet olarak bizim el koyma zamanımızdır. Bunu elbet yapabiliriz. Depremde ölmemek için, zararı minimize etmek için dirençli yerleşim yerleri, dirençli kentler yapmalıyız. Türkiye, yaşadığımız yerleşim alanları deprem dirençli olursa sorun yok, deprem olsun, aynı Amerika’daki gibi, Japonya’daki gibi. Bir aile, evine girdiği zaman olası depremde üst katın başlarına çöküp kendilerini ezmeyeceğine emin olursa evinde rahat eder.”

  • DEPREMLERDEN ZARAR GÖREN ÜRETİCİLERİN ZİRAAT BANKASI VE TARIM KREDİ’YE OLAN BORÇLARI BİR YIL ERTELENDİ

    DEPREMLERDEN ZARAR GÖREN ÜRETİCİLERİN ZİRAAT BANKASI VE TARIM KREDİ’YE OLAN BORÇLARI BİR YIL ERTELENDİ

    Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinden zarar gören illerdeki tarımsal üreticilerin, Ziraat Bankası A.Ş. ve Tarım Kredi Kooperatifleri’ne (TKK) olan kredi borçları bir yıl ertelendi.

    Cumhurbaşkanlığı’nın 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremler nedeniyle zarar gören illerdeki tarımsal üreticilerin, Ziraat Bankası A.Ş. ve Tarım Kredi Kooperatifleri’nce düşük faizli kredi kullandırılmasına ilişkin kararlar kapsamındaki kredi borçlarının ertelenmesine dair kararı bugünkü Resmi Gazete’de yayınlandı. Karar, 6 Şubat’tan geçerli olmak üzere yürürlüğe girdi.

    Karardan, 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa ile bağlı ilçelerinde tarımsal ürünleri-varlıkları (ekilişleri, ürünleri, hayvan varlıkları, işletme tesisleri, ahırları, seraları ve benzeri) zarar gören Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) veya Tarım ve Orman Bakanlığı’nın diğer kayıt sistemlerine kayıtlı olup, üretim faaliyetlerine devam eden gerçek veya tüzel kişi üreticiler, iktisadi işletmeler, birlik ve kooperatifler yararlanacak.

    HASAR TESPİT KOMİSYONLARI OLUŞTURULACAK

    Karara göre; hasar tespiti amacıyla il ve ilçelerde hasar tespit komisyonları oluşturulacak. İl hasar tespit komisyonu vali veya görevlendireceği vali yardımcısının başkanlığında Bakanlık il müdürü, Bakanlık il müdürlüğü koordinasyon ve tarımsal veriler şube müdürlüğü, defterdarlık yetkilisi, TKK temsilcisi ve ziraat odası başkanı veya yetkili temsilcisinden oluşacak.    

    İlçe hasar komisyonu da kaymakam veya görevlendireceği vekilinin başkanlığında Bakanlık ilçe müdürü, Bakanlık ilçe müdürlüğünde görevli teknik personel, mal müdürü, TKK temsilcisi ve ziraat odası başkanı veya yetkili temsilcisinden oluşacak.

    Komisyon kararları oy çokluğuyla alınacak. Hasar tespit komisyonu kararlarının, en geç 3 ay içinde hazırlanmış olması gerekecek.

    BORÇLAR BİR YIL SÜREYLE ERTELENECEK

    Ziraat Bankası ve Tarım Kredi tarafından kullandırılan ve 6 Şubat itibarıyla (bu tarih dahil) vadesi henüz gelmemiş olmakla birlikte bir yıl içinde dolacak olan, vadesi bir yılın üzerinde olanlarda bir yıl içinde başvuru yapılan veya vadesinden itibaren bekleme süresi içinde olan düşük faizli kredi kullandırılmasına ilişkin kararlar kapsamındaki tarımsal kredi borçları, vadesinde ilgili mevzuatına göre faiz tahakkuk ettirilerek vade tarihlerinden itibaren bir yıl süreyle ertelenecek.

    KREDİ BORÇLARININ ANAPARA TOPLAMI 250 BİN 1 LİRA VE ÜZERİNDE OLANLAR BANKA VEYA TARIM KREDİ’YE MÜRACAAT EDECEK

    Karar kapsamında tanımlanan kredi borçlarının anapara toplamı 250 bin lira ve altında olan kişilerin kredileri ile ilgili erteleme işlemleri, banka veya Tarım Kredi’ye müracaatına ve herhangi bir hasar tespiti yapılmasına gerek bulunmadan ilgilisi tarafından resen gerçekleştirilecek.

    Kredi borçlarının anapara toplamı 250 bin 1 lira ve üzerinde olan, tarımsal ürünleri/varlıkları (ekilişleri, ürünleri, hayvan varlıkları, işletme tesisleri, ahırları, seralar gibi) en az yüzde 30 ve üzeri zarar gören ve bu durumları il veya ilçe hasar tespit komisyonlarınca belirlenenlerin erteleme taleplerinin değerlendirilmesi için ilgisine göre banka veya Tarım Kredi’ye müracaat etmeleri gerekecek.

    Buna göre, hasar tespit komisyonu kararı tarihi itibarıyla borçları vadesinden itibaren, bekleme süresi içinde bulunan veya bu kararın yürürlük tarihinden sonra “tasfiye olunacak alacaklar hesaplarına” aktarılmış bulunanlar, hasar tespit komisyonu kararı tarihinden itibaren 1 ay içinde ilgisine göre banka veya Tarım Kredi’ye yazılı olarak başvuru yapacak. Kredi borçlarının vadesi henüz gelmemiş olmakla birlikte hasar tespit komisyonu kararı tarihinden itibaren 1 yıllık süre içinde dolacak olanlar, vadesinden itibaren 1 ay içinde ilgilisine yazılı müracaatta bulunacak.

    Kredi borçlarının vadesi henüz gelmemiş olmakla birlikte vadesi bir yıllık süreyi aşanların bir yıllık süre içinde ilgisine göre banka veya Tarım Kredi’ye yazılı müracaat etmesi halinde faiz tahakkuk ettirilerek başvuru tarihinden itibaren bir yıl borçları ertelenecek.

    YATIRIM KREDİLERİNDE TÜM TAKSİTLER ERTELENECEK

    Banka ve Tarım Kredi tarafından ertelenen tarımsal kredi borçlarına erteleme dönemi süresince vadesinden itibaren faiz uygulanmayacak. Yatırım kredilerinde ödenmemiş tüm taksitler birer yıl süreyle ertelenecek ancak faizsiz erteleme yalnızca ilk taksit için uygulanacak, diğer taksitlere mevcut faiz oranı ve indirimlerinin uygulanmasına devam edilecek.

    Banka ve Tarım Kredi’nin ertelenen kredilerden dolayı doğacak gelir kayıpları, bankaca tarım kredilerine uygulanan cari tarımsal kredi faiz oranı esas alınarak hesaplanacak. Banka ve Tarım Kredi, birinci yıl için kendi uygulamaları çerçevesinde üreticilere birden fazla taksit belirleyebilecek. Bu kapsamda yapılandırılan krediler birinci yılın sonunda gelir kaybı uygulamasının dışında kalacak.

    Banka ve Tarım Kredi, karar kapsamında ertelenen kredilere ilişkin bilgileri ve vade sonuna kadar hesaplanmış tahmini gelir kaybı tutarlarını, projeksiyon yapılabilmesi için aylık olarak Hazine ve Maliye Bakanlığı’na iletecek. Kesinleşmiş gelir kaybı tutarlarının Bakanlığa iletilmesinin ardından ödemeler, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından ilgili yıl bütçelerine bu amaçla konulan ödenekten karşılanacak.

    TAKİP BAŞLATILMAYACAK

    Bu kapsamdaki kredilerle ilgili olarak, hasar tespit komisyonu karar tarihinden müracaat süresi sonuna kadar, borcun ertelenmesi halinde ise erteleme süresi sonuna kadar takip işlemi başlatılmayacak.

  • Diyarbakır’da feci kaza! 3 araç birbirine girdi! Yerler kan doldu

    Diyarbakır’da feci kaza! 3 araç birbirine girdi! Yerler kan doldu

    Diyarbakır’da korkunç bir kaza yaşandı.  34 plakalı bir araç, ana yolda bulunan bariyerleri biçip içerisinde 2 polisin bulunduğu 46 plakalı otomobilin tavanını biçerek ardından 27 plakalı ticari araca çarptı. Kazada, 1 polis hayatını kaybetti; 1’i polis 5 kişi yaralandı.

    1 POLİS ÖLDÜ

    Kazanın 112 Acil Çağrı Merkezine bildirilmesi üzerine sağlık, itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri yaptığı kontrollerde polis Kemal Güleç’in hayatını kaybettiğini belirlerken, 1’i polis 5 yaralı kentteki hastanelere sevk edildi. Kazayla ilgili inceleme başlatıldı.

  • Diyarbakır’daki vahşette karısını defalarca bıçaklayan cani koca, “Eşimin boğazını kestim” diyerek yardım istedi!

    Diyarbakır’daki vahşette karısını defalarca bıçaklayan cani koca, “Eşimin boğazını kestim” diyerek yardım istedi!

    Diyarbakır’da yaşanan dehşette 8 katlı apartmanın 7’nci katındaki dairede oturan Ş.I. (29), kumar borcu yüzünden eşi R.I.’ye tepki gösterince tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine R.I., elindeki bıçakla 2 çocuğunun gözü önünde Ş.I.’yı boğazından, yüzünden ve elinden yaraladı.

    “EŞİMİN BOĞAZINI KESTİM”

    R.I., ardından evinin penceresine çıkarak “Eşimin boğazını kestim, sadece ambulans gelsin” diye bağırdı. Çevredekilerin ihbarı üzerine adrese polis ve sağlık ekipleri sevk edildi.

    YAKINLARI SİNİR KRİZİ GEÇİRDİ

    Sağlık ekibinin ilk müdahalesini yaptığı Ş.I., aşağıya indirildi. Bu sırada apartmanın önüne gelen yakınları sinir krizi geçirdi. Ş.I, Selahattin Eyyubi Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedaviye alındı. Polise teslim olan R.I. ise gözaltına alınıp, sorgusu için emniyete götürüldü.

  • Meral Akşener, Diyarbakırlılara böyle seslendi! “Buraya rızanızı almaya geldim”

    Meral Akşener, Diyarbakırlılara böyle seslendi! “Buraya rızanızı almaya geldim”

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Başkanı Merak Akşener Diyarbakır’da konuştu. Partisinin il kongresinde açıklamalar yapan Akşener, AK Parti’yi eleştirip Diyarbakırlılara çağrı yaptı.

    “YENİ BİR ŞEYLER SÖYLEMEK İÇİN YOLA ÇIKTIK”

    Akşener, “Tarihimizin, kültürümüzün, medeniyetimizin şehri, Diyarbakır’ımızın iyi ve cesur evlatları, kadınlarımız ve gençlerimiz…Türkiye’nin bu döneminde en büyük acıyı, zorluğu çeken kadınlar sizleri selamlıyorum” dedi. Akşener, Diyarbakır’ın ilçelerini teker teker sayarak selam yolladı, “Bundan 5 yıl önce güçlü ve zengin Türkiye hayalime ortak olan kardeşlerime selam olsun. Önümüzde bir çöl var, aşmalıyız’ diyen, ‘Kardeşliğimize karşı bir tuzak var bozmalıyız’ diyen dava arkadaşlarıma selam olsun. Ülkemizin yorgun düştüğü, devletimizin yıprandığı son yıllarda Türkiye için yeni bir şeyler söylemek için yola çıktık” diye konuştu.

    “İYİ PARTİ’Yİ BU VATANIN HAS EVLATLARI KURDU”

    Konuşması sırasında sık sık sloganlar ve alkışlar alan Akşener, “İYİ Parti’yi bu vatanın has evlatları Kürtler kurdu, Türkler kurdu, Zazalar kurdu. Eşitliğe, güvenliğe ulaşma idealiyle milletimizin her renginden cesur insanlarımız kurdu. Salonlara sığmadık meydanlara aktık, meydanlara sığmadık memleketimize aktık. İYİ Parti’nin bu destansı hikayesinde Diyarbakırlı kardeşlerimin de büyük katkısı var.” dedi.

    “BURAYA KUCAKLAŞMAYA GELDİM”

    “Her türlü iftiraya inat Diyarbakır’ın partisine kalbini açtığını” söyleyen Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “İlk günden beri uçurumun kenarındaki ülkemizi kurtarmak için yanımdasınız. Adalet, huzur, mutluluk için yanımdasınız. Zulme rağmen, baskılara rağmen aslanlar gibi yanımdasınız. Bu topraklar misafirperverliğin topraklarıdır, mertliğin topraklarıdır. Buraya boş sözler hamasi nutuklar için gelmedim ben buraya bu topraklar kurumasın diye Dicle’de bir damla su olmaya geldim. Hevsel’in çiçekleri solmasın diye bir avuç güneş olmaya, bu tepelerde maral olmaya marazları kovmaya geldim. Ben buraya çalmadan gireceğim kapım olduğunu bildim ve onun için geldim. Buraya rızanızı almaya geldim. Karanlık gölgeleri yırtmaya geldim. Ben buraya kucaklaşmaya geldim çünkü düşmanlar barışır ama kan kardeşler kucaklaşır. Bugün gök mavi, dağ yeşil, tarla sınır olan memleketimizde gök gri, dağ delik deşik tarla ise boş duruyor.

    “ARTIK TÜRKİYE’DE AK PARTİLİLER VE DİĞERLERİ VAR”

    Devletimizin başında ne yazık ki milletimizin dertlerini görmezden gelen, sesini duymayan vicdansız bir iktidar var. Kendini ağa, milletimizi de maraba gören çirkin bir anlayış var. Milletin iradesini tek bir kişinin dudağı arasına sıkıştıran ucube bir sistem var. Bugün devlet zorbaların eline kalmıştır, bugün bayrak şuursuzların eline kalmıştır. Bugün artık ülkemizde Türk Kürt yok, Sünni Alevi yok, sağcı solcu yok. Bugün artık Türkiye’de AK Partililer ve diğerleri var. Bir yanda suç işleme özgürlüğü olanlar var bir yanda nefes alması suç olanlar var.

    “MİLLETİMİZİ AÇLIKTA, MUTSUZLUKTA EŞİTLEDİLER”

    Kasaptan üç parça pirzolayı hediye olarak alan anneler var çocuğuna hediye alan. Ama tuhaf pantolonlu, bin dolarlık ayakkabı giyen, 5 bin dolarlık kıyafet giyen pudracılar var. Görgüsüz arabasıyla, teknesiyle fotoğraf çektirip gencecik umutsuz çocuklarımızın gözüne sokan saygısız yetiştirilmiş nesiller var. Biz bu çileyi bitirmeye geldik. Cumhuriyetimizin eşitleyen değerleriyle geldik. Sayın Erdoğan ve arkadaşları yolsuzluğu, yasakları, yoksulluğu kaldırmak için demokrasi trenine binmişlerdi ama sonra ne oldu ilk durakta o trenden indiler. Milletimizi açlıkta, mutsuzlukta eşitlediler. Kanayan yaralarımızı bıçakla deştiler, yeni yaralar açtılar. Buradaki kadınların günlük hayatta çektiği pek çok acıyı, öfkeyi inanın Türkiye’nin her yerindeki kadınlar, şu anda size hitap eden kadın da yaşadı, yaşamaya devam ediyor.

    “BU UCUBE SİSTEMİ DEĞİŞTİRECEĞİZ”

    İslam’da iftira yoktur. Karşınızda duran bu kişiye ateistten tutun kafire kadar her şey dendi. Acıda, zulümde, yoklukta, eziyette eşitlendik ama her şeye rağmen yaralarımızın bir merhemi var, o merhem bizdedir. 1915’te Çanakkale’de omuz omuza şehit olurken o merhemi bulduk. 1922’de Sakarya’da namahremin bileğini bükerken o merhemi bulduk. 1923’te Ankara’da ışıl ışıl bir hayali birlikte kurarken o merhemi bulduk. Biz o yaraları 2023’te de aynı mübarek merhemle İstanbul’da, İzmir’de, Adana’da, Trabzon’da, Erzurum’da, Diyarbakır’da, Bitlis’te, Siirt’te, Mardin’de tıpkı bundan 100 yıl önce olduğu gibi bugün de bayrağımızın altında yaşamaktan gurur duyan herkesle, vatanımızın toprağında alın teri olan, Cumhuriyetimizin bekçisi olan herkesle Kürt’üyle, Türk’üyle herkesle devletimizi vasatlığa mahkum eden bu ucube sistemi değiştireceğiz.

    “DEVLET VATANDAŞINI KORKUTMAK İÇİN DEĞİL ONA GÜVEN VERMEK İÇİN VARDIR”

    Hiçbir devlet yoktur ki vatandaşına korku saçarak yükselsin. Çünkü devlet vatandaşını korkutmak için değil ona güven vermek için vardır. Aranızda daha mutluyum, daha huzurluyum, daha zenginim diyebileniniz var mı? Kurumlarımızın, paramızın, vatandaşlığımızın bile değer kaybettiği bugünlerde her yeni güne bir krizle uyanan Türkiye’nin nereye gittiğini görebileniniz var mı? Yok. Türkiye zengin bir ülkedir, bizim isyanımız bu iş bilmezliğidir. Bizim isyanımız bu memleketi zulümle yönetenlerdir.

    “SESİ ÇIKMAYANLARI SESİ OLACAĞIZ”

    Bugün geldiğimiz noktalarla keşkelerle bir yere varamayız. Gün el ele güneşin doğduğu yere bakma günüdür. Omuz omuza verip burçların üzerinden Hevsel’in üzerinde güneşi izleme günüdür. Soframızdan, hakkımızda, vatandaşlığımızdan, insanlıktan çaldılar. Gün hırsızlardan hesap sorma günüdür. Sesi çıkmayanların sesi olacağız. Fakirin, fukaranın ezilmesini engelleyeceğimize söz verdik. Milletimizin hakkını rant peşinde koşan yandaşlara yedirmeyeceğimizi söz verdik. İnsanımızı esir almaya çalışan tüm tahakkümleri yıkacağımıza ‘yeter söz milletindir’ diyerek toplumumuzu hürriyete kavuşturacağımıza söz verdik. Sözümü söz, dün olduğu gibi bugün de arkasındayız.

    “ARAMIZA GİREBİLECEKLERİNİ ZANNETTİLER, ÇOK YANILDILAR”

    Tehditle, korkuyla aramıza girebileceklerini zannettiler, yalandan bir tarih yazarak aramıza girebileceklerini zannettiler, çok yanıldılar. İYİ Parti yolsuzluğa, yoksulluğa, yalanlara karşı mücadeledir. Kimse merak etmesin biz bu çarpık düzeni değiştirecek vizyona sahibiz. Bugüne kadar karşılaştığımız zorlukları devlet millet el ele verip çözdük. İftiraları, yalanları boşa çıkarttık. Bizim tek kriterimiz milletin oyunu milleti temsil etmek için kullanan sahici siyasetçilerle muhatap olmaktır. Halka rağmen değil, halka doğru, halk için hareket eden siyasetçilerle rekabet etmektir. Mesele cumhuriyeti sözde özde sahiplenmekse, mesele silahlara veda kan dökmeye de tövbe etmekse, mesele her türlü musibetin karşısında çelikten sarsılmaz bir biz olmaksa, biz varız. Biz konuşan Türkiye’den yanayız.

    “1923’ÜN KIYMETİNİ BİLEMEZSEK 2023’Ü KAYBEDERİZ”

    Bugün çocuklarımız aç, gençlerimiz umutsuz, haneler bereketsiz, memleket bayram sofrasını unutmuş. O bayram sofrasını birlikte kuracağız. Bu ülke nevruzundan, baharından kopartılmış. 1920’nin kıymetini bilemedik 2020’yi kaybettik, 1923’ün kıymetini bilemezsek 2023’ü kaybederiz. Bu cendereden çıkışımızın tek yolu konuşan bir Türkiye, konuşan bir millettir. Kardeşlikte buluşmuş, meşverette birleşmiş bir millet. Aynı ateşin üzerinden birlikte atlayabilen bir millet.

    “GELİN BU DEMİRİ BERABER DÖVELİM”

    Ben bugüne kadar ne elin sıtmasını kabul ettim ne de ötekinin öldürmesine razı geldim. Ne kimsenin örsü oldum ne de başkasının çekici olmaya razı geldim. O halde diyorum ki; gelin bu demiri beraber dövelim, zulmün çekicini zalimin elinden alalım. O çekiçle istibdadın zincirlerini kırıp, o kırık zincirden kardeşliğin demirini birlikte dövelim. İyilik memleketin her yerine ulaşacak. 14 Mayıs işte bunun miladı olacak. Kurtla öldüren, çobanla yiyen, sahibiyle ağlayanlara hep birlikte hep bir ağızdan ‘Yeter söz milletindir’ diyeceğimiz mukaddes bir milat olacak. Çünkü istibdat onlarınsa hürriyet bizimdir, saray onlarınsa sandık bizimdir, zulüm onlarınsa mayıslar bizimdir.”

  • ‘Evlat nöbeti’ni başlatan Hacire annenin terör örgütünden kurtardığı evladı kendini yaktı!

    ‘Evlat nöbeti’ni başlatan Hacire annenin terör örgütünden kurtardığı evladı kendini yaktı!

    Dün gece saatlerinde merkez Sur ilçesinde tarihi surlara çıkan Hacire Akar’ın oğlu Mehmet Akar, kendini yaktı. Durumun 112 Acil Çağrı Merkezine bildirilmesi üzerine olay yerine polis, itfaiye ve sağlık ekipleri geldi.

    HASTANEDE HAYATINI KAYBETTİ

    Akar, ekiplerin müdahalesiyle Dicle Üniversitesi Hastanesi yanık bölümüne sevk edildi. Yüzde 90 vücudunda yanık oluşan Akar, tedavi altına alındı. Terörün pençesinden kurtarılan Akar, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

    “BİR ÇOCUĞU VAR, EŞİ HAMİLE”

    Hastane önünde açıklamada bulunan ağabey Mustafa Akar, “Mehmet’tin durumu psikolojikti, örgütten kurtardıktan sonra toparlayamadı. Başımız sağ olsun, sorumlusu örgüttür, demek ki bırakmadılar peşini… 25 yaşında, bir çocuğu var, eşi hamile. Bize yapılan, herkese yapılmıştır. Başkasına yapmasınlar. Onu hayatta bağlamak için çok uğraştık, kurtaramadık. Örgütten dolayı psikolojisi bozuktu. Bizi rahat bırakmadılar” dedi.

    ‘DİYARBAKIR ANNELERİ’NİN SEMBOL İSMİ

    Öte yandan; Hacire Akar, 3 Eylül 2019 yılında HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önüne geçerek HDP ve bölücü terör örgütü PKK’ya karşı başkaldırıp evladını istemiş ve evladına kavuşup evlendirmişti. Akar’ın duruşu örgütte çözülmeleri hızlandırırken, 39 örgüt mensubunun da güvenlik güçlerine teslim olmasının önünü açmıştı.

  • Diyarbakır’da ablasını öldüren katilin internette yaptığı arama tüyler ürpertti! ” Şeriatta zina eden abla öldürülebilir mi?”

    Diyarbakır’da ablasını öldüren katilin internette yaptığı arama tüyler ürpertti! ” Şeriatta zina eden abla öldürülebilir mi?”

     Adıyaman’da yaşayan Mustafa Aslan (21), bir süredir eve gelmeyen ablası Melek Aslan (24) ile buluşmak için kente geldi. Kardeşler arasında Melek’in eski sevgilisi Orhan Vatansever’in fuhuş ve dolandırıcılık suçlamaları nedeniyle tartışma çıktı.

    ABLASINI VURARAK ÖLDÜRDÜ

    Mustafa Aslan, yanında getirdiği tabancayla ablasını vurarak öldürdü. Polisin gözaltına aldığı Mustafa Aslan, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı hakimlikçe tutuklandı. Aslan’ı azmettirdiği iddiasıyla Sakarya’da gözaltına alınan Melek’in eski sevgili Orhan Vatansever de tutuklandı.

    MÜEBBET HAPİS CEZASINA ÇARPTIRILDILAR

    Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca Mustafa Aslan için “kardeşi kasten öldürme”, Orhan Vatansever hakkında ise “özel hayata ilişkin görüntü ve sesleri ifşa etme”, “kardeşi kasten öldürmeye azmettirme” suçlamalarıyla müebbet hapis cezası istemiyle iddianame hazırlanıp dava açıldı. Diyarbakır 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 13 Aralık 2021’de görülen davanın karar duruşmasına Mustafa Aslan ve Orhan Vatansever, cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Duruşmada Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın ve sanıkların avukatları da hazır bulundu. Sanık ve avukatların savunmasının ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, Mustafa Aslan ve Orhan Vatansever’e ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Yargılama sürecindeki davranışlarını göz önünde bulundurup her 2 sanığın cezasını müebbet hapse indiren heyet, ayrıca “özel hayatın gizliliğini ihlal” suçundan Orhan Vatansever’e 2 yıl 1 ay hapis cezası verdi.

    İNTERNETTE ARAŞTIRMA YAPMIŞ

    Mustafa Aslan ve Orhan Vatansever’e verilen müebbet hapis cezalarıyla ilgili İstinaf Mahkemesi’ne başvuruldu. İncelemede, kararın usul ve yasaya uygun olduğuna karar verildi. Dosyada yapılan incelemede, Mustafa Aslan’ın cinayetten 1 hafta önce internetteki arama motorunda birden fazla kez “Şeriatta zina eden abla öldürülebilir mi?”, “Şeriatta zinanın cezası” gibi aramalar yaptığı belirlendi. Ayrıca dosyada, Mustafa Aslan’ın bu aramalardan sonra Orhan Vatansever’in tahrik edici sözleri ve aramalarıyla ablasını öldürmeye karar verdiğine yer verildi.

    İSTİNAF MAHKEMESİ KARARI ONADI

    İstinaf Mahkemesi, sanıklar Mustafa Aslan ve Orhan Vatansever’e verilen müebbet hapis cezasının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle itirazlarının reddiyle hükmün onanmasına oy birliği ile karar verdi.

  • Diyarbakır’da katliam gibi kaza! Yolcu otobüsü devrildi! İçinde çocuk ve bebekler vardı!

    Diyarbakır’da katliam gibi kaza! Yolcu otobüsü devrildi! İçinde çocuk ve bebekler vardı!

    Diyarbakır’dan Iğdır’a doğru  hareket eden, içinde çocuk ve bebeklerin olduğu şehirlerarası otobüs kontrolden çıkarak devrildi.

    1’İ BEBEK 5 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ

    Kaza yerine ekipler sevk edildi.  Kazada, 23 yaralı kentteki hastanelere sevk edilirken,1’i bebek olmak üzere 5 kişinin hayatını kaybettiği belirlendi. nKazada, şoför ve muavin gözaltını alındı. Kaza ile ilgili inceleme başlatıldı.

  • Diyarbakır’da ‘Uykusunda öldü’ denilen İclal Şimşek katledilmiş! Katili ise o kişi çıktı!

    Diyarbakır’da ‘Uykusunda öldü’ denilen İclal Şimşek katledilmiş! Katili ise o kişi çıktı!

    Korkunç cinayet Diyarbakır’da meydana geldi.  Ailesi, 112 Acil Çağrı Merkezini arayarak kızları İclal Şimşek’in uyanmadığını, yaptıkları kontrolde öldüğünü söyledi. İhbarla olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. 7’nci kattaki apartman dairesine gelen ekipler, yapılan kontrolünde öldüğü belirlenen İclal Şimşek’in boynunda izler tespit etti. Şimşek’in annesi M.K.,(39), babası Kadri K. ve kardeşleri Ö.K.(25) ile M.K.(16) Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekiplerince gözaltına alındı.

    KATİLİ BABASI ÇIKTI

    Şimşek’in cansız bedeni de otopsi için Adli Tıp Kurumuna götürüldü. Olay yerinde yapılan incelemede ve şüphelilerin ifadeleri üzerine cinayeti Kadri K.’nin işlediği tespit edildi.

    EŞİYLE SORUNLAR YAŞAMIŞ

    Şüphelilerin emniyetteki işlemleri devam ederken, İclal Şimşek’in 2 yıl önce evlenerek Mersin’e yerleştiği, eşiyle yaşadığı sorunların ardından tekrar babasının evine döndüğü ve zaman zaman şehir dışında kalarak, daha sonra yine babaevine dönmesi nedeniyle ailesiyle sorunlar yaşadığı belirtildi