Etiket: gezi davası

  • Osman Kavala’dan flaş Henri Barkey açıklaması

    Osman Kavala’dan flaş Henri Barkey açıklaması

    Gezi davası neticesinde ağırlaştırılmış müebbet cezası alan iş insanı Osman Kavala “casusluk” suçlaması yöneltilmesine gerekçe olarak gösterilen akşam yemeğine dair Henri Barkey’in yaptığı açıklamayı vurgulayarak, “Henri Barkey geçen gün, 18 Temmuz 2016 tarihinde Karaköy lokantasında kendisi ile yemek yiyen kişinin ben olmadığımı açıkladı. Savcılık bu gerçeği baştan beri gayet iyi biliyordu.” dedi.

    “EMNİYET GÖREVLİLERİ BİLİYORDU”

    Kavala yapmış olduğu yazılı açıklamada, “Emniyet görevlileri lokantada yaptıkları araştırmada, o akşam kimlerin hangi masalarda oturduğu bilgisine ulaşmıştı; Emniyet’te yapılan sorgumda da bu durum teyit edilmişti. ‘Gezi olaylarını organize etmek’ ve ’15 Temmuz darbe girişimine katılmak’ suçlamalarıyla karşılaştığım sorgulama sırasında, Barkey ile lokantada sadece selamlaşmış ve ayaküstü konuşmuş olmamdan söz edilmişti ve bu, aramızda temas olduğunun delili olarak gösterilmişti. Ancak, Gezi davasının beraatle sonuçlanmasından sonra hazırlanan, benim Barkey ile 15 Temmuz darbe girişimini organize ettiğimi ve casusluk faaliyetlerinde bulunduğumu içeren ikinci iddianamede, bu olay planlı bir buluşma ve bir görüşme olarak değiştirildi.” dedi.

    Kavala şu yazıyı yayınladı:

    “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, Türkiye’nin Mahkeme’nin önceki kararına uyma yükümlülüğünü yerine getirmediğine hükmettiği son kararında, ek tespitlerde bulunan iki yargıç, aynı olayın farklı biçimde anlatılmasını tutukluluğumun sürdürülmesini haklı gösterme çabasına örnek olarak değerlendirdiler.

    HTS KAYITLARINDA GÖRÜLÜYORDU

    İkinci iddianamede yapılan tek manipülasyon bu değildi. Birbirine yakın baz istasyonlarından verilen sinyaller Barkey ile sık sık buluştuğumun delili olarak gösterildi. Oysa çakışmanın neden kaynaklandığı, HTS kayıtlarından açıkça görülüyordu: Çakışma, benim telefonumun Elmadağ’daki çalışma ofisimin bitişiğindeki baz istasyonundan, Barkey’in telefonunun da kendisi Taksim’e gittiğinde civardaki baz istasyonlarından sinyal vermesinden kaynaklanıyordu. Daha vahimi, iddianamede, böylesi sözde deliller göstermeye dahi ihtiyaç duyulmadan, benim darbe hazırlığı amacıyla FETÖ/PDY’nin sorumlularıyla irtibata geçtiğimin, birlikte faaliyetlerde bulunduğumun yazılmış olmasıydı.

    “DÜZMECE CASUSLUK”

    Gezi davasında verilen beraat kararları bozulduktan ve iktidarın istediği türden cezalar verildikten sonra, ne pahasına olursa olsun tutukluluğumu devam ettirmek için hazırlanmış olan bu düzmece casusluk suçlamasına gerek kalmadı. İddia makamının olayları ve olguları tarafsız bir gözle inceleyerek lehte ve aleyhte delilleri nesnel olarak değerlendirmesi ve mahkemeyi dürüstçe bilgilendirmesine ilişkin yükümlülüğü, yasalarımız ve AİHM normları tarafından belirlenmiştir.

    Bugün ülkemizde bu yükümlülük fiilen ortadan kalkmıştır. Hukuksuz yargılamalar, siyasi etki altında olan savcıların olguları saklama, tahrif etme, komplo teorilerine göre anlamlandırma yöntemleriyle hazırladıkları iddianameler üzerinden yürütülmektedir. Karaköy lokantasında Henri Barkey ile yemek yediğim iddiası bu davranışın küçük ama oldukça aydınlatıcı bir örneğidir.”

  • Osman Kavala için kader günü! AİHM kararı bekleniyor

    Osman Kavala için kader günü! AİHM kararı bekleniyor

    AİHM 10 Aralık 2019’da, Kavala’ya ilişkin olarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 18. maddesinin ihlal edildiği kararını vererek gerekenin yapılmasını talep etmişti.

    Mahkeme, bu durumun sona erdirilmesi için AİHS’in 46. maddesinin 4. fıkrası uyarınca Kavala’nın derhal serbest bırakılması gerektiği hükmünü bildirmişti.

    Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Mahkeme’nin kararlarının uygulanıp uygulanmadığını denetlemeye başladı.

    Komite, 2019 tarihli AİHM kararının uygulanmadığı gerekçesiyle Türkiye’ye karşı 2 Şubat 2022’de resmen ihlal prosedürü başlatmıştı. Bugün Osman Kavala için kesin karar verilecek.

  • AİHM’den kritik Osman Kavala açıklaması

    AİHM’den kritik Osman Kavala açıklaması

    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Dairesi, Osman Kavala davasına ilişkin açıklamada bulundu.

    AİHM Büyük Dairesi, Osman Kavala/Türkiye davasının 11 Temmuz 2022 tarihinde saat 11.00’de Strasbourg’daki AİHM binasında “açık olarak görüleceğini” ilan etti.

    Gezi Davası davasında Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet, 7 kişiye ise 18’er yıl hapis cezası verilmiş, bu karar infial etkisi yaratmıştı.

    Türkiye’nin Avrupa Konseyi üyesi olarak; AİHM kararlarına uyması bekleniyor. AİHM 2019 yılında; Kavala’nın tutukluluğunun temelsiz olduğu ve serbest bırakılması gerektiğini ifade etmişti.

  • Bakan Bozdağ’dan ABD ve Almanya’ya “Kavala” tepkisi

    Bakan Bozdağ’dan ABD ve Almanya’ya “Kavala” tepkisi

    Bakan Bozdağ, AK Parti Yozgat İl Başkanlığı tarafından düzenlenen iftar programında vatandaşlarla bir araya geldi.

    Berlin Büyükelçisinin Almanya Dışişleri Bakanlığı’na çağrılmasının Türkiye’nin içişlerine açık bir müdahale girişimi olduğunu belirten Bakan Bozdağ, yargının bağımsızlığına vurgu yaptı. Bakan Bozdağ şöyle konuştu:

    “Almanya Türkiye’nin Berlin Büyük Elçisini görülmekte olan bir dava nedeniyle Dışişleri Bakanlığına çağırdı. Bu Almanya’nın Türkiye’nin içişlerine açık bir müdahale girişimidir. Buradan bir kez daha Almanya’yı kınıyorum. Değil Almanya dünyanın hiçbir ülkesi Türkiye’nin yargısına da içişlerine de müdahale edemez, böyle bir hakkı da yoktur. Kimsenin de böyle bir şey haddi de değildir. Almanya da Solingen Faciası, NSU Davası daha pek çok konuda dünyanın şahit olduğu, nice hukuk katliamları oldu, hukuk ayaklar altına alındı. Katiller korundu, havanda su dövüldü, bütün dünya ve Türkiye buna şahit, biz de biz de yakından takip ediyoruz. O zaman hukuk bunların aklına hiç gelmedi. Ama bakıyorsunuz Türkiye’nin içişlerine müdahale etmek için, her şeyi bahane etmeye gayret ediyorlar. Sana ne ya, Türkiye ne yapıyorsa kendi hukuki çerçevede yapıyor. Türk yargısı da bağımsız kendi bağımsızlığı içerisinde, anayasa, kanun ve hukuka bağlı olan bir vicdani kanaatte hükümlerini tesis ediyor. Herkes Türk yargısının yaptığına da saygı duymak zorundadır. Ve Türk yargısına karşı Almanya’nın ABD’nin takındığı bu tutumu biz reddediyoruz onları uluslararası hukuka uygun davranmaya devam ediyoruz. Türkiye Almanya’nın veya ABD’nin kaş çatmasıyla, büyükelçi çağırmasıyla açıklamasıyla bir takım değerlendirmesiyle, hizasını ve istikametini değiştirecek bir ülke değildir.” (İLKHA)