Ataşehir Belediyesi’nde bu kez Ruhsat ve Denetim Müdürü olduğu belirtilen Servet Ön’ün rüşvet aldığı öne sürülen anların görüntüleri sosyal medyada paylaşıldı. Görüntülerde odasında iki kişiyle görüşen Servet Ön’ün önünde oturan kişiden aldığı bir balya parayı alarak çekmecesine koyduğu görülüyor.
AK PARTİ İLÇE BAŞKANI’NDAN TEPKİ
Ataşehir Belediyesi’nde Ruhsat ve Denetim Müdürü Ön’ün rüşvet aldığına yönelik iddiaların hızlı bir şekilde yayılmasının ardından ilk tepki AK Parti Ataşehir İlçe Başkanı İsmail Erdem’den geldi. Erdem, konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Vay vay vay! Ataşehir Belediyesi’nde neler oluyor öyle? Ataşehir Belediye yönetimi cevap ver bakalım? Ataşehir halkı kirli işlerinizden bıktı usandı artık” ifadelerine yer verdi.
BATTAL İLGEZDİ GÖREVDEN UZAKLAŞTIRILMIŞTI
İçişleri Bakanlığı’ndan, hakkında mülkiye müfettişlerince düzenlenen raporlar ile adli mercilerce yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar sebebiyle Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi görevden uzaklaştırılmıştı.
2019’DA YENİDEN SEÇİLDİ
,8 Aralık 2017 tarihinde görevden uzaklaştırılan Battal İlgezdi, 31 Mart 2019 tarihinde gerçekleşen yerel seçimlerde yeniden Ataşehir Belediye Başkanı seçilmişti.
Rüşvet iddiaları nedeniyle İçişleri Bakanlığınca Bilecik Belediye Başkanlığı görevinden geçici olarak uzaklaştırılan ve CHP’den ihraç edilen Semih Şahin ile eski Kayı AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Erdağı’nın yargılanmasına devam edildi.
TAHLİYE EDİLDİ
Bilecik Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ikinci duruşmaya tutuklu sanık Selçuk Erdağı ve tutuksuz sanık Semih Şahin ile taraf avukatları katıldı. Sanıklar ilk duruşmadaki beyanlarını tekrar ederek, beraat talebinde bulundu. Selçuk Erdağı, tahliyesini istedi. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Selçuk Erdağı’nın adli kontrol hükümleri uygulanarak tahliyesine hükmederek duruşmayı 23 Aralık’a erteledi.
SELÇUK ERDAĞI KİMDİR?
Selçuk Erdağı, Bilecik belediye başkanı Semih Şahin’in danışmanıdır. Bilecik’te bir kişi Erdağı’nın kendisinden Alışveriş Merkezi’nin 330 bin dolar istediğini belirterek şikayetçi olmuştu. Yakalanarak tutuklanmıştı.
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eski danışmanı Turhan Çömez, gazeteci Fikret Bila, Barış Pehlivan ve hukukçu Salim Şen’in dün akşam canlı yayına katılarak Sedat Peker’in iddia ettiği rüşvet ağına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Turhan Çömez’in AKP’de danışman olduğu döneme ilişkin anlattıklarıyla programda çok ses getirdi.
Turhan Çömez’in Abdullah Gül ve dönemin Başbakanı Erdoğan’la ilgili iddiaları şu şekilde:
“Yıl 2003 Erdoğan’ın yaptığı bir konuşmada biz yolsuzlukların damarından girdik. Bundan sonra bir yolsuzluk olursa bizzat bana haber vereceksiniz” dedi.
“RÜŞVET TALEBİNİ BANA İLETTİ”
Ben de nereden bileyim yolsuzlukların AKP’nin damarından girdiğini. Bir yolsuzluk dosyası bir iş adamı geldi zamanın maliye bakanlığında yaşanan korkunç bir rüşvet talebini bana iletti. Ben de ‘bıktım artık dedim bunlardan ağızdan ağıza iletmek istemiyorum. Lütfen bunu yaz’ dedim. Yazdı iş adamı ayrıntılı bir şekilde. Kalktım Abdullah Gül’e verdim. 2 gün sonra bu işin muhatabı Bakan beni aradı. ‘Niye dedi beni Gül’e şikayet ediyorsun’ diye.
“BAKANLA KAVGA ETTİK”
Anladım ki Gül adama ‘yaptıklarınla ilgili bana şikayet geliyor, tedbirini al’ demek istiyor. Bakanla kavga ettik, vurdum kapıyı çıktım. ‘Daha detaylı her şeyi yaz’ dedim. Yazdı. Götürdüm Başbakanlığa teslim ettim. O zaman başbakan Erdoğan’dı. Halbuki yolsuzluk bunların damarından girmiş ben de saf saf gidiyorum. Hiçbir şey olmadı. Yıllar sonra bu mektuplar, rüşvet ifşaları ve şikayetleri Ergenekon davasında “hükümete yıkmaya delil” olarak benim karşıma çıktı.”
Sedat Peker’in ortaya attığı iddiaların ardından ortalık sonrası yargının harekete geçmemiş olması muhalefet ve halk tarafından cevabı merak edilen sorulardan biri olarak gündemin en çok konuşulan konusu olmaya devam ediyor. Bu konuya ilişkin olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birileri, ülkemizin adalet sistemini, suç çetelerinin kirli oyunlarına kurban etmek için uğraşıyor. Böyle bir rezilliğe asla izin vermeyeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Erdoğan ayrıca, “Türkiye Cumhuriyeti devletinin, karanlık mihrakların güdümünde istikamet çizilen bir ülke olmadığını herkes görecek, kabul edecek.” diye konuştu.
Zehra Taşkesenlioğlu hakkında çıkan iddialar ve Sedat Peker tarafından yayınlanan videonun ardından hakkında şikayette bulunulan Prof. Dr. Ünsal Ban’a ilişkin önemli bir gelişme yaşandı. AA’nın haberine göre, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından devam ettirilen soruşturma çerçevesinde hakkında gözaltı kararı alınan Ünsal Ban’ın, deniz yoluyla yurt dışına kaçacağı ihbarı üzerine polis ekipleri operasyon düzenledi.
Ban, Muğla’nın Milas ilçesinde kendisine ait olmayan bir araçla seyir halindeyken polis güçlerine yakalandı.
Ünsal Ban’ın, kendi aracını bırakarak başka bir araçla hareket ettiği, kontrol noktalarından kurtulmak için de farklı güzergahlardan geçtiği ifade edildi.
Ban hakkında, boşanma aşamasındaki eşine ait kişisel verileri organize suç örgütü lideri ile paylaşma, tehdit ve şantaj suçlamaları bulunuyor.
Organize suç örgütü lideri olduğu iddia edilen ve son dönemde ifşalarıyla herkesin ilgisini çeken Sedat Peker, AKP Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu ile boşanma sürecinde olan olan Prof. Dr. Ünsal Ban ile evinde çekilmiş bir video yayımlamıştı.
Söz konusu videonun akabinde Taşkesenlioğlu, sosyal medya hesabından önemli bir açıklamada bulundu. Taşkesenlioğlu açıklamasında, “Ünsal Ban’ın ailesinin ve çevresinin uzun dönemdir benim ve ailemin adını kullanarak yaptığı usulsüzlüklere gösterdiğim ve artık son noktaya gelen tepkim yaşadığım bu zorlu süreci gözler önüne sermektedir” diyerek durumu yargıya taşıyacağını ifade etti.
“KADINA KARŞI ŞİDDETİN EN AĞIR ŞEKLİ…”
Zehra Taşesenlioğlu açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Sosyal medyada şahsımı hedef alan mahrem görüntülerle ilgili şu açıklamayı yapmak zaruri olmuştur. Kendi mahrem evimde, başım açık şekilde Ünsal Ban tarafından gizli çekilen görüntülerim kişisel ve aile mahremiyetim hiçe sayılarak milyonlara servis edilmiştir. Son derece çirkin ve gayriahlaki şekilde yayınlanan söz konusu görüntülerle kadına karşı şiddetin en ağır şekline maruz bırakılmış bulunmaktayım.
Söz konusu şahsiyetin boşanma sürecinde kendini haklı konuma getirebilmek için olmadık yollara başvurduğu görülürken, tartışmanın öncesi ve sebebinin ne olduğu bilinmeden bir kurgu üzerinden servis edilen bu görüntüler toplum nezdinde beni küçük düşürüp, itibarımı lekelemeyi hedef almıştır.
“BAŞKA AMACA HİZMET ETMEKTEDİR”
Görüntülerde tartışma sırasında Ünsal Ban’ın ailesinin ve çevresinin uzun dönemdir benim ve ailemin adını kullanarak yaptığı usulsüzlüklere gösterdiğim ve artık son noktaya gelen tepkim yaşadığım bu zorlu süreci gözler önüne sermektedir. Farklı bir boyuta çekilen bu görüntüler boşanma sürecinde zor günler yaşayan bir kadının linç edilmesi ve itibarsızlaştırma çalışmasından başka bir amaca hizmet etmemektedir.
Diğer taraftan aile mahremiyetini, toplumun en temel değerlerini bile hiçe sayan kınanması gereken bu rezillik maalesef siyasi bir lince dönüştürülmüştür. Günlerdir, ailemle birlikte sistematik olarak iftira kampanyası ile karşı karşıya kaldığımı ve bu iftiraları atan ya da taraf olan herkesle yargı önünde hesaplaşacağımı belirtmek isterim.
“HUKUKİ SÜREÇ BAŞLATILMIŞTIR”
Şahsıma yönelik bu yargısız infazın son bulacağına ve son derece ahlaksızca oynanan bu kumpasın yargı önünde bir an önce gün yüzüne çıkacağına inancım tamdır. Bu konu ile ilgili adli ve hukuki süreç başlatılmıştır.”
Sedat Peker, eski SPK Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu’nun, kendisine bir sorun nedeniyle başvuran Marka Yatırım Holding’in sahibi Mine Tozlu Sineren’i, AKP’li Zehra Taşkesenlioğlu’na gönderdiğini ileri sürdü. Zehra Taşkesenlioğlu’nun da Mine Tozlu’yu ‘Way Out’ adlı bir finansal danışmanlık şirketine yönlendirdiğini ifade eden Peker, burada Mine Tozlu’dan 12 milyon lira danışmanlık adı altında ‘rüşvet’ talep ettiğini iddia etti ve belge paylaştı. Mine Tozlu Sineren’in ödemeyi reddettiğini belirten Peker, daha sonra Cumhurbaşkanı Danışmanı Serkan Taranoğlu’nun, Mine Tozlu Sineren’e ulaşarak söz konusu danışmanlık şirketinde buluştuklarını söyledi.
Sedat Peker’in iddialarını doğrulayan Sineren, “Ben Sedat Peker’i eskiden tanırım ama bu bilgilere nereden ulaştığını bilmiyorum. Sadece tanışıklığımı var. Bana daha önce yaşadığım bu sıkıntılardan dolayı geçmiş olsun mesajı iletti. Sedat Peker’in yazdıklarında doğru olmayan ufak tefek şeyler var.” diye konuştu.
Ali Fuat Taşkesenlioğlu sosyal medya hesabından şu açıklamayı yaptı:
“Mine Tozlu Sineren adını göreve başladığım Nisan 2018 sonrası Erzurumlu olmamız hasebiyle Erzurumlu olduğunu söyleyerek onun adına randevu isteyen biri dolayısıyla öğrendim. Firma sahiplerinin farklı kişiler üzerinden randevu talebine cevap vermeyeceğimi belirttim. Bu süreçte yönetim kurulu başkanlığını yaptığı şirketin işlemleriyle ilgili inceleme ve soruşturmalar devam etti. İncelemeler sonucu rapora bağlandıktan sonra, kendisinin de içinde bulunduğu kişiler hakkında Kurul Kararıyla 2 veya 3 suç duyurusu ihbarında bulunuldu.
-Serkan Taranoğlu ismini son iki üç gün öncesine kadar duymuş bile değildim. Tanımadım.
-Bahsedilen Salih Orakçı ile 5-6 yıl önce yani SPK başkanlığım öncesinde bir tanışma dışında görüşmem olmamıştır.
-Borsagündem internet sitesi sahibi Orhan Pala ile göreve başladığım 2018 yılında yaptığı hayırlı olsun ziyareti dışında bir görüşmem olmamıştır.
-Burak Taşçı’yı tanımam, herhangi bir irtibatım olmamıştır.
-Kız kardeşim Zehra Taşkesenlioğlu SPK ile ilgili hiç bir iş için aramamıştır.
-Mine Tozlu Sineren ile görevden ayrıldıktan sonra bir hukukçunun ricası ile onun da bulunduğu ortamda randevu taleplerini doğrudan istemek yerine farklı kişiler vasıtasıyla yapmasının son derece yanlış olduğunu yüzüne karşı söyledim. Varsa bir şikayeti Kuruldan ve yöneticilerden randevu isteyip görüşmesini söyledim. Benim rica etmemi söylediler ancak ben kendim aramayacağımı da bildirdim.
-Mine Tozlu Sineren ve yeni diğer iftara atanlara karşı da yarın suç duyurularında bulunacağım.”
Sedat Peker’in dün ortaya attığı iddialarda adı geçen Cumhurbaşkanı Danışmanı Serkan Taranoğlu’nun istifa ettiği ileri sürüldü.
Peker, Taranoğlu’nun kasetinin olduğunu ve bu kasetin AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gönderilmemesi için Mine Tozlu Sineren’den 4 milyon TL istediğini öne sürmüştü.
Twitter’da yayın yapan haber sitesi, “Haber” hesabının iddiasına göre Taranoğlu istifa ederek görevinden ayrıldı.
Organize suç örgütü olması nedeniyle hakkında arama emri olan Sedat Peker, “Deli Çavuş” isimli sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamalarla günde. Peker, son olarmi belirlemeye devam ediyor. Son olarak dün yaptığı paylaşımlarda AK Parti Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu, eski SPK Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu ve Cumhurbaşkanı Danışmanı Serkan Taranoğlu’nun Marka Yatırım Holding’in sahibi Mine Tozlu Sineren’den 12 milyon TL rüşvet istediğini iddia etmişti.
Peker’in iddiasının akabinde CHP, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi’nden arka arkaya tepkiler gelmiş, konuya ilişkin açıklama yapılmasını talep etmişlerdi.
“MİLLETTEN YANA DEĞİLLLER”
Dünden beri gündem olan konuyla ilgili olarak CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından rüşvet ve haksız kazanç düzeniyle zenginleşenlere yönelik şunları söyledi.
“Milletin parasını çalan herkes, benim için aynıdır demiştim. Bizden yana, onlardan yana tefeci yok, hepsi millet düşmanı. Borsada soyulan küçük yatırımcı da telafi edilecek. Bu düzenden yararlanarak zenginleşen bana gelemez. Kimden yana olursa olsunlar, milletten yana değiller.”
Avusturya’da ele geçirilen Sezgin Baran Korkmaz, Wels Mahkemesi tarafından verilen kararla Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) iade edildi.
ABD’ye gönderilen Sezgin Baran Korkmaz ile alakalı Sözcü’deki köşesinde dikkat çekici bir yazı yazan Saygı Öztürk, Korkmaz’ın hayırseverliğiyle tanındığını yazdı.
Öztürk, bir yetkilinin Korkmaz’ın farklı bir özelliğini şöyle anlattığını belirtti:
“Sezgin Baran Korkmaz, rüşvet verdiği herkesi kayda almış. Sesli ve görüntülü kayıtları var. Korkmaz’ın, parasının FETÖ parası olma ihtimali üzerinde de durduk. Bu konuda da çalışma yapılıyordu. Ancak bir sonuç alınamamıştı. Hakkında farklı soruşturmalar yürütülüyordu. Ancak kara para aklama iddiasından dava açıldı. Hakkında 24 dava var.”