Kore ve Kıbrıs savaşlarında görev alan ve Türkiye’de yaşayan en yaşlı gazi olarak tarihe geçen Muharip Gaziler Derneği Kastamonu Şube Başkanı Emekli Albay Ali Cesuroğlu, 99 yaşındaki yaşama gözlerini kapattı.
Türk Silahlı Kuvvetlerinde 30 yıl askeri hakim olarak çalışan ve tarihi olayları gören Cesuroğlu’nun cenazesi, yarın öğle namazına müteakiben Nasrullah Camisinde kılınacak cenaze namazının ardından Anıt Mezarlığında son yolculuğuna uğurlanacak.
Irak’ın kuzeyinde bulunan Duhok’ta bir saldırı gerçekleştirilmişti. Yaşanan patlamada ilk belirlemelere göre 8 kişi ölmüş, 23 kişi ise yaralı olarak kurtulmuştu. Iraklı yetkililer bu saldırıdan TSK’nın sorumlu olduğunu iddia etmişti. Ankara, saldırıyı bölgedeki terör örgütlerinin yaptığını açıklarken Irak, Türkiye’yi hedef almaya devam etmişti.
Olayın ardından bölgede Türk halkına hakaret ederek protestolar düzenlenmeye başladı. Irak’ın başkenti Bağdat’ta Türk Kültür Merkezi’ndeki Türk bayrağının indirilmesinin ardından tepkilere neden olan bir gelişme daha yaşandı.
Irak’ta dükkanların önüne Türk bayrağı serildiği ve gelenlerin ayaklarını bayrağa silerek girdikleri öne sürülmeye başlandı. Sosyal medyada yayınlanan fotoğrafın ardından vatandaşlar bu durumu eleştirmeye başladı.
Dışişleri Bakanlığı, Irak’ın Dohuk vilayetinin Zaho ilçesinde, meydana gelen saldırının ardından açıklama yaptı. Türkiye’nin sivilleri hedef alan her türlü saldırının karşısında olduğunun özellikle vurgulandığı açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Türkiye terörle mücadelesini uluslararası hukuka uygun şekilde, sivillerin, sivil altyapının, tarihi ve kültürel varlıklar ile tabiatın korunmasına azami hassasiyet göstererek yürütmektedir. Masum insanları hedef alan ve terör örgütü kaynaklı olduğu değerlendirilen bu gibi saldırılarla ülkemizin terörle mücadeledeki haklı ve kararlı tutumunun hedef alındığı kıymetlendirilmektedir.
Türkiye gerçeğin açığa çıkması noktasında her türlü adımı atmaya hazırdır.
Irak hükümeti yetkililerini hain terör örgütünün söylem ve propagandasının etkisi altında açıklamalar yapmamaya, bu elim hadisenin gerçek faillerinin açığa çıkarılması için iş birliği yapmaya davet ediyoruz.”
Irak’ın Dohuk vilayetinin Zaho ilçesinde gerçekleşen saldırıya yönelik açıklamalarında TSK’yı hedef alan Diyarbakır Barosu hakkında inceleme başlatıldı.
Diyarbakır Barosu, sivillerin yaşamını yitirdiği Dohuk’taki saldırının hemen arkasından sosyal medya platformu Twitter’da yaptığı paylaşımda “”Kürdistan Federal Bölgesinin Zaho ilçesinde TSK’nın bombardımanıyla, içlerinde çocukların da olduğu siviller hayatını kaybetmiştir. Roboski’de olduğu gibi söz konusu Kürtler olunca insancıl hukuk değersizleşiyor. Yaşamını yitirenlerin ailelerine ve Kürdistan’a başsağlığı diliyoruz.” demişti.
Bu paylaşımın ardından Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, baro hakkında inceleme başlattı.
Diyarbakır Barosu ise, yaptığı açıklama nedeniyle eleştirilere maruz kalınca, “Diyarbakır Barosu tehditlere boyun eğmeyecek” ifadelerini kullanarak yeniden açıklamada bulundu.
Açıklamada, “Diyarbakır Barosu, yerel haber merkezlerinden söz konusu haberleri teyit etmiş, merkezi ve yerel hükümet yetkililerinin resmî açıklamalarını da esas alarak geçmişte benzer durumların yaşandığı gerçeğiyle, yaşam hakkını ihlal edici bu fiile yönelik sorumlular hakkında gerekli yangısal yollara başvuruda bulunulacağı bilgisini ve yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı dileğini resmî Twitter hesabından kamuoyuyla paylaşmıştır” denildi.
şu ifadelerle devam edildi:
“Diyarbakır Barosu kurulduğu günden bugüne hukukun üstünlüğünü savunmuş, insan hakları ve adalet mücadelesiyle uluslararası hukuk camiası ve toplum nezdinde saygın bir yer edinmiştir. Diyarbakır Barosu, bu tehdit diline boyun eğmediği gibi; hak, hukuk ve adalet mücadelesini her türlü bedeli ödemeyi göze alarak sürdürmeye devam edecektir.
Gücünü bu kentin kültürel dokusundan alan Diyarbakır Barosu, her türlü hukuksuzluğa ve kimden gelirse gelsin bütün hak ihlallerine karşı durmaya, insan haklarına dayalı demokratik bir oplum düzeninin inşası için mücadele etmeye ve tabii ki her koşulda savaşa, çatışmaya ve şiddete karşı barışı savunmaya devam edecektir.”
Irak’ın Dohuk kentindeki Zaho ilçesine TSK tarafından yapıldığı ileri sürülen saldırıda bazı turistlerin hayatını kaybettiği iddia edilmişti.
Bağdat yönetiminin yapmış olduğu son açıklama saldırının ardından Türkiye’yi Birleşmiş Milletler’e şikâyet edeceği açıklandı.
Euronews’te yer alan habere göre, Irak Başbakanı Mustafa El Kazımi’nin başkanlığında yapılan Ulusal Güvenlik Bakanlar Konseyi toplantısında “Dohuk Valiliği’nde bir turizm beldesindeki saldırının Türkiye tarafından gerçekleştirildiği” iddiasında bulunuldu. Olayda çok sayıda ölü ve yaralı olduğu ifade ediliyor.
Toplantıda, Irak Dışişleri Bakanlığına “Irak’ın egemenliğine yönelik sürekli Türk saldırılarına ilişkin bir dosya hazırlaması ve bu konuda BM Güvenlik Konseyi’ne acil bir şikâyet sunması talimatı” masaya yatırıldı.
Ayrıca Dışişleri Bakanlığı’ndan Türk büyükelçisini çağırması ve kararları iletmesi istendi. Toplantıda Ankara’daki Irak Maslahatgüzarı’nın istişare amacıyla geri çağrılması ve Türkiye’ye yeni bir büyükelçi atanması prosedürlerinin askıya alınması kararlaştırıldı.
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) bağlı Libya Görev Grubu Komutanlığı’nda vazife yapan 56 uzman çavuş, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na (CİMER) toplu şikayette bulundu.
Komutanlarının kendilerine psikolojik ve fiziksel mobbing yaptığını iddia eden askerler, Libyalı askerlerin çöplerini bile kendilerinin topladığını öne sürdü. Bunun ardından haklarında disiplin soruşturması açılan askerlerin sözleşmeleri feshedildi. Türkiye’ye gelen askerler, daha sonra TSK’dan atıldı. Ayrıca haklarında adli soruşturma da açıldı.
DW Türkçe’den Alican Uludağ’ın haberine göre, CİMER’e gönderilen şikâyet dilekçelerinde askerler yaşadıklarını aktardı. Öne sürülene göre, Yarbay rütbesindeki bir komutan, içtima esnasında askerlere, ‘Siz aldığınız parayı hak etmiyorsunuz, bu TSK ne generaller yedi, siz hiçbir şeysiniz. Beni istediğiniz yere şikâyet edebilirsiniz, 9 sene Hukuk Şube’de çalıştım. Sizi meslekten atmam 5 dakika. Dışarıda sizin yerinizde olmak isteyen binlerce kişi var’ diyerek meslekten atmakla tehdit etti. Üsteğmen rütbesindeki bölük komutanı ise, ‘Size burayı dar etmezsem bu rütbeyi sökerim, size burada kan kusturacağım, sizi sahilde carettalar gibi süründüreceğim’ dedi.
Hastayken dahi kendilerine spor yaptırıldığını iddia eden uzman çavuşlar, komutanlarının kendilerine Libyalı askerlerin çöplerini toplattığını da söyledi. Şikâyet dilekçesinde, Libyalı askerlerin kendilerine bu esnada küçümseyici ve alaycı gözlerle baktığını kaydeden askerler, ‘Bu durum temsil ettiğimiz Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ni ayaklar altına almaktır’ ifadelerini kullandı.
Askerlerin şikâyet dilekçeleri, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na sevk edildi. Komutanları hakkında soruşturma açılacağını düşünen askerler, tersi bir durumla karşı karşıya kaldı. Askerlerin Libya’da görevlendirilmeleri emri sonlandırıldı, 56 uzman çavuş Türkiye’ye geri geldi. Haklarında idari soruşturma açılan askerlerin hepsinin sözleşmeleri 9 Aralık’ta feshedildi.
İdari tahkikat raporunda, askerler ‘koordineli ve işbirliği içiden aynı metni kullanarak, CİMER’e şikayette bulunmak, amirlerini sindirmeye dönük tutum ve davranışlar göstermek, birlik içerisinde disiplini bozmak ve askeri atmosferin oluşmasını engellemekle’ itham edildiler. Raporda, askerlerin hatalı oldukları belirtilerek, tazminatlarının da verilmeyeceği ifade edildi.
Öte taraftan askerler hakkında Milli Savunma Bakanlığı’nın izni ardından Askeri Ceza Kanunu’na muhalefet etmekten adli soruşturma da başlatıldı. Beraber şikâyette bulunmakla suçlanan askerler üç seneye dek hapis talebiyle soruşturulacak.