Etiket: türkiye

  • KARS’TA YEŞİL SOL PARTİ’DEN MİLLETVEKİLİ SEÇİLEN KOÇYİĞİT: “HALKIMIZ DEĞİŞİM İSTEDİĞİNİ AÇIKÇA ORTAYA KOYDU. İKİNCİ TURDA DA OYUMUZU DEMOKRASİDEN YANA KULLANACAĞIZ”

    KARS’TA YEŞİL SOL PARTİ’DEN MİLLETVEKİLİ SEÇİLEN KOÇYİĞİT: “HALKIMIZ DEĞİŞİM İSTEDİĞİNİ AÇIKÇA ORTAYA KOYDU. İKİNCİ TURDA DA OYUMUZU DEMOKRASİDEN YANA KULLANACAĞIZ”

    TACETTİN DURMUŞ 

    Yeşil Sol Parti’den Kars milletvekili seçilen Gülüstan Kılıç Koçyiğit, halkın değişim, dönüşüm, demokrasi, barış, aş ve ekmek istediğinin mesajını açık ve net şekilde ortaya koyduğunu belirterek, “İkinci tur için çalışmalarımıza başladık. 2. turda da demokrasi için, eşitlik için, özgürlük için bu faşizmi yenmek için bu tek adam rejimini yenmek için, tabii ki yine oyumuzu demokrasiden yana kullanacağız” dedi.

    HDP Kars İl Başkanlığı, 14 Mayıs seçimlerinin ardından ilk basın toplantısını düzenleyerek değerlendirmede bulundu. Toplantıya, İl Başkanı Cengiz Anli ve 14 Mayıs’ta yeniden milletvekili seçilen Gülüstan Kılıç Koçyiğit, milletvekili adayları Gülcan Alp ve Sertaç Çelikkalali katıldı.

    HDP Kars il Başkanı Cengiz Anli, “Cumhurbaşkanlığı seçimi için 28 Mayıs’ta tekrar sandık başına gideceğiz. Bu seçimde de Türkiye hakları için hak, hukuk, özgürlük, eşitlik ve ortak yaşam hedefimiz için elimizden geleni yapacağız. Türkiye haklarına 28 Mayıs’ta müjdemiz olacak” dedi.

    “BİZE OY VERSİN VERMESİN, BÜTÜN KARS HALKINA ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM”

    Yeniden seçilen Yeşil Sol Parti Kars Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit ise şunları söyledi:

    “Seçim süreci boyunca çok güzel bir kampanya yürüttük. Gerçekten keyifli, enerji dolu ve yeni Türkiye’nin ne olacağını bütün seçilenlerimize, bütün Kars halkına, bütün Türkiye halklarını anlatarak bir kampanya süreci yürüttük. Geldiğimiz aşamada şunu söylemek istiyoruz tabii ki; belirli yerlerde kayıplarımız olduğunu görüyoruz. Bu kayıpların gerekçelerini 28 Mayıs’tan sonra da oturacağız tartışacağız ve gerçekten nerede eksik yaptık, nerede yanlış yaptık, bunların hepsini muhasebesini yaparak halkımızla beraber bu sürece yeniden değerlendireceğiz. Ben o anlamıyla öncelikle Kars halkına bize verdiği destek için, güler yüzleri için, bizi sevgiyle bağırlarına bastıkları için, her birine bize oy versin vermesin bütün Kars halkına sevgilerimi, şükranlarımı ve teşekkürlerimi sunmak istiyorum. 3 vekil adayı ve il örgütlerimiz, ilçe örgütlerimiz, teşkilatlarımız adına bu anlamıyla Kars’ta istediğimiz sonucu alamadık. Bunun da sebebini biliyoruz.

    “‘BİR OY KILIÇDAROĞLU’NA BİR OY YEŞİL SOL’A’ SEÇMENDE KAFA KARIŞIKLIĞINA NEDEN OLDU”

    Bizim ‘bir oy Kılıçdaroğlu’na bir oy Yeşil Sol’a’ diye yürüttüğümüz kampanyamız seçmende kafa karışıklığına neden oldu. Kars’ta 6 bine yakın oyumuz ne yazık ki geçersiz sayıldı. Bu oylarının çoğunun bizim olduğunu biliyoruz. Yine seçmenlerimizin yoksul olması, gurbetçi olması nedeniyle sandığa getiremediğimiz çok fazla seçmenimiz oldu. Bütün bunlar birer gerekçe ama bunun ötesindeki her şeyi de tabii ki oturacağız konuşacağız ve tartışacağız. Şimdi bizlerin Yeşil Sol Parti olarak da halkların demokratik partisi olarak da temel bir hedefi var. O da 28 Mayıs. Şu an için biz çok açık ve net bölgenin bütün illerinde, seçmenimizin bulunduğu her yerde biz çok yüksek oranlarla Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekledik. Halkımız, bölge halkı şunu açık ve net bir şekilde ortaya koydu. Biz değişim istiyoruz, biz dönüşüm istiyoruz, biz demokrasi istiyoruz, barış istiyoruz, aş istiyoruz, ekmek istiyoruz mesajını çok açık ve net herkese verdiler. Aslında bir kez daha Türkiye’de yaşanan değişimin ve demokrasinin öncüsünün bölge illeri ve bölge insanlarımız olduğunu Kürt, Azeri, Terekeme halkının, Alevilerin bir bütün olarak bu sistemin mağdurların deşiğim taleplerini çok iyi bir şekilde ortaya koyduklarını açık ve net görüyoruz.

    “İLK TURDA TAYYİP ERDOĞAN’A KAYBETTİRENİN BİZ OLDUĞUMUZU NET BİR ŞEKİLDE GÖRDÜK”

    Bu anlamıyla ‘Kürtler AKP’ye oy veriyor, Tayyip Erdoğan’a oy veriyor’ söylemenin de bu seçimlerde yerle yeksan olduğunu gördük. Halkımızın büyük oranında en yüksek oranlarla hatta Türkiye’deki en yüksek oranlarla aslında Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklediğini gördük. Şimdi 2. tur var. İlk turda Tayyip Erdoğan’a kaybettirenin biz olduğumuzu açık ve net bir şekilde gördük. Bunu da buradan söyleyelim. Yani Yeşil Sol Parti ve Halkların Demokratik Partisi alanında yürüttüğü çalışmayla seçmenin örgütlülüğü sayesinde birinci turda Tayyip Erdoğan’a ve onun rejimine kaybettirmiştir. Şimdi ikinci tur için çalışmalarımıza başladık. 2. turda da demokrasi için, eşitlik için, özgürlük için bu faşizmi yenmek için bu tek adam rejimini yenmek için, tabii ki yine oyumuzu demokrasiden yana kullanacağız.

    “28 MAYIS’TA DA SAYIN KILIÇDAROĞLU’NU DESTEKLEYECEĞİZ”

    Sayın Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğiz fakat buradaki desteğimizin, demokrasiye, yeni Türkiye’ye, demokratik cumhuriyete yönelik bir destek olduğunun özel olarak altını çizmek istiyorum. Bu konuda hiç kimsenin bir tereddüttü olmasın. Biz 7/24 bütün alanlarda olacağız ve bu kampanyayı canla başla yürüteceğiz. Amacımız bu faşizmi yenmek, gerçekten ülkede demokrasiyi inşa etmek ve demokratik cumhuriyetin kapısını aralamak için kesintisiz bir mücadelenin içerisinde olacağız. Kars’ın çok farklı dinamikleri var. Ama bizim üzerimizden kendilerini aklamaya çalışanlar, bize çamur atarak bir şekilde gündemde kalmaya çalışanlar siyasetçilere de prim verilmemesi gerektiğini özel olarak da ifade etmek istiyoruz.”

    “ORADA BULUNMAYI KENDİMİZE ZUL SAYARIZ”

    Kılıç Koçyiğit, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı etkinliklerine ilişkin ise şunları söyledi:

    “Bugün 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı. Bazı yerel basında şöyle bir haber almış; ‘gözümüz 3’üncü vekili aradı’. Şuradan açık ve net söyleyelim; irademizi gasp eden, Kars halkının iradesini gasp eden, Kars Belediye Meclisi’ni fesheden, orada kayyum olarak oturan bir devlet erkanı ile bir vali ile bizim hiçbir işimiz olmaz. Orada bulunmayı kendimize zul sayarız. Çok açık ve net bir şekilde bunu söylüyorum. Bizim yerimiz nettir ve biz halkımızın yanındayız, seçmenlerimizin yanındayız ve Kars halkının yanındayız. Bu anlamıyla da bu tarz manipülatif söylemlerle bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Bunun da doğru olmadığının özel olarak altını çizmek istiyorum. Bugün biz şu faşizmi yendikten sonra gerçekten bayramlar, bayram tadında kutlanacak ve biz Türk halklarının her biriyle bayram tadında geçireceğimiz günlerin kapısını aralamış olacağız. Bunun da bir kez daha altını çiziyorum.”

     

  • İZMİR BAROSU: “MÜKERRER OY SORUNU İLE KARŞI KARŞIYA KALDIK. İKİ AYRI PUSULAYA İKİ AYRI ZARF VERİLDİĞİ HABERİNİ ALDIK. BELGESİ OLMAYAN BİR ÇOK GÖREVLİ İSTEDİKLERİ SANDIKTA OY KULLANABİLDİ. BU, USULE AYKIRIDIR”

    İZMİR BAROSU: “MÜKERRER OY SORUNU İLE KARŞI KARŞIYA KALDIK. İKİ AYRI PUSULAYA İKİ AYRI ZARF VERİLDİĞİ HABERİNİ ALDIK. BELGESİ OLMAYAN BİR ÇOK GÖREVLİ İSTEDİKLERİ SANDIKTA OY KULLANABİLDİ. BU, USULE AYKIRIDIR”

    KERİM UĞUR

     

    İzmir Barosu, 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerinde yürüttüğü her sandığa bir avukat projesi kapsamında seçim günü karşılaştıkları hukuki sorunları kamuoyu ile paylaştı. İzmir Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Gamze Şimşek, “Mükerrer oy sorunu ile karşı karşıya kaldık. Öncelikle iki zarf verilmesi ve iki ayrı pusulanın iki ayrı zarfa kullandırılmak için seçmene verildiği haberini aldık. Bununla ilgili daha sonra müdahale edilip öğleden sonraki saatlerde bu sorun çözüldü ama sabah bu sorunlar iletilene kadar birçok sandıkta iki zarfla oy kullanıldı. Yine bu İzmir’de yapıldı ve engellenebildi ama diğer şehirlerde ne kadar engellendi bizlerde de bu konuda büyük bir şüphe var. 142 nolu belge sorunu ile de karşı karşıyaydık. Belgesi olmayan birçok kişi, görevli istedikleri sandıkta oy kullanabildiler” dedi.

    Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerinde iki yüz avukatla sahada bulunan İzmir Barosu Seçim Güvenliği ve Koordinasyon Merkezi Kriz Masası üyesi avukatlar bugün düzenledikleri basın toplantısıyla seçim sürecinde karşılaştıkları sorunları, tespit ve eksiklikleri anlattı.

    “OKUL BAHÇESİNE YAKLAŞAN TOMALAR VARDI”

    Avukatlar adına konuşan İzmir Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Gamze Şimşek, şunları söyledi:

    “Sorunların en başında yaşanan ilk sorun; sabah saatlerinde kolluk kuvvetleri her yerdeydi. Biz biliyoruz ki sandık alanında kolluk kuvvetleri sadece 142 nolu belge ile görevlendirilen personel bulunabilir bina bahçesinde ancak yığınla başka yerlerden getirilmiş kolluk kuvvetleri vardı hatta bahçe de tomanın yaklaştığı yerler oldu meslektaşlarımız bunları çıkartılar gördüğümüz hepsine müdahale edildi ancak bunun İzmir’de olması Türkiye’de neler yaşandı konusunu ortaya çıkartıyor. Üniformalı kolluk kuvvetleri sandık kurulları oluştuktan sonra da alanda bulundular yine meslektaşlarımız bunlara engel olması sayesinde çıkartıldı” dedi.

    “SANDIK KURULU BAŞKANLARI TARAFINDAN AÇILAN TORBALAR VARDI”

    Sandık kurulu başkanları tarafından açılan torbalar vardı, mühürlü olan o torbalar sandık kurulu oluşturulmadan açılamaz. Ancak sandık kurulu başkanları bunları açarak getirmiş ya da orada kurul oluşmadan açmış bunlarla ilgili de müdahalelerimiz oldu. Bunun tespit edilmesi varlığı bile seçim güvenliğini etkileyen şeylerdir. Bunların yaşanmamasını arzu ederdik. Torbaların açık olması ciddi bir sorun buna müdahale eden avukatlar sahaya alınmak istenmediler, müşahitlerde içeri alınmak istenmedi dediler ki ‘siz saat:17:00’dan sonra gelebilirsiniz sadece oy sayımına katılabilirsiniz.’ Bu bilgi müşahitlere yanlış iletilen bilgilerde içeride bulunmaya hakları var.”

    Kİ KİŞİLİK SANDIK KURULLARI OLUŞTURULDU”

    Şimşek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Sandık kurulları iki kişiyle oluşmaz en az dört kişiden oluşur ama iki kişi ile kurulan sandık kurulları oluştu. Mühürleme yapmaya çalışanlar oldu. Dört kişi oluştuktan sonra ve yemin edildikten sonra içeri başka sandık kurulu üyeleri içeri alınamaz ama alındı. Müşahitler içeri alınmadığı için yedeklemenin yapılamadığı yani yedek üyeler yerine müşahitlerin alınmadı ve yediye tamamlanamayan sandıklar oldu. Hızlı şekilde kurulları oluşturmaya çalıştılar ve torbalar açıldı.

    “TUTANAK DEFTERLERİ ESKSİK GÖNDERİLMİŞ”

    Bu torbalarda da birçok eksiklik çıktı. Eksiklikler de seçim sürecinde oy sayımı başladıktan sonra bazı aksaklıklara sebebiyet verdi. Nedir bunlar tutanakların tutulamaması ilçe seçim kurullarına başvurular yapıldı. Tutanak defterleri ilçe seçim kurulundan eksik bir şekilde gönderilmiş birçok sandıktan haberdar olduk. Eksik olan tutanak defterleri tamamlatıldı. Bu defterlerin eksik olması da ilginç bir durum. Bu süreçte bu tutanaklar nasıl tutuldu yine ortada başka sorunlara sebebiyet veriyor”

    “İKİ AYRI PUSULANIN İKİ AYRI ZARFA KULLANDIRILMAK İÇİN SEÇMENE VERİLDİĞİ HABERİNİ ALDIK”

    Şimşek oy sayımı sırasında da sorunların devam ettiğine dikkat çekerek “Mükerrer oy sorunu ile karşı karşıya kaldık. Öncelikle iki zarf verilmesi ve iki ayrı pusulanın iki ayrı zarfa kullandırılmak için seçmene verildiği haberini aldık. Bununla ilgili daha sonra müdahale edilip öğleden sonraki saatlerde bu sorun çözüldü ama sabah bu sorunlar iletilene kadar birçok sandıkta iki zarfla oy kullanıldı. Yine bu İzmir’de yapıldı ve engellenebildi ama diğer şehirlerde ne kadar engellendi bizlerde de bu konuda büyük bir şüphe var. Mükerrer oy sadece iki zarfla değil 142 nolu belge sorunu ile de karşı karşıyaydık. Belgesi olmayan birçok kişi, görevli istedikleri sandıkta oy kullanabildiler. Bunların bir kısmı tespit edildi ancak tespit edilmesi mümkün olmayanlar da vardı çünkü kolluk kuvvetine, polise 142 nolu belge verilmemiş ve verilmediğini söyleyerek oy kullanabildiler. Bu usule aykırı bir uygulamadır birçok polis memuru bu şekilde oy kullanmıştır.”

    Sayım sırasında ise yaşanan sorunların pusulanın uzunluğundan kaynaklandığını belirten Şimşek yaptıkları tespitlerle ilgili tutanakların tutulduğunu ve gerekli işlemlerinde yapıldığını söyledi.

    YÜCEL: “BİZLER SİYASİ PARTİ DEĞİLİZ BİZLER HUKUKÇUYUZ HUKUK EGEMEN OLSUN İSTİYORUZ”

    Eski İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel de 28 Mayıs’ta gerçekleştirilecek olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu için yapılacaklarla ilgili şöyle konuştu:

     “Bir sonraki seçimlerde sorun çıkan okullarda birden çok avukat görevlendirmesiyle biz bu sorunları aşmanın yolunu da buluruz. Aynı zamanda sadece okullarda görevli arkadaşlar değil o gün mobil ekiplerde çalışan arkadaşlarımızın da vardı. İhtiyaç olan okullarda görev yapmak üzere gitmişlerdi orada da sistemi değiştirme niyetimiz var. Mobil ekiplerdeki arkadaşlarımızı bugün itibariyle sorun yaşanan okullara bugünden o okullara yerleştirip mobil hareketi oradan başlatabiliriz. Bir tek derdimiz var bizler oy toplamıyoruz her birimizin gönlünde bir parti vardır ama bizler siyasi parti değiliz bizler hukukçuyuz hukuk egemen olsun istiyoruz. Hukuk üzerinden sağlıklı bir seçim ortamı olsun istiyoruz.”

     

  • FAİK ÖZTRAK: “YOKSULLUK KADER DEĞİLDİR, İŞSİZLİK KADER DEĞİLDİR, ‘BÖYLE DEVAM ETMESİN’ DİYORSAN, 28 MAYIS’TA, SANDIKTA, OYLARIMIZ KEMAL KILIÇDAROĞLU’NA”

    FAİK ÖZTRAK: “YOKSULLUK KADER DEĞİLDİR, İŞSİZLİK KADER DEĞİLDİR, ‘BÖYLE DEVAM ETMESİN’ DİYORSAN, 28 MAYIS’TA, SANDIKTA, OYLARIMIZ KEMAL KILIÇDAROĞLU’NA”

    CHP Ekonomi Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, “Bu yılın ilk 3 ayında; İşsiz sayısı bir önceki 3 aya göre 719 bin kişi artmış. 8 milyon 564 bin kişiye ulaşmış. Bu dünyada 96 ülkenin nüfusundan fazla. Türkiye için karar ver! Yoksulluk kader değildir, işsizlik kader değildir, Böyle devam etmesin diyorsan, 28 Mayıs’ta, sandıkta, oylarımız Kemal Kılıçdaroğlu’na” dedi.

    Öztrak, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda “An itibariyle durum” notuyla Türkiye’deki ekonomik verilere yer verdi ve uygulanan ekonomik politikaları eleştirdi. Öztrak, Türkiye’nin Risk Primi, Kısa Vadeli Dış Borcu, Dolar Kuru, Mevsim Etkilerinden Arındırılmış Gerçek İşsiz Sayısı grafiklerini de eklediği paylaşımında şunları dile getirdi:

    “YOKSULLUK KADER DEĞİLDİR”

    “An itibariyle ekonomide durum: Seçim öncesi 500’ün altına düşen risk primi yeniden 700 baz puana yaklaştı. Bu, dışarıdan alınan her bir dolar borcun üzerine faiz olarak ekleniyor. Türkiye dışarıya, bir hafta önceye göre artık çok daha fazla faiz ödüyor.

    Borç demişken… Türkiye’nin kısa vadeli dış borcu, ilk 3 aylık dönemde 13 milyar dolar arttı. 161 milyar doların üzerine çıktı. Bu bir rekor! Hükümet gider ayak tencerenin dibini sıyırıyor.

    Döviz dengemiz açık veriyor, kısa vadeli dış borç artıyor. Merkez Bankası da vatandaş kredi kartıyla nakit çekmesin, altın almasın diye faiz artıran düzenlemeler yapıyor. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, paramız pul olmaya devam ediyor.

    Bu işten faiz lobileri, dolar baronları kazanıyor, milletin payına da işsizlik ve hayat pahalılığı düşüyor. Bu yılın ilk 3 ayında; İşsiz sayısı bir önceki 3 aya göre 719 bin kişi artmış. 8 milyon 564 bin kişiye ulaşmış. Bu dünyada 96 ülkenin nüfusundan fazla.

    Türkiye için karar ver! Yoksulluk kader değildir, işsizlik kader değildir, Böyle devam etmesin diyorsan, 28 Mayıs’ta, Sandıkta, Oylarımız Kemal Kılıçdaroğlu’na…”

     

     

     

  • ERDOĞAN: BİZ SAĞLAM DURMAZ, FAALİYETLERİMİZİ AYNI ŞEKİLDE YÜRÜTMEZSEK KARŞI TARAFIN BU NOBRAN VE FAŞİZAN TAVRIYLA SANDIKLARIN ÜZERİNE ÇÖKECEĞİNDEN ŞÜPHENİZ OLMASIN

    ERDOĞAN: BİZ SAĞLAM DURMAZ, FAALİYETLERİMİZİ AYNI ŞEKİLDE YÜRÜTMEZSEK KARŞI TARAFIN BU NOBRAN VE FAŞİZAN TAVRIYLA SANDIKLARIN ÜZERİNE ÇÖKECEĞİNDEN ŞÜPHENİZ OLMASIN

    AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Karşımızdakileri görüyorsunuz. Seçimi açık ara geride bitirdikleri hâlde suyu bulandırmak, milli iradenin üzerine gölge düşürmek için her şeyi yapıyorlar. Emin olun 28 Mayıs’a kadar da bu tavırlarını devam ettireceklerdir. Şayet biz sağlam durmaz, faaliyetlerimizi aynı şekilde yürütmezsek karşı tarafın bu nobran ve faşizan tavrıyla sandıkların üzerine çökeceğinden şüpheniz olmasın” dedi.

    AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, parti genel merkezinde bugün partisinin il başkanları, milletvekilleri, belediye başkanları ve milletvekili adaylarına canlı bağlantıyla hitap etti.

    Erdoğan şunları söyledi:

    “BU MESELEYİ BİTİRENE KADAR EN KÜÇÜK BİR REHAVETE, BOŞLUĞA MEYDAN VERMEDEN ÇALIŞMAYI SÜRDÜRECEĞİZ”

    “Görevlerini tamamlayan 27. Dönem Milletvekillerimize, bugüne kadar hizmetleri için tekrar teşekkür ediyorum. Arkadaşlarımızın bir kısmı Meclis’teki görevine devam edecek. Diğerleriyle farklı mecralarda yine birlikte çalışmayı sürdüreceğiz. AK Parti’nin her bir ferdinin katkısına, birikimine, tecrübesine, enerjisine ihtiyacı vardır. Yeni seçilen ve yeniden seçilen 28. Dönem Milletvekillerimize tebriklerimi sunuyorum. Cumhur İttifakı ve AK Parti olarak 14 Mayıs’ta dünyaya örnek olacak bir demokrasi sınavı verdik. Bu vesileyle seçim çalışmalarında ve seçim günü sandık başında samimi bir gayretle milli iradenin en sağlıklı şekilde sandığa yansıması için görev yapan tüm arkadaşlarımıza şükranlarımı sunuyorum.

    Aynı gayreti daha fazlasıyla 28 Mayıs’ta göstererek bu demokrasi şölenini taçlandıracağız. Seçim koordinasyon merkezlerimiz Cumhur İttifakı ortaklarının da katkılarıyla çalışmalarını hiç ara vermeden yürütecektir. Gerek teşkilatlarımızın programlarıyla gerek milletvekillerimizin ve belediye başkanlarımızın kendi müstakil programlarıyla sıkı bir çalışma gerçekleştireceğiz. Bu meseleyi bitirene kadar en küçük bir rehavete, boşluğa meydan vermeden, aynı azim ve kararlılıkla çalışmayı sürdüreceğiz.

    “BİZ SAĞLAM DURMAZ, FAALİYETLERİMİZİ AYNI ŞEKİLDE YÜRÜTMEZSEK KARŞI TARAFIN BU NOBRAN VE FAŞİZAN TAVRIYLA SANDIKLARIN ÜZERİNE ÇÖKECEĞİNDEN ŞÜPHENİZ OLMASIN”

    Karşımızdakileri görüyorsunuz. Seçimi açık ara geride bitirdikleri hâlde suyu bulandırmak, milli iradenin üzerine gölge düşürmek için her şeyi yapıyorlar. Emin olun 28 Mayıs’a kadar da bu tavırlarını devam ettireceklerdir. Şayet biz sağlam durmaz, faaliyetlerimizi aynı şekilde yürütmezsek karşı tarafın bu nobran ve faşizan tavrıyla sandıkların üzerine çökeceğinden şüpheniz olmasın. Terör örgütleriyle yata kalka onların yöntemlerini, siyasette de uygulamaya başladıkları anlaşılıyor. Ülkemizde tesis ettiğimiz güven, huzur, istikrar iklimini bir türlü bozmayı başaramadıkları için kendi kendilerini yiyip bitiriyorlar. İşte bakın, seçimin şu dönemdeki tablosu ortada ve hemen ardından üç şehit, beş şehit, bunlar bizi ciddi manada üzüyor. Öncellikle şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Ailelerine sabırlar diliyoruz. Milletimizin başı sağ olsun. Türkiye’nin zenginliklerini milletimizin her kesimiyle buluşturmak için attığımız adımlardan fevkalade rahatsızlar. Biz 28 Mayıs’a kadar bu işe sıkı sıkı sarılarak ülkemiz, milletimiz ve Cumhur İttifakı üzerinde oynanmak istenen oyunu bir kez daha bozacağız. Bunu yapacak olan da sizlersiniz. Her biriniz kendi ilinizde zaferi ilan edeceğimiz 28 Mayıs’a kadar gece gündüz çalışacak, Türkiye Yüzyıl’ının inşasına omuz vereceksiniz. Sizler bu partiyi daha önce 15 seçimde sandıktan açık ara birinci çıkarmış bir kadrosunuz. Geçtiğimiz pazar günü 16 ve 17’nci seçimlerimizde de yine açık ara birinci çıkartarak partimizi ve bizi zirveye taşıdınız. Seçim sisteminin yüzde 50 artı 1 oy şartı sebebiyle 18’inci seçimimizde de bizi sandıktan açık ara birinci çıkartacağınızdan şüphe duymuyorum.

    “SEÇMEN SAYISINDAKİ DAHA YÜKSEK ARTIŞ SEBEBİYLE GEÇTİĞİMİZ SEÇİMLERDE DAHA DÜŞÜK OY SAYISIYLA YÜZDE 52,6 ORANINA ULAŞIRKEN, BU DEFA YÜZDE 49,5’TA KALDIK”

    Ülkemizin 14 Mayıs seçimleri pek çok özelliğiyle siyasi tarihimizde özel bir yere sahip olacaktır. Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı’nın ana aktörleri olduğu gibi diğer ittifaklarla birlikte oldukça zengin bir siyasi atmosferde geçen seçimleri hamdolsun başarıyla tamamladık. TBMM seçimlerinde Cumhur İttifakı 322 milletvekili ve yüzde 49,5 oy oranı ile Melis’te çoğunluğu elde etti. Buna karşılık, karşımızdaki ittifak, yüzde 35’te, onları destekleyen diğer ittifak da yüzde 10,5’ta kaldı. Böylece milletimiz ülkenin hangi ittifak tarafından yönetilmesi gerektiğine ilişkin iki kararından birini 14 Mayıs’ta kati olarak verdi. Cumhurbaşkanlığı seçimi ise en yakın rakibimize 2 milyon 520 bin fark atmamıza rağmen sistemin yüzde 50 artı 1 oy şartı nedeniyle ikinci tura kaldı. Öncelikle bu seçimlerde cumhurbaşkanlığında 54 milyon 795 bini, milletvekilliğinde 54 milyon 442 bini bulan geçerli oyu ile katılımda yüzde 87’yi bulan oranı ile iradesine sahip çıkan milletimin her bir ferdine şükranlarımı sunuyorum. Cumhurbaşkanlığı seçiminde tercihini bizden yana kullanan 27 milyon 133 bini aşkın vatandaşımıza ayrıca teşekkür ediyorum. Geçtiğimiz seçimlerde 26 milyon 330 bin oy sayımızı yaklaşık 803 bin arttırdığımızı görüyoruz. Seçmen sayısındaki daha yüksek artış sebebiyle geçtiğimiz seçimlerde daha düşük oy sayısıyla yüzde 52,6 oranına ulaşırken, bu defa yüzde 49,5’ta kaldık. İnşallah ikinci turda 2018’i hem oran hem sayı olarak fersah fersah aşan bir oranla geride bırakacağız. Bunun için, öncellikle 14 Mayıs’ta bize oy veren her bir kardeşimize sıkı sahip çıkacağız. İkinci turda bunlardan bir tane bile fire olmaması için ne gerekiyorsa yapacağız. Gerek deprem bölgesinde gerek çay sezonunun açılmasıyla Karadeniz’de gerek benzer sebeplerle ülkemizin diğer yerlerinde kayıtlı bulundukları seçim bölgelerinin dışına giden insanlarımızın 28 Mayıs’ta mutlaka sandık başında olmasını temin edeceğiz. Cumhurbaşkanlığında aldığımız yüzde 49,5 oydan tek bir fire bile vermemek ilk önceliğimizdir. Bunun yanında 14 Mayıs’ta diğer adaylara oy vermiş insanlarımızdan gönüllerini kazanabileceğimiz herkesin evine, işyerine gidecek, desteğini alacağız. İkinci turda da hep olduğu gibi sözümüzü yine doğrudan milletimize söyleyeceğiz.

    “BİZ SOSYAL MEDYA MECRALARINI ÇOĞU ZAMAN BİR BATAKLIK OLARAK GÖRDÜK”

    Seçim gecesi sonuçları bildikleri hâlde televizyon ekranlarında sergiledikleri ‘kazandık’ tiyatrosunu hep birlikte takip ettik. Koalisyon ittifakının depremzedeler örneğinde olduğu gibi kendilerine destek vermeyen herkese yönelik bırakınız siyaseti insanlıkla ilgisi olmayan saldırılarını milletimiz görüyor. CHP’li belediyeler ve bu kesime müzahir sivil toplum kuruluşları deprem bölgesine gönderdikleri yardımları kesmekten, otelleri depremzedeleri kapı dışarı etmeye kadar her türlü rezilliği sergiliyorlar. Sosyal medyadaki kepazelikleri saymıyorum bile. Biz sosyal medya mecralarını çoğu zaman bir bataklık olarak gördük. Seçim sürecinde bilhassa son günlerde depremzedeler konusunda aynı mecralarda yaşananlar bu hakikati bir kez daha ispatlamıştır.

    Millet İttifakı’nın kendi içindeki tartışmalar her zamanki gibi ülkemizin ve milletin gündemiyle uzaktan yakından ilgili değildir. Onlar tamamen başka bir havadalar. Tek yaptıkları kendi iç sıkıntılarını bastırmak için masa yumruklamaktan ibarettir. CHP Genel Başkanı bir yandan kendi partisi içindeki isyanı bir yandan ittifak ortaklarının itirazlarını bir yandan da destek aldığı diğer kesimlerini hücumlarını göğüslemeye çalışıyor. Ama bu kişide öyle bir yürek olmadığını biliyoruz. Nitekim seçim gecesi kendi elindeki veriler aynı gerçeğe işaret ettiği hâlde ısrarla önde olduğunu söyleyerek hayatına damga vuran yalan siyasetini bir kez daha gösterdi. Milletimiz sağ duyusuyla bu hezeyanlara kulak asmadığı için karşı tarafın maksatlı ve kötü niyetli çabaları ise ellerinde patladı. 28 Mayıs seçimlerini de bu şekilde suhuletle tamamlayarak ülkece önümüze bakacağız.

    Her zaman söylediğimiz gibi Türkiye’nin en büyük problemi vizyoner, programcı, projeci, hayırda yarışmayı esas alan bir muhalefete sahip olmamasıdır. Ülkemizde her şeyi değiştirdik ancak muhalefeti maalesef değiştiremedik. Bu seçimlerin inşallah yıllardır beklediğimiz bu değişime de vesile olacağına inanıyoruz.

    Seçim dönemleri tabiatı icabı gerginliklerin yaşanabildiği, gerilimlerin zirve yapabildiği dönemlerdir. Üstelik bu seçim öncesi kimi kamuoyunun malumu olan kimi olmayan pek çok provokasyon, pek çok tuzak hazırlığı yapıldığını biliyoruz. Güvenlik güçlerimizin ve istihbarat birimlerimizin gayretli çalışmaları neticesinde bu sinsi niyetlerin hiçbiri de neticeye ulaşmadı. Seçimleri huzur ve güven içinde tamamlayarak dünyaya yeni bir demokrasi örneği verdik. Gelişmiş demokrasiler denen ülkelerde yüzde 50’yi bile bulmayan, hatta kimi zaman çok daha komik rakamlara düşen katılım oranlarıyla mukayese edildiğinde milletimiz gerçek manada sandığa sahip çıkmıştır.

    “NEREDE EKSİĞİMİZ VAR, NEREDE HATAMIZ VAR, NEREDE REHAVETE BAĞLI GERİLEME VAR, HEPSİNİ ORTAYA DÖKECEĞİZ”

    Partimizin seçimlerde aldığı sonuçların il il, ilçe ilçe, sandık sandık değerlendirmesini ayrıca yapacağız. Biz bazıları gibi eksiklerimizin kabahatini milletimizde aramayacak, kendimize bakacağız. Nerede eksiğimiz var, nerede hatamız var, nerede rehavete bağlı gerileme var, hepsini ortaya dökeceğiz. AK Parti’nin en büyük özelliği sürekli kendini yenileyebilme kabiliyetidir.

    Bugün hariç, cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turuna 10 gün kaldı. İkinci tur seçim tarihi olan 28 Mayıs’a kadar biz ne yapacağız? Ankara ve İstanbul‘da çeşitli programlarımız olacak. Yarın İstanbul’daki şoför esnafıyla, cuma günü hemşehri dernekleriyle bir araya geleceğiz. Hafta sonu, cumartesi-pazar deprem bölgesindeki şehirlerimizi yeniden ziyaret edeceğiz. Aynı şekilde salı günü deprem bölgesinde iki şehrimizi ziyaret edeceğiz. Yapılan çalışmaları yerinde görecek, vatandaşlarımızı dinleyecek, herhangi bir eksik veya talep varsa gereken talimatları vereceğiz. Depremzede vatandaşlarımıza yalnız olmadıklarını göstermek boynumuzun borcudur. Bu vatandaşlarımıza ne söz verdiysek hepsini de harfiyen ve belirttiğimiz süre içinde yerine getireceğimizde kimsenin şüphesi olmasın.

    CHP’li belediyeler veya başka kuruluşların yardımlarını kestikleri depremzedelerimiz varsa, hemen bulundukları yerlerdeki valiliklere ve kaymakamlıklara başvursunlar. AFAD bu yardımların kesintisiz olarak sürmesini sağlayacaktır. Ayrıca bu süreçte TBMM’nin açılışı ve kabinenin teşekkülü gibi zaman sınırı olan çalışmalarla ilgili hazırlıklarımızı da yürüteceğiz.

    Allah’ın izniyle ikinci turda kazanacağımız ezici çoğunlukla kimsenin itiraz edemeyeceği bir şekilde Türkiye Yüzyıl’ının inşasına başlayacağız.

    “KARADENİZ TAHIL KORİDORU ANLAŞMASI’NIN 2 AY DAHA UZATILMASINA KARAR VERİLDİ”

    Tüm dünyaya bir müjde vermek istiyorum. Ülkemizin ve şahsımın yoğun gayretleriyle başlatılan Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’nı biliyorsunuz. Türkiye’nin öncülüğü, Rusya ve Ukrayna’nın yapıcı tutumları Birleşmiş Milletler’in kolaylaştırıcılığı sayesinde 22 Temmuz 2022’de İstanbul’da imzalanan anlaşma çeşitli defalar uzatılmıştı. Son uzatmanın süresi bitmek üzereydi. Ülkemizin gayretleri, Rus dostlarımızın desteği ve Ukraynalı dostlarımızın katkılarıyla Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’nın 2 ay daha uzatılmasına karar verildi.”

     

  • MİLLET İTTİFAKI’NDAN ESKİŞEHİR’DE ORTAK AÇIKLAMA…CHP ESKİŞEHİR İL BAŞKANI TAŞEL: “NASIL YENDİYSEK YİNE YENECEĞİZ”

    MİLLET İTTİFAKI’NDAN ESKİŞEHİR’DE ORTAK AÇIKLAMA…CHP ESKİŞEHİR İL BAŞKANI TAŞEL: “NASIL YENDİYSEK YİNE YENECEĞİZ”

    MELTEM KARAKAŞ

     

    Millet İttifakı’nı oluşturan partilerin Eskişehir milletvekilleri ve belediye başkanları CHP İl Başkanlığı’nda bir araya gelerek ortak açıklama yaptı. CHP Eskişehir İl Başkanı Recep Taşel, “Ya otokrasi kazanacak ya da demokrasi kazanacak. Biz demokrasinin kazanması için mücadele edeceğiz. Her yer Eskişehir olsun istiyoruz. Nasıl yendiysek yine yeneceğiz” dedi.

    Millet İttifakı’nı oluşturan partilerin Eskişehir milletvekilleri ve belediye başkanları, CHP İl Başkanlığı’nda bir araya geldi. Toplantıya CHP İl Başkanı Recep Taşel, DEVA Partisi İl Başkanı Masum Güler, Demokrat Parti İl Başkanı Hüseyin Özcan, Gelecek Partisi İl Başkanı Mahir Sayın, İYİ Parti İl Başkanı Emine Edizgil, Saadet Partisi İl Başkanı Fesih Bingöl, Eski Devlet Bakanı İbrahim Yaşar Dedelek, CHP Eskişehir Milletvekilleri Utku Çakırözer, Jale Nur Süllü, İbrahim Arslan,  Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ve partililer katıldı. Millet İttifakı temsilcileri, ortak bir açıklama yaparak 28 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ikinci tur oylamasında Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimi kazanacağını ifade etti.

    “HER YER ESKİŞEHİR OLSUN İSTİYORUZ”

    CHP Eskişehir İl Başkanı Recep Taşel yaptığı açıklamada şunları söyledi:

    “Sayın Erdoğan seçilemedi. Devletin olağanüstü gücünü bir sis bulutu gibi toplumun üzerine baskılamasına rağmen bakanları milletvekili adayı yaparak eşitsiz bir yarış yapmasına rağmen net bir ifadeyle cumhurbaşkanı seçilememiştir. Şimdi 28 Mayıs’ta önümüzde bir yol var. Nasıl Eskişehir’de Millet İttifakı olarak 4 milletvekiline sahip olduysak nasıl yüzde 50’yi burada geçtiysek 28 Mayıs’ta Eskişehir’den büyük bir enerjiyi Türkiye’nin her köşesine yansıtmamız gerekiyor. Eskişehir orta Anadolu’da Genel Başkanımızın, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun deyimiyle çölde bir vaha gibi. Yine buradan çıkacak enerjinin tüm ittifak ortaklarımızla birlikte bize cumhurbaşkanlığını yani 13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu Çankaya’ya taşımanın enerjisini Anadolu’nun göğsünden tüm Türkiye’ye yayacağız. O nedenle hiçbir şekilde umutsuzluğa kapılmayın. Umudumuz yüksek. 49,5 her türlü olanak kullanılmasına rağmen geçilememiştir. Seçim gecesi saat sabahın ilk ışıklarında adliyeden çıktığımda üç saatlik uykuyla döndüm. Kalktığımda ilk telefonum gençlerdendi. Öğleden sonra gençler buraya ‘neler yapabiliriz’ diye geldiler. Geleceklerinden dolayı kaygıları var. Bunu anlamamız gerekiyor. Hiçbir şey için geç değildir. Biz bize oy vermeyen ya da 8,5 milyon yurttaşımızı ikna edip sandığa getireceğiz. Çok sayıda geçersiz oy var. Bu geçersiz oyların bu dönem geçersiz olma ihtimali azaldı. Çünkü iki aday yarışıyor. Ya otokrasi kazanacak ya da demokrasi kazanacak. Biz demokrasinin kazanması için mücadele edeceğiz. Her yer Eskişehir olsun istiyoruz. Nasıl yendiysek yine yeneceğiz.”

    “28’İNDE ZAFERİ İLAN EDECEĞİZ”

    Eski Devlet Bakanı İbrahim Yaşar Dedelek ise şu ifadeleri kullandı:

    “12 yıl Eskişehir milletvekili, Eskişehir’e de bakanlık taşımış bir kardeşinizim. Neden geçmişinde sağdan gelip de sola doğru yönelen ben bütün gücümle ve ekip arkadaşlarımla birlikteki ağırlıkta köy gruplarını çok iyi tanıyan Doğru Yol Partili arkadaşlarımla 15 gün geceli gündüzlü bir çalışma yaptık. Kim için yapık? Hak, hukuk, adalet diyenler için yaptık. Kim için yaptık? Hırsız olmayan bir lidere oy vermek için yaptık. Siyasette moral bozukluğu mağlubiyeti getirir. Şu anda çok daha önemli bir noktadayız çünkü ya alacağız ya alacağız. Alamazsak Türkiye’yi bu insanlara teslim etmek zorunda kalabiliriz. Hepimizin üzerinde vebal kalacaktır. 71 yaşına girdim. İki ameliyat geçirdim. Bastonumla emre amadeyim. Hep birlikte yola çıkıyoruz. 28’inde zaferi ilan edeceğiz.”

     

  • İZMİR, 19 MAYIS COŞKUSUNU DOLU DOLU YAŞAYACAK

    İZMİR, 19 MAYIS COŞKUSUNU DOLU DOLU YAŞAYACAK

    İzmir Büyükşehir Belediyesi, 19 Mayıs’ta gençler için bir dizi etkinlik düzenleyecek. 18-19 Mayıs’ta İzmir Gençlik Festivali’ne 5. kez ev sahipliği yapacak Büyükşehir Belediyesi, birbirinden renkli etkinliklerle kentte bayram havası yaşatacak. 19 Mayıs’ta Lozan Meydanı’ndan Gündoğdu’ya doğru yapılacak gençlik yürüyüşüne Başkan Tunç Soyer de katılacak. Gündoğdu Meydanı’nda saat 21:00’de ise Mabel Matiz konseri var.

    Türkiye’nin dört bir yanından kente gelen gençler, 19 Mayıs coşkusunu bu sene de İzmir’de doyasıya yaşayacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı etkinlikleri kapsamında düzenleyeceği, Türkiye’nin en iyi festivali ödülünü alan İzmir Gençlik Festivali, beşinci kez gençlere bayram coşkusu yaşatacak. 18-19 Mayıs tarihlerinde Tarihi Havagazı Fabrikası Gençlik Yerleşkesi’nde düzenlenecek festival, 2026 Avrupa Gençlik Başkenti finalisti İzmir’in adını tüm dünyaya duyuracak.

    SPOR ETKİNLİKLERİNDEN KONSERLERE

    Gençler, 18 Mayıs’tan itibaren Tarihi Havagazı Fabrikası’nda her gün birbirinden renkli etkinlik ve eğlencelere katılacak. Spor, konser ve atölye etkinliklerine katılan gençler, bayram tadında iki gün geçirecek. 18 Mayıs’ta saat 15:00’te Gençlik Belediyesi ve İzmir Kent Konseyi Gençlik Meclisi’nin ortak düzenleyeceği Meclis Özel Oturumu’nun açılışıyla başlayacak etkinlikler, İzmir Milli Kütüphane Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ulvi Puğ’un Atatürk ve Gençlik söyleşisi ile devam edecek. 18 Mayıs’ta saat 18:00’de İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de Avrupa Gençlik Başkenti Sokağı’nda kurulacak sivil toplum kuruluşları ve öğrenci topluluklarının stantlarını ziyaret edecek. Genç Sahne’de üniversite öğrenci topluluklarının müzik, tiyatro ve dans gösterilerinin yanı sıra Genç İzmir dans ve tiyatro toplulukları da sahne alacak. 21:30’da ise ünlü müzik grubu Redd’in konseri var.

    GENÇLER BORNOVA GENÇLİK YERLEŞKESİ’NDE KAMP KURACAK

    19-21 Mayıs arasında ise Genç İzmir Bornova Gençlik Yerleşkesi’nde 100 genç katılımcı ile kamp düzenlenecek. Çeşitli spor ve sanat atölyelerinin yapılacağı kamp programına dair detaylı bilgiye “gencizmir.com” adresinden ulaşılabilir.

    19 MAYIS’TA SAHNEDE MABEL MATİZ

    19 Mayıs Cuma günü ise 13:00 ile 18:00 saatleri arasında Tarihi Havagazı Fabrikası, gençlik atölyelerine ev sahipliği yapacak. 18:00’de Kültürpark Lozan kapısında spor etkinlikleri ile başlayacak program, 19:30’da Kültürpark’taki Praksis grubu konseriyle devam edecek. Gençler, saat 20:30’da ise Başkan Tunç Soyer ile Kültürpark Lozan kapısından çıkarak Kordon’dan Gündoğdu Meydanı’na doğru yürüyüş ve fener alayına katılarak dev Atatürk posterini taşıyacak. Gündoğdu Meydanı’nda 19:30’da DJ Ali Köprülü’nün performansıyla başlayacak program ise saat 21:00’de Mabel Matiz konseriyle sürecek.

    GENÇ İZMİR BALÇOVA GENÇLİK MERKEZİ AÇILIYOR

    Başkan Tunç Soyer, 19 Mayıs’ta saat 11:30’da aynı zamanda Büyükşehir Belediyesi tarafından hizmete alınan Genç İzmir Balçova Gençlik Merkezi’ni ziyaret edecek. Genç İzmir Havagazı Gençlik Yerleşkesi ve Örnekköy Yerleşkesi’nin ardından hizmete alınan Genç İzmir Balçova Gençlik Merkezi, yabancı dil, robotik kodlama eğitimi ve kişisel gelişim seminerlerinin verileceği, gençlerin sanatsal faaliyetlerle sosyalleşeceği bir merkez olarak tasarlandı.

  • TİP İZMİR MİLLETVEKİLİ ADAYI DEĞİRMENCİ, “MİLLETİN İRADESİ SANDIĞA NASIL GİRDİYSE ÖYLE ÇIKSIN DİYE MÜCADELE EDİYORUZ”

    TİP İZMİR MİLLETVEKİLİ ADAYI DEĞİRMENCİ, “MİLLETİN İRADESİ SANDIĞA NASIL GİRDİYSE ÖYLE ÇIKSIN DİYE MÜCADELE EDİYORUZ”

    KERİM UĞUR

     

     

    Türkiye İşçi Partisi (TİP), İzmir’de seçim sonuçlarıyla ilgili İl Seçim Kurulu’na itiraz başvurusunda bulundu. TİP İzmir ikinci bölge Milletvekili Adayı İrfan Değirmenci, “Milletin iradesi sandığa nasıl girdiyse öyle çıksın diye kimsenin hakkı yenmesin diye, bir tek oy bile boşa gitmesin, kimsenin hakkına girilmemiş olsun diye bir mücadele içerisindeyiz” dedi.

    TİP İzmir ikinci Milletvekili Adayı İrfan Değirmenci, seçim sonuçlarıyla ilçe seçim kurullarına yaptıkları itirazların ardından ilgili parti avukatlarıyla birlikte İzmir İl Seçim Kurulu’na da itiraz başvurusunda bulundu.

    Başvurunun ardından gazetecilere açıklama yapan İrfan Değirmenci şunları söyledi:

    “Sahip çıkmaya çalıştığımız şey son yıllarda iktidarın dilinden düşürmediği millet iradesi. Milletin iradesi sandığa nasıl girdiyse öyle çıksın diye kimsenin hakkı yenmesin diye, bir tek oy bile boşa gitmesin, kimsenin hakkına girilmemiş olsun diye bir mücadele içerisindeyiz. Türkiye İşçi Partisi olarak ‘bu bitti hadi önümüzdeki maçlara bakalım’ demenin çok anlamlı olmadığını düşünüyoruz. Tabi bir sorumluluk da benim omuzlarımda TİP İzmir 2. bölge Milletvekili Adayı olarak. Sahada gördüğümüz, dinlediğimiz, oy aldığımız 90 bine yakın İzmirli var benim yanımda ve o İzmirliler benden şunu rica ediyorlar; ‘Biz yıllar sonra TİP’i pusulada gördük ve oy verdik arkadaşlarımızı ailemizi ikna ettik oy verdirip sandıkların başında durduk tek bir oy bile boşa gitmesin lütfen sahip çıkın’ diyorlar bunu yapmaya çalışıyoruz. Gördüğümüz bariz hatalar var ve alandan topladığımız belgeler var hepsini tespit ettik. Önce ilçe seçim kurullarına başvurumuzu yaptık orada kimileri reddedildi şimdi İl Seçim Kurulu’na geldik ve elimizdeki tüm belgeleri teslim ettik. Bundan sonra söz onlarda. Bir karar verecekler. Hiç kimse endişe etmesin biz sonuna kadar takipçisi olacağız.”

    “KILIÇDAROĞLU’NUN KAZANMASI İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPACAĞIZ”

    Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceklerini belirten Değirmenci, “Bizim beklentimiz Türkiye’de 21 yıldır devam eden iktidarın karşısında yer alan herkesin siyasi görüşü ne olursa olsun herkesin böylesi açık net bir yanlışın karşısında yan yana bizimle durabilsin. Elbette TİP olarak ikinci turda Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazanması için yine elimizden geleni yapacağız, çalışmalar da başladı. Birinci turda ve milletvekili seçimindeki orta yerde duran hataların da düzeltilmesi gerekiyor ki oylar sandığa nasıl girdiyse öyle çıkmış olsun.”  

     

     

  • “ÖRGÜT ÜYELİĞİ” İLE SUÇLANAN 9 GAZETECİ TAHLİYE EDİLDİ

    “ÖRGÜT ÜYELİĞİ” İLE SUÇLANAN 9 GAZETECİ TAHLİYE EDİLDİ

    Ankara merkezli operasyonun ardından haklarında “silahlı terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla açılan davada yargılanan 11 gazetecinin 9’u hakkında tahliye kararı verildi. İki gazeteci ise tutuksuz yargılanıyordu.

    Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 29 Ekim’de tutuklanan ve haklarında “silahlı terör örgütü üyeliği suçlamasıyla” dava açılan 11 gazetecinin Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına bugün başlandı.

    Tutuklu gazeteci Deniz Nazlım, kendisinin 24 saat polisler tarafından takip edildiğini ve polisler tarafından itham altında bırakıldığını ifade ederek, “Bana ‘örgüt üyesi’ değilsin isim ver seni bırakalım’ denildi. Beni 24 saat boyunca takip etmeleri iyi bir şey. En azından ne yaptığımı da çok iyi öğrenmişlerdir” dedi.

    Mahkeme Başkanı, tutuklu gazeteci Berivan Altan’a sözleşmeyle çalışıp çalışmadığını sorarken, ANKA Haber Ajansı örneğini verdi. Altan’a MA ile sözleşmesinin olup olmadığını soran Mahkeme Başkanı, “ANKA daha fazla para verse haberlerini oraya göndermez misin” diye sordu. Altan, MA ile sözleşmesinin olduğunu, bu sözleşmeye göre başka bir ajans ya da gazete ile çalışması halinde sözleşmesinin feshedilme durumunun ortaya çıkabileceğini, bu nedenle başka bir mecraya haber göndermediğini söyledi.

    TÜRKİYE NE ZAMAN SEÇİME GİTSE GAZETECİLER YARGILANIYOR”

    Gazeteci Hakan Yalçın, “Türkiye ne zaman seçime gitse, gazetecilerin yargılandığı ve adliyelere gidip geldiğini görüyoruz. Türkiye’de yine bir seçime giderken 11 ayda 34 gazeteci tutuklandı…Ben Van’da gazetecilik yapıyordum. Orada da ciddi anlamda hak ihlali yaşanıyor. Bugün başkasının düşüncelerini beğenmiyorsanız, iktidara yakın değilseniz siz bunu örgüt üyesi gibi sorgulayamazsınız. Umarım önümüzdeki günlerde Türkiye demokrasisi açısından, kimliklerin sorgulanmadığı, millet aidiyetlerinin sorgulanmadığı bir gelecek diliyorum” diye kendini savundu.

    Gazeteci Mehmet Günhan, “Görülmeyeni görünür kılmak adına MA’da çalıştım. Çalıştığım süre boyunca buradaki arkadaşlarımla çalıştığım için gurur duyuyorum” dedi 

    Mahkeme, Diren Yurtsever, Berivan Altan, Ceylan Şahinli, Deniz Nazlım, Emrullah Acar, Hakan Yalçın, Selman Güzelyüz, Habibe Eren  ve Öznur Değer hakkında tahliye kararı verirken, gazeteci Hamdullah Bayram’ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşma 5 Temmuz’a ertelendi. 

     

  • ULUSLARARASI SEÇİM GÖZLEM HEYETİ’NİN 14 MAYIS SEÇİMLERİNE İLİŞKİN ÖN BULGULAR RAPORU YAYINLANDI… “DEMOKRATİK BİR SÜREÇ İÇİN KİLİT NİTELİKTEKİ TEMEL ÖZGÜRLÜKLER İLE YARGININ BAĞIMSIZLIĞI KONUSUNDAKİ ENDİŞELER BU SEÇİM DÖNEMİN

    ULUSLARARASI SEÇİM GÖZLEM HEYETİ’NİN 14 MAYIS SEÇİMLERİNE İLİŞKİN ÖN BULGULAR RAPORU YAYINLANDI… “DEMOKRATİK BİR SÜREÇ İÇİN KİLİT NİTELİKTEKİ TEMEL ÖZGÜRLÜKLER İLE YARGININ BAĞIMSIZLIĞI KONUSUNDAKİ ENDİŞELER BU SEÇİM DÖNEMİN

    Haber: MELİS YILDIRIM

    Uluslararası Seçim Gözlem Heyeti’nin 14 Mayıs seçimlerine ilişkin ön bulgularının yer aldığı raporda; “Demokratik bir süreç için kilit niteliğinde olan temel özgürlükler toplanma, örgütlenme ve ifade özgürlüğü ile yargının bağımsızlığı konularında uzun süredir var olan endişeler bu seçim döneminde de ele alınmamıştır” değerlendirmesi yapıldı. 6 Şubat depremlerinin etkilediği bölgedeki yurttaşların oy kullanma süreçlerine ilişkin ise, “Bazı sivil toplum kuruluşlarının ve siyasi partilerin bu seçmenlere ücretsiz ulaşım sağlama çabalarına rağmen, çok sayıda seçmen oy kullanma haklarından mahrum bırakılmıştır” ifadelerine yer verildi. Raporda ayrıca, “Seçim döneminde, Cumhurbaşkanı, resmi görevlerini ifa ederken sık sık kampanya faaliyetlerine yer vermiş; diğer pek çok görevdeki kamu görevlisi de büyük altyapı projelerinin açılış törenlerini seçim propagandası yapmak için kullanmışlardır” denildi.

    Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu, AGİT Parlamenterler Asamblesi (AGİT PA) ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nden oluşan Uluslararası Seçim Gözlem Heyeti’nin 14 Mayıs’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri kapsamında hazırladığı ön bulgular ve değerlendirmeler ile ilgili raporu dün yayınlandı. Rapordan öne çıkan başlıklar şöyle:

    “DEMOKRATİK BİR SÜREÇ İÇİN KİLİT NİTELİKTEKİ TEMEL ÖZGÜRLÜKLER İLE YARGININ BAĞIMSIZLIĞI KONUSUNDAKİ ENDİŞELER BU SEÇİM DÖNEMİNDE DE ELE ALINMAMIŞTIR”

    “-Demokratik bir süreç için kilit niteliğinde olan temel özgürlükler toplanma, örgütlenme ve ifade özgürlüğü ile yargının bağımsızlığı konularında uzun süredir var olan endişeler bu seçim döneminde de ele alınmamıştır. Anayasal bir güvence olsa da yargının bağımsızlığı konusunda uluslararası aktörler ve Uluslararası Seçim Gözlem Heyeti’nin görüştüğü çeşitli muhataplarının endişeleri devam etmektedir. Temmuz 2018’de yapılan yasal değişiklik ile daha önceleri yalnız olağanüstü hâl ilan edilen dönemlerde kamu düzeni ve emniyeti muhafaza etmek amacıyla belirli hak ve özgürlükleri 15 güne kadar süreler ile kısıtlayabilme yetkisi valilere de verilmiştir.

    – Mart 2022’de AK Parti ve MHP’nin teklifi üzerine çeşitli kanunlara getirilen düzenlemeler seçim çerçevesinde önemli değişikliklere yol açmıştır. Bu değişiklikler kapsayıcı olmayan bir süreç ile apar topar kabul edilmiştir. Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu, Venedik Komisyonu ve Avrupa Konseyi Parlamenter Meclis’inin daha önce paylaştığı Meclis’e girme barajının alçaltılarak siyasi partilerin Meclis’te temsil edilebilir olmalarını öngören tavsiyesi ile görme engelli seçmenler için seçime katılmanın kolaylaştırılmasına yönelik tavsiyesi olumlu bir şekilde dikkate alınmıştır.

    -Seçim çevreleri arasındaki koltuk dağılımı, siyasi partilerin seçime katılabilme koşulları, seçme ve seçilme hakkı, ifade özgürlüğü, seçim kampanyası yürütülmesi ve finansmanına yönelik düzenlemeler, bir partiye bağlı olmayan gözlemcilerin bulunabilmesi ve seçim uyuşmazlıklarının çözümü de dahil olacak şekilde yasal çerçevedeki önemli eksikliklerin giderilerek uluslararası standartlarla uyumlaşmanın sağlanması için Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu ve Avrupa Konseyi Venedik Komisyonu’nun uzun süredir beklemede olan tavsiyelerinin yanı sıra, çok sayıda önemli Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararı dikkate alınmamıştır.

    -Mart 2023’te YSK seçim çevrelerinde sandalye dağılımlarının 2022 nüfus verisine göre yeniden yapılması konusunda bir karar yayınlamıştır. YSK’nın uyguladığı yasalaşan formül ile Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu ve Avrupa Konseyi Venedik Komisyonu’nun uzun süredir bekleyen tavsiyesine rağmen, verilen oyların eşitliği önemli ölçüde etkilenmiş ve 87 seçim çevresinin 39’unda ortalama vatandaş sayısından yüzde 15’in üzerinde bir sapma yaşanmıştır. Bunların da yarısından çoğunda yüzde 30 üzerinde bir sapma ile söz konusu durum uluslararası iyi uygulama ile ters düşmektedir.

    “YSK ALDIĞI DÜZENLEYİCİ KARARLAR İLE MEVZUATI TAMAMLAYICI ROLÜNÜ YETERİNCE İCRA ETMEMİŞTİR”

    -Yasal olarak öngörülen yapısının aksine, YSK 11 üyeli bir organ olarak hareket ederek tüm yedek üyelerin oturumlara katılmasına ve oy kullanmasına müsaade etmiştir.

    -YSK’nın düzenlediği oturumlar halka açık değildir ve alınan tüm kararları yayınlama yükümlülüğü olmasına rağmen, alınan kararların yalnız yaklaşık yüzde 11’i yayınlanmış, bu ise çalışmalarının şeffaflığını önemli ölçüde azaltmıştır. YSK, yasal yetkisi uyarınca seçim sürecini denetlemekten ve düzenlemekten sorumludur; ancak YSK’nın bu seçimlerde aldığı kararların büyük bir kısmı hali hazırda mevcut yasal hükümleri tekrar eder nitelikte olduğundan YSK aldığı düzenleyici kararlar ile mevzuatı tamamlayıcı rolünü yeterince icra etmemiştir.

    “DEPREM BÖLGESİNDEKİ ÇOK SAYIDA SEÇMEN OY KULLANMA HAKLARINDAN MAHRUM BIRAKILMIŞTIR”

    -Depremler nedeniyle tahminen 2 milyon seçmenin yerinden olmasına rağmen, yetkililer adres değişikliklerini kolaylaştırmak ve etkilenenlerin oy kullanabilmesi için sınırlı önlemler almıştır. İçişleri Bakanlığı Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu Seçim Gözlem Heyeti’ne, yüzde 70’i oy verme yaşında olan yaklaşık 453 bin vatandaşın depremden etkilenen bölgelerden başka illere kaydolmak için ikamet adreslerini değiştirdiğini bildirmiştir. Yasaya göre, deprem nedeniyle yerinden olanlar da dahil olmak üzere ikamet değiştiren kişiler, sadece yeni ikamet ettikleri yerdeki siyasi partilere ve adaylara oy verebilirler. Deprem nedeniyle yer değiştiren bu vatandaşların önemli bir kısmı ise ancak kayıtlı ikametgâhlarına dönerek oy kullanabileceklerdir. Bazı sivil toplum kuruluşlarının (STK) ve siyasi partilerin bu seçmenlere ücretsiz ulaşım sağlama çabalarına rağmen, çok sayıda seçmen oy kullanma haklarından mahrum bırakılmıştır.

    -Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu’nun daha önceki tavsiyesine rağmen, kadın sığınma evleri ve hastaneler gibi geçici adreslerde kalanlara oy kullanma olanağı sağlamak için özel hükümler getirilmemiştir. STK’ların taleplerine rağmen kırsal kesimde ikamet eden yatağa bağlı seçmenler için bir düzenleme yapılmamış, yalnız kentsel alanlarda yaşayan yatağa bağlı 11 bin 196 seçmenin için seyyar sandık imkânı sağlanmıştır.

    -YSK’nın yönetimindeki adayların teknik olarak kayıt altına alınması süreci kapsayıcı bir şekilde yürütülmüştür. Ancak, ikinci en büyük muhalefet partisi hakkında başlatılan kapatma davasının devam etmesi bu siyasi partinin seçime katılmasını ve tanınmış bazı muhalif siyasetçilere karşı açılan ceza davaları bazı adayların seçim yarışına katılmasına engel oluşturmuş olabilir. YSK dört adet Cumhurbaşkanı adayını kayıt altına almıştır. 11 Mayıs tarihinde Memleket Partisi’nin desteklediği bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce adaylıktan çekildiğini ilan etmiş, ancak bu durumla ilgili kanunda bir düzenleme bulunmadığından Sayın İnce oy pusulalarından çıkarılmamıştır. Dahası, milletvekili genel seçimleri için 24 siyasi partiden gelen bin 849 aday ile 151 bağımsız aday YSK tarafından kayıt altına alınmıştır.

    -YSK adayların kayıt altına alınmasına ilişkin alınan kararlar dahil itirazların çoğunu yayınlamayarak şeffaflıktan uzaklaşmıştır. Sayısı kamu ile paylaşılmayan itirazlardan sadece üç Cumhurbaşkanı adayının seçime katılma yeterliliğine karşı yapılan itiraza yönelik verdiği dört kararı paylaşmış ve bu itirazların tamamı reddedilmiştir. 200’den fazla vatandaş görevdeki Cumhurbaşkanı’nın adaylığı kendisinin üçüncü dönemi olacağı ve anayasaya aykırı olduğu gerekçesi ile bu adaylığa itiraz etmiş, AİHM’e de bu hususta bir başvuru yapılmıştır.

    “MUHALEFET PARTİLERİNİ, ADAYLARINI VE DESTEKÇİLERİNİ HEDEF ALAN İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE MÜDAHALELER GÖZLEMLENMİŞTİR”

    -Seçim kampanyaları esnasında, göze çarpan birkaç istisna dışında, toplanma ve örgütlenme özgürlüklerine genel olarak saygı gösterilmiştir. YSP kampanya etkinliklerini ve destekleyicilerini hedef alan büyük bir baskı ve gözdağı ile karşılaşmış ve gözaltına alma vakaları sıklıkla yaşanmıştır. Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu Seçim Gözlem Heyeti olağanüstü halden kaynaklı özgürlükler üzerinde bir kısıtlama gözlemlememiş olsa da valilerin terörle mücadele kapsamında hak ve özgürlükleri kısıtlama yetkisine başvurması Güney ve Güneydoğu Anadolu’da seçim kampanyası yapma fırsatına olumsuz etki etmiştir. Bunların yanı sıra, muhalefet partilerini, adaylarını ve destekçilerini hedef alan ifade özgürlüğüne müdahaleler de gözlemlenmiştir.

    -Seçim kampanyaları bir hayli kutuplaşmış olup sıklıkla negatif ve kışkırtıcı bir ton benimsenmiş, taraflar birbirlerini terör ve aşırıcılıkla suçlamışlardır. Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu Uzun Dönem Gözlemcileri tarafından takip edilen seçim kampanyalarında öne çıkan kampanya başlıkları ekonomi, deprem sonrası yeniden yapılanma çabaları, uluslararası meseleler ile Türkiye’deki mültecilerin durumu olmuştur. Çok sayıda üst düzey kamu görevlisi LGBTİ topluluğuna ilişkin ayrımcı beyanlarda bulunmuş, muhalefeti bu toplulukla ilişkilendirmiştir.

    “KAMPANYA DÖNEMİNDE İDARİ KAYNAKLARIN KÖTÜYE KULLANILMASINA İLİŞKİN ÖRNEKLER GÖZLEMLENMİŞTİR”

    -Seçim döneminde, Cumhurbaşkanı, resmi görevlerini ifa ederken sık sık kampanya faaliyetlerine yer vermiş; diğer pek çok görevdeki kamu görevlisi de büyük altyapı projelerinin açılış törenlerini seçim propagandası yapmak için kullanmışlardır. Uluslararası iyi uygulamaların aksine bu dönem süresince önemli sosyal yardım programları açıklanmış ya da uygulamaya alınmıştır. Kampanya döneminde idari kaynakların kötüye kullanılmasına ilişkin diğer bazı örnekler de gözlemlenmiştir. Bu uygulamalar eşit şartlarda rekabeti ortadan kaldırmış, iktidarın kanunsuz bir şekilde durumdan faydalanmasına imkân tanımış ve 1990 Kopenhag Belgesi’nin 5.4 maddesiyle zıt düşerek siyasi parti ve devlet arasındaki çizgiyi belirsizleştirmiştir.

    -Kampanya harcama limitlerinin getirilmesi, kampanya finansmanının şeffaflığının artırılması ve gözetim mekanizmasının etkinliğinin artırılması da dahil olmak üzere Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu ve Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu’nun (GRECO) daha önceki tavsiyeleri dikkate alınmamıştır.

    “YASAL ÇERÇEVE, OTOSANSÜRE KATKIDA BULUNMAKTA VE SEÇMENLERİN BİLİNÇLİ BİR SEÇİM YAPMA FIRSATINI SINIRLAMAKTADIR”

    -Medya piyasası, kritik yayın organlarının aleyhine olan hükümet ve devlete bağlı reklamlar tarafından çarpıtılmıştır. Ayrıca, çoğu medya kuruluşunun kamu satın alımlarına bağımlı olması bu kuruluşların yayın politikalarını etkilemektedir. Gazeteciler, özellikle Türkiye’nin güneydoğusunda, seçim dönemi de dahil olmak üzere, haberlerine dayanarak sıklıkla terör suçlamalarıyla karşı karşıya kalmışlardır. Pek çok gazeteci ve medya kuruluşu da muhalif ve eleştirel medyaya karşı ayrımcılık yapıldığı iddiasıyla, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından verilen basın kartlarının alınabilmesi süreci hakkında endişe duyduklarını ifade etmişlerdir. Gazetecilerin tutuklanması ve yargılanması vakaları, kamu ilanlarının seçici bir üslupla dağıtılması ve basın kartlarının keyfi olarak tahsis edilmesiyle birleştiğinde yasal çerçeve, otosansüre katkıda bulunmakta ve seçmenlerin bilinçli bir seçim yapma fırsatını sınırlamaktadır.

    -Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu Seçim Gözlem Heyeti’nin yürüttüğü medya izleme çalışmasının sonuçları, devlete ait Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu’nun (TRT), TRT-1 ve TRT Haber’in, ağırlıklı olarak olumlu bir üslupla olmak üzere, siyasi içerikli haberlerin toplamda yüzde 44 ve 55’sini alan, Cumhur İttifakı ve Sayın Erdoğan‘a yer vererek taraflı davrandığını göstermiştir. Bu kanallar, Sayın Erdoğan’a yer verirken görevdeki Cumhurbaşkanı ya da seçimde aday olarak yer vermek arasında bir ayrım yapmamış, genellikle kampanya faaliyetlerini Cumhurbaşkanı hakkında haber yapmak niteliğinde sunarak bir kamu görevlisinin olağan faaliyetleri hakkında bilgi verme ihtiyacının ötesine geçmiştir. Buna karşılık, Millet İttifakı ve Sayın Kılıçdaroğlu toplam yüzde 28 ve 25’lik pay alırken, Emek ve Özgürlük İttifakı yüzde 7 ve 3 oranında haber yayınında yer almış ve bunların tamamı ağırlıklı olarak olumsuz bir ton içermiştir.

    -Özel bir kanal olan ATV, neredeyse tamamen olumsuz olan yaptıkları haberlerin yüzde 41’ini Millet İttifakı’na ve yüzde 10’unu Emek ve Hürriyet İttifakı’na ayırırken, Sayın Erdoğan ve Cumhur İttifakı, ağırlıklı olarak olumlu bir tonda olup toplam haberlerin yüzde 37’sinde yer almıştır. Özel Fox TV ve Halk TV de ağırlıklı olarak Sayın Erdoğan ve Cumhur İttifakı’na yönelik olumsuz haberlerle taraflı bir tutum sergilerken, Millet İttifakı olumlu bir şekilde resmedilmiştir. Kanal D, Show TV ve Star ağırlıklı olarak Cumhurbaşkanı ve Cumhur İttifakı’na olumlu yer vermiş ancak Millet İttifakı ve Sayın Kılıçdaroğlu’nun kampanya faaliyetlerinde daha dengeli bir tutum seyretmiştir. Haber içeriğinin yüzde 9’unu Sayın İnce’ye ayıran ve CHP ve Sayın Kılıçdaroğlu’na eleştirilerde bulunması için seçimden çekilmesine kadar Sayın İnce’ye bir platform sağlayan Kanal D dışında, çoğu yayın kuruluşu, kampanya ile ilgili yaptıkları haberlerde gerçekleri ve görüşleri birbirine karıştırmış ve diğer iki cumhurbaşkanı adayının faaliyetlerini büyük ölçüde göz ardı etmiştir.

    -Kanuna uygun olarak, TRT seçimdeki tüm adaylara serbest yayın süresi sağlamış olsa da bu sürenin büyük bir kısmı ‘prime time’ dışı saatlerde tahsis edilmiştir. Yarışmacılara kamu ve özel medyada siyasi reklamlar yapmak için eşit koşullarla yayın süresi satın alma hakkı verilirken, CHP ücretli süre sağlamadığı için TRT’ye çok sayıda şikâyette bulunmuş, bu şikayetler seçim gününden önce hâlâ çözüme kavuşturulmamıştır.

    “OY VERME SAATLERİ İÇERİSİNDE 14 VAKADA SANDIK MERKEZLERİ ÇEVRESİNDE KAMPANYA FAALİYETLERİ YAPILDIĞINI GÖZLEMLENMİŞTİR”

    -Seçim günü, oy verme merkezlerinde ve çevrelerinde yaşanan birkaç olaya rağmen, büyük ölçüde barış içinde geçmiştir. Seçimlerden bir gün önce ve oy verme gününde propaganda faaliyetleri kanuna göre yasak olmasına rağmen, Sayın Erdoğan, AK Parti, Demokrat Parti (DP), DEVA ve Memleket Partisi dışındaki birçok cumhurbaşkanı adayı ve siyasi parti, sosyal ağlarda kampanya yürütmeye devam etmiş ve Uluslararası Seçim Gözlem Heyeti, oy verme saatleri içerisinde 14 vakada sandık merkezleri çevresinde kampanya faaliyetleri yapıldığını gözlemlemiştir.

    -Uluslararası Seçim Gözlem Heyeti, 132 sandıkta sandıkların açılış işlemlerini gözlemlemiştir. Oy verme merkezlerinin çoğu zamanında açılmış veya küçük gecikmeler yaşanmıştır. Gözlemlenen açılış işlemlerinin 118’i olumlu görülmüştür. Ancak, oy pusulalarının (8 vaka) veya zarfların (5 vaka) sayısının tutarlı bir şekilde kaydedilmemesi gibi usule ilişkin hususlar da gözlemlenmiştir. Dahası, yasal gerekliliklerin aksine, 35 sandıkta açılıştan önce tüm oy pusulaları damgalanmamış ve 11 sandıkta ise zarfların tamamı damgalanmamıştır.

    “GÖZLEMCİLER, ZİYARET EDİLEN SANDIK MERKEZLERİNİN YÜZDE 6’SINDA GRUPLARIN VEYA AİLELERİN BİRLİKTE OY KULLANDIĞINI BİLDİRMİŞTİR”

    -Gözlemciler, gözlemlenen 991 oy verme merkezinin yüzde 96’sında oy verme sürecinin olumlu olduğu yönünde bir değerlendirme yapmış, sürecin genel olarak iyi organize edilmiş ve sorunsuz olduğu belirtilirken, olumsuz değerlendirmelere Güneydoğu’da ve depremlerden etkilenen bölgelerde daha sık rastlanmıştır. Başkanların yüzde 27’si dahil olmak üzere, Sandık Kurulu üyelerinin yüzde 37’si kadındır. Oy verme prosedürlerine büyük ölçüde sadık kalınmış; ancak, sürecin dürüstlüğü ile ilgili bazı önemli güvenceler, çoğunlukla Sandık Kurulu üyelerinin prosedürleri anlamaması nedeniyle tutarsız bir şekilde uygulanmıştır. Yapılan gözlemlerin yüzde 4’ünde oy sandıklarının uygun olmayan bir şekilde mühürlendiği ve yüzde 2’sinde seçmen kimliğinin resmi bir kimlikle karşılaştırılarak kontrol edilmediği görülmüştür. Ayrıca, yapılan gözlemlerin yüzde 40’ında Sandık Kurulu üyeleri, seçmenlere oy pusulalarını katlamaları ve zarfı mühürlemeleri için yeterli talimat vermemiştir. Oy verme yeri düzeni, yapılan gözlemlerin yüzde 2’sinde oyların gizli kullanılmasını sağlar nitelikte olmamıştır. Uluslararası Seçim Gözlem Heyeti gözlemcileri, ziyaret edilen sandık merkezlerinin yüzde 6’sında grupların veya ailelerin birlikte oy kullandığını bildirmiştir.

    -Gözlemlenen sandıkların yüzde 60’ında siyasi parti temsilcisi ve aday gözlemciler bulunurken, parti temsilcisi olarak akredite edilmiş veya akreditasyona sahip olmayan vatandaşlardan gözlemciler izlenen sandıkların yüzde 15’inde bulunarak şeffaflığa katkı sağlamışlardır. En az 36 sandıkta, Uluslararası Seçim Gözlem Heyeti gözlemcilerinin sandıklara erişimi polis memurları, sandık kurulu başkanları ve yetkisiz kişiler tarafından engellenmiştir.

    “OY KULLANMA YERLERİNİN YÜZDE 12’SİNDE YETKİSİZ KİŞİLERİN VARLIĞI KAYDEDİLMİŞTİR”

    -Oy kullanma yerlerinin yüzde 12’sinde yetkisiz kişilerin varlığı da kaydedilmiştir. Yapılan gözlemlerin yüzde 5’inde, başta parti gözlemcileri olmak üzere Sandık Kuruluna mensup olmayan kişilerin oy verme sürecine doğrudan müdahale ettiği görülmüştür. Seçim günü medyada STK’lar ve muhalefetteki siyasi partilerin temsilcilerden alınan bir bilgiye göre, Gaziantep’teki birkaç bin seçmenin gizlice Sandık Kurulu üyesi olarak kaydettirildiği ve bu kişilerin normalde ikametleri gereği kayıtlı oldukları sandıklarda oy kullanmalarının engellendiği yönünde bir iddia yer almıştır.

    -Oy kullanma yerlerinin sadece yüzde 50’si engelli seçmenlerin yardım almadan erişimine uygun görülmüş ve yüzde 77’sinin iç düzeni bu seçmenler için uygun bulunmuştur.

    -Oy sayımı, Uluslararası Seçim Gözlem Heyeti tarafından ziyaret edilen 120 sandık merkezinden 104’ünde genel olarak olumlu olarak değerlendirilmiş ve çoğunlukla sorunsuz ve etkin olarak nitelendirilmiştir. Bununla birlikte, birkaç önemli prosedür hatası rapor edilmiş ve öngörülen sandık kapatma prosedürleri, gözlemlenen sandıkların yaklaşık yarısında sayım başlamadan önce doğru bir şekilde tamamlanmamıştır. Sandık Kurulları 12 vakada seçmen listelerindeki imza ve parmak izlerini tutarlı bir şekilde saymamış veya 38 örnekte bu sayıları tutanaklara geçmemiştir. 23 olayda kullanılmayan zarflar ve oy pusulaları sayılmamıştır.

    “10 ÖRNEKTE TÜM VERİLER TUTANAĞA DOĞRU BİR ŞEKİLDE GİRİLMEMİŞTİR”

    -Yasada söylenilenin aksine, 55 vakada, zarflar iki kez sayılmamış, 27 vakada zarfların geçerliliği sürekli olarak kontrol edilmemiş veya 23 vakada tutanaklara bu kayıtlar geçirilmemiştir. 27 örnekte, her bir parti için kullanılan tüm oy pusulaları düzgün bir şekilde sayılmamış ve ayrılmamıştır ve 10 örnekte tüm veriler tutanağa doğru bir şekilde girilmemiştir. Uluslararası Seçim Gözlem Heyeti gözlemlerinin biri hariç hepsinde, oy pusulalarının geçerliliği tutarlı bir şekilde tayin edilmiştir. 18 vakada, sayıma Sandık Kurulu üyeleri dışındaki kişilerin katılması sayımın dürüstlüğüne ilişkin endişeleri artırmıştır. Resmi tutanaklar, 15 durumda Sandık Kurulu üyeleri tarafından önceden imzalanmıştır. Gözlemlenen 21 sandıkta Sandık Kurulu, sonuç tutanağındaki sonuçlar için uzlaşma sağlamakta güçlük çekmiştir.”

    ULUSLARARASI GÖZLEM HEYETİ HAKKINDA

    AGİT Özel Koordinatörü ve Kısa Dönem Gözlem Heyeti Lideri Michael Georg Link, AKPM Heyet Başkanı Frank Schwabe, AGİT Parlamenter Asamblesi Heyet Başkanı Farah Karimi ve AGİT Seçim Gözlem Heyeti Başkanı Büyükelçi Jan Petersen, dün Ankara’da bir basın toplantısı düzenleyerek, kendi değerlendirmeleriyle birlikte, raporda yer alan bulguları aktarmışlardı.

    Uluslararası gözlemciler, raporlarını nihai olarak seçimin ikinci turunu takip ettikten sonra yayınlayacak. Bu çerçevede AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu raporunu seçim sürecinin tamamlanmasından yaklaşık 8 hafta sonra yayınlayacak. AGİT PA, raporunu bir sonraki toplantısında sunacak. AKPM’nin hazırladığı rapor ise Haziran 2023’te Strasburg’daki ara oturumda sunulacak.

    Seçim günü, Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu’nun görevlendirdiği 28 uzun dönem ve 213 kısa dönem gözlemci ile birlikte AGİT PA’dan 98 kişilik bir heyet ve AKPM’den 38 kişilik bir heyet dahil olmak üzere 40 ülkeden 401 gözlemci görevlendirildi. Gözlemciler ülke genelinde 132 sandık merkezinde açılış, 999 sandıkta ise oy kullanma işlemini takip etti. Uluslararası Seçim Gözlem Heyeti ayrıca 120 sandık merkezinde sayım ve 97 ilçe seçim kurulunda birleştirme aşamasını da gözlemledi.

     

  • TİP: “28 MAYIS’TA YAPILACAK SEÇİMLERDE KILIÇDAROĞLU’NUN KAZANMASI İÇİN ÜZERİMİZE DÜŞEN SORUMLULUĞU YAPACAĞIMIZI DUYURUYORUZ”

    TİP: “28 MAYIS’TA YAPILACAK SEÇİMLERDE KILIÇDAROĞLU’NUN KAZANMASI İÇİN ÜZERİMİZE DÜŞEN SORUMLULUĞU YAPACAĞIMIZI DUYURUYORUZ”

    Türkiye İşçi Partisi (TİP), “Gün, bir kez daha ayağa kalkma günüdür. Gün, iktidarı yenebileceğimizi birbirimize anlatma günüdür. Gün, yüzyıl önce Saray’a boyun eğmeyen tarihimizden ilham alma günüdür. Türkiye İşçi Partisi olarak, 28 Mayıs günü yapılacak Cumhurbaşkanlığı 2. tur seçimlerinde, Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazanması ve Tayyip Erdoğan’ın kaybetmesi için üzerimize düşen sorumluluğu yapacağımızı duyuruyoruz. On binlerce üyemiz, 1 milyona yaklaşan seçmeniz adına halkımıza ‘Sana Söz’ diyoruz” açıklamasını yaptı.

    Türkiye İşçi Partisi (TİP), 14 Mayıs’ta yapılan seçimlerle ilgili bugün Twitter hesabından açıklama yaptı. TİP’ten yapılan açıklama şu şekilde:

    “Türkiye tarihinin en önemli seçimlerinden biri geride kaldı. Devletin tüm olanaklarını kullanan, kendisine muhalif tüm kesimleri düşman ve terörist ilan eden AKP-MHP ittifakını şimdilik koltuktan indirememenin öfkesini ve üzüntüsünü yaşıyoruz. Halkın yarısından fazlasının, her türlü tehdit ve hileye rağmen Saray’a onay vermemiş olması ise umudumuzun kaynağıdır. Yoksullaştırılan emekçilere, şiddete karşı yalnız bırakılan kadınlara, ülke için hayaller kurması engellenen gençlere karşı bir borcumuz olduğunu biliyoruz. Biz inatçıyız. İnadımızı, ülkemiz ve halkımız için güzel günlere olan inancımız besliyor. Bu inancı hiçbir gücün elimizden alamayacağını 15 Mayıs 2023’te bir kez daha ilan ediyoruz.

    “GÜN, BİR KEZ DAHA AYAĞA KALKMA GÜNÜDÜR”

    Gün, bir kez daha ayağa kalkma günüdür. Gün, iktidarı yenebileceğimizi birbirimize anlatma günüdür. Gün, yüz yıl önce Saray’a boyun eğmeyen tarihimizden ilham alma günüdür. Türkiye İşçi Partisi olarak, 28 Mayıs günü yapılacak Cumhurbaşkanlığı 2. Tur seçimlerinde, Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazanması ve Tayyip Erdoğan’ın kaybetmesi için üzerimize düşen sorumluluğu yapacağımızı duyuruyoruz. On binlerce üyemiz, 1 milyona yaklaşan seçmeniz adına halkımıza ‘Sana Söz’ diyoruz. 14 Mayıs öncesinde TİP üyeleri nasıl arı gibi çalıştıysa, yaratıcı emekleriyle gönüllülerimiz nasıl çaba harcadıysa, aynı heyecan ve coşkuyu 14 gün boyunca da Kılıçdaroğlu için göreceksiniz.

    “TİP’İN, KEMAL KILIÇDAROĞLU’NUN YA DA MUHALEFETİN HAKKININ YENMEMESİ İÇİN SON TERİMİZE KADAR ÇABA HARCAYACAĞIZ”

    Geride bıraktığımız seçimler için avukatlarımız ve uzmanlarımız inceleme ve itirazlarını yürütüyor. Birkaç bin oyla vekil seçilememiş görünen adaylarımız ve AKP ile MHP’ye kaybedildiği anlaşılan vekilliklerimiz adına tek bir oyunun çalınmaması için çalışıyoruz. Dahası, deprem bölgelerinde ve medyaya da görüntüleri düşen kimi kentlerde seçimlerin manipüle edildiğine ilişkin verileri de değerlendiriyoruz. TİP’in, Kemal Kılıçdaroğlu’nun ya da muhalefetin hakkının yenmemesi için son terimize kadar çaba harcayacağız. Şimdiden, ilan ediyoruz. Türkiye İşçi Partililer, 28 Mayıs’ta yapılacak ikinci tur seçimlerinde yukarıda sayılan illerde sandıkları korumak, usulsüzlükleri önlemek için gönüllü ve görevli olacaklar.

    “TİP’E VERİLEN OYLARIN HİÇBİRİNİN BOŞA GİTMEDİĞİ, HEPSİNİN SOLA, EMEK CEPHESİNE KAZANDIRDIĞI GÖRÜLMÜŞTÜR”

    Türkiye İşçi Partisi olarak 1 milyona yakın oyla (81 ilin 51’inden alınan yüzde 1,75 oy) şimdilik çıkardığımız 4 vekillik gurur kaynağımızdır. İstanbul’dan vekil seçilen Genel Başkanımız Erkan Baş, Parti Sözcümüz Sera Kadıgil ve Parti Meclisi üyemiz Ahmet Şık ile Hatay’dan seçilen Av. Ş. Can Atalay, halkın mücadelesini ve sesini TBMM’ye de en gür şekilde taşıyacaklar. Halkın sigortası olacaklar. Emek ve Özgürlük İttifakı’ndaki müttefiklerimiz ve 1965 seçimlerinden bu yana adıyla sanıyla sosyalist bir işçi partisinin aldığı bu en yüksek oy için emek veren tüm yurttaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Her türlü karalamayı, asılsız, tutarsız iddiaları ve hedef göstermeyi boşa çıkararak ‘İnadımız İrademizdir’ diyen dostlarımıza selam olsun. Sayenizde, Türkiye’de emekçilerin iktidara gelebileceğine dair inanç artmış, sosyalist siyaset gerçek bir alternatif haline gelmiştir. TİP’e verilen oyların hiçbirinin boşa gitmediği, hepsinin sola, emek cephesine kazandırdığı görülmüştür.

    “VAZGEÇMEYECEĞİZ, UMUDU ARTIRACAĞIZ VE MUTLAKA KAZANACAĞIZ”

    Seçimlere ilişkin ayrıntılı değerlendirmeler, Parti Meclisi’miz ve yetkili organlarımız tarafından yapılacak ve kamuoyuyla paylaşılacaktır. Şimdi TİP’e oy veren 1 milyona yakın yurttaş olarak tek tek görevimiz, en az bir kişiyi daha kazanmak ve bu tek adam rejiminden kurtulmak için 14 gün boyunca var gücümüzle çalışmaktır. Vazgeçmeyeceğiz, umudu artıracağız ve mutlaka kazanacağız!”