Kategori: Yaşam

  • Romanya Cumhurbaşkanı Iohannis: Ülke krizde

    Romanya Cumhurbaşkanı Iohannis: Ülke krizde

    Romanya Cumhurbaşkanı Klaus Iohannis parlamentoda yaptığı konuşmada, “Ülke krizde. Yüz binlerce insan sokaklarda gösteri yapıyor. Sosyolojik göstergelere göre, Rumenlerin yüzde 80’i ülkesinin yanlış yöne gittiğini düşünüyor” ifadelerini kullandı.

    Romanya’nın şeffaf bir hükümete ihtiyacı olduğunu dile getiren Iohannis, “11 Aralık’ta yapılan parlamento seçimlerinin ardından bu duruma nasıl geldik? Seçimlerde Sosyal Demokrat Parti büyük bir zafer kazandı fakat sonrasında Rumen toplumunun önemli bir kısmıyla karşı karşıya geldi. Seçim kampanyalarında vadettikleri şeyleri uygulamaya koymadılar” değerlendirmesini yaptı.

    Iohannis, mevcut duruma rağmen ülkede erken seçimin gerekli olmadığını vurguladı.

    Cumhurbaşkanı’nın konuşmasının ardından açıklama yapan Sosyal Demokrat Parti lideri Liviu Dragnea, Iohannis’in konuşmasının daha yapıcı, daha birleştirici ve istikrarlı olmasını beklediğini ifade ederek, “Ne yazık ki öyle olmadı” dedi.

    Erken seçime gerek olmadığı konusunda Cumhurbaşkanı Iohannis’le aynı fikirde olduğunu aktaran Dragnea, “Hükümetimizin iyi bir programı var. Bizi rahat bırakırlarsa güzel bir yönetim sergileyeceğiz. Cumhurbaşkanı’ndan barış sinyalleri geleceğini umuyordum” diye konuştu.

    Hükümetin hazırladığı af ve ceza kanunundaki değişiklikleri kapsayan kararname 5 yıldan az hapis cezası kalmış kişilerin affını öngörüyordu. Yolsuzlukla mücadelenin zayıflayacağını düşünen yüz binlerce kişinin ülke genelinde düzenlediği protestolar üzerine hükümet kararnameyi geri çekmişti. Romanya’daki af tasarısı protestoları, ülkede komünizmin çöktüğü 1989 yılından sonra organize edilen en geniş katılımlı protestolar olarak nitelendiriliyor.

  • IŞİD Pakistan’da saldırdı

    Pakistan’ın Sind eyaletindeki Sehwan şehrinde bulunan Lal Şahbaz Kalender türbesinde, kalabalığın arasına giren bir intihar bombacısı üzerindeki düzeneği patlattı.

    En az 75 kişinin öldüğü, 150’den fazla kişinin de yaralandığı saldırıyı IŞİD üstlendi.

    Pakistan Başbakanı Navaz Şerif saldırıyı kınadı, “Son günler çok zor geçiyor ancak bu saldırıların bizi bölmesine, korkutmasına izin veremeyiz” diye konuştu.

    Saldırının ardındanPakistan, ‘terör eylemlerinin arttığı’ gerekçesiyle Afganistan ile sınırını kapattı.

    Aynı haftanın başında, ülkenin doğusundaki Lahore kentinde 13 kişinin ölümüne neden olan bombalı saldırıyı Pakistan Talibanı’nın Cemaat-ül Ahrar isimli kolu üstlenmişti.

  • Bosna-Hersek’in zor seçimi

    Bosna-Hersek’in zor seçimi

    Bosna-Hersek, üzerinden yaklaşık 20 yıl geçmesine rağmen, toplumsal ilişkiler, siyasal yapı ve ekonomik sistem açısından hâlâ savaşın yaralarını sarmaya çalışıyor. 12 Ekim 2014 günü ülkede, devlet başkanlığı ve parlamento seçimleri için halk sandık başına gitti. 1992’de başlayan savaşı sona erdiren 1995 Dayton Barış Anlaşması’ndan itibaren Bosna-Hersek’teki 7. seçim gerçekleştirildi.

    Bosna-Hersek parlamentosu yanında Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi üyelerinin de belirlendiği 12 Ekim seçimlerinde, ülkedeki Boşnak nüfusu temsil eden en büyük siyasi platform konumundaki Demokratik Eylem Partisi (SDA) yine öne çıktı. Oyların yaklaşık yüzde 34’ünü alan SDA’nın Genel Başkan Yardımcısı ve Bosna-Hersek Üçlü Devlet Konseyi Başkanı Bakir İzzetbegoviç, Konsey’in Boşnak üyeliği yarışını önde tamamladı. İzzetbegoviç, gerek Boşnak-Hırvat Federasyonu’nda entite (bölge) düzeyinde gerekse de Bosna-Hersek devleti düzeyinde lider güç olacaklarını söyledi. Konsey’in Hırvat üyeliğini Hırvat Demokratik Birliği (HDZ) Genel BaşkanıDragan Çoviç, Sırp üyeliğini ise Bağımsız Sosyal DemokratlarBirliği (SNSD) adayı Jelyka Tsviyanoviç elde etti.

    Dayton Anlaşması, her ne kadar silahları susturduysa da getirdiği yapı, ülkede işler bir siyasal ve ekonomik düzenin inşa edilmesini sağlayamadı. Bugün Bosna-Hersek’i “daimi kriz ülkesi”olarak nitelendirmek hiç yanlış olmaz. Nitekim 12 Ekim seçimlerine katılım oranının yüzde 54 seviyesinde kalması, halkın yarıya yakınının siyasal sistemden umudunu kestiğinin açık bir göstergesi. Siyasi partilerin çoğunluğunun etnik milliyetçi politikaları savunması, hükümet kurulması sürecinde sıkıntılar yaşanabileceğinin habercisi. Hatırlanacağı üzere, 2010 seçimlerinden sonra da hükümetin kurulabilmesi 15 ayı bulmuştu.

    Bosna-Hersek’teki sorunların dört temele dayandığı söylenebilir: Dışlayıcı etnik milliyetçilik anlayışı, karmaşık siyasal yapı, sistemsel ekonomik sorunlar ve Bosna-Hersek Yüksek Temsilciliği’nin geleceğinin belirsizliği.

    Dışlayıcı etnik milliyetçilik anlayışı: Ayrışmayı derinleştiren yaklaşım

    1992’de savaşın çıkmasında büyük rol oynayan dışlayıcı etnik milliyetçilik olgusu, günümüzde de Bosna-Hersek’in birinci meselesi. Ülkede tüm halkları kucaklayacak bir üst kimliğin oluşturulamaması ciddi bir sıkıntı yaratıyor. Üst kimliğin oluşumunu engelleyen nedenler arasında, ülkedeki eğitim ve hukuk sistemi büyük yer tutuyor.

    Eğitim sistemi, savaş sonrasında etnisite merkezli olarak yeniden yapılandırıldı. Esasen Boşnaklar, Hırvatlar ve Sırplar aynı dili konuşuyorlar. Ama farklı etnik gruplara mensup çocuklar farklı sınıflarda, farklı öğretmenler ve farklı ders kitaplarıyla eğitim görüyorlar. Bu da farklı kimliklerin daha da perçinlenmesine yol açıyor.

    Hukuki sistemdeki etnisite ayrımı da sorunun boyutlarını büyütüyor. Örneğin; cumhurbaşkanlığına adaylığını koymak isteyen bir Bosna-Hersek vatandaşının Boşnak, Hırvat ya da Sırp olması gerekiyor. Bu bağlamda Yahudi ya da Roman kökenli bir kişinin adaylığı hukuken mümkün değil. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2009’da aldığı Seydic-Finci kararında Bosna Hersek’in bu yasa maddesini değiştirmesini şart koştu. Ama AİHM kararına rağmen, evrensel insan hakları normlarına aykırı bu maddenin varlığı devam ediyor.

    Siyasal sistem de etnisite odaklı. Önde gelen partilerin büyük çoğunluğu, belli bir etnik kimliğe hitap ediyor. Tüm etnisiteleri kucaklayan ve bir üst kimlik yaratmaya çalışan, Sosyal Demokrat Parti gibi, platformlar azınlıkta kalıyor. 12 Ekim seçimlerinde, Bosna Sırp Cumhuriyeti kesimindeki Boşnak ve Hırvat partilerin birleşerek ayrılıkçı söylemdeki Sırp milliyetçi partilerine karşı 1 MartBloku adıyla ittifak kurmaları, her hâlükârda tarihsel öneme sahip bir gelişme.

  • Ve Türkler betonu keşfetti

    Ve Türkler betonu keşfetti

    http://www.aljazeera.com.tr/gorus/ve-turkler-betonu-kesfetti