Kategori: Yurt

  • EDREMİT BELEDİYESİ 2 TEMMUZ PARKI AÇILDI

    EDREMİT BELEDİYESİ 2 TEMMUZ PARKI AÇILDI

    Edremit Belediyesi tarafından Altınoluk Mahallesi’nde yaptırılan “2 Temmuz Parkı”, Sivas Katliamı’nın 29. yılında açıldı. Katliamda hayatını kaybedenlerin anıldığı açılışta konuşan Belediye Başkanı Selman Hasan Arslan, “2 Temmuz deyince, yakın tarihimizin en karanlık gününü hatırlarız. 2 Temmuz Parkı ise ülkemizi karanlığa boğmak isteyenlere karşı rengarenk cevabımızdır” dedi.

    Edremit Belediyesi tarafından Sivas Katliamı’nda hayatını kaybedenlerin anısını yaşatmak amacıyla Altınoluk Mahallesi’nde yaptırılan 2 Temmuz Parkı, törenle açıldı.

    Törene, Sivas Katliamı’nda hayatını yitiren Serpil Canik’in kardeşi Şehriban Canik,  Edremit Belediye Başkanı Selman Hasan Arslan, CHP Balıkesir İl Başkan Yardımcıları Kamuran Taşdemirel, Besim Akalın, CHP Edremit İlçe Başkanı Deniz Onur Özcan, Edremit Belediye Başkan Yardımcıları Tümdeniz Çelebi, Tayfun Gerkuş, Belediye Meclis Üyeleri, muhtarlar, Alevi dernekleri başta olmak üzere sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

    Edremit Belediye Başkanı Selman Hasan Arslan, törende yaptığı konuşmada, şunları söyledi:

    “KARANLIĞA KARŞI RENGAREK CEVABIMIZ”

    “2 Temmuz Sivas Katliamında yitirdiğimiz, 33 yazar, şair, sanatçı ve aydınımızı saygıyla anıyoruz. Işıklar içinde uyusunlar. ‘2 Temmuz’da neden bir park açılıyor?’ diye aklınıza gelebilir. 2 Temmuz deyince, yakın tarihimizin en karanlık gününü hatırlarız. 2 Temmuz Parkı ise, ülkemizi karanlığa boğmak isteyenlere karşı rengarenk cevabımızdır.

    “2 TEMMUZ YOK EDİLEN DEMOKRASİYİ, YİTİRİLEN CANLARI İFADE EDİYOR”

    Hepimiz için 2 Temmuz yok edilen demokrasiyi ifade eder. Oysa Parklar; barışı, kardeşliği ve demokrasiyi temsil eder. Demokrasi her görüşün var olması, kendini ifade etmesidir. Parklarda da; çocuk- yaşlı, Alevi-Sünni, Kürt-Türk herkes vardır. Kimsenin görüşüne bakılmaz. Her kesimden herkes oradadır.

    Biz 2 Temmuz deyince, yitirdiğimiz canları hatırlarız. Bakın buradan ölümsüzlüğü simgeleyen zeytin ağaçları var. Yitirdiklerimiz bu parktaki, Ölümsüz ağaç zeytin gibi ölümsüzdür. Asım Bezirci’nin yazıları, Asaf Koçak’ın karikatürleri bu parkımızdaki Zeytin ağacı gibi ölümsüzdür. Edibe Sulari, Muhlis Akarsu, Nesimi Çimen, Metin Altıok ve diğer canlar ölmez ağaç zeytin gibi ölümsüzdür. Onları unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız.

    “FAIR-PLAY İNSANLIĞA YAYILSIN, 2 TEMMUZLAR YAŞANMASIN”

    Burada bir de spor olanağı sunuyoruz. Diliyoruz ki sporun fair play ruhu sahalardan, insanlığa yayılsın. İnsanlığımız, sporun; centilmenlik, güzellik, dürüstlük, adalet kavramlarından mahrum kalmasın. Kalmasın ki 2 Temmuzlar bir daha yaşanmasın.

    “ÜLKEMİZE ÖLEN İNSANLARIN ÇIĞLIKLARI DEĞİL, ÇOCUK CIVILTILARI YAKIŞIR”

    Evet yaşanmasın. Çünkü bu güzel ülkeye; ölen insanların çığlıkları değil, çocuk cıvıltıları yakışır. Çünkü Cahit Külebi’nin dediği gibi; ‘Bir nazlı kuşa benzer çocuk dediğin / ev ister, ekmek ister/ öpülmek, okşanmak ister.’ Mutlu olmak ister. Çocuk uyumadan önce kurşun seslerini değil, masal dinlemeyi hak eder. Çocuklar; siyasetin oyunlarını değil, oyun parklarını, güzel bir yaşamı, aydınlık bir geleceği hak eder.

    2 Temmuz 1993’de Sivas bu ülkenin aydınlık değerlerini kaybettik. Bugün bu parkı ise Altınoluk’umuzun, Edremit’imizin ve bu ülkenin pırıl pırıl çocuklarına armağan ediyoruz.

    Çocuk oyun grupları ile spor sahası, fitnes aletleri, yeşil alanlar ve zeytin ağaçları aydın zihinli, ruhu demokrasiden yana olan, kalbi cumhuriyetle atan çağdaş Altınoluklulara armağan olsun.

    “ARAMIZLA İKİLİK GİRMESİN”

    2 Temmuz Parkımızı, 2 Temmuzda ve saat 2 de açtık. Dileğimiz; aramıza ikilik girmesin. Bu ülkede ikirimcilik olmasın. Barış, kardeşlik, huzur ve mutluluk hepimizin olsun. 2 Temmuz Parkımızın Hayırlı olmasını diliyor, 33 aydınımızı saygı ve özlemle anıyorum.” 

    SİVAS’IN IŞIĞI HALEN YANIYOR

    Katılanlar tarafından Sivas katliamında hayatını kaybedenlerin fotoğrafları taşındı. “Sivas’ın ışığı halen yanıyor”, “Sivas’ı unutma, unutturma”, sloganları atıldı.

     
  • SAMSUN TABİP ODASI BAŞKANI ÇADIR: “SAMSUN DEVLET HASTANELERİNDE 5 GÜNDÜR DİJİTAL KAOS YAŞANIYOR”

    MEHMET REBİİ ÖZDEMİR

    Samsun Tabip Odası Başkanı Ömer Faysal Çadır, “27 Haziran Pazartesi gününden beri beş gündür Samsun devlet hastanelerinde bir dijital kaos yaşanmakta. Hasta bilgilerini düzenli olarak ulaşılamamakta, polikliniklerde hasta bakılamamakta, tetkik ve tahlil istenememekte, tedavi verilememekte” açıklamasını yaptı.

    Samsun Tabip Odasının başkanı doktor Ömer Faysal Çadır, Samsun’da hastanelerde 27 Haziran Pazartesi gününden bu yana yaşanan dijital olumsuzluklarla ilgili açıklama yaptı. Çadır, şöyle konuştu:

    “27 Haziran Pazartesi gününden beri beş gündür Samsun devlet hastanelerinde bir dijital kaos yaşanmakta. Hasta bilgilerini düzenli olarak ulaşılamamakta, polikliniklerde hasta bakılamamakta, tetkik ve tahlil istenememekte, tedavi verilememekte. Doktorlar buna olabildiğince hasta mağduriyetini önlemek için çare aramaya çalışsalar da teknik olarak sorun en üst düzeyde devam etmekte.

    “DOKTORLAR HİÇBİR ŞEKİLDE HİÇBİR ŞEYİN ARKASINA SAKLANARAK EYLEM YAPMAZLAR”

    Bir süre önce sağlık sendikaları ve Aile Hekimleri Federasyonu (AHEF) haklı isteklerinin karşılanmaması gerekçesiyle iki günlük haklı eylem kararı aldılar. Ve perşembe, cuma için bunu hayata geçirdiler. Sosyal medyada bir kısmının iyi niyetli olduğunu düşünsek de art ve kötü niyetli olduğuna inandığımız bazı bilgilerin de dolaşıma çıktığını gördük. Sanki, bu kaosun gerekçesi doktorlarmış ve bunun arkasına saklanarak, grev yaparak, hastaları mağdur ediyorlarmış algısının yaratılmaya çalışıldığını gördük. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Doktorlar hiçbir şekilde hiçbir şeyin arkasına saklanarak eylem yapmazlar. Buna gerek duymazlar. ‘Sağlıkta şiddeti önleyin’ derler. Aile hekimleri, ‘ceza yönetmeliğini iptal edin’ derler. ‘Özlük ve ekonomik sıkıntılarımızı çözün’ derler. ‘Toplum sağlığını önceleyen sistemi kurun’ derler. Bunun yapılmadığını görürlerse eğer, istemeye istemeye de olsa görünür olmak sıkıntılarını göstermek, emekten doğan gücünü göstermek için grev yapar, iş bırakırlar. Bunun için de hiçbir şekilde bir başka gerekçesinin arkasına saklanma isteğini ve onursuzluğunu göstermezler. Bu böyle biline…”

     

  • SİNOPLU VATANDAŞ, ERFELEK TATLICA ŞELALELERİ’NİN YOLUNU ÖZEL MÜLK OLDUĞU GEREKÇESİYLE KAPATTI: “DEVLET KAMULAŞTIRIRSA YOLU AÇARIZ”

    SİNOPLU VATANDAŞ, ERFELEK TATLICA ŞELALELERİ’NİN YOLUNU ÖZEL MÜLK OLDUĞU GEREKÇESİYLE KAPATTI: “DEVLET KAMULAŞTIRIRSA YOLU AÇARIZ”

    MUSTAFA USTA

    Sinoplu Ferdi Poyraz Aslan, Erfelek Tatlıca Şelaleri’ne giden yolu özel mülk olduğu ve kamulaştırma yapılmadığı gerekçesiyle iş makineleriyle toprak yığarak ulaşıma kapattı. Aslan, “Devlet kamulaştırırsa o zaman yolu açarız. Diğer türlü biz yolu açmayız” dedi. Yolun kapanması nedeniyle vatandaşlar, şelale bölgesine yürüyerek gitmek zorunda kaldı.

    Sinop’un en önemli turistik yerlerinden biri olan ‘Erfelek Tatlıca Şelaleleri’ yolu, Ferdi Poyraz Aslan tarafından özel mülk olduğu gerekçesiyle ve kamulaştırma talebiyle iş makineleri ve toprak dökülerek ulaşıma kapatıldı. Yolu kapatan Aslan şöyle konuştu:

    “DEVLET KAMULAŞTIRIRSA O ZAMAN YOLU AÇARIZ. DİĞER TÜRLÜ BİZ YOLU AÇMAYIZ.”

    “Burası bizim kendi arsamız. Yaklaşık 15-20 yıldır Erfelek Tatlıca Şelalesi olarak biliniyor. Buralarda işletmeler var; bizim yollarımız kamulaşmadı, paralar ödenmedi. Biz de bunu vali beye bildirdik. Ama burası hakkında bir çözüm üretemedi. Şelalenin olduğu geçit bize ait. Burası bizim yerimiz. Geçen sene de kestik biz bu yolu. Erfelek belediye başkanımız, ilçe başkanımız geldi. Onların hatırları için biz burayı açmıştık ama bu sene çözüm bulamadık. Şelale bir şahsa kiraya verilmiş. Bizim yerimizden paralar kazanılıyor ama bize bir ödeme yok. Biz de bu sebepten dolayı yolu kestik. Biz başvuruları yaptık. ‘Buralar kamulaşmıyor’ dendi. Şelale para kazanıyor ama biz bir şey görmüyoruz. Burası dedelerimizin yeri. Biz görmüyorsak kimsenin de görmesine gerek yok. Devlet kamulaştırırsa o zaman yolu açarız. Diğer türlü biz yolu açmayız.”

    Erfelek Takım Şelaleleri’ni ziyaret eden bir vatandaş ise, “Biz arabamızı çektik yürüdük. Biz genciz. Yürürüz. Fakat yaşlı insanlar da görmek istiyor böyle doğal güzelliği. Ama imkanları yok yürüyemiyorlar. Onlar için yolun açılması gerekiyor” diye konuştu.

    Şelaleyi ziyaret eden bir başka vatandaş da “Ben Ankara’dan geliyorum. Şelale işletmesini aradım, yolun açık olduğunu söylediler. Ona göre yola çıktık, geldim. Buraya kadar geldik, yolun kapalı olduğunu gördüm. Toplamda 16 kişiyiz yaklaşık yarım saattir yürüyoruz, yolda bir minibüsten rica ettik. Bu mağduriyetimize yetkililere özellikle belirtmek istiyoruz” dedi.

    Görüntü dökümü:
    *Ferdi Poyraz Aslan
    *Vatandaşların tepkisi
    *Detay görüntüler 

     

  • SAMSUN KESK ŞUBELER PLATFORMU: “KAŞIKLA VERİLEN KEPÇEYLE ALINMAK İSTENİYOR”

    MEHMET REBİİ ÖZDEMİR

    Samsun KESK Şubeler Platformu, asgari ücrete yüzde 30 oranında zam yapılmasını protesto etti. KESK Samsun Şubeler Platformu Sözcüsü Erdem Avcı, “Her yıl olduğu gibi kaşıkla verilen kepçe ile alınmak isteniyor. Yasal hakkımız olan enflasyon farkını iktidarlarının bir lütfu gibi göstermeye çalışıyorlar. Tüm kamu emekçilerinin, emeklilerin kümülatif maaş ücreti 2022 yılı için en az vergi oranı artışı oranı yani yüzde 101 oranında artırılmalıdır” dedi.

    Samsun KESK Şubeler Platformu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 5 bin 500 TL olarak açıkladığı yeni asgari ücreti protesto etti. “Yüzdelik zam değil insanca yaşanabilecek bir ücret istiyoruz” pankartı açan platform üyeleri, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Yaşasın onurlu mücadelemiz”, “Çetelere değil halk için bütçe”, “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek” sloganları attı. Platform adına basın açıklamasını okuyan Erdem Avcı, şunları kaydetti:

    “POLİTİKALARIYLA BİR GRUP AZINLIK SERVETİNE SERVET KATARKEN, KRİZİN FATURASI EMEKÇİ HALKA ÖDETİLMEK İSTENMEKTEDİR”

    “Akaryakıttan elektriğe, giyimden gıdaya pek çok alanda her geçen gün yenisi eklenen zamlar toplumun hemen her kesimi gibi biz kamu emekçilerini ve emeklilerini de sefalete mahkûm ediyor. TÜİK’in ısmarlama enflasyon oranlarına göre yıllık enflasyon yüzde 73,5, gıda enflasyonu yüzde 91, ulaştırma enflasyonu yüzde 108 ‘e ulaşmışken, sokaktaki enflasyon bu oranların çok üzerindedir. Bu haliyle dahi OECD üyesi 36 ülke içinde en yakın rakibimize dört kat fark atarak açık ara lider konuma yerleştik.

    Ülke kaynaklarının, bizlerden alınan vergilerin sermayeye rantiyeye, faizden beslenenlere, savunma ve güvenlik adı altında silahlanmaya ayrıldığı sarayın ekonomi politikalarıyla bir grup azınlık servetine servet katarken, krizin faturası emekçi halka ödetilmek istenmektedir. Sermaye kesiminde hal böyle iken yandaş konfederasyonların, sendikaların ‘toplu sözleşmelerde’ sanal rakamlardan ibaret TÜİK enflasyonuna göre yapılan maaş artışlarına attıkları imzalar kamu emekçilerine kazanım olarak dayatılmaktadır. Kamu emekçileri olarak 20 yıl önce asgari ücretin 3,5 katına denk gelen ortalama maaşımız bugün asgari ücretin 1,5 katına indi. Peki, asgari ücret mi arttı? Hayır. Asgari ücret 20 yıl önce de açlık sınırının altındaydı. Bugün de altında. Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 6.400 yoksulluk sınırı 20 bin 500 TL’yi aştı.

    “YASAL HAKKIMIZ OLAN ENFLASYON FARKINI İKTİDARLARININ BİR LÜTFU GİBİ GÖSTERMEYE ÇALIŞIYORLAR”

    Buna karşın kamuda çalışan toplam 5 milyon memura, işçiye, sözleşmeliye ‘personel gideri’ olarak ayrılan tutar yaklaşık 189 milyar TL ile ek ödeneğin sadece yüzde 17’sine, SGK devlet prim gideri olarak eklenen 28 milyar TL ise ek bütçenin sadece yüzde 2,6’sına denk geliyor. Tablo bütçe gelirlerinde yapılmak istenen artışa bakıldığında çok daha netleşiyor. Çünkü ek ödeneğin tamamı vergilerden yani yüzde 99 olarak bizlerin sırtına yüklenen vergilerin katmerli hale getirilmesinden oluşuyor. Toplam vergi gelirleri 1 trilyon 80 milyar artışla 2 trilyon 338 milyara çıkarılıyor. Yani başlangıç bütçesindeki vergiler yüzde 86 artırılıyor. Bu bir önceki yılın vergi gelirine göre yüzde 101’lik bir artış demek. Uzun lafın kısası her yıl olduğu gibi kaşıkla verilen kepçe ile alınmak isteniyor. Yasal hakkımız olan enflasyon farkını iktidarlarının bir lütfu gibi göstermeye çalışıyorlar.

    Tüm kamu emekçilerinin, emeklilerin kümülatif maaş ücreti 2022 yılı için en az vergi oranı artışı oranı yani yüzde 101 oranında artırılmalıdır. Bunun 7,5 puanlık kısmı Ocak- Haziran maaşlarımıza zaten yansımıştır. Buna önce yüzde 75 oranında gerçek enflasyon farkı eklenmelidir. Ardından yüzde 7 olan ‘toplu sözleşme’ artışı eklenmelidir. Mevcut durumdaki gelir vergisi tarifesinde, dilim tavan-tabanlarında veya vergi oranlarında ek bütçeye paralel artış yapılmalıdır. Aksi durumda maaş artışları cebimize girmeden gelir vergisine gidecektir. 

    Emekçilerin, sendikaların, halkın bütçeye katılma hakkı önündeki engeller kaldırılmalıdır. 2023 bütçesi hazırlıklarına başlanacak olan önümüzdeki ekim ayında toplu sözleşme masası kurulmalıdır. En düşük kamu emekçisinin geliri maaşında ve eş yardımı, çocuk yardımı, kira yardımı, ulaşım yardımı gibi sosyal ödemelerde yapılacak artışlarla yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmalıdır. KESK olarak buradan bir kez daha başta kamu emekçileri olmak üzere tüm emekçileri, işçileri, asgari ücretlileri ‘insanca bir yaşam, insanca yaşamaya yetecek bir ücret’ için bir araya gelmeye, bizlere 19. yüzyıl kölelik koşullarını, yoksulluğu sefaleti dayatanlara karşı emeğin birleşik mücadelesini yükseltmeye çağırıyoruz.”

     

     

     

     

  • BURSA’NIN SUALTI ARKEOLOGLARI İZNİK GÖLÜ KAZILARINA MUDANYA’DA HAZIRLANIYOR

    BURSA’NIN SUALTI ARKEOLOGLARI İZNİK GÖLÜ KAZILARINA MUDANYA’DA HAZIRLANIYOR

    Bursa’nın sualtı arkeologları, Mudanya Belediyesi’nin 30 yıl sonra eğitim işlevini sürdürmesi adına hizmete açtığı Taş Mektep’te yetişecek. Mudanya Belediyesi Sualtı Araştırmaları Merkezi, İznik Gölü Bazilikal Kilise’nin sualtı kazılarına hazırlanan öğrencilere ev sahipliği yapacak.

    Mudanya Belediyesi, Taş Mektep Akademi’de ÇEKÜL Vakfı iş birliğiyle Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü bünyesinde açılan kurslarla çocuklara beceri ve yeteneklerini keşfetme imkanı sağlarken, bu kez de Sualtı Araştırmaları Merkezi açıyor.

    Arkeoloji bölümü lisans ve lisansüstü öğrencileri, Uludağ Üniversitesi Arkeoloji Bölümü ve İznik Sualtı Kazısı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin koordinatörlüğünde Mudanya Belediyesi Marmara Sualtı Araştırmaları Merkezi’nde İznik Gölü Bazilikal Kilise sualtı kazılarına hazırlanacak. Sualtı arkeolojisi öğrencileri, uluslararası geçerliliğe sahip Scuba eğitimini Mudanya’da alacak. Öğrencilerin teorik eğitimleri, 3 Temmuz’da Taş Mektep’te, pratik eğitimleri ise Mudanya Belediyesi’nin Yüzme Havuzu’nun ardından 4 Temmuz’da Arnavütköy limanda gerçekleştirilecek.  

     

     

  • AYDIN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NDEN AYDIN TEKSTİL YAŞAM ALANI’NA AQUAPARK

    AYDIN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NDEN AYDIN TEKSTİL YAŞAM ALANI’NA AQUAPARK

    Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından kente kazandırılan Aydın Tekstil Yaşam Alanı’nda çocukların yaz aylarında serinleyip doyasıya eğlenebilmeleri için aquapark açıldı. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, günün stresini atmak isteyen aileleri, Aydın Tekstil Yaşam Alanı’na davet etti.

    İçerisinde birçok aktivite olanağı bulunan Aydın Tekstil Alanı’nda çocuklar için aquapark hizmete açıldı.

    Tüm Aydınlıları Aydın Tekstil Yaşam Alanı’na davet eden Başkan Özlem Çerçioğlu, alanda her akşam konser düzenlendiğini hatırlattı; 4 Temmuz Pazartesi akşamı da sinema gecesi düzenleneceğinin müjdesini verdi. 

     

  • BURHANİYE’DE KABOTAJ BAYRAMI COŞKUSU

    BURHANİYE’DE KABOTAJ BAYRAMI COŞKUSU

    Burhaniye’de, 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı İskele Yat Limanı’nda törenlerle kutlandı. Kabotaj Bayramı kapsamında Mavi Bayrak töreni de yapıldı.

    Balıkesir’in Burhaniye ilçesinde 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı törenle kutlandı. Törende yüzme, yağlı direkte bayrak kapma, denizde ördek yakalama yarışları yapıldı. Burhaniyeliler yarışmalara yoğun ilgi gösterdi.

    Burhaniye Belediye Başkanı Ali Kemal Deveciler, “Bugün, Türk vatandaşlarına denizcilik, deniz turizmi, gemi inşa ve tersanecilik, balıkçılık, deniz taşımacılığı, eğitim ve bunun gibi alanlarda birçok imtiyazı sağlandığı, siyasi ve ekonomik özgürlüklerin elde edildiği gündür. Bunun yanında Burhaniye’miz belediyemize ait. Halk plajlarında 4 adet, clup orient’te 1 adet olmak üzere 5 adet mavi bayrağa sahiptir.  Ören, Öğretmenler Mahallesi, Bağlarburnu ve Gadana Halk Plajlarımız dünya standartlarında temizliğe ve güvenilirliğe sahiptir. Temizliği ve güzelliğinin yanı sıra can kurtaran hizmetimiz ile de güvenliğini sağlamaktayız. Ayrıca Pelitköy Gadana ve Bağlarburnu plajlarımızda halkımıza açık çim alanlar ile ücretsiz ve keyifli bir tatil fırsatı sunuyoruz. Mavi Bayraklı plajlarımız ile turizme hizmet etmek ayrı bir onur kaynağımızdır. Burhaniyemiz uzun sahil şeridi ve hizmet kalitesi ile körfezin incisi konumuna gelmiştir. Burhaniye’mizi hiç kuşku yoktur ki daha güzel ve aydınlık bir hale getirmek için; onu deniziyle, kumuyla, doğasıyla, kültürüyle koruyup güzelleştirmeyi, halkımıza daha kaliteli hizmet vermeyi vaad ediyoruz” diye konuştu. 

    Ardından kutlamalar kapsamında, Öğretmenler Mahallesi Halk Plajı’nda Mavi Bayrak töreni de yapıldı. Öğretmenler Mahallesi Halk plajında düzenlenen törene, TÜRÇEV İzmir ve Kuzey Ege İlleri Şubesi Koordinatörü Doğan Karataş ve ilçe protokolü katıldı.

    Mavi Bayrak töreninde konuşan Deveciler, “Mavi bayrak, gerekli standartları taşıyan nitelikli plaj ve marinalara verilen uluslararası bir çevre ödülüdür. Temiz, bakımlı, donanımlı güvenli ve dolayısıyla uygar, sürdürülebilir bir çevrenin sembolüdür. Plajlar için özünde temiz deniz suyu sonrasında da çevre eğitimi ve bilgilendirmeye önem veren, gerekli donanıma sahip iyi bir çevre yönetimini temsil etmektedir. Burhaniye’de 4 adet halk plajımızda belediyemize ait, 1 adet de Clup Orient’e ait 5 adet mavi bayrağı dalgalandırıyoruz. Amacımız bu sayıyı daha da arttırmak” dedi. Törende konuşan TÜRÇEV İzmir ve Kuzey Ege İller Koordinatörü Doğan Karataş, Türkiye’nin sahip olduğu 463 Mavi Bayraklı plajıyla, dünyada İspanya ve Yunanistan’ın ardından 3’üncü sırada yer aldığının altını çizerek, Mavi Bayrağın ülkenin tanıtımı açısından çok önemli olduğunu vurguladı.

     

     

  • BEŞİKTAŞ’TA SİVAS KATLİAMI ANMASI

    BEŞİKTAŞ’TA SİVAS KATLİAMI ANMASI

    Sivas Katliamı’nda hayatını kaybeden 33 aydın, Beşiktaş Cemevi ve Mustafa Kemal Merkezi’nde düzenlenen programlarla anıldı.

    Pir Sultan Abdal Kültür Etkinlikleri’ne katılanların konakladığı Sivas Madımak Oteli’nin ateşe verilmesi sonucu 2 Temmuz 1993’te 33 aydının katledilişinin 29. yılında Beşiktaş’ta bir dizi etkinlik düzenlendi. Etkinliklerin ilki Beşiktaş Mustafa Kemal Merkezi’ndeki Unutmamak Müzesi’nde, ikincisi Beşiktaş Cemevi’nde yapıldı. Anma törenlerinde, katledilen 33 aydın, yazar ve sanatçı için hazırlanan anma köşesine karanfiller bırakıldı.

    Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, Sivas Katliamı için yayınladığı mesajında “Sivas Katliamı’nın 29. yılında, Madımak’ta katledilen aydınlarımızı ve sanatçılarımızı hasretle anıyoruz. Yaraları birlikte saracak, aydınlık bir geleceği hep beraber kuracağız” dedi.

  • ‘MADIMAK KATLİAMI’NDA HAYATINI KAYBEDEN AYDINLAR VE SANATÇILAR, BAYRAKLI’DA ANILDI

    ‘MADIMAK KATLİAMI’NDA HAYATINI KAYBEDEN AYDINLAR VE SANATÇILAR, BAYRAKLI’DA ANILDI

    Bayraklı Belediyesi, 2 Temmuz 1993’te Sivas Madımak Otel’deki yangında katledilen aydınlar ve sanatçılar için anma programı düzenledi.

    Anma programına, Başkan Sandal’ın yanı sıra CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel, CHP Bayraklı İlçe Başkanı Didem Gültekin, DİSK Genel İş 6 No’lu Şube Başkanı Değer Yıldız, meclis üyeleri, muhtarlar ,siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle vatandaşlar katıldı.

    Nafiz Gürman Mahallesi’ndeki 2 Temmuz Anıtı’nda düzenlenen törende Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal ve katılımcılar, 29 yıl önce Madımak Oteli’nde yakılarak katledilenler anısına karanfil bıraktı.

    “MİRASIMIZA VE DEĞERLERİMİZE SAHİP ÇIKMALIYIZ”

    Bayraklı Belediye Başkanı Sandal, “Üzerimize düşen görev; tarihsel mirasımıza ve değerlerimize sahip çıkmak. Türk’ü Kürt’ü, Lazı, Çerkezi, Alevisi, Sünnisi bu bayrak altında olan, bu toprakları vatan bilen herkesi bizden bileceğiz. Ülkemizin bölünmez bütünlüğünün, bayrağımızın, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ve Cumhuriyet değerlerinin dışında olan herkesi bu davanın dışında tutacağız. Kimin hangi inançtan, hangi görüşten veya nereli olduğunun önemi yok. Adam olmanın mezhebi, ırkı, memleketi olmaz. Bu davada hep birlikte olalım. Kutuplaşmayı, kavgayı, ötekileştirmeyi bitirmekle ilgili üzerimize düşeni yapmak zorundayız. Sivas içimizi burkuyor. Diri diri yananlar varken sevinç çığlıkları atan vicdansızlar vardı. Kaybettiğimiz canların huzurunda bir kez daha saygıyla eğiliyorum. Umuyorum bir daha böyle acılar, zulümler yaşamayız. Bunun için hep bir arada ve birlik olmak zorundayız” dedi.

    “UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ”

    CHP Bayraklı İlçe Başkanı Didem Gültekin, “Bu dava öyle bir dava ki; hiçbir zaman bitmeyecek. Yanan bizim canımızdı ama biz çoğaldık ve çoğalmaya da devam edeceğiz. Bu ülkede ne Hasret’leri, ne Behçet’leri ne de Asım’ları bitirebilecekler… Bugün benim için biraz daha zor bir gün: 29 yıl önce adı Hasret’ti. O özgür dünyaya hasretti, şimdi biz ona hasret… Ama biz her şeye ve herkese inat; unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız. Madımak Oteli’ni de müze yapacağız buradan da ant olsun” diye konuştu.

    “HERKESİN ÖZGÜR OLDUĞU TÜRKİYE’Yİ KURACAĞIZ”

    CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel, “Sivaslı kimle konuşsak bu konuda kahroluyor. Unutmadık, unutmayacağız, mücadelemize devam edeceğiz… Kazanacağız, halk kazanacak, ülkemiz kazanacak. Herkesin eşit, özgür birer yurttaş olacağı bir Türkiye’yi mutlaka kuracağız. Bugüne kadar yitirdiğimiz tüm devrim şehitlerimizin kabirlerinde huzur olacak. Madımak şehitlerimizi şükranla, saygıyla anıyorum” dedi.

    “BİR GÜN HESABINI SORACAĞIZ”

    DİSK Genel İş 6 No’lu Şube Başkanı Değer Yıldız, “Eğer bu ülkede birileri laikliğe, cumhuriyete, aydınlığa, özgürlüğe ve Mustafa Kemal’e saldırıyorsa onlardan başka düşmanımız yok. Bize düşen de; ülkemizi, geleceğimizi korumak, değerlerimize sahip çıkmak ve hep bir arada olmaktır. Sivas’ta yaşanan katliamı bir kez daha lanetliyoruz, faillerini lanetliyoruz. Bir gün bu ülkenin işçi sınıfı, masumlar, aydınlar, bunun hesabını soracaktır” diye konuştu.

    “UNUTURSAK, VİCDANIMIZ KURUSUN”

    Yamanlar Cemevi Başkanı Mehmet Bozkurt ise “Bu sadece Alevi yurttaşların sorunu değil. Günümüzde de aynı tehlikenin sürdüğünü ve bu tür baskıların sistematik bir politika olduğunu düşünüyoruz. Bu katliamı yapanları, savunucularını kınıyor, şehitlerimizin manevi huzurunda saygıyla eğiliyoruz. Eğer Sivas’ı unutursak, vicdanımız kurusun” dedi. 

     

  • MUĞLA’DA BÜYÜKŞEHİR’E TOPRAK VE BİTKİ ANALİZİ YAPTIRAN ÜRETİCİ, GÜBREDEN TASARRUF EDİYOR

    MUĞLA’DA BÜYÜKŞEHİR’E TOPRAK VE BİTKİ ANALİZİ YAPTIRAN ÜRETİCİ, GÜBREDEN TASARRUF EDİYOR

    Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi iş birliğiyle kurulan toprak, bitki ve su analiz laboratuvarında yapılan analizler sayesinde üreticiler gübreden tasarruf sağlıyor.

    Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi iş birliği ile 2015 yılında tarımsal amaçlı toprak, bitki ve sulama suyu analiz laboratuvarı kurulmuştu.

    Laboratuvarda üreticiler tarafından getiren örneklerde tarımsal amaçlı sulama suyunda 12, toprakta 15, bitkide 13 parametre analiz yapılabiliyor. Bu analizler sonucunda ürüne göre hangi gübreyi, hangi miktarda ve hangi zaman aralığında kullanmaları gerektiğine dair bilimsel rapor olarak hazırlanıyor.

    Tarımsal amaçlı toprak, bitki ve sulama suyu analiz laboratuvarında bugüne kadar 9771 adet toprak, 4632 adet bitki, 533 adet su ve (genel toplam; 14 bin 936) 160 adet organik gübre analizleri gerçekleştirildi.

    Tarımsal amaçlı toprak, bitki ve sulama suyu analiz laboratuvar sorumlusu Dr. Öğretim Üyesi Nureddin Öner, “Tam donanımlı laboratuvarımızda toprak ve bitki analizlerini gerçekleştiriyoruz. Analizler sayesinde üreticimize ürüne göre hangi gübreyi, hangi miktarda ve hangi zaman aralığında kullanmaları gerektiğine dair bilimsel rapor veriyoruz. Böylelikle toprak ve bitki analizi yaptıran üreticimiz yüksek rakamlara çıkan gübre fiyatlarından tasarruf sağlamış oluyor. Hizmet amacıyla kurulan laboratuvarımız maliyetlerine yakın ücretle analiz yapmaktadır. 2022 tarihi itibariyle toprak, bitki ve su analiz fiyatlarımız KDV dahil 85 TL’dir. Birçok laboratuvarda bu analizlerin fiyatı 150 ile 450 TL arasında değişmektedir” dedi.