Kategori: Yurt

  • TEPEBAŞI BELEDİYESİ’NİN KURSLARINDA KADINLAR, ÇİNİ SANATINI ÖĞRENİYORLAR

    TEPEBAŞI BELEDİYESİ’NİN KURSLARINDA KADINLAR, ÇİNİ SANATINI ÖĞRENİYORLAR

    Tepebaşı Belediyesi’nin Belde Evlerinde düzenlenen kursa katılan kadınlar, çini sanatını öğreniyorlar.

    Tepebaşı Belediyesi, düzenlediği kurslar ile kent sakini kadınlara farklı branşlarda eğitimler sunmaya devam ediyor.

    Belde Evlerinde düzenlenen çini kursu, Eskişehirli kadınların yoğun ilgisi ile devam ediyor.  Hedef Batıkent Belde Evi’nde geleneksel ve unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarından biri olan çini sanatına katkı sağlamak için açılan kursa katılan kadınlar, renkli fırçalarıyla seramik üzerine yaptıkları motiflerle takdir topluyor. Belde Evleri’ndeki kurslara katılan kadınlar hem sosyalleşiyor hem de aile bütçelerine de katkıda bulunuyor.

  • ATATÜRK’ÜN EDİRNE’YE GELİŞİNİN 93. YILI TÖRENLERLE KUTLANDI

    ATATÜRK’ÜN EDİRNE’YE GELİŞİNİN 93. YILI TÖRENLERLE KUTLANDI

    Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Edirne’ye gelişinin 93. yılı kentte düzenlenen törenlerle coşkuyla kutlandı.

    Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Edirne’ye gelişinin 93. yılı kutlama etkinlikleri, İnönü İlkokulu önünde kortejin toplanmasıyla başladı. İnönü İlkokulu önünde toplanan kortej, Edirne Belediyesi Bandosu eşliğinde Atatürk Anıtı’na kadar yürüdü. Edirne Valisi Yunus Sezer, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan ve 54. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Berat Acar’ın Atatürk Anıtı’na çelenk sunmasının ardından saygı duruşunda bulunularak, İstiklal Marşı okundu. Daha sonra kortej, Belediye Bandosu eşliğinde Edirne Belediyesi’nde bulunun Atatürk Odası’na doğru hareket etti.

    Törenler kapsamında Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Edirne’ye geldiği sırada konakladığı ve daha sonra Edirne Belediyesi tarafından düzenlenen Atatürk Odası ziyaret edildi.

    Atatürk Odası, ziyaretçi akınına uğradı. Edirneliler, Mustafa Kemal Atatürk’ün ziyareti sırasında kullandığı ve özenle korunan eşyalarını inceleyerek, Ata’sını saygı ve özlemle andı.

    Tören, Halk Eğitim Merkezi’nde İlhami Ertem Anadolu Lisesi tarafından hazırlanan programla son buldu.

  • MANGAL KÖMÜRÜ İTHALATI, YOZGAT’TA MEŞE KÖMÜRÜ ÜRETEN OCAK İŞLETMELERİNİ ZORDA BIRAKTI

    MANGAL KÖMÜRÜ İTHALATI, YOZGAT’TA MEŞE KÖMÜRÜ ÜRETEN OCAK İŞLETMELERİNİ ZORDA BIRAKTI

    SEYFİ ÇELİKKAYA

    Yurt dışından mangal kömürü ithalatı nedeniyle zor günler yaşadıklarını belirten Yozgat’ta mangal kömürü üretimi yapan işletmeci Vedat Tekin, “Bu sene gerçekten zarar ettik. Esnaf, çalışan, işveren herkes kendi çapında gerçekten büyük bir zarara uğradık. 2024 sezonu başladığında bu gidişle, bu şekilde, bu şartlar içerisinde çalışamayız, gerçekten zor bir durumdayız” dedi.

    Yozgat’a her yıl Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki illerden ormanlık alanlarda odun kömürü üretmek üzere gelen aileler, dönüş için hazırlıklara başlarken, mangal kömürü ithalatı nedeniyle zor bir sezon geçirdi. Ormanlık alanların kenarlarında kurdukları çadırlarda yaşayıp, ocaklarda meşe odunundan mangal kömürü yapan işletmeciler, bu yıl ithalat nedeniyle ürettikleri meşe kömürünü maliyetin bile altında satmak zorunda kaldıklarını söylediler.

    Yozgat’ta, 60 dolayında meşe kömürü üretim ocağında yıllık 10-12 bin ton kömür üretiliyor. Ocaklarda çalışanların tamamı Adıyaman, Diyarbakır ve Mardin başta olmak üzere Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinden geliyor. Ocaklarda yaklaşık bin kişi çalışıyor, aileleriyle birlikte ise 4-5 bin kişi buradan geçiniyor.

    “2023 YILINDA İTHAL KÖMÜRÜN GELMESİ YÜZ BİNLERCE VATANDAŞI ETKİLİYOR”

    Yozgat’ta meşe odunundan mangal kömürü üretimi yapan işletmeci Vedat Tekin, ithal mangal kömürüne izin verilmesi nedeniyle bu sezon hem kendilerinin hem de çalışanların zor bir dönem geçirdiklerini söyledi. Mangal kömürü ithalatının sınırlandırılması gerektiğine dikkat çeken Tekin, şöyle dedi:

    “Mardin’den geliyoruz, yaklaşık 10-15 senedir Yozgat genelinde mangal kömürü üretimi yapıyoruz, yaklaşık 200-300 kişi çalışıyor. Türkiye genelinde ortalama 10-12 bin kişi bu sektörden faydalanıyor. Ormanı kesiyoruz, yıllardır bu ormanı canlandırıyoruz. Onun karşılığında da devlete para yatırıyoruz, belirli bir limite göre. İhale üzeri alıyoruz. Şu anda büyük bir sıkıntımız var; 2023 yılında ithal kömürün gelmesi yüz binlerce vatandaşı etkiliyor. Türkiye geneline, 81 ile mal satıyoruz. Mangal kömürü üretimi yaptıktan sonra Türkiye’nin 81 iline dağıtıyoruz. İstanbul, Ankara, Diyarbakır, Adana, Mersin gibi yerlerin çoğuna malı sevk ediyoruz. Bu sene gerçekten zarar ettik. Esnaf, çalışan, işveren herkes kendi çapında gerçekten büyük bir zarara uğradık. 2024 sezonu başladığında bu gidişle, bu şekilde, bu şartlar içerisinde çalışamayız, gerçekten zor bir durumdayız. Birkaç kere bu işi yetkililere dile getirdik, hiçbir sonuç alamadık, hiç kimse onu umursamadı. … İthal kömürden şikayetçiyiz. Orman Genel Müdürlüğü dağda çalışan, onların yetkisinde çalıştırmamıza rağmen hiçbir yetkili Orman Genel Müdürlüğü bu işe el atamadı. Bu işçilere sahip çıkamadı. Şu anda zor şartlardayız. Görüyorsunuz mal yükleniyor, Antalya’ya sevk ediyoruz. Her şeyimiz resmidir. Resmi dışında hiçbir işi yapamadık, yapmayacağız da ama maalesef tekrar söylüyorum; yetkililerden bu ithal kömürün gelmesi, bu işe bir el atılması, bu yerli halkın yerli malı iç piyasaya sürmesi bizim için de, devletin içinde, esnaf için de, herkes için büyük bir katkı olur.”

    “BU SENE KÖMÜRCÜLERİN YÜZDE 30-40’I İŞİ BIRAKTI”

    Meşe kömürü üretimi yapan Mehmet Kaya da, ithal kömür nedeniyle birçok işletmenin zarar edip, kapandığını vurgulayarak, şunları anlattı:

    “Mardin Derik’ten geldim buraya. İki yıldır Yozgat’ta yapıyorum. Kömür para etmiyor. Geçen sene iyiydi, bu sene daha da kötü gitti. Kömür dahi  para etmiyor, ihaleler falan pahalı. Devlet de bize destek çıkmıyor. Sonuç bu. Beş milyona yakın para koydum buraya, bir buçuk milyon zarar ettim burada. Zaten bu gidişle iş bırakıyoruz, kömür işini bırakıyoruz. Bu sene kömürcülerin yüzde 30’u, 40’ı işi bıraktı zaten. Kömürün bize maliyeti 12,5 lira. 12,5 liradan satıyoruz, 12 liradan satıyoruz. Yani zararına çalışıyoruz.”

    ORTAK VE ÇALIŞAN: “BİR BUÇUK MİLYON ZARAR ETTİK, BİR DE ÇALIŞIYORUZ”

    Meşe kömürü üretiminde hem işletme ortağı hem de çalışan Bayram Çelik, işçilerin işi bırakıp gittiğini, kendilerinin aile fertleriyle birlikte çalışmalarına rağmen zarar ettiklerini bildirdi. Çelik, “Kömür yapıyoruz. Durumlar hiç iyi değil. Bu sene Orman İşletmeleri bizi batırdı. Durum hiç iyi değil. Bir buçuk milyon zarar ettik, bir de çalışıyoruz, işçiler bıraktı gitti, çok zarar ettik bu sene. Böyle giderse bırakacağız bu işi zaten. Zararı kurtarmıyor. Hiçbir zaman kar yok sonunda. Bir de sadece burası, Yozgat bölgesi böyle. Şu an bizi perişan ettiler zaten. Devletimiz bir el atması lazım, zor durumdayız. Kömür de para etmiyor, 12 liraya gidiyor, o da vadeli, çek-senetle. Bazen karşılığı çıkmıyor” diye konuştu.

     

  • KESK SAMSUN ŞUBELER PLATFORMU, GREVLERİNİN 24. GÜNÜNDE OLAN ÖZAK TEKSTİL İŞÇİLERİNE DESTEK VERDİ

    KESK SAMSUN ŞUBELER PLATFORMU, GREVLERİNİN 24. GÜNÜNDE OLAN ÖZAK TEKSTİL İŞÇİLERİNE DESTEK VERDİ

    MEHMET REBİİ ÖZDEMİR

    KESK Samsun Şubeler Platformu üyeleri, Süleymaniye Geçidi’nde bir araya gelerek kötü çalışma koşulları ve düşük ücret nedeniyle 24 gündür grevde olan Özak Tekstil işçilerine destek verdi. KESK Samsun Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Erdem Avcı, “Seçim sonrası attıkları nutuklarda ihracat yoluyla kalkınacağımızı, istihdam yaratılacağını, üretimin artacağını bunun da ‘Türkiye Yüzyılı’ olduğunu söylüyorlardı. Demek ki onların istihdam dediği yabancı şirketler için düşük ücretli istihdam, onların ihracat dediği AB’nin, ABD’nin tüketim ihtiyacının bizim gibi ülkelerde kölelik koşullarında üretilmesi” dedi.

    KESK Samsun Şubeler Platformu üyeleri, dün akşam Süleymaniye Geçidi’nde bir araya gelerek 24 gündür grev yapan Özak Tekstil işçilerine destek verdi. KESK Samsun Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Erdem Avcı, şu açıklamayı yaptı:

    “İŞÇİLERİN CAMİYE GİRMESİ BİLE ENGELLENDİ”

    “23 gün önce BİRTEK-SEN üyesi işçilerin, yetkili ama etkisiz sarı sendika Öz İplik-İş’e zorla üye yapılmaya çalışılmasıyla başlayan itiraz bir işçinin işten atılması üzerine direnişe dönüştü. O günden bugüne işçiler insanca yaşayacak ücret, güvenceli çalışma koşulları için kesintisiz direniş içindeler. Direnişin ilk günlerinden itibaren Özak patronunun isteğiyle valilik tarafından Organize Sanayi Bölgesi’ne (OSB) eylem yasağı getirildi. Sonrasında işçiler ve sendika yetkilileri OSB’den içeriye alınmamaya başlandı. Hakları için bekleyişlerini sürdüren işçiler, yoğun yağmurdan korunmak için girdikleri camiden müftünün kararıyla çıkartıldı. İşçilerden korkanlar ertesi gün camiye girişi yasakladı. İşçileri yeri geldiğinde dini söylemlerle bölmeye, direnişçi sendikalara karşı bu söylemlerle kışkırtmaya çalışan iktidar gerçek yüzünü gösterdi ve işçilerin camiye girmesini engelledi. Urfa’da ve benzer OSB’lerde o camiler yeri geldiğinde patronların ‘din kardeşiyiz’ gösterisi yapmaları için özel olarak organize ediliyor ama işçiler sığınmak istediğinde girişleri kapatılıyor. Süreç içerisinde işçiler ve sendika yöneticileri defalarca gözaltına alındı. Tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. Ancak denetimli serbestlikle salıverildiler. Bu memleketi yönetenler işçinin hakkını aramasını, onun sendikal örgütlülüğünün sağlanmasını tutuklama tehditleriyle, denetimli serbestlikle baskı altına alınması gereken tehlikeler olarak görüyor. 

    “ONLARI İSTİHDAM DEDİĞİ ŞEY DÜŞÜK ÜCRET”

    Oysa daha seçim sonrası attıkları nutuklarda ihracat yoluyla kalkınacağımızı, istihdam yaratılacağını, üretimin artacağını bunun da ‘Türkiye Yüzyılı’ olduğunu söylüyorlardı. Demek ki onların istihdam dediği yabancı şirketler için düşük ücretli istihdam, onların ihracat dediği AB’nin, ABD’nin tüketim ihtiyacının bizim gibi ülkelerde kölelik koşullarında üretilmesi, onların üretim dediği de ‘her gün daha fazla üret’ baskısı altında işçilerin köleleştirilmesiymiş. Bütün bu düzenin devamlılığı da patronların istekleri doğrultusunda iktidar tarafından sağlanıyor. Jandarma, polis bu işleyişin sopası olarak çalışmakta yerel ilişkiler de işçileri ikna etmek, kandırmak için seferber oluyor. Artık yeter! Özak Tekstil işçilerinin yolundan yürüyerek bu çemberi kıracağız. Yıllardır ülkemizin her tarafında ortaya çıkan onlarca işçi direnişinin yolundan yürüyerek bu çemberi kıracağız. En önemlisi de hiçbir işçi direnişini yalnız bırakmayan bir sınıf kardeşliği, sınıf dayanışması ortaya koyacağız çünkü biliyoruz ki işçiler ancak birleşirse güçlü, işçiler birlikte güçlü. Özak işçilerinin taleplerini sahipleniyoruz ve bir an önce yerine getirilmesini istiyoruz. Özak patronu bu tutumunu devam ettirdiği sürece ürettiği bütün ürünlerin satıldığı yerlerde eylem alanına dönüşecektir. Yaşasın Özak Tekstil işçilerinin demokratik örgütlenme özgürlüğü ve mücadelesi!”

  • İZMİT BELEDİYESİ, OYUNCAK EVİ PROJESİNİ HAYATA GEÇİRİYOR

    İZMİT BELEDİYESİ, OYUNCAK EVİ PROJESİNİ HAYATA GEÇİRİYOR

    İzmit Belediyesi, toplumun kültürel ve eğitimsel zenginliğini arttırmak amacıyla kente Oyuncak Evi yapacak. Çocukluk anılarını yaşatacak ve unutulmaz bir miras olacak Oyuncak Evi’ne katkı sunmak isteyen tüm İzmitliler, https://l24.im/1tm0L6n adresinden başvuru yapabilecek.
     
    İzmit Belediyesi kente bir yenilik daha kazandırmaya hazırlanıyor. Çocukluğun en önemli parçaları olan, hayal dünyasını zenginleştirmiş, yaratıcılığı teşvik etmiş ve öğrenme sürecine katkı sağlamış oyuncaklar, Oyuncak Evi Projesiyle bir araya gelecek. Farklı dönemlerin kültürel ve tarihi birer yansıması olan oyuncakların bir toplum mirası olduğu bilinciyle hareket eden İzmit Belediyesi, bu değerli mirası korumak ve gelecek nesillere aktarmak üzere hayata geçirilecek olan Oyuncak Evi için İzmitlileri bu girişime katılmaya davet ediyor. 
     
    SON GÜN 15 OCAK
     
    Vatandaşlar, evlerinde bulunan 1980 ve öncesi döneme tanıklık etmiş oyuncak, çizgi roman ve hikâye kitaplarını bu anlamlı proje ile paylaşarak mirası korumaya destek olacak. Kültürel zenginliği arttırmaya yönelik oluşturulacak proje için oyuncak bağışı yapmak isteyen vatandaşlar, 15 Ocak 2024 tarihine kadar https://l24.im/1tm0L6n adresinden başvurularını yapabilecek.
  • MENTEŞE BELEDİYESİ KURSLARINA 3 BİN KURSİYER KATILDI

    MENTEŞE BELEDİYESİ KURSLARINA 3 BİN KURSİYER KATILDI

    Menteşe Belediyesi bünyesinde 2023 yılında karateden yogaya, resimden gitara, örgüden öz savunmaya kadar toplam 35 branşta açılan kurslarla, çocuk ve yetişkin kategorilerinde 3 bin 269 kursiyere eğitim verildi.

    Menteşe Belediyesi’nin sosyal belediyecilik anlayışı kapsamında, halkın her kesimine hitap eden ücretsiz kurslarına vatandaşlar 2023 yılında da yoğun ilgi gösterdiler. Belediye bünyesinde uzman eğitmenler tarafından verilen farklı branşlardaki toplam 35 kursa, 2023 yılında 3 bin 269 kursiyer katıldı.

    Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş, kurslar ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, “Belediyemiz çatısı altında spordan sanata, tasarımdan dansa kadar farklı branşlarda ücretsiz kurslar veriyoruz. Kursiyerlerimiz bu kurslarda hem sosyalleşiyorlar, hem de ilgi alanlarına göre kendilerini geliştiriyorlar. Ayrıca kursiyerlerimiz düzenlenen kermeslerde ürünlerini satarak ekonomilerine de katkı sağlıyorlar. Vatandaşlarımızın kurslara yoğun ilgi göstermesi bizleri mutlu ediyor. Halkımıza yönelik ücretsiz kurslarımız yeni yılda da devam edecek” diye konuştu.

  • AYDIN NAZİLLİ’DE YAŞAYAN EMEKLİ VATANDAŞ: “TORUNLAR GELİYOR, ÇİKOLATA OLMUŞ 20- 30 LİRA. NASIL ALACAKSIN? ÇOCUK YOKLUKTAN NE ANLAR?”

    Aydın’ın Nazilli ilçesinde yaşayan emekliler, 7 bin 500 lira emekli maaşı ile geçinemediklerinden dert yandı. Emekli bir vatandaş, “Eskideki emeklerin anlattığı gibi 10 yıl önceki maaşı özlüyorum. 10 yıl önceki aldığımız asgari ücreti şimdi onu bile verseler ben ona bile razıyım. 10 sene önce aldığım maaşa 450 litre benzin alırken, şimdiki maaşıma 250 litre benzin alabiliyorum” dedi. Bir başka emekli ise “Akşam eve gittiğimde torunlar geliyorlar. Bir çikolata olmuş 20- 30 lira, nasıl alacaksın nasıl vereceksin? Çocuk yokluktan ne anlar? En son lokantaya ne zaman oturdum; hiç oturmadım” diye konuştu.

    Aydın’ın Nazilli ilçesinde yaşayan emekli vatandaşlar geçinemediklerini belirtti. Emekli bir vatandaş, “Her şey pahalı bir şey alamıyoruz. Bu parka geliyoruz çünkü burası bedava. Burada da bir çay alabilirsek alıyoruz” ifadelerini kullandı.

     “İSTEDİĞİMİZ ŞEYİ GİDİP ALAMIYORUZ”

    Boş vakitlerinde çay ocağında çalışan emekli vatandaş, “Emekliyiz, 7 bin 500 lira maaş alıyoruz, geçinemiyoruz. Maaşımızın en az 15-20 bin lira olması lazım ki geçinelim. Bu parayla kim geçinebilir. Hayat pahalılığı var. Aldığımız şeyler çok pahalı. Marketler çok pahalı. İstediğimiz şeyi gidip alamıyoruz” dedi. Bir başka emekli vatandaş, “7 bin 500 lira maaş alıyoruz, geçinemiyoruz ki. 7 bin 500 TL ile nasıl geçineceksin?  Her şey olmuş ateş pahası. Çarşıya çıktığımızda 200 liradan aşağı bir şey alamıyorsunuz” diye konuştu.

    Emekli başka bir vatandaş, “Emekliyiz 8 bin 250 lira maaş alıyorum, ev kirası olmuş 5 bin lira. Ne yiyeceğiz” diye sorarken; diğer bir emekli, “Zamları yapıyorlar arkasından hemen yüzde 30, yüzde 60 zam geliyor. Dengesiz bir şekilde devam ediyor. Devletin yaptığı zamla vatandaşa yaptığı zam dengesiz” ifadelerini kullandı.

    “BU PARKA GELİYORUZ ÇÜNKÜ BURASI BEDAVA”

    Bir vatandaş, “Emekliyiz 9 bin 500 lira maaş alıyoruz. Her şey pahalı bir şey alamıyoruz. Bu parka geliyoruz çünkü burası bedava. Burada da bir çay alabilirsek alıyoruz. Burası Büyükşehir’e ait bir yer. Selfservis, paran varsa gidip alıyorsun, alamazsan bu şekilde oturuyorsun. Bize 5 bin lira para verecekti. Benim 15 dönüm yerim var. Çiftçiyim diye onu da çocuklara verdim. Bu 5 bin lirayı verecekti halen vermedi. Ben bunlardan hiçbir şey beklemiyorum” diye konuştu.

    Diğer emekli ise “7 bin 500 lira maaş alıyoruz, yetmiyor. Zaten normalde 600 lira elektrik parası veriyoruz. 400 lira su parası veriyorum. 3 bin 500 lira da kira ödüyorum. İki tane de öğrencimiz var. 2 öğrencinin de günlük 150 lira harçlığı. Hesap ortada, yetmiyor. Ek iş olarak da hamallık yapıyorum. Eskideki emeklilerin anlattığı gibi 10 yıl önceki maaşı özlüyorum. 10 yıl önceki aldığımız asgari ücreti şimdi onu bile verseler ben ona bile razıyım. 10 sene önce aldığım maaşa 450 litre benzin alırken, şimdiki maaşıma 250 litre benzin alabiliyorum. Maaşın artması değil ekonominin düşmesi önemli” dedi.

    “HAFTADA BİR GÜN İŞ ÇIKIYOR, O DA 250 LİRA”

    Diğer bir emekli ise, “7 bin 500 lira maaş alıyorum. Bugünkü durumu hiç beğenmiyoruz, şartlar belli. Aldığımız maaşlar yetersiz kalıyor. Oturdum ev kendimin ama bir markete gittiğinde 1000-1200 lira arasında marketten çıkamıyorsun. Fiyatlar devlet tarafından takip edilmeli” dedi. Başka bir vatandaş ise “Ben çalışamıyorum. Çocuğumu engelli. Çocuğumuzun peşinde koşturuyoruz. Annesi devamlı koşturamadığı için ben de koşturmak zorunda kalıyorum. Onun için bakım parası alıyorum, o da yetmiyor. Aldığımız para 5 bin 100 lira. Ortalık şu anda çok pahalı. Bir torba kömür 100 lira olmuş. Bakım parası alıyorsunuz diye kömür de vermiyorlar. Bu parayla nasıl geçineceğiz verilen para belli. Haftada bir gün iş çıkacak da gideceğim, o da 250 lira yevmiye. Milletvekilleri kendileri 73 bin lira para alıyor deniliyor. Geçinemediklerini belirtiyorlar. Bu insanlar nasıl geçiniyor” ifadelerini kullandı.

    “BİZ SEFALETİN İÇİNDE SÜRÜNÜYORUZ”

    Kapalı pazar yerinde konuşan emekli vatandaşlar ise şunları söyledi:

    – “7 bin 500 lira maaş alıyoruz herkes bu konuda dertli. Biz memnun değiliz. Bizim bu maaşların en az 12 bin lira olması lazım. Evimiz kira değil idare etmeye çalışıyoruz.

    -Emekliyi bitirdiler. Emekli aç, aç. Emekli bitti. Kendi ceplerini dolduruyorlar. Pazarda bin liradan aşağı pazar torbası dolmuyor. Hiçbir şey almadığımız halde marketten 2 bin lira gidiyor. Her şey pahalı. Evi kira olana Allah kolaylık versin. Evi 12 bin lira diyen var 15 bin lira diyen var. Eğer ki çocuğu da varsa okutuyorsa nasıl idare edecek.

    -7 bin 500 lira maaş alıyorum. Nasıl memnun olacağım? Açlık sınırı bilmem kaç lira olmuş. Biz sefaletin içinde sürünüyoruz. Pazaryeri bu kadar pahalı olmasının nedeni mazotun 40 lira olması. Antalya’dan buraya 15 bin liraya yakın nakliye geliyor. O zaman malın üstüne biniyor nakliye parası. Bugünkü hükümetten hiçbir beklentim yok mu? benim bugün 5 bin lira ikramiye paramı bile vermedi.

    “5 BİN LİRA İKRAMİYE VERECEKLERDİ, ONU DA GÖRMEDİM”

    -Bir kilo peynir 300 lira. Bir kilo şeker kaç lira bir paket çay 170- 180 lira. 1 kilo pirinç 80 lira. Bulgur bilmem kaç lira. Gel de yetsin bu para. Ben toptan domates almaya gittim 27 lira dediler. Toptan fiyatına. Ben bunu kaça satacağım? Tezgahımda 30 lira diyorum alan yok. 27 liradan 30 liraya satıyorum bu para kazanır mı? Bize 5 bin lira ikramiye vereceklerdi onu da görmedim. Neymiş bilmem nereye kayıtlı. Ben bu parayı öbür tarafa gidince mi alacağım?

    -7 bin 500 lira alıyorum. Bu hayat pahalılığına göre zor olduğunu elden gelenin yapacak bir şey var mı? Bazı giysileri almadan bazı gıdaları yemeden olsun fedakarlık yapıyoruz. Şükür evimiz kira değil. Asgari ücret kadar olmasa da asgari ücrete yakın olsa bence daha iyi olur diye düşünüyorum.

    -7 bin 500 lira alıyoruz. 7 bin 500 lira ile geçinemiyoruz. Bizim dememizle olmuyor. Yaşantıdaki gerçek fiyatlar belli. Biz istediğimiz kadar isteyelim veren olmadıktan sonra ne yapacaksın?

    “TORUNLARA ÇİKOLATAYI NASIL ALACAKSIN?”

    -7 bin 500 alıyorum. Eve yumurta, et almıyorum ancak geçiniyorum. Elektrik parası su parası derken para bitiyor. En düşük aylık 15 bin liradan aşağı olmaması gerekir.

    -7 bin 500 lira para alıyorum. Bir koli yumurta 120-130 ise 1 kilo peynir 380 lira ise bir kilo tereyağı 400 liraya kadar geldiyse siz bana nasıl geçiniyorsun diye nasıl sorabiliyorsunuz? Nasıl geçinebilirim kuru ekmekle, soğan bile alamıyorum ben. Akşam eve gittiğimde torunlar geliyorlar. Bir çikolata olmuş 20- 30 lira, nasıl alacaksın nasıl vereceksin? Çocuk yokluktan ne anlar. En son lokantaya ne zaman oturdum; hiç oturmadım. Büyükşehir’de hizmet veriyorlar. Nefsimi köreltmek için Aydın Büyükşehir’in lokantasına gidip yiyorum orada et görüyorum. Pazar yerinde bir kilo biber 60 lira 1 kilo domates 30 lira, bir karnabahar bu memlekette yetiştiği halde 30- 40 lira. Ispanak 30- 40 lira. Pırasa 40- 50 lira. Allah yardımcınız olsun.

    “BU HÜKÜMET FAKİRDEN ALIYOR ZENGİNE VERİYOR”

    -Aylığımız  az, 7 bin 500 TL alıyorum. Bu hükümet fakirlerden alıyor zenginlere veriyor. Beklentim yok.

    -Benim emekli maaşıma zam gelince yılbaşından sonra elektriğe, suya zam gelmesin. Eczaneye gidiyorsunuz raporlu olduğum ilaçlardan bile eczane benden katkı payları alıyor. Böyle adalet böyle bir dünya olamaz. Yaşım 72 oldu. Bunları da gördüm. Başımızdakiler bize zam vermesinler. Aldığımız malları da zamlı almayalım. Aldığımız maaş 7 bin 500 lira ne olur bu parayla?

    -Maaşımızın en az 15 bin lira olması gerekir. İyi geçinemiyorum, ev kira. Hayat şartları pahalı. Masraflar belli pazarları da görüyoruz. Bir kilo elmayı 40 lira yersek, peynire süte hiçbir şeyin yanına varamıyoruz. Ne yapalım emekli maaşı az.”

     

  • IĞDIR’DA BİR İŞÇİ KESTİĞİ KOLONUN ALTINDA KALARAK YARALANDI

    IĞDIR’DA BİR İŞÇİ KESTİĞİ KOLONUN ALTINDA KALARAK YARALANDI

    SERDAR ÜNSAL

    Iğdır’ın 14 Kasım Mahallesi 707. Sokak’ta bulunan ve çürük olduğu için yıkım kararı alınan binanın kolonunu keserken duvarla demir arasına sıkışan işçi yaralandı.

    Iğdır’da 6 katlı binada yıkım çalışması sürerken binanın 6. katında bulunan bir kolonu spiral ile kesmeye çalışan 41 yaşındaki işçi Seyit Muhammet Tutka kolon ile duvar arasına sıkışarak demirlere asılı kaldı.

    Olay yerine gelen Iğdır Belediye İtfaiyesi ekipleri ve AFAD ekipleri kolon ile duvar arasına sıkışan Seyit Muhammet Tutka’yı kurtardı. Kolundan ve bacaklarından yaralanan işçinin ilk tedavisi 112 ambulansta yapılarak Iğdır Devlet Hastanesi’ne götürülerek tedavi altına alındı. Seyit Muhammet Tutka’nın kolu ve bacağında kırık olduğu belirtildi.

     

     

  • TEPEBAŞI BELEDİYESİ BAHRİYE ÜÇOK EĞİTİM VE GELİŞİM MERKEZİ’NE YOĞUN İLGİ

    TEPEBAŞI BELEDİYESİ BAHRİYE ÜÇOK EĞİTİM VE GELİŞİM MERKEZİ’NE YOĞUN İLGİ

    Tepebaşı Belediyesi tarafından Mart ayında hizmete açılan Bahriye Üçok Eğitim ve Gelişim Merkezi kısa sürede yoğun ilgi gördü. Merkezde, öğrencilerin akademik ve sosyal gelişimini destekleyen programların yanı sıra Liselere Geçiş Sistemi’ne (LGS) hazırlanan 8. Sınıf öğrencileri için de destek eğitimleri sürüyor.

    Tepebaşı Belediyesi tarafından düzenlenen eğitim ve etkinlikler ile çocukların gelişimine önemli katkılar sunan Bahriye Üçok Eğitim ve Gelişim Merkezi, 9 derslik, 3 etüt salonu ve 1 tane de çok amaçlı salonu ile hizmet veriyor. Merkezde uzman eğitmenler tarafından 4,5,6,7 ve 8. sınıf öğrencilerine yönelik akademik ve sosyal gelişimi destekleyici programlar düzenlenerek çocukların gelişimi destekleniyor. Merkezde açılan eğitim programlarından 450 öğrenci faydalanıyor.

    LGS PROGRAMI DEVAM EDİYOR

    Merkezde, Matematik, Fen Bilimleri, İngilizce, Türkçe, Sosyal Bilgiler ve Rehberlik gibi alanlarda öğrencilere verilen eğitimlerin yanında LGS’ye hazırlanan 8. sınıf öğrencileri için de destek programı 40 öğrencinin katılımıyla sürüyor.

    Bahriye Üçok Eğitim ve Gelişim Merkezi programları hakkında detaylı bilgi almak isteyen vatandaşlar, 0 (222) 320 27 42 numaralı telefondan yetkililere ulaşabiliyor.

  • KUŞADASI BELEDİYESİ SAĞANAĞIN NEDEN OLABİLECEĞİ OLUMSUZLUKLARA KARŞI TÜM EKİPLERİYLE SAHADA

    KUŞADASI BELEDİYESİ SAĞANAĞIN NEDEN OLABİLECEĞİ OLUMSUZLUKLARA KARŞI TÜM EKİPLERİYLE SAHADA

    Kuşadası Belediyesi, kent genelinde etkili olan sağanakta tüm ekipleriyle sahaya inerek teyakkuza geçti. Cadde ve sokaklar temizlenirken, Fen İşleri Müdürlüğü’nün kentin farklı noktalarında yeni imal ettiği yağmur suyu ızgaraları, olası su taşkınlarını engelledi.

    Kuşadası Belediyesi, kentte sabah saatlerinden itibaren başlayan ve zaman zaman etkisini artıran sağanak yağışın, günlük hayatı olumsuz etkilememesi için tüm birimleriyle seferber oldu. Sahaya inen Temizlik İşleri Müdürlüğü ve Fen İşleri Müdürlüğü’ne bağlı Acil Müdahale ekipleri tarafından yabancı maddeler nedeniyle tıkanan yağmur suyu kanalları, mazgallar ve kanalizasyon bacaları açıldı.

    Ekipler, başta Kadınlar Denizi Mahallesi olmak üzere Camiatik, Dağ ve Hacıfeyzullah mahalleleri ile kentin farklı noktalarında yaşanan aksaklıklara anında müdahale etti. Kuşadası Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekiplerince daha önce çalışmaları tamamlanmış alanlarda imal edilen yağmur suyu hatları, ızgaraları, mazgalları ve bakımları yapılan kanalizasyon bacaları olası taşkınların önüne geçti. Kuşadası Belediyesi’nin çalışmaları kent sakinleri tarafından takdirle karşılandı.