Malatya’da Atatürkçü Düşünce Topluluğu üyesi öğrencilerin düzenlediği, çeşitli sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin de katıldığı ‘Doğu Anadolu Kemalizm Çalıştayı’ başladı. Çalıştaya konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Barış Doster, “Dış doğu sorununun, siyasi tarihteki şark meselesinin içerideki doğu sorununa etkisi, emperyalist tahakkümü baskısı ve kışkırtması vardır. İçerideki doğru sorunu da imkan ve kabiliyetlerimizle çözümlemekte zorlandığımız için kaçınılmaz olarak dış müdahalelere açık hale gelmiştir” dedi.
Malatya’da Atatürkçü Düşünce Topluluğu’ndaki öğrenciler tarafından organize edilen ve çeşitli sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin de katıldığı ‘Doğu Anadolu Kemalizm Çalıştayı’ başladı.
“KEMALİZM SAHİPSİZ DEĞİLDİR”
Malatya Öğretmenevinde düzenlenen ve iki gün sürecek olan çalıştayın açılışında konuşan Doğu Anadolu Kemalizm Çalıştayı yöneticisi Taylan Polat Toraman şunları söyledi:
“Memleketimizde sosyal devlet anlayışın yıkıldığı, adaletin örselendiği, liyakatin ayaklar altına alındığı, babaların evine ekmek götüremediği, anaların pazardan çürük sebzeleri topladığı, laikliğin fiilen ortadan kaldırıldığı şu günlerde, üzerimize düşen görev bilinciyle burada toplanmış bulunmaktayız. Ankara’da düzenlediğimiz büyük kurultayımızın ardından, ara vermeden bölgesel sorunlarımıza eğilmek için kolları sıvadık. Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki sorunları kapsayan çalıştayımızda 2 gün boyunca çözüm önerileri üretmeye çalışacağız. Bugün burada doğunun her yerinden gelen cesur, Kemalist genç arkadaşlarımızla gençliğe hitabenin üzerimize yüklediği görevi yerine getirme iddiasıyla toplandık. Sadece Atatürk düşmanları değil, Kemalizm’i kendine kalkan olarak kullananlar dahil olmak üzere herkes bilsin ki; ne bu memleket, ne de Kemalizm sahipsiz değildir. Bitti dediğiniz yerde çoğalacağız, kuruttuk dediğiniz nehirlerde akacağız, çürüttük dediğiniz topraklarda yeşereceğiz.”
“İKİ DOĞU SORUNU BİRBİRİNİ UYARMIŞTIR”
Çalıştay’da daha sonra yazar Prof. Dr. Barış Doster, ‘Doğu Sorunu’ konulu söyleşide konuştu. Doster, ‘Doğu sorunu’ denildiğinde iki şeyin akla geldiğini ifade ederek şunları söyledi:
“Birincisi Türkiye’deki feodalizm. Türkiye’deki orta çağ kalıntısı aidiyetler, etnik, mezhepsel, dinsel ve hemşeri kimlikleri üzerinden kaynaklanan ve kaçınılmaz olarak büyük iktisadi ve kültürel boyutları olan bizim kendi doğu sorunumuz. Türkiye coğrafyası, Türk sınırları, Türk vatanının toprakları üzerindeki doğru sorunu. Bir de Osmanlı’nın son dönemlerinden anımsadığımız büyük devletlerin imparatorluğu bölme, parçalama çabalarının yansıması olarak siyasi tarihte bir kavram olarak belleklerde yer eden bir dış politika konusu olarak doğu sorunu. Bu iki doğu sorunu acaba birbirini etkilemiş midir, etkilenmiş midir, birbirini beslemiş midir, birbirini uyarmış mıdır? Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeceğim evet, kesinlikle uyarmıştır. Dış doğu sorununun, siyasi tarihteki şark meselesinin içerideki doğu sorununa etkisi, emperyalist tahakkümü baskısı ve kışkırtması vardır. İçerideki doğru sorunu da imkan ve kabiliyetlerimizle çözümlemekte zorlandığımız için kaçınılmaz olarak dış müdahalelere açık hale gelmiştir.”
Bir yanıt yazın