Bingöl Göç İdaresi Müdürü Eser: Güvenli, gönüllü ve onurlu geri dönüşler destekliyoruz

Bingöl Göç İdaresi Müdürü Eser: Güvenli, gönüllü ve onurlu geri dönüşler destekliyoruz
Bingöl'de göç yönetimi ile ilgili uygulanan politikaların yereldeki kurumlara iletilmesi, var olan yanlış algıların giderilmesi ve sosyal uyum alanında yapılan faaliyetlerin aktarılması amacıyla Kamu Kurumlarını Bilgilendirme Toplantısı yapıldı....

İl Göç İdaresi Müdürlüğünce düzenlenen toplantıda, göçmen tanımı, statüleri, hakları, göçmenlere uygulanan resmi prosedürler, göç idaresinin Türkiye'deki işleyişi, düzenli göç, düzensiz göç ve uyum konuları ele alındı.

Göç idaresi Bingöl Müdürü Akif Eser ve Göç İdaresi Uyum ve İletişim Çalışma Grup Başkanı Handan Arda Elaldı'nın sunum ve bilgilendirme yaptığı toplantıda, katılımcıların göç politikaları ve merak ettikleri konulara ilişkin sorular da cevaplandı.

"Düzensiz göçün kayağını tespit edip kaynağında çözmeyi hedefliyoruz"

Her ilde göç ile ilgili yapılan ve yapılacak olan toplantılarda kamuyu ile paylaşılan ortak açıklamayı okuyan İl Göç İdaresi Müdürü Akif Eser, ülkede düzensiz göç ile ilgili kontroller yapılmıyormuş gibi bir algı oluştuğunu söyledi.

Eser, "Ülkemiz konumu itibarıyla doğu batı arasında bir geçiş güzergâhı halinde. Ne yazık ki çevresindeki ülkelerde siyasi istikrarsızlıklar ve ekonomik sorunlar mevcut. Haliyle bu ilkedeki insanlar daha iyi hayat şartları için bazen ülkemize bazen de ülkemiz üzerinden Avrupa’ya göç ediyorlar. Yakın zamanda ülkemizden buralara yardım tırları gönderildi. Buradaki maksat göçü kaynağında çözme faaliyetleridir. Oradaki siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklar bizi de ilgilendiriyor. Dolayısıyla sorunlara kaynağında çözüm bulmak en etkili yöntemdir." dedi.

"Ülkemizde mülteci statüsünde 28 kişi var"

Türkiye’deki mülteci sayısı hakkında değerlendirmelerde bulunun ve mülteci tanımı konusunda yanlış algıların olduğunu vurgulayan Eser, "Ülkemizde mülteci statüsünde 28 tane mülteci var. Beş buçuk milyon insan içerisinde sadece 28 tane mülteci var. Mülteciyi, tanımlarsak; Irkı, dini, tabiiyeti, belli bir sosyal gruba mensubiyeti ya da siyasi düşüncelerinden dolayı kişi ülkesinden ayrılmış ya da ayrılmaya zorlanmış, bir korku yaşıyor ve bu korku nedeniyle ülkesine dönemeyen kişidir. Bu kişi eğer Avrupa ülkelerinden geliyorsa, Avrupa konseyine üye olan ülkelerden geliyorsa önce uluslararası korunma başvuru sahibi oluyor tanımlama sonrasında mağduriyetine kanaat getiriliyorsa bu kişiye mülteci statüsü veriliyor. Bu kişi Avrupa konseyi üyelerinden değil ise yine uluslararası korunma başvurusu var. Yine tanımlama sonucu mağduriyetine kanaat getirilirse bu kişi de şartlı mülteci olur. Bunlar dışında mülteci veya şartlı mülteci olmayanlar da Suriye’den gelenlerdir. Bunların statüsü geçici koruma statüsüdür. Beş buçuk milyona yakın yabancı var." diye konuştu.

"Ülke olarak güvenli, gönüllü ve onurlu geri dönüşler destekliyoruz"

İnsanları göçe zorlayan sebeplerin olduğunu, bu sorunların yerinde çözüme kavuşturulmasının ise önemli olduğunu hatırlatan Eser, "Düzensiz göç hareketliliğini azaltmak ve kalıcı çözümler bulmak için çeşitli çalışmalar devam etmekte alınan tedbirler neticesinde iki buçuk milyon düzensiz göçmenin ülkemize girişi engellenmiştir. Avrupa’dan gelen mültecilere mülteci, diğer ülkelerden gelenlere ise şartlı mülteci demekteyiz. Şartlı mülteciler üçüncü bir ülkeye yerleştirilene kadar ülkemizde kalmaktadırlar. Ülke olarak güvenli, gönüllü ve onurlu geri dönüşler destekliyoruz. Zorunlu hallerden dolayı savaştan kaçanları yine zorla ülkesine geri göndermek istemiyoruz. Sınırdaki güvenli bölge çalışmalardan sonra yarım milyona yakın geri dönüşler oldu." şeklinde konuştu.

"Suriyeliler hakkında toplumda yanlış algı ve bilgi kirliliği var"

Ülkedeki Suriyelilerin sayısı ve durumlarına ilişkin de açıklama yapan Eser, "Resmi veriler haricinde ülkemizdeki Suriyelilerin sayısının 5 ile 10 milyon arası olduğunu öne görüyoruz. Ülkemizdeki tüm Suriyeliler kayıt altına alınarak geçici koruma kimlik belgesi verilmiş olup, kimlik belgesi olmayan Suriyeliler hak ve hizmetlerden faydalanamamaktadır. Toplumda bazı vatandaşlarımız tarafından Suriyelilerin istedikleri ilde ikamet ettikleri düşünülmektedir. Şunu belirtelim ki kayıt altına alındıkları ilde ikamet etmek zorundalar ve başka ile geçtikleri durumunda bu kişiler hak ve hizmetlere erişim sağlayamazlar. Suriyelilerin devletten maaş aldıkları düşünülmekte. Aslında böyle bir maaş yok. Ancak projeler dâhilinde ihtiyaç durumuna göre belirlenen yabancılara Avrupa birliği tarafından yardım yapılmaktadır. Sınavlar konusunda Suriyeliler de diğer yabancılar gibi merkezi sınav sistemine tabidir. Kira gıda ve maddi yardım yapıldığı konusunda ise böyle bir yardımın olmadığını ifade etmek isteriz. Ancak Vakıf veya STK’lardan yardım alabilirler. Suriyelilerin devlet memuru oldukları iddiaları ise tamamen asılsız olup Türk vatandaşı olmayanların devlet memuru olamayacağı kamuoyunca malum. Seçim süreçlerinde çokça dillendirilen bir konu da Suriyelilerin oy kullanması durumudur ki Türkiye vatandaşı olmayan hiçbir yabancının oy kullanamayacağı malumdur. Suriyelilere kamu hizmetlerinde öncelik verildiği sanılmakta ama hiçbir yabancıya Türk vatandaşından daha fazla hak ve imkân verilmez. Dilenciler hususunda ise her Arapça konuşan ve dilenen Suriyeli değildir. Suriyelilerin salgın haftalıklardan korunma hizmetinden faydalanmadırlar denilmektedir. Takdir edersiniz ki sağlıkta her hizmet insan merkezli olması gerektiğinden ötürü Türk vatandaşları gibi koruyucu sağlık hizmetlerinden faydalanırlar." " ifadelerini kullandı. (İLKHA)