BAHADIR ERDEM: MESLEKTAŞIMIZIN HAYATINA MAL OLAN SADECE MÜNFERİT BİR KURŞUN DEĞİL, ŞİDDETİ MEŞRULAŞTIRAN ZİHNİYETİN TA KENDİSİ

BAHADIR ERDEM: MESLEKTAŞIMIZIN HAYATINA MAL OLAN SADECE MÜNFERİT BİR KURŞUN DEĞİL, ŞİDDETİ MEŞRULAŞTIRAN ZİHNİYETİN TA KENDİSİ
İYİ Parti’nin hukuk ve adalet politikalarından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem, avukat Servet Bakırtaş’ın İstanbul’daki ofisinde öldürülmesine ilişkin, “Meslektaşımızın hayatına mal olan sadece münferit bir kurşun değil, savunma hakkını rutin bir prosedürden ibaret gören, işlevsizleşti...

İYİ Parti’nin hukuk ve adalet politikalarından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem, avukat Servet Bakırtaş’ın İstanbul’daki ofisinde öldürülmesine ilişkin, “Meslektaşımızın hayatına mal olan sadece münferit bir kurşun değil, savunma hakkını rutin bir prosedürden ibaret gören, işlevsizleştiren, şiddeti meşrulaştıran bir zihniyetin ta kendisidir. Mesleğimize ve meslektaşlarımıza yönelik saldırılar karşısında ısrarlı bir eylemsizliği politika olarak seçen idarenin sorumluluğu olduğu da aşikardır” dedi.

Bahadır Erdem, bugün yaptığı yazılı açıklamada, avukat Servet Bakırtaş dün İstanbul’daki ofisinde öldürülmesine tepki gösterdi. Erdem, şunları kaydetti:

“MESLEKTAŞIMIZIN HAYATINA MAL OLAN SADECE MÜNFERİT BİR KURŞUN DEĞİL, ŞİDDETİ MEŞRULAŞTIRAN BİR ZİHNİYETİN TA KENDİSİ: Dün meslektaşımız avukat Servet Bakırtaş, yalnızca mesleğini icra ettiği için ofisinde silahlı saldırıya uğradı ve maalesef hayatını kaybetti. Meslektaşımızın hayatına mal olan sadece münferit bir kurşun değil, savunma hakkını rutin bir prosedürden ibaret gören, işlevsizleştiren, şiddeti meşrulaştıran bir zihniyetin ta kendisidir. Avukatlık mesleği, kutsal savunma hakkını temsil etmesinin yanı sıra aynı zamanda yargı erkinin üçlü sac ayağından biridir. 

HİÇBİR AVUKAT, SAVUNDUĞU DAVANIN TARAFI OLMADIĞI GİBİ SEBEBİ DE DEĞİLDİR: Birleşmiş Milletler Avukatların Rolüne Dair Temel Prensipler (Havana Kuralları), Avukatlık Faaliyetinin Güvencesi Madde 18’e göre; ‘Avukatlar görevlerini icra etmeleri nedeniyle müvekkilleriyle veya müvekkillerinin davaları ile özdeşleştirilemezler’. Hiçbir avukat, savunduğu davanın tarafı olmadığı gibi sebebi de değildir. Yine 17. maddede; ‘Hükümetler, avukatların hiçbir baskı, engelleme, taciz veya yolsuz bir müdahaleyle karşılaşmadan her türlü mesleki faaliyeti yerine getirmelerini sağlar’ denilerek hükümetlerin avukatları koruma görevi hatırlatılmıştır.

BU ZİHNİYETLE MÜCADELE ETMEK BİZLERE VAZİFEDİR: Üzülerek belirtiyoruz ki mesleğimize ve meslektaşlarımıza yönelik saldırılar karşısında ısrarlı bir eylemsizliği politika olarak seçen idarenin sorumluluğu olduğu da aşikardır. Avukatlar, doktorlar ölüyor ve bir toplum yok oluyorken eylemsizliği sürdürüp cehaleti öven bu karanlık zihniyetin sorumlusu, insan hayatına ve bilime değer vermeyen ve yalnızca koltuklarının ikbali için yaşayanlardır. Bu zihniyetle mücadele etmek ise bizlere vazifedir. Bizler, yaşadığımız topraklarda aklı ve bilimi hakim kılmak, insan hayatına olan değeri yeniden sağlamak ve kaybolan umudu yeşertmek için var gücümüz ile çalışmaya devam edeceğiz.”