TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ’NDEN “AİHM’İN KAVALA KARARI” SONRASINDA ÇAĞRI: “ŞİMDİ YAPILMASI GEREKEN, ATILI SUÇLARIN KAYITTAN SİLİNMESİ VE BUNA İLİŞKİN MAHKEME KARARLARININ ORTADAN KALDIRILMASI”

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ’NDEN “AİHM’İN KAVALA KARARI” SONRASINDA ÇAĞRI: “ŞİMDİ YAPILMASI GEREKEN, ATILI SUÇLARIN KAYITTAN SİLİNMESİ VE BUNA İLİŞKİN MAHKEME KARARLARININ ORTADAN KALDIRILMASI”
Türkiye Barolar Birliği (TBB), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Osman Kavala hakkında dün verdiği ihlal kararına ilişkin açıklama yaptı. TBB, “Şimdi yapılması gereken, AİHM kararlarının uygulanarak Osman Kavala’nın serbest bırakılması ve eski halin iadesidir. Eski halin iadesinden anlaşılma...

Türkiye Barolar Birliği (TBB), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Osman Kavala hakkında dün verdiği ihlal kararına ilişkin açıklama yaptı. TBB, “Şimdi yapılması gereken, AİHM kararlarının uygulanarak Osman Kavala’nın serbest bırakılması ve eski halin iadesidir. Eski halin iadesinden anlaşılması gereken, atılı suçların kayıttan silinmesi ve buna ilişkin mahkeme kararlarının bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasıdır” çağrısında bulundu.

TBB, 18 Ekim 2017’den beri tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala’nın AİHM kararlarının uygulanarak derhal serbest bırakılması gerektiğini açıkladı.

AİHM kararının uygulanmasının Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden doğan bir yükümlülüğü olduğu kadar hukuk devleti olmanın da gereği olduğunun vurgulandığı açıklamada “Türkiye’nin AİHM yeni kararını uygulamamakta ısrar etmesi, Bakanlar Komitesi’nin Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nden ihracına kadar uzanan yaptırımlar uygulamasına yol açacaktır. Türkiye Barolar Birliği olarak AİHM kararının derhal uygulanmasını; hukukun üstünlüğü ilkesinin, Anayasa’nın 90/5 maddesinin ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 46/1 ile 19. maddelerinden doğan taahhütlerimizin gereği olarak gördüğümüzü belirtiriz” denildi.

Türkiye Barolar Birliği’nin açıklaması şöyle:

“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Büyük Dairesi, Sözleşme’nin 46/4 maddesi çerçevesinde aldığı kararla Türkiye’nin Osman Kavala ile ilgili 10.12.2019 tarihli AİHM kararını uygulamadığını ve bu nedenle 46. maddenin ihlal edildiği sonucuna vardığını açıklamıştır. Hatırlanacağı üzere, AİHM 2019 yılında aldığı kararla; Osman Kavala’nın tutuklanmasının, suç işlendiğine dair bir kuşku doğuracak verilere dayanmadığından Sözleşme’nin 5/1 maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin Kavala başvurusunu gereken süratle incelemediği için 5/4 maddesinin ve yine tutuklamanın aynı zamanda Türkiye’deki insan hakları savunucularını susturmak gibi bir siyasal amacı olduğu saptandığından 18. maddesinin ihlal edildiğine karar vermiş ve Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılmasını talep etmişti.

Kararı uygulamakla sorumlu Bakanlar Komitesi de Kavala’nın serbest bırakılmasını ve AİHM kararının uygulanmasını öngören birçok karar kabul etmiş, ancak bütün bu kararlara rağmen tahliye kararı verilmeyip AİHM kararının uygulanmaması üzerine Bakanlar Komitesi, “ihlal prosedürünü” başlatmış ve kararı AİHM’e göndermişti. Bu arada yargılama İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam etmiş ve Mahkeme, 25 Nisan 2022’de Osman Kavala’yı TCK md. 312’den yani Gezi olayları nedeniyle, cebir ve şiddet kullanarak hükümeti devirmeye kalkmak suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum etmişti. Burada dikkati çeken nokta, AİHM’in 2019 yılındaki kararıyla Kavala’nın suç işlediğine dair makul bir kuşku bile oluşturmadığı sonucuna vardığı olgularla, müebbet hapis cezasına yol açan olguların aynı olması ve hiçbir yeni kanıtın bulunmamasıdır.

"OSMAN KAVALA SERBEST BIRAKILMALI VE ESKİ HALİ İADE EDİLMELİ"

AİHM’in 11 Temmuz 2022 tarihinde açıklanan kararı kesindir. Şimdi yapılması gereken, AİHM kararlarının uygulanarak Osman Kavala’nın serbest bırakılması ve eski halin iadesidir. Eski halin iadesinden anlaşılması gereken, atılı suçların kayıttan silinmesi ve buna ilişkin mahkeme kararlarının bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasıdır. AİHM kararının uygulanması, Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden doğan bir yükümlülüğü olduğu kadar hukuk devleti olmanın da gereğidir. Türkiye’nin AİHM yeni kararını uygulamamakta ısrar etmesi, Bakanlar Komitesi’nin Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nden ihracına kadar uzanan yaptırımlar uygulamasına yol açacaktır. Türkiye Barolar Birliği olarak AİHM kararının derhal uygulanmasını; hukukun üstünlüğü ilkesinin, Anayasa’nın 90/5 maddesinin ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 46/1 ile 19. maddelerinden doğan taahhütlerimizin gereği olarak gördüğümüzü belirtiriz.”

NE OLMUŞTU?

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2017’den beri tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala davasında, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin 2 Şubat 2022’de başlattığı ihlal prosedürü kapsamındaki kararını açıklamıştı. Karara ilişkin açıklamada, “Bakanlar Komitesi tarafından kendisine yöneltilen soruya cevaben; Mahkeme, Türkiye’nin 10 Aralık 2019 tarihli kararını uygulaması bağlamında 46’ncı maddenin 1’inci fırkası kapsamındaki yükümlülüğünü yerine getirmediği sonucuna varmıştır. Mahkeme, Türkiye Hükümeti’nin Kavala’ya masraf ve giderler kapsamında 7 bin 500 Euro ödemesine karar verdi” denilmişti.