FETİHTEPE’DE KENTSEL DÖNÜŞÜME KARŞI DİRENEN MAHALLELİ: “ELEKTRİĞİ İDARE EDEBİLİYORUZ DA SUSUZLUK ÇOK KÖTÜ. CAMİYE İKİ KERE GİTTİM, İKİNCİSİNDE BENİ KOVDULAR”
Haber: ÇAĞATAN AKYOL - Kamera: ADEM KARABAYIR
İstanbul'un Beyoğlu ilçesi Fetihtepe Mahallesi’nde yapılmak istenen kentsel dönüşüme karşı bölge halkının itirazları devam ediyor. Elektrik ve suları kesilen mahalleli, dün akşam da yürüyüş yaptı. 56 yıldır Fetihtepe Mahallesi’nde yaşadığını söyleyen Birsen Ardıç, “Elektriği idare edebiliyoruz da susuzluk çok kötü. Suyu komşulardan alıyoruz. Camiye iki kere gittim, ikincisinde beni kovdular” dedi. Mahalleli Medine Oral da “Kurban Bayramı geldi. Herkes bayramını yaşadı, kurbanını kesti. Biz susuz, gazsız, elektriksiz kaldık. Çocuklarımızla bir matem yaşadık" diye konuştu.
İstanbul’un Beyoğlu ilçesindeki Fetihtepe Mahallesi 3550 Ada’da yapılmak istenen kentsel dönüşümde henüz kendileriyle bir sözleşme imzalanmadığını söyleyen bölge sakinlerinin itirazı devam ediyor. Kentsel dönüşüm için imza vermemelerine ve dönüşüme karşı çıkmalarına karşın mahallenin elektriğini, suyunu ve doğal gazını kesme işlemlerine 7 Haziran Salı günü başlanmıştı. Mahallelinin de kapatma işlemlerine engel olmak istemesi üzerine bölgeye çok sayıda polis ve çevik kuvvet ekibi sevk edilmişti. Elektrik, doğal gaz ve su bağlantılarının kesileceği binaların önü polis tarafından abluka altına alınırken, mahalleli de bina kapılarının önünde beklemeye başlamıştı. Mahallenin tüm itirazlarına karşın belirlenen yerlerin bağlantıları günlerce polis zoruyla kesilmişti.
Mahalleli bir aydan fazla bir süredir evlerinde elektriksiz, doğal gazsız ve susuz yaşamlarına devam ediyor. Direnişin başladığı günden bu yana eylemlerini sürdüren mahalleli, dün akşam da bir araya geldi. Bölge halkı, Kurban Bayramı’nı nasıl geçirdiklerini ve bu süreçteki mağduriyetlerini ANKA Haber Ajansı’na anlattı.
ŞENAL KARTAL: BU MAĞDURİYETE BÜTÜN TÜRKİYE SEYİRCİ KALDI
Fetihtepe Mahallesi Dernek Başkanı Şenel Kartal, direnişin başladığı günden bu yana olan gelişmeler hakkında bilgi verdi. Mahallelinin belediyelerden ve başka kurumlardan destek alamadığını söyleyen Kartal, şöyle konuştu:
“Bu mağduriyete bütün Türkiye seyirci kaldı. Biz bu mağduriyete karşı Beyoğlu Belediyesi’yle Çevre, Şehircilik Bakanlığı’na gönderilmek üzere bir dilekçe verdik. Dilekçemizde belirtmiş olduğumuz 14 maddeden sadece ikisi üzerinde ağırlık olduğunu gördük. Bunu benimsemiyoruz. Bu şekilde, bu işin bu kadar hafife alınmaması gerekiyor. İnsanların burada büyük bir hak kaybı var. Özellikle gecekondularımızın çok büyük bir hak kaybı var. Bunların telafi edilmesini istedik. Biz yine masadayız. Önümüzdeki hafta yine şartlarımızı içeren, eksikleri tamamlamalarını içeren bir dilekçe yazıp Beyoğlu Belediyesi’ne göndereceğiz.”
“BURADA HİÇ KİMSE KURBANINI KESEMEDİ”
Mahallenin kötü bir Kurban Bayramı geçirdiğini dile getiren Kartal, “Burada hiç kimse kurbanını kesemedi. Hiçbir şey yapamadı. İnsanlar geceleri burada sokakta yatıyor. Dün yine bir genç kardeşimize birilerinin saldırısı oldu. Kimin tarafından yapıldığını bilmiyoruz. Polis peşine düştü. Yani mahalle geceleri karanlık. Hırsızların, uyuşturucu kullananların geçiş alanına döndü. Biz İstanbul Emniyeti’nden gece buralarda bekçi dolanmasını istiyoruz. Biz süreci birlikte başarmak istiyoruz. Belediye tarafından, Çevre, Şehircilik tarafından dinlenmek istiyoruz. Bizi dinleyerek sorunları çözebilirler. ‘Ben yaptım oldu’ mantığından artık vazgeçmelerini istiyoruz. Birlikte yaptık mantığına gelmeliyiz. Bu mahallede yaşayan insanlara saygı göstermelerini bekliyoruz” dedi.
“NEDEN BU İŞİ ZORBALIKLA YAPMAK İSTİYORLAR”
“Şu anda insanlar tüp gaz kullanıyor” diyen Kartal, çocukların sokak çeşmelerinden toplanan ve kazanlarda ısıtılan sularla yıkandığını anlattı. Kartal, sözlerini şöyle tamamladı:
“2022 yılında, uzaya gidiyoruz, uçuyoruz, dünya bizi kıskanıyor, fakat sen gelip burada bir halkına sahip çıkamıyorsun ya. Burası Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının oturduğu bir mahalle. Burada insanların elektriksiz, susuz, doğal gazsız olmasını seyrediyorsun. İnsan, evinde elektriği bir saat kesildiğinde feryat ediyor. Buradaki insanların derdini neden duymazlıktan geliyorlar? Neden zorbalıkla bu işi yapmak istiyorlar?”
RÜSTEM KARAKUŞ: BURADAKİ İNSANLAR RANT İSTEMİYORLAR
Okmeydanı Çevre Koruma ve Güzelleştirme Derneği Başkan Yardımcısı Rüstem Karakuş da hiçbir medeni ülkede olmayan bir durumla karşı karşıya olduklarını söyledi. 21’inci yüzyılda zorla dönüşüm yapmak medeni hiçbir ülkeye yakışmayan bir durum” diyen Karakuş, şunları söyledi:
“Başka ülkelerde kentsel dönüşüm böyle yapılmıyor. Önce şartlar hazırlanıyor. Daha sonra insanlar rıza göstererek dönüşüm yapılıyor. Burada rıza göstermediği anlaşılınca insanların, önerilen şeylere, teklif edilen şeylere insanlar rıza göstermeyince, üçte ikilik çoğunluğu sağlamayınca, üçte ikilik çoğunluğu sağlamak için insanların elektriği, suyu, doğal gazı kesiliyor. Böyle perişan edilerek kabul edilemeyen sözleşmelere imza atılması isteniyor. Buradaki insanların istediği çok şey yok. Rant istemiyorlar. Büyük şeyler istemiyorlar. Sadece haklarının güvence altına alınacağı bir sözleşme istiyorlar. Tek taraflı muvafakatname yerine belediye başkanının da yetkililerin de imzasının olduğu bir sözleşme istiyorlar. Bunu yaparlarsa buradaki dönüşümü rahatlıkla yaparlar. Bunu yapmak yerine kendi tek tarafı muvafakatnamelerini insanların imzalaması için böyle insanları perişan ediyorlar. Bunu kınıyoruz. Yakıştırmıyoruz yöneticilerimize.”
“BAYRAMDA MATEM İÇİNDEYDİK”
Mahalleli Medine Oral, “Kurban Bayramı geldi. Herkes bayramını yaşadı, kurbanını kesti. Biz susuz, gazsız, elektriksiz kaldık. Çocuklarımızla bir matem yaşadık" diye konuştu. Akşamları mumlarla oturduklarını belirten Oral, şöyle devam etti:
“Biz bunu hak etmiyoruz. Bayramda hiçbir şey yapmadık, oturduk. Çocuklarımızla bir matem içindeydik. Bir matem yaşadık yani. Başka bir şey yapmadık. Dolabı açıyoruz. Çocuk yemek istiyor. Dolapta elektrik yok ki yiyecek koyalım. Ne yapabiliriz bu şartlar altında? Banyo yaptıracağız. Orada burada banyo yaptırıyoruz. Başkanlarına rica ediyoruz, telefon açıyoruz. Biz bunu hak edecek ne yaptık? Niye biz bunu hak ettik? Lütfen, duysunlar sesimizi. Adil bir kentsel dönüşüm istiyoruz. Biz istemiyoruz demiyoruz ki. Tabii ki biz de istiyoruz adil bir kentsel dönüşüm ama lütfen uzlaşsınlar, gelsinler, bizlerle konuşsunlar, bizi dikkate alsınlar. Bizim malımıza çökmesinler. Bin tane polisle bizim kapımıza gelip de bizim elektriğimizi, suyumuzu, doğal gazımızı, çoluğumuzu, çocuğumuzu bağırtarak kesmesinler.”
Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız’a da seslenen Oral, “Seçimlerde geliyordu. Kapımızı bir bir geziyorlardı. Şimdi de gelsin. Kendini göstersin. Biz onu sevgiyle, tezahüratla, alkışla karşılarız. Biz öyle bir halkız” çağrısı yaptı.
“SU ALMAK İÇİN İKİNCİ KEZ GİTTİĞİM CAMİDEN KOVDULAR”
56 yıldır Fetihtepe Mahallesi’nde yaşadığını söyleyen Birsen Ardıç da 26 gecekondunun arsalarının değerlerinin verilmesi talebini dile getirdi. Kira desteğinin de yetersiz olduğuna dikkat çeken Ardıç, tapusu olana bin 950, tapusu olmayana da bin 300 lira verildiğini belirterek İstanbul’da bu fiyatlara ev bulabilmenin mümkün olmadığını söyledi. “İnsanlar burada maaşla, emekli aylığıyla geçiniyor. 5, 6, 7, 8 bin liraya kiralık evler var. Bir de depozito istiyorlar. En az 25 bin lira olması lazım ki ev tutabilelim ama ben şu an 3,5 lira bile veremem. Aylığım 3,5 oldu. 3,5’u versem geriye ne yapacağım ben? Doğal gaz, elektrik, su, yeme içmeyi nasıl uğraşacağız? Elektriği idare edebiliyoruz. Susuzluk çok kötü. Suyu komşulardan alıyoruz. Camiye iki kere gittim, ikincisinde beni kovdular. Camiden su alamazsın, dediler bana. Verenlere veriyorlar da benim gibisini de vermiyorlar. Nedeni, açık olduğum için. Yani bizim ceplerimizle cami yapıldı. Bu duruma bizi düşürüyorlar.”
“AK PARTİ BEYOĞLU BELEDİYE BAŞKANI BURADA ZULÜM YAPIYOR, BURAYI KERBALAYA ÇEVİRDİ"
Hak sahiplerinden Selahattin Baylan, Beyoğlu Belediyesi’nin kentsel dönüşümünün rantsal dönüşüm olduğunu ileri sürdü. İnsanların evlerinin kapılarının zorla koçbaşıyla kırıldığını belirten Baylan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bundan önce Haydar Ali Yıldız’ın rızaya dayalı dediği şey, 40 gündür burada insanlara elektriksiz, susuz, doğal gazsız bıraktı. Yıllar önce Kerbela’da nasıl insanları, peygamber torunlarını susuz bıraktılar? Haydar Ali Yıldız şimdi burayı da aynı Kerbela’ya çevirdi. Burada geçen gün bir komşumuzun evini yıktılar. Geçtik oraya da bir çadırımızı kurduk. Buradan Haydar Ali Yıldız’a her seferinde sesleniyorum. Ben çoğu siyasi partiye de seslendim. Hiçbir zaman susmadım. Ya burada yıktığın her ev için biz buraya bir çadır kuracağız, bunu bilsin. Bana çıkmış diyor ki, bin 950 lira kira yardımı yapıyoruz. Benim şu anda gideceğim yer 6- 7 bin lira. Ben iki sene boyunca burayı bitireceğim, diyorsun. Sen iki senede burayı bitirsen bile benim cebimden ayrıyeten 100 bin TL gibi bir para çıkıyor. Bunu hesaplamıyor. Hâlâ geliyor burada insanların zorla binalarını yıkmaya çalışıyor. Polis zoruyla çıkartacağım, diyor. Benim aklıma en çok takılan şey, AK Parti Beyoğlu Belediyesi burada zulüm yaparken diğer siyasi partiler neden sessiz kalıyor? Hepsine sesleniyorum.”
“ÜLKEYİ TERK EDESİMİZ VAR”
Yaklaşık 20 yıldır Fetihtepe Mahallesi’nde yaşadığını belirten Abdülselam Yıldırım, “Oturduğum ev tam 60 senelik. Şu anda yaşadığımız süreç gerçekten büyük bir adaletsizlik. Bir hukuksuzluğun içerisindeyiz. Çevremde anlatmadığım insan kalmadı. Bu nasıl bir vicdansızlıktır? Nasıl bir inanca sahipler bu hakları veren insanlar? Herkesin verdiği cevap bu yönde. Ben gecekonducu hak sahibiyim. Bana verdikleri 1+1, bir tane dairedir. Bunu belediyecilere anlattığımız zaman 'Sizin hakkınız bu değil' diye söyleniyor. Polislere anlatıyorsun öyle diyorlar ama hak veren yok. Resmen psikolojimiz bozuldu. Yemin ederim var ya ülkeyi terk edesimiz var şu anda ya. Ülke düşmanı olduk resmen” diye mağduriyetlerini anlattı.
SLOGANLARLA MAHALLEDE YÜRÜDÜLER
Toplanmanın ardından mahalleli, dün akşam ellerinde “Zorla değil, adil ve şeffaf, rızaya dayalı bir kentsel dönüşüm istiyoruz” yazılı pankartla mahallede yürüdü. Mahalleliye evlerindeki yurttaşlar da balkonlarından ve pencerelerinden destek verdi. Düdüklerle, ıslıklarla ve alkışlarla yapılan yürüyüş boyunca sık sık “Zulme boyun eğmeyeceğiz”, “Hakkımızı almadan gitmeyeceğiz”, “Direne direne kazanacağız” ve “Gerekirse burada çadır kurarız” sloganları atıldı.