KEMAL TÜRKLER, KATLEDİLİŞİNİN 42. YILINDA MEZARI BAŞINDA ANILDI
Haber: ÇAĞATAN AKYOL - Kamera: SADIK KARAKULOĞLU
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (DİSK) kurucusu ve ilk genel başkanı Kemal Türkler, katledilişinin 42’nci yılında İstanbul Topkapı Mezarlığı’ndaki mezarı başında anıldı. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Kemal Türkler der ki, ‘Demokrasi mücadelesi, özünde Türkiye’de ve kapitalist tekellerin egemenliğine karşı mücadeledir.’ Demokrasinin olmazsa olmazını, örgütlenme hakkı olarak tarif eder genel başkanımız. 50 yıl önce söylediği bu sözler, bugün; 2022’nin dünyasında ve Türkiye’sinde DİSK’in ve Türkiye işçi sınıfının mücadelesinin yoluna ışık tutmaya devam ediyor” dedi.
İstanbul’da, 22 Temmuz 1980’de evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürülen Kemal Türkler için bugün Topkapı Mezarlığı’nda anma töreni düzenlendi. DİSK üyeleri ile siyasi partiler, mezarlık girişinden kortej hâlinde sloganlarla Türkler’in mezarı başına yürüdü. “Kemal Türkler ölümsüzdür”, “Yolumuz, işçi sınıfının yoludur” ve “İşçilerin birliği, sermayeyi yenecek” sloganları atılan anmada, Türkler ve yaşamını yitiren diğer sendika yönetici ve işçiler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.
ADNAN SERDAROĞLU: TÜRKLER’İN ÖĞRETİLERİ YOL GÖSTERİCİDİR
Mezar başında konuşan DİSK’e bağlı Birleşik Metal- İş Sendikası Genel Başkanı ve DİSK Genel Sekreteri Adnan Serdaroğlu, “Biz, gözlerimiz kuru olarak bu mezarın başındayız. 42 yıldır da onurla başımız dik bir şekilde bu mezarın başında Kemal Türkler’in huzurunda hem yaptıklarımızı anlatıyoruz hem de yapacaklarımızı anlatmaya çalışıyoruz” dedi.
12 Eylül darbe dönemine dikkat çeken Serdaroğlu, şunları söyledi:
“Kemal Türkler ve demokrasi mücadelesi veren insanların öldürülmesiyle nasıl o faşist cuntanın temelleri atılmışsa onun acısı da hâlâ yaşanıyor. 12 Eylül’ün karanlığında da DİSK üyeleri, çeşitli yerlerde sınıf mücadelesini devam ettirdiler. Bizler de metal işçileri olarak o gün DİSK’in kapatılması, Maden- İş’in kapatılmasıyla birlikte mücadele verdik. 10 yıla yakın o mücadelemizi DİSK’in bize öğrettikleri, Kemal Türkler’in öğretileri üzerinden sürdürdük. Maden- İş’in, DİSK’in açılmasıyla birlikte hepinizin bildiği gibi önemli bir sınıf mücadelesi alanı da açılmış oldu. Birleşik Metal- İş Sendikası’nın oluşması elbette zorluklarla oldu ama biz olumsuzlukların ve zorlukların, hedeflerimizi engellemesine, yapacağımız işleri engellemesine müsaade etmedik. Tüm zorlukları aşarak bu ülkenin, metal işçilerinin sığınağı olan Birleşik Metal- İş Sendikası’nı oluşturduk. O günden bugüne kadar Kemal Türkler’in ismi de öğretileri de, düşünceleri de Birleşik Metal- İş Sendikası’nın yol göstericisi durumdadır.
"HER GÜN DAHA FAZLA DÜŞÜNCELERİNİ YAYGINLAŞTIRIYORUZ"
Kemal Türkler 42 yıl önce katledilmiş olabilir, bedeni aramızdan ayrılmış olabilir ama onu öldürenler, yanlış yaptıklarını bugün de görüyorlar. Her gün daha fazla çoğalarak buraya geliyoruz. Her gün daha fazla sahipleniyoruz. Her gün daha fazla düşüncelerini yaygınlaştırıyoruz. 42 yıldır bu ülkenin işçileri olarak, DİSK olarak bu mücadelemizi sürdürüyoruz. Dün akşam, Düzce’de Mas- Daf Makine Sanayi fabrikasında bir açıklama yaptık. Kemal Türkler’in bize ne öğrettiğini anlatmak istiyorum. İşçiler diyor ki, 10 aydır mahkeme süresi devam eden bir iş yeri, biz daha fazla beklemek istemiyoruz. 4 gündür Mas- Daf işçileri fabrikanın içerisinde."
"FABRİKALARIN EN ÖZEL KÖŞELERİNE RESİMLERİ YERLEŞTİRİLİYOR”
Şair Hasan Hüseyin Korkmazgil’in “Kanadık toprak olduk. Çekildik bayrak olduk. Döküldük yaprak olduk. Geldik bugüne. Ekmeği bol eyledik. Acıyı bal eyledik. Sıratı yol eyledik. Geldik bugüne. Ekilir ekin geliriz. Ezilir un geliriz. Bir gider bin geliriz. Beni vurmak kurtuluş mu” dizeleriyle seslenen Serdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“İşte Kemal Türkler’i vurdular ama binlerce, on binlerce Kemal Türkler bugün fabrikalarda çalışıyor. DİSK’i örgütlemeye uğraşıyor. Bitiremeyecekler bizi. Tüketemeyecekler bizi ve biz fabrikalarda, o genç insanların beynine, genç insanların düşüncelerine bu öğretileri yerleştiriyoruz, yeşertiyoruz. Kemal Türkler’i öldüren rayiç bedelli piyasa şarlatanları, mezarlarındaki taşlar bile okunmuyor şu anda ama Kemal Türkler’in mezarının başına on binlerce insan bizimle yüreği burada atan binlerce insan geliyor. Fabrikaların en özel köşelerine, temsilci sendika odalarını Kemal Türkler’in resimleri yerleştiriliyor, isimleri daha büyük harflerle yazılıyor.”
NİLGÜN TÜRKLER SOYDAN: KEMAL TÜRKLER DEMEK, DİSK DEMEK
Adnan Serdaroğlu’ndan sonra söz alan Türkler’in kızı Nilgün Türkler Soydan, “Alkışlayabilirsiniz. Babamın mezarında alkışlamak yasak değil. Burada sevinç olabilir” diye seslendi. Can Şafak tarafından Kemal Türkler adına hazırlanan kitap hakkında bilgi veren Soydan, Kemal Türkler Eğitim ve Kültür Vakfı’na (KETEV) teşekkür etti. “Kemal Türkler demek, DİSK demek. Kemal Türkler demek, Birleşik Metal- İş Sendikası demek, Türkiye işçi sınıfının en önemli önderi demek benim için” diyen Soydan, şöyle konuştu:
“Yaşamınıza sahip çıkın arkadaşlar. Yaşamınıza kimsenin müdahale etmesine izin vermeyin. Müdahale ettiğiniz yaşamlara da rahatsız etmeden, sadece yardımcı olmak için müdahale edin. En yakınınızdaki insanlara bile müdahale ederken onlara üzüntü yaratmayın. Birisinden bıktıysanız, onu bıktırdığınızı düşünüyorsanız ondan uzaklaşın ya da onun uzaklaşmasına izin verin. Hiç kimseyi hiçbir şey için zorunlu tutmak, hiç kimsenin hakkı değildir. Hakkımız olan şey, hakkımıza sahip çıkmaktır. Temelleri çok sağlam atılmış bir örgütünüz var, örgütünüze, yöneticilerinize sahip çıkın.”
ARZU ÇERKEZOĞLU: 42 YILDIR MÜCADELEMİZDE YAŞIYOR
Soydan, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’na Kemal Türkler Kitabı’nı hediye etti. Soydan’a teşekkür eden Çerkezoğlu, “Herkes yaşadığı dönemin tanığıdır, şahididir” diyerek, şöyle konuştu:
BAZI İNSANLAR VARDIR Kİ TARİHİN OLAĞAN AKIXINI DEĞİŞTİRİR. İŞTE KEMAL TÜRKLER, BÖYLE BİR İNSANDIR: Bazı insanlar vardır ki onlar tarihin olağan akışını değiştirir. Tarihin olağan akışını değiştirenler, tarihe müdahale edenler, artık o tarihsel sürecin bir şahidi ya da tanığı değildirler sadece. Onlar, o sürecin müdahilidir, değiştirenidir, dönüştürenidir. İşte Kemal Türkler, böyle bir insandır. Kemal Türkler, o nedenle ölümsüzdür. Kemal Türkler, tarihin akışını değiştiren, tarihe seyirci ya da şahit olmanın ötesinde müdahale eden olduğu için 42 yıldır kavgamızda, mücadelemizde yaşıyor.
TÜRKLER’İN KATLEDİLMESİ, TÜRKİYE’Yİ 12 EYLÜL KARANLIĞINA GÖTÜRDÜ: Gerçekten zor bir dönemden geçiyoruz. Tüm dünyada, Türkiye’de işçi sınıfı, emekçiler, bir yandan ekonomik kriz, bir yandan sermayenin azgın saldırıları karşısında zor bir süreçten geçiyoruz. Kemal Türkler’in katledilmesinden sonra 42 yıl geçti. Aslında bu 42 yıla baktığımızda sendikal, siyasal, toplumsal alanda yaşadıklarımıza baktığımızda, hiç de tesadüf değildir ki çok önemli bir dönemdir. Kemal Türkler’in katledilmesi 1 Mayıs 1977 katliamıyla başlayan ve Kemal Türkler’in katledilmesiyle devam eden süreç, Türkiye’yi 12 Eylül karanlığına götürdü. Hep söylediğimiz gibi 12 Eylül, asla unutulmaması gereken bir darbedir. 12 Eylül, sermayenin; işçi sınıfına karşı yaptığı bir darbedir. İşte o nedenle 12 Eylül’den bir buçuk ay kadar önce Kemal Türkler katledilmiştir.
DEMOKRASİ MÜCADELESİ VERİYORUZ: Her gün ama her gün emeğimizin daha ucuzlatıldığı ama hayatın daha pahalı olduğu bu süreçte, sermaye açısından Türkiye’nin bir ucuz emek cenneti hâline getirildiği bu süreçte sermaye de onun iktidarları da biliyorlar ki, bu düzenin devam edebilmesi için demokrasinin son kırıntılarının ortadan kaldırılması lazım. Bu düzenin devam edebilmesi ancak baskıyla, demokrasinin bütün kurumlarının işletilmemesiyle ancak savaşlarla, her türlü haksızlık ve hukuksuzlukla sürdürülebilir. O nedenle biz biliyoruz ki, bugün bir yandan ekmeğimize sahip çıkarken, yıllar süren mücadeleleri yürütürken aynı zamanda da demokrasi mücadelesi veriyoruz. ‘Demokrasi işçinin ekmeğidir’ derken işte bu gerçeğe işaret ediyoruz.
50 YIL ÖNCESİNDE SÖYLEDİKLERİ BUGÜNE IŞIK TUTUYOR: Kemal Türkler’in, DİSK’in 9’uncu kuruluş yıl dönümünde yaptığı konuşmasından, demokrasi mücadelesine yaptığı vurgulardan söz etmek istiyorum. Konuşmasında der ki, ‘Demokrasi mücadelesi, özünde Türkiye’de ve kapitalist tekellerin egemenliğine karşı mücadeledir’. Demokrasinin olmazsa olmazını, örgütlenme hakkı olarak tarif eder genel başkanımız. 50 yıl önce söylediği bu sözler, bugün; 2022’nin dünyasında ve Türkiye’sinde DİSK’in ve Türkiye işçi sınıfının mücadelesinin yoluna ışık tutmaya devam ediyor.”
Konuşmaların ardından Türkler’in mezarına karanfiller bırakılmasıyla anma sonlandı.