KILIÇDAROĞLU: "İLK TEKLİFİMİZ; LOZAN’IN BİR BAYRAM OLARAK KABUL EDİLMESİ OLACAK"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu; Lozan Anlaşması'nın 99'uncu yıl dönümünde, Bursa Nilüfer’de düzenlenen "Büyük Mübadil Buluşması"na katıldı. Kılıçdaroğlu, "Hepinize söz veriyorum; parlamento açıldığında vereceğimiz ilk kanun teklifi Lozan’ın bir bayram olmasının kabul edilmkanun teklifi olacak. Nasıl ki sizler Lozan’ın bir bayram olması için gereğini yapmak için Bursa milletvekillerinin öncülüğünde bir kanun teklifi vereceksek, yine bütün Balkan göçmenlerinden de istirhamımdır; Mustafa Kemal Atatürk’ün partisine geleceksiniz, bize katılacaksınız. Oy vereceksiniz. Beraber mücadele vereceğiz" dedi.
Bursa'da Nilüfer Belediyesi, Lozan Mübadilleri Vakfı, Bursa Lozan Mübadilleri tarafından Lozan Anlaşması'nın 99'uncu yıl dönümü dolayısıyla Nilüfer'e bağlı Görükle'de "Büyük Mübadil Buluşması" düzenlendi. Buluşmaya CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu katıldı.
Kılıçdaroğlu; Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve Birinci Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün mücadelesine değinirken, "Mustafa Kemal’in ideali demokrasiydi, hak, hukuk, adaletti. Mustafa Kemal, sadece bizim Mustafa Kemal’imiz değil, unutmayın; bütün mazlum ulusların Mustafa Kemal’idir... Cumhuriyet’in yüzüncü yılında Cumhuriyet’imizi demokrasi ile taçlandıracağız. Bunun mücadelesini veriyoruz. Cumhuriyet’imizi demokrasi ile taçlandırdığımızda nasıl büyüdüğümüzü, nasıl kalkındığımızı, nasıl güçlendiğimizi sadece biz değil bütün dünya görecek… Bunun sözünü veriyorum, yeter ki bizlere güvenin. Bizim saraylara ihtiyacımız yok. Bizim Çankaya’da oturan onurlu insanlara ihtiyacımız var" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
"TÜM DÜNYAYA ‘YURTTA BARIŞ, DÜNYADA BARIŞ’ DİYE HAYKIRAN BİR HEMŞERİNİZ VAR: Bugün sizler için ne kadar önemliyse bir siyasetçi olarak benim için de o kadar önemli. Önemi Mustafa Kemal’in arkadaşı, yoldaş, hemşerisi olmanızdan kaynaklanıyor. Bu ülkeye bağımsızlığı getiren, Milli Kurtuluş Savaşı’nı veren, hayatı savaş meydanlarında geçen, savaşı bitirdikten sonra savaşın tüm acımasızlığını tüm dünyaya ‘Yurtta barış, dünyada barış’ diye haykıran bir hemşeriniz var. O hemşerinizin koltuğunda oturuyorum. Onun hakkını vermeye çalışıyorum. O neden 85 milyonu kucaklıyorum, kucaklamaya çalışıyorum.
SAVAŞ MEYDANLARINDAN SONRA BARIŞIN DA KAHRAMANI OLDU: Bana kızanlar, eleştirenler olabilir, ama şundan herkesin emin olmasını isterim; tek bir arzum var, bu ülkenin kalkınması, büyümesi; tek bir arzum var hiç kimsenin ötekileştirilmemesi, tek bir arzum var, bu ülkede hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesi. Tek bir arzum var, bayrağı göklerde dalgalanan, itibarı, saygınlığı olan güçlü Türkiye’nin ayağa kalkması… Tek bir arzum var, kadın erkek eşitliğinin sağlanması, Türkiye coğrafyasının barış içinde yaşaması. Tek bir arzum var, sadece ülkemizde değil, bütün bölgemizde, dünyada barışın olması… Mustafa Kemal’in arzusuydu. O bunun için mücadele etti. O savaş meydanlarının kahramanıydı, ama savaş meydanlarından sonra barışın da kahramanı oldu. Barışı savundu her yerde. Çünkü savaşın bütün acımasızlığına yaşamanı boyunca şahit olmuştur.
LOZAN, TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN TAPU SENEDİDİR: Lozan… 99’uncu yıl. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tapu senedidir. Lozan’ı eleştiren var. Eleştirenler Türkiye’yi bilmiyorlar, Lozan’ı eleştirenler var, Türkiye’yi sevmiyor onlar; Cumhuriyet’i sevmiyorlar, demokrasiyi sevmiyor onlar. Bir mücadelenin nasıl verildiğini bilmiyorlar. Bu ülkede yoksulluk içinde, kanlarımızla mücadeleyi verdik. Dedelerimiz, babalarımız bu mücadeleyi verdi. Sizler de bu mücadelenin bir kahramanısınız. Şimdi hep beraber Türkiye’yi büyütme zamanı. Bunun mücadelesini vereceğiz.
KENDİ ÜLKELERİNDE ONLAR DA BARIŞ İÇİNDE YAŞAYACAKLAR: Elbette ülkemize değişik yerlerden gelen kardeşlerimiz var. Suriyeli göçmenlerimiz var, Afganistan’dan gelenler var… Size sözüm söz; ırkçılık yapmadan, ama bütün mültecileri kendi ülkelerine davulla, zurnayla göndereceğiz. Irkçılık yapmıyorum, onların da insan olduğunu biliyorum. Onların da barış, huzur içinde kendi ülkelerinde yaşamaları gerektiğini biliyorum. Önce barışı, can güvenliklerini sağlayacağız. Yollarını, okullarını, evlerini, kreşlerini yapacağız. İstihdam alanlarını yaratacağız. Kendi ülkelerinde onlar da barış içinde yaşayacaklar. Biz kendi kültürümüzü korumak, yüceltmek isteriz.
O ŞARKI GAZİ MUSTAFA KEMAL’İN DE ÇOK SEVDİĞİ ŞARKILARDAN BİRİYDİ: Burada şarkılar söylenirken; ilk şarkı, benim duyduğum ve duygulandığım en güzel şarkılardan birisiydi. O şarkı Gazi Mustafa Kemal’in de çok sevdiği şarkılardan biriydi. O şarkı aynı zamanda hüzün dolu bir şarkıdır. Balkanlar’ın bütün hüznünü o şarkıda duyabilirsiniz. Mübadillerin, Balkanlar’dan gelen soydaşlarımızın hangi koşullarda geldiğini biliyoruz. Şimdi sizin ortak görevlerinizden bir tanesi o tarihi yeniden yazmaktır. Anıları, tarihi bilmek geleceği daha sağlıklı inşa etmemiz açısından son derece değerlidir.
İLK TEKLİFİMİZ; LOZAN’IN BİR BAYRAM OLARAK KABUL EDİLMESİ OLACAK: Bizler Lozan’ın büyüklüğünü evlatlarımıza, gençlerimize anlatmalıyız. Lozan’ın bayram olması gerektiği ifade edildi. Hepinize söz veriyorum; parlamento açıldığında vereceğimiz ilk kanun teklifi Lozan’ın bir bayram olmasının kabul edilmesinin kanun teklifi olacak.
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN PARTİSİNE GELECEKSİNİZ, BİZE KATILACAKSINIZ: Bursa’nın önemini siz biliyorsunuz, ben biliyorum. Size güveniyoruz, inanıyoruz. Güvenimizim, inancımızın kaynağı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hemşerisi olmanızdır. Nasıl ki sizler Lozan’ın bir bayram olması için gereğini yapmak için Bursa milletvekillerinin öncülüğünde bir kanun teklifi vereceksek, yine bütün Balkan göçmenlerinden de istirhamımdır; Mustafa Kemal Atatürk’ün partisine geleceksiniz, bize katılacaksınız. Oy vereceksiniz. Beraber mücadele vereceğiz. Bu mücadele, hak, adalet mücadelesidir; haksızlıkları sonlandırma mücadeledir. Mustafa Kemal’in hemşerisi olmak kolay değildir. Onun ideallerini yaşatmaktır. O ideallerin uğruna mücadele etmektir. O mücadeleyi yapmaya çalışıyoruz.
GÜÇLÜ, SAYGIN, İTİBARLI BİR DEVLET OLMAK İSTİYORUZ: Bugün Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu hepiniz biliyorsunuz. Güçlü, saygın, itibarlı bir devlet olmak istiyoruz. Güçlendirilmiş parlamenter sistem olsun istiyoruz. Herkesin fikirlerine, inancına, kimliğine saygı duyulmasını istiyoruz. O zaman güçlü bir devlet olacağız; büyüyeceğiz, o zaman evlatlarımız bizimle övünç duyacaklar. Bizim mücadelemiz hak mücadelesidir. Bu mücadeleyi yapacağız. Bu mücadeleyi yaptığımız takdirde ülkemize, evlatlarımıza karşı görevimizi yerine getireceğiz. Bu ülkede demokrasi, kadın erkek eşitliği, yurtta barış dünyada barış olmasını istiyorsanız bize katılın. Daha güçlü, itibarlı bir Türkiye istiyorsanız bize katılın. Hak, hukuk, adalet istiyorsanız bize katılın.
LOZAN’I NE UNUTACAĞIZ NE UNUTTURACAĞIZ: Benim bir sorumluluğum var. Bu ülkede yaşayan herkesin de sorumluluğu var. Her birimiz tek tek vatanseveriz. Her birimiz tek tek bayrağımızı seviyoruz. Birlikte mücadele ettiğimiz, çalıştığımız zaman daha güçlü oluruz. Daha inançlı, kararlı oluruz. Mandayı reddettik biz. Yok olan bir Osmanlı’nın üzerine; çağdaş, genç bir cumhuriyet kurduk. Bunun senedi Lozan’dır. Lozan’ı ne unutacağız ne unutturacağız. 99 yıl geçti. Büyüyen Türkiye’yi görmek istiyoruz. G20’den düşen değil, dünyada ilk 10’a giren bir Türkiye’yi istiyoruz. Bunun mücadelesini veriyoruz. Bu mücadeleyi vermek birlikte olur. Birlikte mücadele edersek kazanabiliriz.
BİZİM SARAYLARA DEĞİL; ÇANKAYA’DA OTURAN ONURLU İNSANLARA İHTİYACIMIZ VAR: Mustafa Kemal’in ideali demokrasiydi; hak, hukuk ve adaletti. Mustafa Kemal, sadece bizim Mustafa Kemal’imiz değil, unutmayın; bütün mazlum ulusların Mustafa Kemal’idir. Bağımsızlık mücadelesini mazlum ülkeler, Mustafa Kemal’in mücadelesinden sonra vermişlerdir. Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’i kurduktan sonra bütün o mazlum ülkeler onlar da cumhuriyeti kabul etmişlerdir. Şimdi Cumhuriyet’in yüzüncü yılında Cumhuriyet’imizi demokrasi ile taçlandıracağız. Bunun mücadelesini veriyoruz. Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırdığımızda nasıl büyüdüğümüzü, nasıl kalkındığımızı, nasıl güçlendiğimizi sadece biz değil bütün dünya görecek… Bunun sözünü veriyorum, yeter ki bizlere güvenin. Bizim saraylara ihtiyacımız yok. Bizim Çankaya’da oturan onurlu insanlara ihtiyacımız var.”