İMAMOĞLU’NA TEŞEKKÜR EDEN GÜLİZAR GÜRKAN: “MUHTARDAN EKMEK İSTEDİM. DİYOR Kİ BANA, İMAMOĞLU SENİN İHTİYAÇLARINI KARŞILASIN”

İMAMOĞLU’NA TEŞEKKÜR EDEN GÜLİZAR GÜRKAN: “MUHTARDAN EKMEK İSTEDİM. DİYOR Kİ BANA, İMAMOĞLU SENİN İHTİYAÇLARINI KARŞILASIN”
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Fatih’te Seyyid-i Velayet Türbesi’ndeki açılış törenine katıldı. Türbeyi ocak ayında restorasyon çalışmaları sürerken ziyaret eden İmamoğlu’na teşekkür eden mahalleli Gülizar Gürkan da törende yer aldı. Bir kez daha İmamoğlu'na teşekkür eden...

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Fatih’te Seyyid-i Velayet Türbesi’ndeki açılış törenine katıldı. Türbeyi ocak ayında restorasyon çalışmaları sürerken ziyaret eden İmamoğlu’na teşekkür eden mahalleli Gülizar Gürkan da törende yer aldı. Bir kez daha İmamoğlu'na teşekkür eden Gürkan, “Muhtardan ekmek istedim. Diyor ki bana, İmamoğlu senin ihtiyaçlarını karşılasın” diye yakındı.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB Miras ekiplerinin Fatih ve Beyoğlu ilçelerinde tarihi alanlarda yaptığı restorasyon çalışmalarından bazılarını ocak ayında, yerinde incelemişti. İmamoğlu, Fatih Cibali’deki Seyyid-i Velayet Türbesi’ndeki çalışmaları da incelerken türbenin karşısında oturan Gülizar Gürkan, İmamoğlu’na sevgi gösterisinde bulunmuş, türbe için teşekkür etmişti. Bu olay sosyal medyada tartışmalara neden olmuş, Gülizar Gürkan’ın üzerinde yaka mikrofonu bulunduğu ve teşekkür konuşmasının kurgu olduğu iddia edilmişti.

Gürkan, bugün türbenin açılışına gelerek İmamoğlu’na bir kez daha teşekkür etti ve o olayın ardından yaşadıklarını anlattı. İmamoğlu ile Gülizar Gürkan arasındaki diyalog şöyle:

Gürkan: Evladım, hoş geldin. Hani bir kere daha görüşmüştük seninle. Allah senden razı olsun. Ben seviyorum seni.

İmamoğlu: Millet, sanki ayarlamışız gibi davrandı.

Gürkan: Ben orada oturuyorum, türbenin karşısında. Ben bu türbeye 40 senedir neler oluyor, biliyorum. Seni görünce içimden gelen bir şey. Sevmek ya, ben suçlu muyum? Muhtarla kavga ediyorum ben. Muhtardan ekmek istedim. Diyor ki bana, İmamoğlu senin ihtiyaçlarını karşılasın.

İmamoğlu: Karşılarım, o muhtara Allah akıl versin.

Gürkan: Öyle diyor bizim mahallenin muhtarı. Dedim ki, ben her geldiğimde beni eleştirecekmişsin, mahallenin muhtarısın. İstanbul halkı bağrına basmış. Ben mi bastım yahu, dedim. Bir kere attınız, ikinciye bastı İstanbul halkı.

İmamoğlu: Sen bana analık yapmaya devam et.

Gürkan: Tabii ki ben senin yanındayım. Benim evde kimsem yok. Ben sizin peşinizde dolanacağım.

GÜRKAN: NE SEN BENİ ÇAĞIRDIN NE DE BİR BAŞKASI ÇAĞIRDI

İmamoğlu: Sen bizimsin anacığım. Bu şehirde yaşayan herkes bizim.

Gürkan: Bizim mahalleliler beni sevmiyor. Beni kimseler sevmesin, ben seni neden seviyorum, bu ölmüşlere sahip çıktığın için.

İmamoğlu: Kalbi kötü olanlarla bizim işimiz yok.

Gürkan: Ne sen beni çağırdın ne de bir başkası çağırdı. O türbenin önünde oturduğum için 40 senedir; itler, köpekler, sarhoşlar herkes içinde oldu. Bir anda seni görünce kendimi şaşırdım. Boğazımda mikrofon takılıymış, hayır öyle bir şey olmadı.

İmamoğlu: Anneciğim, yarın sabah anneme gideceğim kahvaltıya. 2 aydır görmüyorum, ona gideceğim, ona sarılacağım. Diyeceğim ki, senin gibi birine sarıldım.

Gürkan: Annene sarıl, ben anneme 45 sene baktım, anneni bırakma.”