BAHÇELİ: MUSUL BAŞKONSOLOSLUĞUMUZA FÜZELİ SALDIRIYI KİM YA DA KİMLER YAPMIŞSA ZAHO’YA SALDIRAN DA AYNI MİHRAKLARDIR

BAHÇELİ: MUSUL BAŞKONSOLOSLUĞUMUZA FÜZELİ SALDIRIYI KİM YA DA KİMLER YAPMIŞSA ZAHO’YA SALDIRAN DA AYNI MİHRAKLARDIR
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Zaho’da masumların canına kasteden saldırı, bir terör eylemidir... Şiddetle lanetlediğimiz 27 Temmuz 2022 tarihinde Musul Başkonsolosluğumuza füzeli saldırıyı kim ya da kimler yapmışsa Zaho’ya saldıran da aynı mihraklardır” dedi. Bahçeli, “Türkiye’yi töhmet altında...

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Zaho’da masumların canına kasteden saldırı, bir terör eylemidir... Şiddetle lanetlediğimiz 27 Temmuz 2022 tarihinde Musul Başkonsolosluğumuza füzeli saldırıyı kim ya da kimler yapmışsa Zaho’ya saldıran da aynı mihraklardır” dedi. Bahçeli, “Türkiye’yi töhmet altında bırakmaya hiç kimsenin, hiçbir ülkenin hakkı olmadığını” belirtti.

MHP Lideri Devlet Bahçeli, güncel iç ve dış siyasi gelişmeler hakkında yazılı açıklama yaptı. Bahçeli’nin açıklaması özetle şöyle:

“TÜRKİYE’NİN YOĞUN ÇABASI SONUÇ VERDİ”

“Bilhassa Ukrayna limanlarında sıkışan tahılın dünyaya ulaşması hususunda Türkiye’nin yoğun çabası, aylar süren müzakerelerdeki dirayeti ve ısrarı ezcümle sonuç vermiş, açlık ve yoksullukla pençeleşen yüz milyonlarca insana can simidi uzatılmıştır. İnanıyorum ki, Rusya ile Ukrayna arasında kalıcı çözüm ve barış ikliminin yeşermesi de çok uzun sürmeyecektir.”

“TÜRKİYE’Yİ TÖHMET ALTINDA BIRAKMAYA HİÇ KİMSENİN, HİÇBİR ÜLKENİN HAKKI YOKTUR”

“Zaho’da masumların canına kasteden saldırı bir terör eylemidir. Tertipçileri ve tetikçileri Türkiye’nin hem terörle mücadelesinden hem de bölgesel güç ve küresel aktör olarak sivrilmesinden keyfi kaçan terör, silah ve savaş baronlarıdır. Esasen bu karanlık emellerin hüviyetleri bellidir. Zaho’da sivil insanların kanını döküp hemen ardından Türk Silahlı Kuvvetleri’ni suçlama yarışına girenler Türkiye’miz üzerinde hesap yapan, bölücülüğe refakat eden, teröre gelecek bağlayan, dahası her alanda önümüzü kesmek için pusu kuran alçalmış ve alçaklaşmış çevrelerdir. Terörle mücadelemizi engellemek maksadıyla her yola müracaat edenlerin kimler olduğu bilinmektedir. Zaho’daki kanlı eylemin sorumluluğunu Türkiye’ye ihale etme yanlışına düşenler bizatihi suçludur, bu suretle cinayetlerine yenilerini eklemişlerdir. Irak Merkezi Hükümeti işbirliği kanallarını açık tutarak, diyalog zemininden kaçmadan Zaho katliamının saklanmış faillerini Türkiye’yle eşgüdüm halinde ortaya çıkarmak mecburiyetindedir. Bilinmelidir ki, şiddetle lanetlediğimiz 27 Temmuz 2022 tarihinde Musul Başkonsolosluğumuza füzeli saldırıyı kim ya da kimler yapmışsa Zaho’ya saldıran da aynı mihraklardır. Irak’ın içine gömüldüğü siyasi istikrarsızlık tablosu, dokuz ayı bulan hükümet krizi, yayılan sokak gösterileri, mezhep temelli cepheleşmeler, birden alev alan parlamento baskınları gerçeklerin tecellisine mani olamayacaktır. Türkiye’yi töhmet altında bırakmaya hiç kimsenin, hiçbir ülkenin hakkı yoktur.”

“TERÖRİST DEMİRTAŞ’IN VE SOROSÇU KAVALA’NIN SERBEST KALMASI”

“CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun terörist Demirtaş’ın ve Sorosçu Kavala’nın serbest kalmasını en büyük arzusu olarak açıklaması Zaho kumpasının Türkiye’deki etki ajanlarının kimler olduğunu netleştirmiştir. Bir teröristin serbest kalmasını istemek vatana ihanet, şehitlerimize hakaret, gazilerimize küfürdür. Kılıçdaroğlu’nun HDP avukatlığına soyunması, terörist hayranlığıyla soluklanması üstlendiği siyasi sorumluluk dikkate alındığında milli güvenlik sorunudur.”

“OTOMOBİL SATIŞLARINI TEZVİRAT KONUSU HALİNE GETİREREK TÜRKİYE EKONOMİSİNE SUİKAST HEVESİ”

Kılıçdaroğlu’nun ‘devleti yeniden inşa edeceğim’ sözü ateşle oynamaktır, tuttuğu namlu da ters tepecektir. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün esasları, yeni Türk devletinin inşa ve ihyası 29 Ekim 1923’de tescil edilmiş, mesele bir daha açılmamak üzere kapatılmıştır. Devleti yeniden inşa etme beyanı bölücü bir dildir, teröre sinyal ve Türkiye düşmanlarına hizmettir. Kılıçdaroğlu boyundan büyük, aklının yetmediği, hayalinde bile yapamayacağı sözler vermekten kesinlikle uzak durmalı, ayrıca otomobil satışlarını tezvirat konusu haline getirerek Türkiye ekonomisine suikast hevesinden pişmanlıkla dönmelidir. Aksi halde Türk milleti bu küstah ve kifayetsiz zihniyete bedelini misliyle ödettirmeye hazırdır, buna da kararlıdır.”