Yapıcıoğlu: Kapitalist ekonomik model uygulandığı müddetçe kriz yaşamaya devam edeceğiz
Ege Bölgesi ziyaretleri kapsamında, temaslarda bulunmak üzere geldiği İzmir, Manisa ve Uşak'ın ardından Denizli'ye geçen Yapıcıoğlu, burada bir dizi temaslarda bulundu.
Ağrılılar Derneğinde Ağrılarla bir araya gelen Yapıcıoğlu, Denizli'nin Murat Dede Mahallesi'nde mahalleli ile bir araya geldi, ardından ise bir çay bahçesinde gençlerle buluştu.
Yapıcıoğlu, Denizli'de son olarak Denizli Gazeteciler Cemiyeti'nde basın mensuplarıyla bir araya geldi. Yapıcıoğlu burada gündeme dair açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Yaptıkları memleket ziyaretlerinde, halkın ve siyasilerin gündeminin bir olmadığını müşahede ettiklerini söyleyen Yapıcıoğlu, "Vatandaşın gündeminde en fazla yer alan konu hayat pahalılığı. Yani ekonomi üst başlığı altında toplayabileceğimiz; bazen eleman bulamama, bazen iş bulamama, bazen ücretlerin yetersizliği, bazen esnafın işinin iyi gitmemesi, bazen kiraların yüksekliği bazen faturalar…" dedi.
"Sömürü çarkı devam ettiği müddetçe kazanan kapitalistler; kaybedenler dar gelirli vatandaşlar…"
Yapıcıoğlu, "Hayat pahalılığı ekonomik bir sıkıntı var, küresel bir sıkıntı var fakat bu küresel anlamda reel sektörün ve dar gelirlilerin çok ciddi sıkıntılar yaşadığı dönemde Merkez Bankası yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 42,8'den yüzde 60,4'e çıkardı bu dönemde. Aynı dönemde bankalar ikinci çeyrek kâr tahminleri açıklandı. Bazı bankalar net karlarını açıkladılar. Son 1 yılda bankaların kârlarını 5'e katladıklarını anlıyoruz. Sadece mayıs ayında bankacılık sektörünün Türkiye'de kâr artışı yüzde 742. İlk 5 ayda toplam yüzde 434 kâr artışı sağlamıştır. Şimdi bu rakamları niye verdim? Sıkıntılar var ama bu sıkıntılara çözüm getirmek isteyenler bu sistemin içerisinde sadece rakip siyasi parti veya diğer bloktaki ve ittifaktaki partileri eleştirmek suretiyle bu işe çözüm getireceklerini düşünüyorlar. Ama sistem bu olduğu müddetçe, sömürü çarkı devam ettiği müddetçe kazanan sermayedar, kazanan daha doğrusu kapitalist para sahibi yani finans sektörü yani bankalar… Kaybeden ise risk alıp üretmeye çalışanlar, alın teri ve emek ortaya koyarak bir şeyler üretenler, dar gelirli vatandaşlar, çiftçiler, köylüler, ziraatla memleketin, insanın karnını doyurmaya çalışanlar…" diye konuştu.
Sistemin değişmesi gerektiğini vurgulayan Yapıcıoğlu, "HÜDA PAR olarak diyoruz ki sistemin işleyişi masaya yatırılmadan, buna bir neşter atılmadan bu kriz geçici bir süreliğine biraz daha devam edecek, belki hafifleyecek ama 3-5 yıl, 8-10 yıl sonra bir daha kendini tekrar edecek. Böylece her krizde yine dar gelirlinin cebinden çıkanlar büyük paralara sahip olan küresel sermayedarlara ya da Londra'daki küresel tefecilere akacak." değerlendirmesinde bulundu.
"Eğer aile çökerse gerçekten o zaman toplumun geleceği karanlıktır"
Aile kurumunun önemine işaret eden Yapıcıoğlu, "Memlekette eğer aile bağları çözülürse, eğer aile kurumu çökerse milleti ayakta tutmanın bir yolu kalmaz. Hangi kurumumuz çökerse çöksün onun yerine belki alternatif kurumlar getirebilirsiniz ama aile kurumunun yerini tutacak başka bir kurum yoktur. Eğer aile çökerse gerçekten o zaman toplumun geleceği karanlıktır." ifadelerini kullandı.
Artan uyuşturucu bağımlılığına değinen Yapıcıoğlu, kolluk kuvvetlerinden bazı yetkililerin dahi uyuşturucu satıcılığına karıştığına hatırlattı.
Yapıcıoğlu, "Bir memleket düşünün ki orada savcılardan birisi uyuşturucu işi yapabiliyor ve şebeke elemanı olarak polis memurlarını kullanıyor, bir başka yerde adliyede kendisine teslim edilen uyuşturucu maddeleri muhafaza altına almak ve yeri zamanı geldiğinde imha etmekle görevli olan kişi bunları tekrar piyasaya sürüyor ve gençlerimizi zehirliyor! Eğer buna çok ciddi bir tedbir alınmaz ciddi anlamda çözüm üretilmezse korkarım ki yakın bir gelecekte çok geç kalmış olacağız." dedi.
"Yabancı düşmanlığı memleket sathına benzin dökmektir"
Son zamanlarda yabancı düşmanlığının körüklenme çalışıldığına dikkat çeken Yapıcıoğlu, "Özellikle de güneyden ya da doğudan gelen yani Suriye'den Irak'tan ya da Afganistan'dan Türkiye'nin doğusunda memleketimize gelenler sanki istilacıymış gibi, sanki düşmanmış gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Bu körüklenen yabancı düşmanlığı adeta memleket sathına benzin dökmektir. Bunun hazırlıkları yapılıyor ve bu benzin her tarafa döküldükten sonra belki birileri zamanı geldiğinde, karar verdiğinde bir kibrit yakacak ve belki memleket yangın yerine dönecek. Allah muhafaza etsin. Bu tehlikeli oyunların mutlaka farkında olmak gerekir. Bu şekilde ötekileştirici, düşmanlaştırıcı söylem kullananlara karşı teyakkuzda olmamız gerekir." şeklinde konuştu.
Yapıcıoğlu, Sadece Türkiye'de değil bütün olarak bölgede, komşu ülkelerde de bir kaos planının şu anda adım adım yürürlüğe konduğuna işaret etti.
"Ülkeler arası sorunlar barışçıl yöntemlerle çözülmeli"
Yapıcıoğlu, "Kendi bölgemizde, coğrafyamızda ya da civarımızda, İslam coğrafyasının herhangi bir yerinde birbirlerine komşu olan insanlar, aralarındaki sorunları hem iç hem de ülkeler arası sorunları mutlaka kendi aralarında diyalogla, barışçıl yöntemlerle çözmek zorundadırlar. Eğer gerginliği artırıcı adımlara devam ederlerse sıcak çatışmalar bölgeye yayılırsa ya da iş emperyalistlere havale edilirse ya da Amerika veya Rusya ya da diğer küresel emperyalist güçler hakem olarak, bu işe çözüm bulsun; gelsin aramıza girsin, denilirse herkes bilmeli ki ne Batı emperyalizmi ne doğu emperyalizmi hiçbirimize dost değil ve hiçbiri buradaki halkların iyiliğini istemez." dedi.
"Seçime giremezsek faydalı olacağına inandığımız adaylara oy veririz"
Bir gazetecinin yerel veya genel seçimlerde nasıl bir tavır takınacaklarını sorması üzerine Yapıcıoğlu, "İnşallah kendi adaylarımızı çıkarıp kendi adaylarımızı destekleyeceğiz. Çıkaramazsak da diğer partilerdeki adayların durumuna bakacağız. Partim seçime giremeyecekse diğer adaylar arasında memleket için en faydalı olacağına inandığımız kimse ona destek veririz ya da tabanımızı serbest bırakırız." yanıtını verdi.
Yapıcıoğlu, bazı siyasilerin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni Türkiye'nin temel problemi olarak gördüğünü hatırlatması üzerine şöyle konuştu:
Sorun Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nden mi kaynaklanıyor? Biraz önce ben sistem dedim ama benim sistemden kastım kapitalist ekonomik sistem idi. Şimdi şu anda bir ekonomik kriz var sadece Türkiye ile ilgili değil, dışarıda bir sıkıntı var ama 2011'de de bir kriz daha yaşanmıştı. O zaman Türkiye'de parlamenter sistem vardı. 2001'de bir kriz daha yaşanmıştı. Ve o kriz bugünkü iktidarı iktidara getirmişti. O dönem hükümet olan partilerin tamamının baraj altında kalmasına yol açmıştı o kriz. İşte bu kapitalist ekonomik sistem kriz üretiyor düzenli aralıklarla. Bu anlaşılmadan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminden bir daha parlamenter sisteme dönsek, parlamenter sistemden sonra yarı başkanlık sistemini de getirsek, onu kaldırıp krallık da getirsek, onu da kaldırıp federasyon sistemi getirsek, her ne getirirsek getirelim kapitalist ekonomik modeli uyguladığınız müddetçe 8-10 yılda bir kriz yaşamaya devam edeceğiz.
Denizli'deki temaslarının ardından Yapıcıoğlu, Aydın iline geçti. (İLKHA)