CHP GRUBU ERZURUM’DA TOPLANDI… KILIÇDAROĞLU: “PARALARIN TAMAMINI SÖKE SÖKE ALACAĞIM… BEN BEŞLİ ÇETEYLE GÖRÜŞMEM MİLLETİMLE GÖRÜŞÜRÜM”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Erzurum’da yaptığı grup toplantısında; “Beşli çetelerin bir köprüsüne kaç lira garanti veriyorlar biliyor musunuz? Ben o paraların tamamını söke söke alacağım, siz meraklanmayın... Beşli çeteye aracı koyuyorlar ‘acaba Bay Kemal bizimle görüşür mü..’ Yemezler. Görüşmem. Ben milletimle görüşürüm, halkımla görüşürüm. Hiç kimse endişe etmesin. Bütün haksızlıkların önüne geçeceğim. Haksızlık yapanların burnundan fitil fitil getireceğim” dedi.
CHP TBMM Grubu, TBMM’nin 1 Ekim 2022’ye kadar tatilde olması sebebiyle milli mücadelenin kilit taşı Erzurum’da toplandı.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, konuşmasında bölgenin ekonomik sorunlarını da değerlendirdi. İktidarı sert sözlerle eleştiren Kılıçdaroğlu, “Hiç kimse endişe etmesin. Bütün haksızlıkların önüne geçeceğim. Haksızlık yapanların burnundan fitil fitil getireceğim” dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:
HEPİMİZİN AKLINA BİR KENT GELDİ. ERZURUM’DAN BAŞLAYALIM: TBMM tatile girdi. Ama ülkenin dertleri devam ediyor. Dertler; artarak devam ediyor, azalarak değil. Ve tarihin bize yüklediği bir sorumluluk var. Bu ülkenin kuruluşunda harcımız var. Bu ülkenin kuruluşunda; şehitlerin kanları var, gazilerimiz var, atalarımız var, babalarımız var. ‘Meclis tatile girdi, oturalım, Türkiye'nin sorunlarını seyredelim.’ Böyle bir düşüncemiz yok. O zaman karar aldık. Bir şey yapmamız lazım, bir yerden başlamamız lazım. Nereden başlayalım? Hepimizin aklına bir tek kent geldi; Erzurum'dan başlayalım. Erzurum tarihi şehir mi? Tarihi şehir. Kadım şehir mi? Kadim şehir. Dadaşların kenti. Bir dönem, ‘bölgenin Paris’i’ olarak adlandırılıyordu. Bu kadim şehrimiz Milli Kurtuluş Savaşı'nın odak noktası, başlangıç noktası mıydı? Evet, odak noktası, başlangıç noktasıydı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ilk başkanı olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Erzurum milletvekiliydi. Erzurum’un hem bizim tarihimizde hem CHP tarihinde özel bir yeri var.
İĞNEYİ ÖNCE KENDİMİZE BATIRACAĞIZ: Peki soru şu, madem bu kadar önemli, madem tarihsel açıdan bu kadar derinlikli olan bir kent, acaba neden CHP’ye sempati göstermedi? Neden bir tek milletvekili bile uzun süredir CHP’den çıkarmadı? Önemli bir soru. Bu sorunun cevabını siz değil, ben vereyim. Bu işin sorumlusu bu işin kabahati; Erzurumlularda değil, CHP’lilerde, yani bizlerde. İğneyi önce kendimize batıracağız. Gelmedik, sofranıza oturmadık, çayınızı kahvenizi içmedik. Ankara'da tumturaklı nutuklar attık. ‘Erzurumlu bize oy versin.’ Niye oy versin kardeşim? Yani otur derdini dinle. Bunları yapmadık. O nedenle Erzurum'a aynı zamanda Erzurumlular ile kucaklaşmaya ve helalleşme geldik. Bunu da bütün Erzurumluların bilmesini isterim.
YENİ BİR MÜCADELEYİ BAŞLATMAK ZORUNDAYIZ: ‘Cumhuriyet’in ilk kez dile getirildiği bir kentimiz. Bugün durumumuz pek parlak değil yani Türkiye'nin durumu pek parlak değil. Yeni bir mücadeleyi başlatmak zorundayız. Neden yeni bir mücadele? Bu da önemli bir soru. Çünkü koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti asla bir kişiye teslim edilmedi. Bir kişiye bir devletin teslim edilmesi o devlet için bir felakettir. Örnek. Çanakkale’nin her karışında binlerce şehidimizin, gazimizin; acısı, gözyaşı, kanı var değil mi? Çanakkale'yi, bu ülkenin vatandaşları geçilmez kıldılar. Milli irade oydu. Ama ne oldu? Sonra bir dönem değişti. Bir kişi çıktı dedi ki, ‘o gemileri serbest bırakın gelsinler.’ 1918. O mücadeleyi verdiğimiz, ‘Çanakkale geçilmez’ dediğimiz Çanakkale'den; o savaştığımız bütün gemiler, ve o gemilerin içindeki askerler, yani düşman askerleri, Çanakkaye’yi geçtiler, Dolmabahçe Sarayı'nın önünde demirlediler. Bir kişinin iradesi ve hani biz Çanakkale Savaşı vermiştik, hani Çanakkale geçilmezdi, hani gazilerimiz, şehitlerimiz vardı. Dönemin padişahı dedi ki, ‘bırakın Çanakkale Savaşını herkes gelsin’ ve geldiler ve Dolmabahçe önünde demirlediler. O zaman Yıldırım Orduları Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Haydarpaşa'ya indi, gemileri gördü ve şunu söyledi. ‘Geldikleri gibi gidecekler’ dedi. Erzurum'a geldi. Erzurum sıradan bir kongre değildir. Sakın ola böyle düşünmeyin. Erzurum Kongresi, milli iradenin ilk kez çok açık ve net bir şekilde telaffuz edildiği kongredir.
MİLLİ İRADENİN BİR KİŞİYE TESLİM EDİLDİĞİNİ GÖRÜYORUZ: Nutuk’ta, Gazi şöyle söyler: ‘Bir Milli iradenin ancak Anadolu’dan doğabileceğini belirttim. Milli iradeye dayanan bir millet meclisinin meydana getirilmesini ve gücünü milli iradeden alacak bir hükümetin kurulmasını kongre çalışmalarının ilk hedefi olarak gösterdim’ diyor. Ve devam ediyor: ‘Manda ve himayenin kabul edilmeyeceğini karar altına aldık.’ Manda ve himaye kabul edilemez. Biz hiçbir bayrağın altında, bizim bayrağımız dışında hiçbir bayrağın altında duramayız. Mandayı ve himaye kabul edemeyiz. Ve şunu söylüyor, Gazi Mustafa Kemal, ‘Kuvayi Milliye’yi tek kuvvet olarak tanımak ve milli iradeyi hâkim kılmak esastır.’ Şimdi milli iradenin bir kişiye teslim edildiğini görüyoruz. Ağır mücadeleler verdik milli irade için.
ÇÖZÜM ADRESİ NERESİ? TBMM. NİYE GELMİYORSUN O ZAMAN. GELMEDİLER. AMA GÜN OLACAK HEPSİ GELECEKLER: Parlamento toplandı, daha dün; olağanüstü toplantıya çağırdık. Sağlık çalışanlarının sorunlarını çözmek için. Bütün sağlık çalışanlarının dernekleriyle konuştuk, sağlıkta şiddeti nasıl engelleriz diye. Onların görüşlerini aldık. Grup Başkanvekillerimiz, parlamentoyu davet etti. ‘Gelin sorunu çözelim.’ Neden? Sorunların çözüm adresi TBMM. Sakın unutmayın. O sıradan bir Meclis değildir. Milli Kurtuluş savaşını yöneten bir meclistir. Gelmediler katılmadılar. Niye gelmiyorsunuz? Sorun var, çözülmesi gerekiyor mu? Çözülmesi gerekiyor. Çözüm adresi neresi? TBMM. Niye gelmiyorsun, o zaman? Gelmediler. Ama gün olacak, hepsi gelecekler. Gün olacak bu Meclis’in önündeki bayrak, hakimiyetin kayıtsız şartsız millette olduğunu çok güçlü bir şekilde seslendirecek. Bunu Millet İttifakı olarak yapacağız.
BÜTÜN KOMŞULARIMIZLA NİYE KAVGA EDİYORUZ: Her kesimin sorunları var. Bir sorunlar yumağı ile karşı karşıyayız. Evde sorun var. Baba işsiz. Kız-oğlan üniversiteyi bitirmiş işsiz. Askerden gelmiş işsiz. Baba ile oğul birbirinin yüzüne bakamıyor. Birisi diğerinden harçlık isteyemiyor. Ev kiralarını ödemekte zorlanıyorlar. Pazara, alışverişe çıkan kadın fiyatları görünce şaşırıyor. Bu sorunları aşmak zorundayız. Bu bizim aile olarak, birey olarak yaşadığımız sorunlar. Bir de Türkiye olarak yaşadığımız sorunlar var. Bütün komşularımızla kavgalıyız. Niye kavgalıyız? Ömrü savaş meydanlarında geçen bir kişi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk barışın ne kadar değerli olduğunu görmüş. Bütün hayatı savaş meydanlarında geçmiş. Kan görmüş, acı görmüş. ‘Barıştan daha değerli bir şey yoktur’ demiş. Bütün komşularımıza niye kavga ediyoruz? Hangi gerekçeyle?
DAVULLA ZURNAYLA GÖNDERECEĞİZ: Erzurumlu kardeşlerim unutmayın. Suriye'ye gireceklerdi değil mi? Suriye’de namaz kalacaklardı değil mi? Ne oldu? Onlar Suriye'ye gitmeden, 3 milyon 600 bin Suriyeli geldi, resmi rakam. Sayısını kimse bilmiyor. Niçin kardeşim? Neden oldu bu? Erzurumlu kardeşim bunu sorgulayacak. Bugün sokakta esnaf gezisi yaparken ‘Suriyelileri gönderecek misiniz’ dedi. Hiç kimse endişe etmesin hiç kimse. Hiç kimseyi ırkçılık yapmadan, kimsenin onuruyla oynamadan, onları kendi ülkelerine Allah nasip ederse, sizlerin takdiriyle davul zurnayla göndereceğiz. Davulla zurnayla göndereceğiz.
BİRİLERİNİN DEYİMİYLE BAY KEMAL: PTT diye bir kurumumuz var. 14 bin taşeron çalışanı var. Taşeron işçileri örgütledim. İlk örgütlenmeyi Erzurum’da yaptım. Sonra diğer illerde yaptım. Sonra hepsini İstanbul’da topladım. ‘Sizin sözcünüz ben olacağım’ dedim. ‘Sizin hakkınızı, hukukunuzu ben savunacağım’ dedim. Sonunda kadrolarını verdiler. 14 bin taşeron işçisi var. Sözleşme yapıyorlar. Geçen sene yüzde 40 veriyorlardı, şimdi yüzde 15 diyorlar. Akıl var, mantık var. Herhalde bu teklifi yapan 5-6 yerden maaş alan bir kişi. 14 bin, PTT’de çalışan taşeron işçiye sesleniyorum. Meraklanmayın. Bu kardeşiniz, yani birilerinin deyimiyle bu ‘Bay Kemal’, sizin hakkınızı teslim edeceğim. Hiç endişe etmeyin. Modern köleliğe son vereceğiz, onların hakkını hukukunu teslim edeceğiz.
ERZURUM, KİŞİ BAŞINA GELİRDE SÜREKLİ KAN KAYBEDİYOR: Bakın, Erzurumlu kardeşlerim. 30 Eylül 2017. Devleti yöneten kişi televizyonda konuşuyor diyor ki ‘Erzurum neden ülkemizin ilk 10 şehrine girmez’ diyor. Güzel bir laf değil mi? Doğunun Paris'i olarak biliniyordu. Rahmetli babam Patnos'ta görev yaparken, ben üniversiteye giderken; gelir önce Erzurum'da bir gece yatardık. Sonra buradan trenle veya otobüsle Ankara'ya giderdim. Erzurum bütün doğunun özlemle görmek istediği bir kentti. Mağazaları bütün doğuda güneydoğuda konuşulurdu. Erzurum'un misafirperverliğini hepimiz biliriz. Tarımın hayvancılığın başkenti olarak bilinirdi. 20 yıldır yönetiyorsun, 62. sırada.
ERZURUM, KİŞİ BAŞINA GELİRDE SÜREKLİ KAN KAYBEDİYOR: İş adamları buralarda büyüyemiyorlar, gelişemiyorlar. Burada altyapı yetersizliği. İnterneti olmayan binlerce çocuk var. Erzurum, kişi başına gelirde sürekli kan kaybediyor. Sürekli gelir düşüyor, sürekli. Bakın bu konuda da vereyim. 2018’de 5.655 dolardan 5.176 dolara düşmüş durumda. Kan kaybediyor Erzurum. 19 yılda yüzde 64 daraldı, Erzurum, tarla alanı söylüyorum. 668 bin tondan 308 bin tona düştü tarlalardan elde edilenden, yüzde 28 azalma görüyoruz. Son bir yılda kredi borcu yaklaşık 7.4 milyar arttı. Yaklaşık 19 milyardan 26 milyara çıktı. Vatandaş kredi ile geçiniyor, başka çaresi yok. Gelir düzeyi düşük, ciddi bir yoksulluk var. Sağlık, sosyal güvenlik primlerinin ödemiyorlar. Her dört gençten birisi de işsiz.
TÜRKİYE, ŞEKER İTHAL ETMEK ZORUNDA KALDI: Şeker fabrikanız vardı. Özelleştirildi. Önce söz verdiler dediler ki ‘hiçbir işçinin işine son verilmeyecek’ sonra o işçilerin işine son verdiler. Şu anda çok dar bir kadro şeker fabrikasında çalışıyor. 34 yıl sonra Türkiye, şeker ithal etmek zorunda kaldı. Bu fabrikalar buradayken, şeker pancarı ekilirken, işçiler çalışırken; neden bu hale getirdiniz? Neden oradaki işçilerin işine son verdiniz?
ÇİFTÇİLERİN KREDİLERİN FAİZLERİNİ İLK BİR HAFTADA SIFIRLAYACAĞIZ: Allah nasip eder iktidara geldiğimizde, göreceksiniz. Çiftçilerin, tarım kredi kooperatiflerinden veya bankalardan çektikleri kredilerin faizlerini ilk bir haftada sıfırlayacağız. Yok kardeşim. Onlar tarımın önemini bilmezler. Biz biliriz. Onlar tarımın stratejik sektör olduğunu bilmezler. Biz biliriz. Neden? Çünkü araban olmayabilir, mobilyan olmayabilir, buzdolabın olmayabilir ama sen eşin çoluğun çocuğun günde iki sefer ekmek yemek zorundasın.
TÜRKİYE'DE TOPRAK MI YOK, ÇİFTÇİ Mİ YOK: Canlı hayvandan ete kadar dışarıdan getiriyorlar. Buğdaydan arpaya kadar dışarıdan getiriyorlar. Yulaftan mısıra kadar dışarıdan getiriyorlar. Türkiye'de toprak mı yok, çiftçi mi yok, üreten mi yok? Hepsi var. Dışarıdan getiriyorlar, komisyonu alıyorlar, ceplerini dolduruyorlar. O ceplerin tamamını dikeceğim. Bu milletin alın terini; çiftçinin, emekçinin alın terini birilerine sömürtmeyeceğim. Herkesin hakkını hukukunu teslim edeceğiz. Kim üretiyorsa, kim alın teri döküyorsa, oy versin veya vermesin; Bay Kemal’in başının üstünde yeri vardır.
ÇİFTÇİNİN BU AK PARTİ HÜKÜMETLERİNDEN 273 MİLYAR LİRA ALACAĞI VAR: Hiçbir çiftçi zarar etmeyecek. Geçmişte hatırlarsınız değil mi? Toprak Mahsulleri Ofisi’nin üstüne yazardı, ‘ofis çiftçinin kara gün dostudur.’ Şimdi nerede onlar? Yine öyle yapacağız. O ofisler çiftçinin kara gün dostu olacak. Hiçbir çiftçi eksikliğinden ötürü zarar görmeyecek. 21. maddesi var Tarım Kanunu’nun, diyor ki, ‘her yıl milli gelirinin yüzde 1’i oranında çiftçiye destek.’ Hiç verilmedi, doğru dürüst verilmedi. Çiftçinin bu AK Parti hükümetlerinden 273 milyar lira alacağı var.
HER KÖYDE VETERİNER, ZİRAAT MÜHENDİSİ, TEKNİSYEN OLACAK: Ben biliyorum beşi çeteleri, hiç meraktan mı onu da halledeceğim. Çiftçinin üretim araçları ve hayvanları asla haczedilemeyecek, kanun çıkaracağız. Ne demek? Traktörü haczedilir mi? Çiftçi tarlayı nasıl sürecek? Çiftçiye traktörde kullanmak üzere ‘kırmızı mazot’ vereceğiz. ÖTV ve KDV olmayacak. Mazot pahalı olabilir sen arabanı kullanmazsın, belediye otobüsüne binersin veya taksiye binersin veya yürüyerek gidersin. Traktörü ne yapacağız? Tarlayı sürmesi lazım. Çiftçinin ucuz kredi artı mazot alması lazım ve ona düşük bedelle mazotu vereceğiz. Yine köylerde kırsalda nasıl öğretmen varsa; nasıl köyün imamı varsa ziraat mühendisi de olacak, veterineri de olacak, ziraat teknisyeni de olacak. Bunların tamamı kamu görevlisi olacak ve size hizmet edecek.
BU BÖLGENİN ÖZEL EKONOMİ BÖLGESİ OLARAK İLAN EDİLMESİ LAZIM: Erzurum için ne yapacağız? Bu bölge için ne yapacağız? Havza bazlı planlama yapmamız lazım. Erzurum coğrafi olarak da tarihi olarak da çok önemli bir yerde. Toprak büyüklüğü açısından Türkiye'de dokuzuncu büyük il. Dolayısıyla bu bölgenin özel ekonomi bölgesi olarak ilan edilmesi lazım. Ortak projeler ve ortak hedeflere kilitlenmesi lazım. Erzurum dışında Kars, Iğdır, Ağrı, Tunceli, Bitlis, Van, Muş ve Bingöl’ün bu bölgede havza bazlı tarım ve hayvancılığın merkezi olması lazım. Bu bölge, özel yatırım alanlarıyla özel yatırım alanlarıyla teşvik edilmesi lazım. Küçük ve büyükbaş hayvan ücretsiz olarak dağıtılacak her yıl. Tarım ve hayvancılığın gelişmesi için et işleme tesisleri, deri işleme tesisleri, yem fabrikaları, tarım aletleri, tarımsal ürün paketleme tesisleri, tarım ilaçları, karbon sıvı gübre ve tekstil üretimi de bu bölgede olacak. Bu dediğim 9 ilde bunların tamamı olacak ve merkezi de.
30 MİLYAR DOLARLIK BİR MERKEZ OLACAK BURASI: Tarım ve Hayvancılık Uluslararası Borsası, Erzurum’da kurulacak. Bizim projemiz 750 bin kişiye istihdam alanı sağlayacak. Hedef, 30 milyar dolarlık Orta Doğu et borsasının ana merkezi olmak. 30 milyar dolarlık bir merkez olacak burası. Büyüyeceksek hep beraber büyüyeceğiz. Erzurum da büyüyecek. Kars da büyüyecek, Van da büyüyecek. 85 milyonun hakkını hukukunu koruyacağız. Her yerin ekonomik durumuna göre coğrafi koşullarına göre öngörülen yatırımları yapacaksınız.
BEN O PARALARI SÖKE SÖKE ALACAĞIM: Bu söylediğim, beş yıl içinde 1 milyar dolarlık yatırım demektir. Bu bölgeye yapılacak 1 milyar dolarlık yatırım demektir. Diyeceksiniz ki ‘1 milyar doları nereden bulacağız?’ Türkiye Cumhuriyeti Devleti için 1 milyar dolarlık para, çok büyük bir para değil. Beşli çetelerin bir köprüsüne kaç lira garanti veriyorlar biliyor musunuz? 35 milyar dolar, bir köprüye. Ben o paraların tamamını söke söke alacağım siz meraklanmayın. Öyle Londra'daki mahkemelere gidecekler. Orada davalar görülecek. Ya mahkemeyi ister Londra'ya götürür ister Papua Yeni Gine'ye götür ister Kongo'ya götür, ister Japonya'ya götür. Ben o paraları söke söke alacağım sizden bu milletin hakkını hukukunu alacağım.
BEŞLİ ÇETEYLE GÖRÜŞMEM: Sizin meşhur bir barajınız vardı. Alvar Barajı. 13-14 senedir, ‘Yapacağız, yapacağız.’ Yapamadılar, yapamazlar. Bunlar beşli çeteye hizmet ediyorlar. Bu kardeşiniz ise halka hizmet edecek, beşli çeteye değil. Beşli çeteye aracı koyuyorlar ‘acaba Bay Kemal bizim ile görüşür mü?’ Yemezler. Görüşmem ben milletimle görüşürüz, halkımla görüşürüm.
TEFECİLERE HİZMET EDİYORLAR: Bütçenin altı ayı, yani şimdiki bütçenin ilk altı ayından rakamlar. Tarımsal destekler için verdikleri para 21 milyar 300 milyon lira. Esnaf ve çiftçilere kredi desteği de 8 milyar 200 milyon lira. Toplam, 29 milyar 500 milyon lira. Tefecilere ne vermişler? 134 milyar 600 milyon lira. Diyor ya ‘ben faize karşıyım.’ Faize karşı değil, bakmayın siz öyle. Faize karşı değilim, faizcilere hizmet eden bir siyasal iktidar var. Desinler ki çıksın ‘Bay Kemal doğruyu söylemiyor, Bay Kemal 134 milyar dedi bu rakam yanlıştır.’ 134 milyar değil, şu kadar liradır desin. Diyebilir mi? Diyemez efendim diyemez. Kime hizmet ediyorsun sen? Çiftçiye mi, esnafa mı, emekliye mi, apartman görevlisinin işçiye mi işsize mi? Tefecilere hizmet ediyorlar.
Allah'tan korkan adam bunu yapmaz, fakiri fukarayı düşünür. Allah'tan korkan adan, işsizi düşünür. 21. yüzyıl Türkiye'sinde çocuk yatağa aç girer mi? Anne işsiz, baba işsiz, çocuk işsiz, evlat işsiz böyle bir tablo olur mu ya? Öğrenci internete ulaşamıyor. İnternet nedir Allah aşkına? Eğitim sistemi iflas etmiş zaten.
BU BAY KEMAL KARDEŞİNİZ FİTİL FİTİL GETİRECEK: Hiç kimse endişe etmesin. Bütün haksızlıkların önüne geçeceğim. Hiç endişe etmeyin. Haksızlık yapanların burnundan fitil fitil getireceğim. Bu Bay Kemal kardeşiniz fitil fitil getirecek. Hiç endişe etmeyin.
HAK, HUKUK, ADALET İSTİYORSANIZ BİZE KATILACAKSINIZ: Bunları yapmamı istiyor musunuz? O zaman bu memlekette, adliyede, gelir dağılımında; hak, hukuk, adalet istiyorsanız bize katılacaksınız. Hiç bu işin lafı yok. Bize katılacaksınız. Hayvan yemini bile ithal eden, canlı hayvanı eti bile ithal eden bir iktidardan kurtulmak istiyoruz, kendimiz üretelim, kendi hayvanınızı kendimiz üretelim, kendi toprağımızı, kendimizi işleyelim alın terimizle kazanalım diyorsanız; bize katılacaksınız. Çiftçilerin, esnafın tarım kredi kooperatifinden veya bankalardan aldıkları kredilerin faizleri silinsin diyorsanız, bize katılacaksınız. Yapacağız biz bunu. Beşli çetelere, devletin geliri peşkeş çekildi. Beşli çetelerin dönemi bitsin, memlekette hak hukuk olsun, hiçbir çocuk yatağa aç girmesin diyorsanız bize katılacaksınız. Bu işin şakası yok.
128 milyar doları götürdüler. 128 milyar dolar nereye gitti ey Bay Kemal hortumlayanlardan hesap sor diyorsanız, bize katılacaksınız. Emeklilikte yaşa takılanlar, bu sorun çözülsün diyorsanız bize katılacaksınız. Ataması yapılmayan öğretmenler, ataması yapılmayan sağlıkçılar; atamalarınızın hak ve hukuk içinde yapılmasını istiyorsanız bize katılacaksınız. Askeri öğrenciler hapishanelerde sürüm sürüm sürünüyor, haksızlık diz boyu ama uyuşturucu baronuysanız dışarıdasınız... Adaleti sağlamak istiyorsanız ve uyuşturucu belasından bu ülke kurtulsun istiyorsanız bize katılacaksınız. Emeklilere öyle 1100 lira değil, uyduruk para değil; birer maaş ikramiye ödensin diyorsanız, bize katılacaksınız.
HERKESİN YAŞAM TARZINA SAYGILIYIM: Herkesin inancına, yaşam tarzına, kimliğine. Eğer bir sorun varsa, bir çocuk yatağa aç giriyorsa, o gece gözüme uyku girmemeli devleti yönetiyorsam. Bunu yapacağız. Hiçkimse unutmasın, geliyor gelmekte olan.”