35 kez şikayet ettiği saplantılı Selim Tekin tarafından katledilen 16 yaşındaki Beyza Doğan'ın ardından eleştiriler devam ediyor
İstanbul Bahçelievler’de 28 yaşındaki Selim Tekin, saplantılı şekilde takip ettiği 16 yaşındaki Beyza Doğan’ın evine zorla girdi. Beyza Doğan’ı banyoya götürüp ensesinden vurarak ağır cani, ardından aynı silahla intihar girişiminde bulundu.
Hastanede iki gün boyunca yaşam mücadelesi veren fakat bu savaşı kaybeden Beyza Doğan’ın cenazesi, memleketi Şanlıurfa’ya gönderildi. Beyza’nın koruma kararı olmasına karşın öldürülmesi ve failin 35 kez şikâyet edilmesine karşın cezasız kalması öfkeye yol açtı. Kadın örgütleri de olaya tepki göstererek, “Önleyici politikalardan vazgeçmenin bedelini ödüyoruz” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet konuya ilişkin, Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği üyesi Avukat Nilda Baltalı, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim ve Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü ile konuştu.
KAÇ ŞİKAYET ARDINDAN TAKİPSİZLİK KARARI VERİLDİ?
Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği üyesi avukat Nilda Baltalı, “Beyza’nın ve ailesinin yaptıkları şikâyetler sonucunda kaçında takipsizlik verilmiş, kaçında gereken önlemler alınmış bunların kamuoyuyla paylaşılması gerekmektedir. Beyza’nın ölümünde geniş bir kalabalığın izi bulunuyor. Tüm sorumlulardan hesap sorulmasını sağlamak gerekir” dedi. Çocuk haklarına değinen avukat Baltalı, “Çocuk Hakları Sözleşmesi değil, Çocukların Cinsel Sömürü ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi, kısaca Lanzarote Sözleşmesi’nin de tıpkı İstanbul Sözleşmesi gibi feshedilmesi gerektiğini düşünen bazı gerici insanlar bile var. Çocuk yaşta evliliği yasallaştırmaya uğraşan bir siyasi iktidar tarafından yönetiliyoruz” ifadelerini kullandı.
Baltalı sözlerine şu şekilde devam etti:
"Reddettiği bir erkek, ayrılması istediği koca veya sevgili tarafından, yalnızca gösterdikleri direnç nedeniyle kadınlar ve çocuklar öldürülüyor. Kadınların öldürülmemeleri için yalnızca yasalar, sözleşmeler yetmez uygulanmaları gerekir. Hak mücadelesi sürdükçe dünyamızın şiddetten arınabileceğini biliyoruz."
35 KEZ ŞİKAYET ETTİ
Kamu görevlilerinin ihmaliyle karşı karşıyayız diyen Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim, “Beyza kardeşimizin babası 35 kez şikâyet ettiğini söylüyor. Öldürülen kadınların çok sayıda şikâyetleri vardı, koruma ve uzaklaştırma kararları vardı. Fakat bunların etkili uygulanmadığını ya da ivedilikle bir işleme dönüşmediğini görüyoruz. Tutuklansa iki gün içinde serbest bırakıldığını görüyoruz. Ciddi bir cezasızlık ve ihmallerle karşı karşıyayız. İhmal serisinin artmasına neden olan da İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeden kaynaklanıyor” dedi. Ataselim, “Rahatsız olunacak şey 35 kere şikâyet edilmesine rağmen Beyza Doğan’ın öldürülmüş olmasıdır. Ezgi Zerkin’in defalarca şikâyetçi olmasına rağmen etkin bir şekilde korunmamış olmasından rahatsız olunmalıdır. Kadına yönelik şiddete sıfır toleransın sözde ve lafta kaldığını biliyoruz” dedi.
"KOLLUK GÖREVİNİ YAPMAMIŞ"
Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü ise “Önleyici politikalardan vazgeçmenin bedelini ödüyoruz. 35 kez dilekçe vermiş olmasına karşın kolluk güçleri görev yapmamış. Kolluk bugünün teknolojisi içinde toplu iğne başı kadar deliği görebilecek mobese kameralarına sahip. Hayatımınızın her alanını görebiliyorlar. Ancak bir kadının cinayete kurban gideceğini anlamıyorlar” ifadelerini kullandı.
Güllü sözlerini şu şekilde noktaladı: 18 yaşındaki bireyin korunmasından devlet sorumludur. Devlet koruduğu vatandaşının ölümüne göz yummuştur. İstanbul Sözleşmesi kaldırılsın yerine 6284 var diyorlar. 6284 olay olduktan sonra geçen hukuki kanun. Oysa ki İstanbul Sözleşmesi önleyici politikadır.