Prof. Dr. Parin: Van, uluslararası göçün önemli bir merkezi haline geldi

Prof. Dr. Parin: Van, uluslararası göçün önemli bir merkezi haline geldi
Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Suvat Parin, 2011 yılı itibariyle başlayan Suriye savaşından sonra Türkiye'nin yoğun bir uluslararası göçe ev sahipliği yaptığını söyledi....

İLKHA'ya değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Parin, Van'ın düzensiz göçmenlerin önemli merkezlerinden biri olduğunu belirterek göç yolculuğunda yaşanan ölümlerin sadece Türkiye'nin değil tüm dünyanın başlıca sorunlardan biri olduğuna dikkat çekti.

Türkiye'nin doğuya açılan kapısı konumundaki Van'dan giriş yapan düzensiz göçmenlerin bazıları çıktıkları yolculukta maalesef hayatlarını kaybediyor. Sınırdan geçerken donan, gölde boğulan ya da kazalarda ölen göçmenlerin dramları her gün basına yansıyor.

Türkiye, Orta Doğu, Güney Asya ve Doğu Afrika ülkelerinden gelip Avrupa'ya gitmek isteyen düzensiz göçmenler için kavşak noktası özelliği taşıyor. İran'a 295 kilometre sınırı olan Van da bu geçiş güzergahında bulunuyor.

Ülkelerini çeşitli nedenlerden dolayı terk etmek zorunda kalıp çeşitli yollarla Türkiye'ye giriş yapan düzensiz göçmenler, çıktıkları umut yolculuğunda çoğu zaman göçmen kaçakçıları tarafından yarı yolda bırakılıyor. Bazıları bu yolculukta donarak, bazıları teknelerinin batmasıyla boğularak, bazıları ise trafik kazalarında hayatlarını kaybediyor.

Ölen göçmenlerin otopsi işlemlerinin ardından DNA örnekleri alınıyor, fotoğrafları çekiliyor ve cenazeleri yasal süre olan 15 günün ardından yakınları bulunamazsa Tuşba ilçesindeki, bir bölümü "Kimsesizler Mezarlığı" olarak geçen Seyrantepe Mezarlığı'na defnediliyor.

Mezar taşlarında ise isim yerine numara, bazılarında hangi ülkeden oldukları ve öldükleri yer yazılıyor. 2017'de kurulan 'Kimsesizler Mezarlığı'nda şu an 250'den fazla göçmen mezarı bulunuyor.

"Van önemli bir göç merkezidir"

Van'ın düzensiz göçmenlerin önemli geçiş noktalarından biri olduğunu belirten Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Suvat Parin, 2011 yılından sonra Türkiye'nin yoğun bir uluslararası göçe ev sahipliği yaptığını söyledi.

Özellikle İran tarafından gelen ve Van'ı bir geçiş noktası olarak kullanan büyük bir göç dalgasına sürekli tanıklık edildiğini belirten Prof. Dr. Parin, "2011 yılından sonra her ne kadar dikkatler Suriye göçüne çevrilse de Van'ın uluslararası göç anlamında önemli bir merkez olduğunu söyleyebiliriz. Afganistan kaynaklı göçler üzerinden olaya bakacak olursak, nerdeyse göçmen üreten bir bölge konumundadır. Uluslararası göç bağlamında yola çıkan göçmenlerin büyük hedefleri var. Kendi bulundukları ülkelerin yaşam koşullarından daha iyi koşulları elde etmek amacıyla yola çıkıyorlar." dedi.

"Göçmenler umut yolculuğunda her şeyi göze alıyorlar"

Düzensiz göçmenlerin umut yolculuğuna çıkarken nerdeyse bütün riskleri göz önünde bulundurduklarını dile getiren Parin, "Donarak ölmeden tutun güvenlik güçlerinin 'dur' ihtarına uymadığı gerekçesiyle hayatını kaybedenlere kadar, daha sonra ulaştıkları yerlerde araçlarda geçirdikleri kazalar, iç sularda tekne batmaları gibi birçok engelle karşılaşıyorlar. Oradan çıktıkları, bağlantı kurabilecekleri bir telefon kartları, fakat bu da kaybolduktan sonra aileleriyle iletişimin çok zor olduğu bir süreç yaşıyorlar. Sadece Türkiye'de değil, dünya genelinde göçmen ölümleri gerçekten çok önemli bir mesele olarak karşımızda duruyor." diye konuştu.

"Van'da bir göçmen mezarlığı var ve burada 250'den fazla mezar var"

Halk arasında ve kamuoyunda "Kimsesizler Mezarlığı" olarak isimlendirilen mezarlığın, "Göçmen Mezarlığı" şeklinde tabir edilmesinin daha doğru olacağını ifade eden Parin, şunları söyledi:

"Van'da bir göçmen mezarlığı var. Bu göçmen mezarlığında 250'nin üzerinde mezar var. Farklı tarihlerde, farklı şekillerde hayatlarını kaybetmiş göçmen insanlara ait bir mezarlık niteliği taşıyor. Mezar taşlarında düzenli olmayan yazılar var. Kimisinin öldüğü yer, kimisinin öldüğü tarih, kimisinin uyruğuna ilişkin bir takım bilgiler yer alıyor. Fakat çok düzenli olduğu söylenemez. Bizim kültürümüzde mezarlık önemlidir. Sosyolojik açıdan insanların, ölen insanları ziyaret etmek amacıyla kullandıkları mekanlardır. Aynı zamanda şehirler açısından bir bellektir, arşivdir. Bu yönüyle bakıldıklarında bu mezarlıkların daha düzenli, daha okunaklı bir hale getirilmesi gerekiyor. Burada yatan insanların bazen yakın akrabaları gelip ilgili prosedürleri yerine getirdikten sonra yakınlarını alarak kendi ülkelerine götürebilmektedir." (İLKHA)