BAKAN SOYLU: İSTANBUL'DAKİ TOPLANMA ALANLARININ ALTYAPISININ DÖRT DÖRTLÜK OLABİLMESİ İÇİN KENDİMİZE BUGÜNDEN İTİBAREN 1 YIL SÜREÇ KOYDUK
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "İstanbul'daki bütün toplanma alanlarının bütün ihtiyaçlarının, altyapısının dört dörtlük olabilmesi için kendimize bugünden itibaren bir yıl süreç koyduk" dedi.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ile Almanya Yerbilimleri Enstitüsü'nün (GFZ) ortaklaşa düzenlediği "Marmara Bölgesi'nde Sismotektonik Araştırmalar Konusunda Türk-Alman Ortak Sempozyumu" bugün İstanbul'da yapıldı. Sempozyuma, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, AFAD Başkanı Yunus Sezer, GFZ Yönetim Kurulu Bilimsel Araştırmalar Başkanı Prof. Dr. Susanne Buiter katıldı.
İçişleri Bakanı Soylu, sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, 17 Ağustos 1999 depremine değinerek, o süreçte yaşanan ceset torbası sıkıntısının hâlâ akıldan çıkmadığını söyledi. Bakan Soylu, 7,5 büyüklüğündeki muhtemel bir depreme hazırlık bakımından İstanbul'daki bütün toplanma alanlarının tüm ihtiyaçlarının ve altyapısının dört dörtlük olabilmesi için bugünden itibaren kendilerine bir yıl süreç koyduklarını söyledi. Soylu, şöyle konuştu:
"'SESİMİ DUYAN VAR MI' CÜMLESİ TÜRKİYE VE HATTA DÜNYA İÇİN BIR TRAVMADIR: Bir gerçektir ki 'Sesimi duyan var mı' cümlesi, Türkiye ve hatta dünya için bir travmadır. Rakamlara göre 23 yıl önce bugün 18 bin 373 vatandaşımız, maalesef bu sese karşılık veremedi. Fiziki kapasite anlamında da çok büyük adımlarımız oldu. Ben, 17 Ağustos depreminde İstanbul'daydım. Allah kimseyi böyle bir imtihanla, sınamayla karşı karşıya bırakmasın. Bütün İstanbul, 17 Ağustos depremini büyük bir korkuyla yaşadı. Sadece İstanbul değil Marmara. O gün yine siyasetin içindeydim. Yaklaşık 23 yıl evvel, İstanbul İl Başkanı’ydım. O sarsıntıyı, özellikle balkonlardaki demirlerin nasıl 'S' çizdiğini, sanki yeri delen hiltinin ürkütücü ve korkutucu sesini hâlâ kulaklarımda hissediyorum. O dönem birlikte çalıştığımız, bir dönem de başbakanlık yapan Tansu Çiller ile birlikte Yalova'ya geçtik. Yine önceki dönem başbakanlarımızdan Binali Bey’e rica ettik. Herkes Yalova'ya geçerken biz de İDO'yla karşıya geçtik. Bunu anlatmak nasıl mümkün olabilir bilmiyorum ama, binlerce ceset yerlerdeydi. Biraz önce söylediğim o arama sesi, 'Sesimizi duyan var mı' sesi, sadece arama kurtarma ekipleri tarafından değil herkes tarafından, neredeyse yukarıdan aşağı çökmüş, kağıt gibi olmuş binaların altına bir umut olarak çağırılıyordu.
CESET TORBASI KONUSUNDA SIKINTI ÇEKİLEN BİR TABLO VARDI: Ceset torbası konusunda sıkıntı çekilen bir tablo vardı. Kimsenin unutmasını istemiyorum. Bunların tabii her biri bizim için büyük bir tecrübeydi. İran'da bir sel baskını oldu. Bizim, yardım etme konusunda bir anlayışımız oldu. Cumhurbaşkanımızı aradık, talimatlarını aldık. Gece saat 12'ydi. İki uçak; sağlık, arama kurtarma ve bir selde en çok ihtiyaç duyulan yüksek kapasiteli su pompaları, birçok sağlık ekipmanı, arama-kurtarma ekipmanı, çadır ve birçok kapasiteyle beraber Esenboğa Havalimanı'nda hazırdık. Yani kendi illerimizde bir durumla nasıl karşı karşıya kalıyorsak etrafımızdaki coğrafya ve dünyaya yönelik de böyle bir kapasite oluşturduğumuzu burada büyük bir gururla ifade etmek istiyorum.
TÜRKİYE DÜNYANIN EN ÇOK YARDIM YAPAN ÜLKESİDİR: Türkiye, son dört yıldır dünyanın en çok yardımı yapan uluslararası ülkedir, aynı zamanda yapabilen ülkesidir. Biz, Afganistan'da bugün varız. Rejim değişmiş, şöyle olmuş böyle olmuş; oradakilerin insan olduğunu unutmamak lazım. Derdimiz, onların nasıl kış geçirebileceğini düşünmektir. Biz, Lübnan'da varız; Yemen, Filistin, Arakan'da, Bangladeş'te varız.
KENDİMİZE BUGÜNDEN İTİBAREN 1 YIL SÜREÇ KOYDUK: Çok iyi hatırlıyorum; 2018'in ortalarında AFAD, İçişleri Bakanlığı'na devredildi. İstanbul'un en büyük problemlerinden bir tanesi toplanma alanlarıydı. Nasıl bir adım ortaya koyacağız ve burada söylemek isterim. İstanbul'da kişi başına 1,12 metrekareydi, şu anda 3,37 metrekare ve toplam sayı İstanbul'da bin 864'tü, şu anda 5 bin 633 toplanma alanına çıktık. Şimdi yepyeni bir süreç ortaya koyduk. İstanbul başta olmak üzere tamamlayacağız. İstanbul'daki bütün toplanma alanlarının, cep telefonları, lavabo, bütün bunların altyapısının dört dörtlük olabilmesi için kendimize bugünden itibaren bir yıl süreç koyduk. Bu bir yıllık süreç içinde, 5 bin 633 toplanma alanının, bizim için 7,5 deprem ile ilgili oradaki ihtiyaçlarımızı karşılayacak barınma alanlarının sevkinde bizi akamete uğratmayacak bir süreci inşallah tamamlamış olacağız."