Aileler, bağımlı kişiye endişelerini suçlayıcı olmadan dile getirmeli
Bağımlılık yapan zararlı maddeler, yaşadığımız çağın en önemli halkı sağlığı problemlerinin başında geliyor.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de bağımlıların sayısı her geçen gün artıyor. Ailelerin en büyük korkularından birisi de madde bağımlılığı. Madde kullanımının küçük çocuklara kadar inmesi tehlikenin geldiği boyutu gözler önüne seriyor.
Uzmanlar bağımlının tedavisinde aileye de önemli sorumluluklar düştüğünü belirtiyor.
"Bağımlılık; kişinin kendisine zarar vermesine rağmen sürekli olarak devam ettirmesiyle ortaya çıkan bir hastalık halidir"
Bağımlılığın türleri hakkında İLKHA muhabirine konuşan Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alptekin Çetin, "Bağımlılık dediğimiz hastalık; kişinin herhangi bir maddi, sosyal ya da dijital bağımlılık durumunu kendisine zarar vermesine rağmen sürekli olarak devam ettirmesiyle ortaya çıkan bir hastalık halidir. Bağımlılık; genellikle toplumda iradesizlik, ayıp ve günah gibi değerlendirilse de aslında iradesizlikle alakası yoktur zaman içerisinde ortaya çıkan bir beyin hastalığıdır. Pek çok farklı hastalık türü bunun içinde olabilir; bunlar maddeler, davranış bağımlılığı dediğimiz kumar bağımlılığı ve son dönemlerde kumarla alakalı olan kripto para bağımlılığıdır. Günümüzde bağımlılık hastalığı ile ilgili en çok gördüğümüz sorunlar bunlardır." dedi.
Tedavi sürecinde ailenin yapması gerekenler nelerdir?
Doç. Dr. Alptekin Çetin
Hastalığın nasıl devam ettiği, tedavi sürecinde neler yapılabilirliği, ailenin bu kişilere karşı tepkilerinin ne olduğu, tedaviye uygun olup olmadığı ve nasıl bir değişiklik yapılması gerektiği konuları üzerinde duran Çetin, şunları kaydetti:
"Tedavi sürecini ayaktan ya da yatarak başlatabiliyoruz. Hastayı ayaktan tedavi edebiliyoruz ya da hastane de belli bir süre yatırarak farklı ilaç tedavileriyle beraber tedavinin devamını sağlayabiliyoruz. Bağımlılıkla ilgili ailelere verebileceğimiz öneriler olabilir. Bağımlılık genellikle konuşulmayan bir konudur, aile bazen kişinin bağımlılığını dile getirmek istemiyor. Aile bazen 'bunu evladımıza yakıştıramadık.' diyor. Bu sağlıklı bir tutum değildir. Böyle bir şüpheleri varsa; yakınlarıyla bu eşi, kardeşi ya da başka bir birey olabilir mutlaka konuşması, endişelerini uygun bir şekilde suçlayıcı olmadan dile getirmesi gerekiyor. Dile getirme sonrasında uygun olan şey aslında bunun hastalık düzeyinde değerlendirilerek uygun profesyonel yardımın alınması gerekiyor. Profesyonel yardım için, özellikle bağımlılık alanında çalışan ruh sağlığı çalışanı hekimlere başvurulması ve bunun ayrıntılı olarak değerlendirilmesi gerekiyor. Tedavi sürecinde sadece hastayla değil mutlaka aileyle de bir araya geliyoruz. Aileye de önerimiz bu süreç başladığında suçlayıcı tavırda olmamaları, uygunsuz söylemde olmaları daha çok destekleyici ve kişinin bağımlılıktan uzak kalmasını motive edici tarzda yaklaşmaları gerektiğini söylüyoruz. Sağlık sorunu olduğu için bazen bir sağlık sorunu olmadığı ya da 'çok kullanmıyorum', 'çok tüketmiyorum' gibi söylemler olabiliyor bu risklidir. Toplumsal anlamda bunların üzerinde durulması bunlarla ilgili uyarıcı çalışmaların yapılması bizim için önemlidir." (İLKHA)