Atatürk'e ve hamile kadınlara söylediği sözler olay olan Ömer Tuğrul İnançer yaşamını yitirdi.

Atatürk'e ve hamile kadınlara söylediği sözler olay olan Ömer Tuğrul İnançer yaşamını yitirdi.
Atatürk devrimine yaptığı hakaret ve hamile kadınlara söylediği sözlerle eleştirilerin hedefine oturan Ömer Tuğrul İnançer 83 yaşında yaşamını yitirdi.

Karagümrük'teki Pir Nurettin Cerrahi tekkesinin son şeyhi olarak bilinen Ömer Tuğrul İnançer 83 yaşında yaşamını yitirdi.

Gece saatlerinde hayatını kaybettiği belirtilen İnançer’in yarın İstanbul'da toprağa verileceği ifade edildi.

İnançer, geçmişte Türkiye Cumhuriyeti’ne ve kadınlara yönelik sarf ettiği sözlerin ardından soruşturma geçirmişti. İnançer’in 2014’de sarf ettiği “Bu memlekette inkilap (köpekleştirme) yapılmıştır" sözleriyle eleştirilere maruz kalmıştı.

ATATÜRK DEVRİMİNE SÖYLEMEDİK LAF BIRAKMADI

Ömer Tuğrul İnançer, 2014 yılında TBMM İnsan Kaynakları Başkanlığı davetiyle meclis personeline verdiği “Hazreti Mevlana’yı Anlamak” konulu konferansta Mustafa Kemal Atatürk'ün 1 Kasım 1928'de yaptığı 'Harf Devrimi' hakkında, “İnkilap mı? İnkilap ne demek biliyor musunuz ‘Köpekleştirme’ demektir. Bu memlekette inkilap (köpekleştirme) yapılmıştır. Dünyanın en büyük kütüphane cinayeti 1928’de Türkiye’de olmuştur. Bir gecede Türkiye’nin kitapları okunmaz hale gelmiştir” ifadelerini kullandı.

Bu sözler sonrası meclis başkanı Cemil Çiçek, açıklama yaparak İnançer hakkında soruşturma başlatılacağını belirtmişti. Çiçek açıklamasında şu ifadeleri kullanmıştı:

Konuyla ilgili inceleme ve soruşturma başlatıyoruz. Türkiye'nin kazanımlarını kimsenin yok farz etmeye hakkı yoktur. İnsanların bir kısım fikirleri ve düşünceleri olabilir ama bunların gelişe güzel Meclis çatısı altında söylenmesini şahsen doğru bulmam" dedi. Çiçek, resmi ziyarette bulunduğu Umman'ın Başkenti Muskat'ta bir gazetecinin Ömer Tuğrul İnançer'in Meclis'te düzenlenen konferanstaki sözlerini anımsatarak CHP ve MHP temsilcilerinin bu sözlere tepki gösterdiğini söylemesi üzerine şöyle konuştu: "CHP ve MHP eleştirilerinde haklı olabilir, haksızdır diyemem. Ben, buraya geldiğimde öğrendim, dün gece de genel sekreteri aradım. Konuyla ilgili inceleme ve soruşturma başlatıyoruz. Ne gerekiyorsa yapacağız. Türkiye'nin kazanımlarını kimsenin yok farz etmeye hakkı yoktur. Bizim bugün bir çok şeye cumhuriyet sayesinde, cumhuriyetin değerleri sayesinde sahip olduğumuzun farkında olmamız lazım, hepimizin farkında olması gerekir. Bu düşünceyi paylaşıyoruz. İnsanların bir kısım fikirleri ve düşünceleri olabilir ama bunların gelişi güzel Meclis çatısı altında söylenmesini şahsen doğru bulmam. Bu türlü faaliyetler doğrudan bana gelmiyor. Basın yoluyla bilgi sahibi oldum ama bir inceleme başlatıyoruz, talimatını verdim. Gereği neyse yaparız."

2013 yılında şse TRT 1'in iftar programına konuk olarak katılan tasavvuf düşünürü Ömer Tuğrul İnançer, hamile kadınlar hakkında yaptığı yorum ile tepkileri çekmişti. Dinçer programda şu ifadeleri kullanmıştı:

"Hamile hanımlara, çok ileri derecede olanlara, doğumdan evvel işyerlerinde bile kanunla izin veriliyor. Sadece sağlık nedeniyle mi bu izin veriliyor zannediyorsunuz ? Hamile kadının yaşama zorluğu var, bir bebek taşıyor. Saygı duyulması gerekir. Kanunda bile doğumdan önce anne adayına, evinde otursun diye izin veriliyor. Sokakta gezsin diye değil. 'Ben evlendim, hamile kaldım...' Tamam iyi ettin de...Bunlar böyle karnını salına salına yürümenin gereği olarak gösterilemez. Görüntü estetik değil, hala da aynı şeyi söylüyorum. Niye anlamıyorsunuz? Bunlar muhterem şeylerdir. Muhterem şeyler saygı duyulacak şekilde saklanır."

"HAMİLELİK BU KADAR AŞİKAR"

"Hamilelik bu kadar aşikar edilmez. Ayrıca yetişmekte olan genç kızlar da bu nedenle doğum yapmaktan korkuyor. Eskiden kalabalık evlerde halalar, teyzeler bulunduğu zamanlarda bile, ileri derecede hamileler evde çocuk varsa çok gezdirilmezdi. Bunlar bizim cemiyetimizin hem estetik hem terbiye hem de yavru yetiştirmekteki usulleriydi. Ben hala aynı şeyi söylüyorum. Bütün hanımlar benim annem gibidir. Aynı saygıya layıktır. Bir takım şirketler para kazanacak diye, o annelerin mahremiyeti, bu şekilde aşikar edilmez."