YEŞİL SOL PARTİ EŞ SÖZCÜSÜ İBRAHİM AKIN: “BİZLER BURADAYIZ. HEM MECLİS’TE HEM DE HAYATIN BÜTÜN ALANLARINDA DEĞİŞİM İÇİN DEMOKRATİK MÜCADELENİN ÖNCÜLÜĞÜNÜ SÜRDÜRECEĞİZ”

YEŞİL SOL PARTİ EŞ SÖZCÜSÜ İBRAHİM AKIN: “BİZLER BURADAYIZ. HEM MECLİS’TE HEM DE HAYATIN BÜTÜN ALANLARINDA DEĞİŞİM İÇİN DEMOKRATİK MÜCADELENİN ÖNCÜLÜĞÜNÜ SÜRDÜRECEĞİZ”
Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü İbrahim Akın, “Bizler buradayız. Hem Meclis’te hem de hayatın bütün alanlarında değişim için demokratik mücadelenin öncülüğünü sürdüreceğiz, demokratik siyaseti büyüteceğiz. Bu yoldan dönmeyeceğiz. Toplumu esas alarak birlikte mücadele edeceğiz, birlikte kazanacağız” denil...

Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü İbrahim Akın, “Bizler buradayız. Hem Meclis’te hem de hayatın bütün alanlarında değişim için demokratik mücadelenin öncülüğünü sürdüreceğiz, demokratik siyaseti büyüteceğiz. Bu yoldan dönmeyeceğiz. Toplumu esas alarak birlikte mücadele edeceğiz, birlikte kazanacağız” denildi.

Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü İbrahim Akın, cumhurbaşkanı seçiminin bugün yapılan ikinci turuna ilişkin açıklama HDP Genel Merkezi’nde açıklama yaptı. Akın, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ve Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar’ın da katıldığı açıklamada şunları söyledi.

“Öncelikle sandığa giden, demokratik iradesini ve değişim talebini ortaya koyan her bir yurttaşımızı saygıyla ve sevgiyle selamlıyoruz. Yüksek katılım oranları ile seçim ve sandık hukukuna sahip çıkmak, gelecek açısından son derece önemli bir mesaj olmuştur. Her biriniz sağ olun, var olun. Tek adam rejiminin baskı koşullarında gerçekleşen, adil ve eşit olmayan bir seçim yaşadık. Cumhur İttifakı’nın adayı Tayyip Erdoğan, devletin tüm imkan ve araçlarını sınırsızca kullanmıştır. Aynı zamanda seçim dönemi boyunca Saray’ın propaganda aygıtı tarafından doğrudan fonlanan ve sosyal medyada trol orduları tarafından yürütülen manipülasyonlar, üretilen bilgi kirliliği ve montajlı videolar, seçimlerin adil olmadığını açıkça gösteren en çarpıcı örneklerden bazılarıdır.

“KÜRTLERIN YOĞUN OLARAK YAŞADIKLARI 16 BÖLGE İLİNDE KEMAL KILIÇDAROĞLU’NA YÖNELİK OY TERCİHİ, 14 MAYIS’A GÖRE AYNEN SÜRMÜŞTÜR”

Bu seçimlerde aslolanın rejimi değiştirmek olduğunu başından beri dile getirdik ve savunduk. Otoriterlik veya demokrasi tercihi ile karşı karşıya bırakılan topluma gerçekçi vaatler sunarak demokrasiye açılacak kapının daha fazla aralanması için çaba harcadık. Bu stratejimiz ve buna uygun olan mücadelemizle Erdoğan’ı ilk turda durdurduk. İkinci turda da aynı stratejimizi, rejimi değiştirme hedefiyle sürdürdük. Sandık verileri de gösteriyor ki seçmenlerimiz, partimizin politikalarına ve hedeflerine kararlı bir şekilde sahip çıkmış, iradesini bu yönde güçlü bir biçimde ortaya koymuştur. Kürtlerin yoğun olarak yaşadıkları 16 bölge ilinde Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik oy tercihi, 14 Mayıs’a göre aynen sürmüştür. Bütün baskılara ve kirli propagandalara rağmen halkımız geri adım atmamıştır. Değişim ve demokrasi tercihinde ısrar eden ve parti politikalarına uygun davranan Kürt halkına ve tüm seçmenlerimize en içten ve yürekten teşekkür ediyoruz, bu duruşlarını ve mücadelelerini selamlıyoruz.

“HER ALANDA MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ”

Seçim sonuçlarının temel sebeplerini sahici bir biçimde görmek ve eksikleri en doğru yöntemlerle aşmak zorundayız. Bu, bizim halkımıza ve mücadele geleneğimize karşı sorumluluğumuzun bir gereğidir. Sıcağı sıcağına bir kez daha söyleyelim ki Cumhur İttifakı özellikle 2015 yılından bu yana devreye koyduğu toplumu kuşatma ve baskı kurma stratejisinde ısrar ederse Türkiye’nin yaşadığı ekonomik, sosyal ve siyasal boyutları da olan çoklu kriz, büyük bir çöküşe kapı aralayacaktır. Bizler, bu politikalara ve uygulamalara karşı tüm gücümüzle toplumu ve halkımızı savunmaya, her alanda mücadeleye devam edeceğiz. Her bir vekilimizle parlamento çatısı altında demokrasi, barış, adalet, eşitlik, özgürlük ilkelerini savunmayı, demokratik cumhuriyet mücadelemizi bir üst aşamaya taşımayı sürdüreceğiz.

“BU YOLDAN DÖNMEYECEĞİZ, TOPLUMU ESAS ALARAK BİRLİKTE MÜCADELE EDECEĞİZ”

Sonuçlar açıkça göstermiştir ki bu ülkedeki her iki kişiden birinin değişim talebi vardır. O nedenle Türkiye siyasetinin öncelikli görevi de tıkandığı açık olan, toplumun kutuplaşmasına yol açan ve demokrasi zeminini ortadan kaldıran mevcut sistemi değiştirmektir. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına girerken sivil ve demokratik bir anayasayı hep birlikte bu anlayışla yapmamız elzemdir. Bizler buradayız. Hem Meclis’te hem de hayatın bütün alanlarında değişim için demokratik mücadelenin öncülüğünü sürdüreceğiz, demokratik siyaseti büyüteceğiz. Bu yoldan dönmeyeceğiz. Toplumu esas alarak birlikte mücadele edeceğiz, birlikte kazanacağız.”