BARIŞ PEHLİVAN, BEŞİNCİ KEZ CEZAEVİNDE… CHP’Lİ YUNUS EMRE: “BU ÇAĞDA BİR GAZETECİNİN BU ŞEKİLDE HAPSE ATILIYOR OLMASI GERÇEKTEN UTANÇ VERİCİ”

BARIŞ PEHLİVAN, BEŞİNCİ KEZ CEZAEVİNDE… CHP’Lİ YUNUS EMRE: “BU ÇAĞDA BİR GAZETECİNİN BU ŞEKİLDE HAPSE ATILIYOR OLMASI GERÇEKTEN UTANÇ VERİCİ”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yunus Emre, gazeteci Barış Pehlivan’ın kaleme aldığı bir yazı nedeniyle hakkında açılan dava sonucu 8 ay ceza alması sonucunda bugün cezaevine girmesine tepki gösterdi. Emre, “Türkiye için utanç verici bir manzara. Bu çağda bir gazetecinin bu şekilde hapse atılıyor olması...

Haber: ÇAĞATAN AKYOL - Kamera: SADIK KARAKULOĞLU

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yunus Emre, gazeteci Barış Pehlivan’ın kaleme aldığı bir yazı nedeniyle hakkında açılan dava sonucu 8 ay ceza alması sonucunda bugün cezaevine girmesine tepki gösterdi. Emre, “Türkiye için utanç verici bir manzara. Bu çağda bir gazetecinin bu şekilde hapse atılıyor olması gerçekten utanç verici. Yani Türkiye’de birçok suçlu sokaklarda geziyor denetimli serbestlik düzeni içerisinde ama bir gazeteci bu şekilde hapse gönderiliyor” dedi.

Kaleme aldığı bir yazı nedeniyle hakkında açılan dava sonucu 8 ay ceza alan gazeteci ve yazar Barış Pehlivan, bugün İstanbul Silivri’deki Marmara Cezaevi’ne girdi. Beşinci kez cezaevine giren Pehlivan’ı CHP Genel Başkan Yardımcısı Yunus Emre, CHP İstanbul Milletvekilleri Enis Berberoğlu, Yüksel Mansur Kılınç, Suat Özçağdaş ile CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun ve Pehlivan’ın gazeteci arkadaşları ve avukatı uğurladı.

YUNUS EMRE: TÜRKİYE İÇİN UTANÇ VERİCİ BİR MANZARA

CHP’li heyet, Pehlivan’ın cezaevine girmesinin ardından cezaevi önünde ANKA Haber Ajansı’na konuştu. Yunus Emre, Türkiye için utanç verici bir manzara olduğunu söyledi. Emre, “Bu çağda bir gazetecinin bu şekilde hapse atılıyor olması gerçekten utanç verici. Yani Türkiye’de birçok suçlu sokaklarda geziyor denetimli serbestlik düzeni içerisinde ama bir gazeteci bu şekilde hapse gönderiliyor. Gerçekten çok üzgünüz bu durum karşısında ama biliyoruz ki Barış, bu şartlar karşısında da mücadele etmekten, doğruları yazmaktan, doğruları söylemekten geri durmayacak. Bunu çok iyi biliyoruz” diye konuştu.

YÜKSEL MANSUR KILINÇ: BUNUN ADI VİCDANSIZLIKTIR

Yüksel Mansur Kılınç da Pehlivan’ın dava sürecini ilk günden itibaren takip ettiklerini belirtti. Kılınç, “Ortada bir suç yok. Barış Pehlivan da bugün bir suçlu olarak Silivri Cezaevi’ne getirilmedi. Ortada bir suç yoksa, Barış Pehlivan da Silivri Cezaevi’ne kapatıldıysa, Merdan Yanardağ’ın Silivri Cezaevi’ne kapatılması gibi o zaman ortada hukuki durumun dışında başka bir şey vardır. Bunun adı vicdan meselesidir. Bunun adı vicdansızlıktır” dedi.

SUAT ÖZÇAĞDAŞ: BUNUN KAYBEDENİ DE MUTLAKA SARAY İKTİDAR OLACAK

Suat Özçağdaş da şunları dile getirdi:

“Bugün Barış Pehlivan’ın burada olması aslında iktidarın medyaya teslim alabileceğini zannetmesinden kaynaklanıyor. Medya mensuplarına baskı yaparsak, onları içeride, hapiste tutarsak bunlar vazgeçerler, yılarlar zannediyorlar. Oysa çok cesur gazetecilerimiz var. Türkiye’de çok cesur bir gazetecilik geleneği var. Bu gazetecilik geleneği çerçevesinde doğruları söyleyen çalışanlar devam edecekler. Barış Pehlivan da devam edecek. Diğer arkadaşlarımız da Merdan Yanardağ da devam edecek. Diğer bütün gazeteciler, sizler gibi çalışmaya devam edecekler. İktidarla olan bu mücadele sonuna kadar devam edecek. Bunun kaybedeni de mutlaka Saray iktidar olacak.”

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN: BU AYIBA SON VERMEMİZ LAZIM

İlhami Özcan Aygun, 21’inci yüzyılda utanç tablosu gördüklerini söyledi. Aygun, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Barış Pehlivan’ı az önce buradan uğurladık ama o kadar mutlu ki hiçbir şeyden korkmuyor. Dedi ki ‘Ben içeride de yine kalemimi konuşturacağım, yine ben cesaretli bir şekilde duracağım’. Onunla beraber geçtiğimiz günlerde Merdan Yanardağ, yine seçilmesine rağmen benimle beraber ve diğer arkadaşlarımla beraber aynı kategoriye sahip olan Şerafettin Can Atalay hâlâ Silivri Cezaevi’nde tutuluyorlar. Bu ayıp bize yeter. Bu ayıba son vermemiz lazım. Bir an evvel özgürlüklerine kavuşması gerekiyor. Ortada çıkan bir kanun var. 27’nci dönemde hep beraber çıkardık kanunu. Denetimli serbestlik var. Herkese var ama bir kişiye yok. Kime, gazeteciye yok. Bu bir utanç tablosu. Bu yanlıştan bir an evvel dönülmesi gerekiyor ve özgürlüklerine kavuşmaları gerekiyor. Aynı şekilde Şerafettin Can Atalay’ın da Merdan Yanardağ’ın da ve diğer içeride yatan, hukuksuz bir şekilde yatan ve sadece düşüncelerini ifade ettikleri için içeride yatan gazeteci arkadaşlarımızın bir an evvel özgürlüklerine kavuşması gerekiyor. Özgür bir Türkiye için bu en anlamlı tablo bu.”

ENİS BERBEROĞLU: REHİN VE ESİR ALMA OPERASYONU

Gazeteci kökenli olduğunu ve 35 yıl mesleği yaptığını ifade eden Enis Berberoğlu, şöyle konuştu:

“Biz Merdan Yanardağ’ı haftada bir veya o sürelerde ziyarete gelirken, Merdan’ı dışarı çıkarmaya çalışırken bugün Barış Pehlivan’ı teslim ettik. Şunu görüyorum. Adalet önünde eşit olmadığımızı zaten biliyoruz ama artık kanun önünde de eşitlik yok. Barış’ın Silivri’ye girmeden, teslim olmadan önce söylediği bir cümle var. AKP’lisinden muhalifine kadar her hukukçu, bu yasanın Barış lehine yorumlanması gerektiğini düşünüyor. Yani Barış’ın içeri girmemesi gerekiyor. Eğer kanun bunu emrediyorsa ama Barış içeri giriyorsa demek ki kanuni bir tutuklama, kanuni bir hüküm yok ortada. Olan ne; bir rehin alma, bir esir alma operasyonu. Şunu da söyleyeyim. Kalkıp da Barış’ı içeri aldık, Merdan’ı koyduk, işte Can Atalay’ı bırakmadık diye dışarıdakileri korkutacaklarını düşünüyorlarsa çok yanlış düşünüyorlar. Bunları, içeridekileri de gazetecilikten vazgeçireceklerini düşünüyorlarsa orada da yanılıyorlar. Bir gün kafalarına dank eder bu.”