TEİS’İN DOKTORUN HASTAYA İLAÇ YAZMASINI BELLİ KOŞULLARA BAĞLAYAN DÜZENLEMEYE KARŞI AÇTIĞI DAVAYA DANIŞTAY’DAN YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARI
Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Eczacı Nurten Saydan, Sağlık Uygulama Tebliği'nin doktorun hastaya ilaç yazmasını belli koşullara bağlayan hükümlerinin iptali için açtıkları davada Danıştay 10. Dairesi’nin yürütmeyi durdurma kararı verdiğini açıkladı. Saydan, kararla ilgili “Sadece hastaların değil kamu kaynaklarının da rasyonel kullanılmasını sağlayacak bir karar olup yapılacak düzenlemelerde insan sağlığının öncelenmesi gerekmektedir” dedi.
TEİS, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Sağlık Uygulama Tebliği'nin (SUT) 4.1. numaralı maddesine 25/08/2022 tarihinde eklenen ve doktorun hastaya ilaç yazmasını belli koşullara bağlayan 2. fıkranın iptali ve yürütülmesinin durdurulması istemiyle Danıştay 10. Dairesi’nde dava açmıştı. Danıştay, bu maddeyi hukuka aykırı bularak yürütülmesinin durdurulmasına karar verdi.
TEİS Genel Başkanı Eczacı Nurten Saydan, konuyla ilgili dün yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti:
“HASTALARIN İLAÇ ALMALARINI ENGELLEYEN BU UYGULAMA NİHAYET YARGI TARAFINDAN DURDURULDU”
“Bir yıldır hastalarımıza izah etmekte zorlandığımız ve onların ilaç almalarını engelleyen bu uygulama nihayet yargı tarafından durduruldu. Eklenen madde ‘doktor beyanını’ kabul etmeyen bir duruma sebep olmaktaydı. Şöyle ki: Hastamız B isimli ilacı kullanmak zorunda ama SGK ‘A isimli ilacı kullanmadan bu ilacın kullanılmasına izin vermem, ödeme yapmam, doktor hastanın raporuna ‘hasta A ilacını kullanmıştır’ şeklinde beyanda bulunsa bile kabul etmiyorum. Benim Medula sisteminde bu ilacın kullanıldığına dair reçete veya rapor olmalıdır’ diyerek doktorun kararını kabul etmiyordu.
“BU HUKUKA AYKIRI DURUM DANIŞTAY’IN KARARIYLA ORTADAN KALDIRILDI”
Bu ilacı belki hasta ücretli aldı, belki de o kimyasal madde hastaya dokunuyor, hasta o ilaca olumsuz tepki veriyor ya da doktor hastanın hastalık durumunu göz önünde bulundurarak tedavi için hastasına A ilacını kullanmadan B ilacını vererek onu tedavi etmek istiyor. Özetleyecek olursak doktorun raporunu, reçetesini, hastasını tedavi etmesini kabul eden Sosyal Güvenlik Kurumu doktorun ‘hastam A ilacını kullanmıştır, o sebeple B ilacına başladım’ beyanını kabul etmiyordu. Bu hukuka aykırı durum Danıştay’ın kararıyla ortadan kaldırıldı.
“SGK SAĞLIK OTORİTESİ DEĞİL, BİR FİNANS KURUMUDUR”
SGK bir finans kurumudur, sağlık otoritesi değildir. Bu ülkenin sağlık otoritesi ve vatandaşın sağlığından sorumlu olan Sağlık Bakanlığıdır. İlacın ücretini ödemek kuruma sağlık otoritesi sıfatı ekleyemez. Bizler eczane eczacıları olarak 7 gün 24 saat vatandaşlarımıza hizmet verirken ‘doktor beyanına’ binaen hastalarına ilaçlarını verdik ve Medula Sisteminde Hastanın raporlu ilaçlarını geriye dönük olarak ancak 1 yıllık görebiliyoruz. Kullanım durumunu göremediğimiz ve bilemediğimiz için doktorun ‘hasta A ilacını kullanmıştır’ beyanına göre ilaç veren eczacılarımız binlerce liralık kesintiye uğrayarak mağdur oldular. Bir tek günahları vardı, o da hastalarının ilaçlarını karşılamak.
“SAĞLIK SİSTEMİNDE TASARRUF AMACIYLA YAPILAN DÜZENLEMELER BEKLENEN TASARRUFU SAĞLAMADIĞI GİBİ İNSAN SAĞLIĞINA DA OLUMSUZ ETKİ YAPMAKTADIR”
Sağlık uyguma tebliğine madde ekleneli nerede ise bir yıl oldu. Ödemesi kesilen ve mağdur olan eczacılar vatandaşa neden ilaçlarını veremediklerini anlattılar. Bu sefer mecburen doktorlar A ilacını yazarak, sonra da asıl ilacı olan B ilacını reçetelemeye başladılar. Bu da aslında devlete tasarruf sağlamamış oldu. Sendikamızın girişimleri sonucunda hasta mağduriyetine ve kamu kaynaklarının yanlış kullanımına sebep olan bu uygulama Danıştay tarafından hukuka aykırı bulunarak yürütmeyi durdurma kararı alınması sadece hastaların değil kamu kaynaklarının da rasyonel kullanılmasını sağlayacak bir karar olup yapılacak düzenlemelerde insan sağlığının öncelenmesi gerekmektedir. Zira sağlık sisteminde insan sağlığı göz ardı edilerek sadece tasarruf amacıyla yapılan düzenlemeler beklenen tasarrufu sağlamadığı gibi insan sağlığına da olumsuz etki yapmaktadır. Öncelik insan sağlığı ve hayatı olmalıdır.”
Ayrıca TEİS açıklamasında doktorun hastanın asıl ihtiyacı olan ilacı yazmasına engel olan bu uygulamaya şu örnek verildi:
“DOKTORUN YETKİSİNE MÜDAHALE HEM FAZLADAN İLAÇ ÖDEMESİNE HEM DE TEST MALİYETİNE NEDEN OLMAKTAYDI”
“Bu hatalı uygulamaya en çarpıcı örnek, kalp hastalarında kullanılan Warfarin sodyum 5 mg (kamu fiyatı 73,75 lira) etken maddeli ilaçtır, kan sulandırıcı olarak kullanılır. Yeni nesil çıkan 20 mg rivaroksaban (kamu fiyatı 214,62 lira) adlı ilaç ise bir tür kalp ritim bozukluğunda (non-valvülar atriyal fibrilasyon), inmenin veya vücudun diğer damarlarındaki kan pıhtısının önlenmesinde kullanılmaktadır. INR testi yeni nesil bu ilacın takibinde kullanılmaz. İnsan vücudunda kanın pıhtılaşma süresi sağlık için çok önemlidir. INR testi ise kandaki pıhtılaşma süresini ölçen bir testtir. Kan sulandırıcı ilaçlar kanı sulandırarak yeni pıhtı oluşumunu engeller ve pıhtının akciğere atma ihtimalini en aza indirir. Hastanın hayati öneme haiz olan bu ilacı kullanmasında doktorun yetkisine müdahale hem fazladan ilaç ödemesine hem de test maliyetine neden olmaktaydı. Bu yanlış durum Danıştay kararıyla ortadan kaldırıldı.”
YÜRÜTMESİ DURDURULAN MADDE
MADDE 19- Aynı Tebliğin 4.1 numaralı maddesine aşağıdaki düzenlemeler yapılmıştır.
a) Maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"(2) Tebliğde yer alan herhangi bir etkin maddenin kullanım koşulunda; başka bir etkin madde/maddelerin kullanılmış olması şartı belirtilen ilaçların ilgili SUT hükmü kapsamında kullanıldığına yönelik MEDULA kaydının yer alması gerekmektedir. Bu ilaç/ilaçların kullanımının MEDULA sisteminde yer almaması halinde Kurumca bedeli karşılanmaz.”