KESK SAMSUN DÖNEM SÖZCÜSÜ AVCI: “ER YA DA GEÇ EMEK KAZANACAK”
MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
KESK Samsun Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Erdem Avcı, konfederasyonun kuruluşunun 28. yıldönümünde; “Yürekten inanıyoruz ki, er ya da geç emek kazanacak. İnsanca yaşam mücadelemiz kazanacak. Demokrasi kazanacak, barış ve kardeşlik kazanacak, biz kazanacağız, birlikte kazanacağız” açıklamasını yaptı.
KESK’in kuruluşunun 28. yıl dönümü Samsun Atakum’da, Hasan Ali Yücel Gençlik, Bilim ve Sanat Merkezi’nde yapılan bir açıklama ile kutlandı. KESK Samsun Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Erdem Avcı, konuşmasına başlamadan önce Nazım Hikmet’in “Yürümek” şiirini okudu. Avcı, şunları söyledi:
“İnsanca bir yaşam için başlattığımız emek, demokrasi, özgürlük, barış ve eşitlik yürüyüşümüz önümüze konulan, engelleri aşarak devam ediyor. Kamu emekçilerinin mücadele tarihinin yapı taşı hak verilmez mücadeleyle alınır, ilkesine göre Konfederasyonumuz, KESK bugün 28 yaşına bastı. 28. yılımız kutlu olsun. Kutlu olsun, KESK’li olmanın gururunu onurunu taşıyanlara, kutlu olsun zor koşullarda direnenlere, hakları için mücadele edenlere, KESK’in tarihi elbette kuruluşundan bu yana 27 yıldan ibaret değildir.”
KESK’in tarihi memurun sendikası da mı olur diyenlere kapılarını vurduğu mührü söküp atarak kapı kulu değil, emekçi olduğunu ispatlayanların tarihi olduğunu söyleyen KESK Samsun dönem sözcüsü Erdem Avcı, şöyle dedi.
“KESK’in tarihi kökleri, emeğin yüzlerce yıllık birikimine dalları Encümeni Muhalifler, TÖS’e, TÖBDER’e, TÜMDER’e, TÜSDER’e uzanan asırlık ulu çınara tabidir. KESK’in tarihi kul anlayışından örgütlü topluma giden yolu açma ve geleceğe taşıma hedefinin talibidir.
KESK’in tarihi 12 Eylül karanlığını yırtanların sendika yürütme komisyonlarından, kamu çalışanları platformundan, kamu çalışanları sendikaları platformundan bugüne ilmek ilmek ördükleri emek ve demokrasi tarihinin mücadelesinin tarihidir.
KESK’in tarihi 12 Eylül, faşizmi sonrasında ilk mitingi olan kamu çalışanları sendikal haklar mitingini yaratan, darbe sonrasında ilk kez iş bırakan, önüne konulan barikatları kumdan kaleler gibi yıkarak Ankara Kızılay meydanına akan, 100 binlerin dünden bugüne uzanan direniş destanının tarihidir. KESK’in tarihi memurun sendikası da mı olur diyenlere kapılarını vurduğu mührü söküp atarak kapı kulu değil, emekçi olduğunu ispatlayanların tarihidir.
KESK’in tarihi fiili meşru mücadeleyle Türkiye’de kamu emekçilerine sendikal örgütlenmeyi kazandıranların tarihidir. KESK’in tarihi birimiz hepimiz, diyenlerin iktidarın baskılarına karşı dayanışmanın, kenetlenmenin, yılgınlığa düşmemenin mayasındaki direnişin tarihidir.
KESK’in tarihi yandaş sendikaların emekçilerin hak ve çıkarlarını sermayeye iktidara peşkeş çekmesine karşı, emekçilere iyi ki KESK var, dedirten umudun, inancın tarihidir. Emekleriyle ödedikleri bedellerle bizlere bu onurlu tarihi bırakan arkadaşlarımızı emek, demokrasi ve barış mücadelesinde yaşamını yitirenleri bir kez daha minnetle anıyor, anıları önünde saygıyla eğiliyoruz.
KESK sadece sendikaların bir araya gelmesinden oluşmuş bir çatı örgütü bir konfederasyon değildir. KESK en ücra köşesine kadar dayanan 11 koluyla bu ülkenin insanlarının, emekçilerinin insanca yaşam mücadelesi vardır. KESK demokratik, Laik, bilimsel ve ana dilde mücadelesinin adı, karanlığın güneşi ve aydınlatan EĞİTİM-SEN’dir. KESK Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçilerinin sağlıkta dönüşüm ve güvencesizliğe karşı yükselen SES’idir. KESK, Türkiye Kamu Emekçileri tarihinin ilk Toplu Sözleşmeyi armağan eden, yerel yönetim emekçilerinin, evrensel mücadele örgütü TÜM BEL-SEN’dir. KESK vergi dairelerinde, adliye koridorlarında performansa ve angaryaya karşı sürdürülen mücadelenin sigortası BES’tir. KESK, kültüre sanata, düşman karanlıkların sahiplerine karşı mücadele eden emekçilerin Kültür ve Sanat elçisi KÜLTÜR ve SNAT-SEN’dir. KESK, Madendir, madenler satılamaz, elektriğe dokunma şalter atar diyenlerin enerji kaynağı ESM’dir. KESK, yaşanabilir bir doğa mücadelesinin öncüsü emekçilerin geleceği gözetleme kulesi TARIM ORKAM-SEN’dir. KESK, gelecek güzel günlerin haberini sırtındaki posta çuvalıyla taşıyan yalana karşı kamu hizmeti mücadelesinin öznesi HABER-SEN’dir. KESK, yolu özelleştirmeye karşı mücadele edenler arasında köprü kuran YAPI YOL-SEN’dir. KESK, mücadelesi demir ağlarla ören, karanlığı yaran tren düdüğüyle her grevimizin ilk habercisi BTS’dir. KESK, biz halkın emekçisine zulmedenlerin değil, haklı olan ezilenle aynı inancı paylaşıyoruz diyen diyanet sendikası DİVES’tir.
Bu ülkenin emeğiyle geçinen tüm kesimlerin önünde her zaman zorlu süreçler, çetin mücadeleler olmuştur. Bugün de kelimenin tam anlamıyla bir zulüm döneminden geçiyoruz. Ülkemizin adım adım içine itildiği ekonomik, siyasal, toplumsal bunalım, gittikçe derinleşiyor. İktidarda olanlar, asgari ücretler ülkesine çevirdiği ülkede emeğe daha fazla yoksulluktan, güvencesizlikten başka bir şey vaat etmiyor. Orta Vadeli Plan programında, kalkınma planına bütçesinden torba yasalara kadar uzanan saldırı dalgasıyla bir avuç mutlu azınlığın dışında kalan, herkese hepimize, rol ucuz emek cennetinin katıksız köleleri olma rolü düşüyor. Sağlam hiçbir çarkı kalmayan bu bozuk düzeni enkazı işçisinden kamu emekçisine, asgari ücretlisinden, emeklisine, çiftçisinden, küçük esnafına, halkın yüzde 99’una kırmak isteniyor. Bizler her geçen gün yoksullaşırken, yüzde 1 azınlığın zenginliği büyüyor. Dolayısıyla 28. Yaşımıza girdiğimiz bugün bizim için sadece bir kutlama günü değil, mücadeleyi yükseltme kararlılığımızın, haykırdığımız azmimizi dile getirdiğimiz, umudumuza sımsıkı sarıldığımız gündür. KESK olarak, en başından bugüne Hak Verilmez Mücadeleyle Alınır ilkesinden taviz vermeden yol aldık. Bundan sonra da rüzgâr gücüyle değil, rüzgâra karşı durarak, yükselttiğimiz mücadele bayrağımızı dalgalandırmaya devam edeceğiz. Geçmişten geleceğe uzanan yürüyüşümüzde emeğin ortak mücadelesini yeşertmek için kuruluş ilkelerimize daha sıkı sıkıya sarılacağız. Faşizme karşı demokrasiyi, emperyalizme karşı bağımsızlık, savaşa karşı barış, baskılara karşı özgürlük, ırkçılığa ve şovenizme karşı emeğin birliği, halkların kardeşliği ve gericiliğe karşı laiklik mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Bizi ezen, bir kenara iten, emeğimizi görünmez kılan, bedenlerimizi metalaştıran erkek egemen sistemin çarklarına çakıl taşı olacağız diyen kadınların mücadelesinin en önemli özneleri arasında olmaya devam edeceğiz. Haklı mücadelemizi baskı altına almaya çalışan her türlü hukuk dışı ve fiili uygulamalar karşısında geçmişte olduğu gibi bugün de sessiz kalmayacağız. Bugünden yarına, umudu büyütmeye sürdüreceğiz. Biz bu ülkenin emekçilerinin hak ettikleri özlemini yaşadıkları bir ülkeye ve dünyaya kavuştuklarına olan inancımızı hep koruduk. Bugün de yürekten inanıyoruz ki, er ya da geç emek kazanacak. İnsanca yaşam mücadelemiz kazanacak. Demokrasi kazanacak, barış ve kardeşlik kazanacak, biz kazanacağız, birlikte kazanacağız.”