NAZİLLİLİ SÜT ÜRETİCİSİ: "BU İŞTEN MEMNUN DEĞİLİZ. VERDİĞİMİZ EMEĞİN KARŞILIĞINI ALAMIYORUZ"

NAZİLLİLİ SÜT ÜRETİCİSİ: "BU İŞTEN MEMNUN DEĞİLİZ. VERDİĞİMİZ EMEĞİN KARŞILIĞINI ALAMIYORUZ"
Aydın'ın Nazilli ilçesinde süt üreticiliği yapan Mustafa Biçer, "Maliyete vurduğumuzda girdiği kapıdan çıkıyor. Kalırsa bize doğan hayvanı yaşatabilirsek sadece buzağısı kalıyor. Yonca da aynı şekilde, silajlık mısır da aynı şekilde. Bizim girdi mi maliyetlerimiz ikiye katladı. Her sabah saat 5'te sağım oluyor, saat 7'den sonra yemlenmesi ve diğer bakımları var. Saate vurduğunuzda burada 10 saatin üzerinde çalışma var ve biz bunun karşılığını alamıyoruz" dedi.

Aydın'ın Nazilli ilçesinde süt üreticiliği yapan Mustafa Biçer, "Maliyete vurduğumuzda girdiği kapıdan çıkıyor. Kalırsa bize doğan hayvanı yaşatabilirsek sadece buzağısı kalıyor. Yonca da aynı şekilde, silajlık mısır da aynı şekilde. Bizim girdi mi maliyetlerimiz ikiye katladı. Her sabah saat 5'te sağım oluyor, saat 7'den sonra yemlenmesi ve diğer bakımları var. Saate vurduğunuzda burada 10 saatin üzerinde çalışma var ve biz bunun karşılığını alamıyoruz" dedi.

Nazilli'ye bağlı Hamzalı Mahallesi'nde hayvancılıkla uğraşan ve süt üretimi yapan Mehmet Ünal Biçer ve oğlu Mustafa Biçer, artan girdi maliyetlerinden şikayet etti. Mustafa Biçer, şunları söyledi:

"GİRDİ MALİYETLERİMİZ İKİYE KATLANDI"

"Bizlerin günlük 1000-1100 kilo arasında sütümüz oluyor. Burada bulunan hayvanların maliyeti günlük 12 bin lira civarında. Hemen hemen 65 tane sağılan hayvanımız var. Bir hayvan günlük 8 kilo yem yiyor; 2 kilo yonca, 2 kilo saman, 25 kilo silaj yiyor. Bugünkü fiyatları baz aldığımızda 65 tane ineğin bize maliyeti 12 bin lira civarında. Bin 100 kilo civarında da sütümüz oluyor. Şu andaki rakamlarla sütümüzü sattığımızda bu rakam toptan olarak 15 bin lira civarında oluyor, 3 bin lira gibi rakam kalıyor. Bunların içerisinde çiftliğin elektrik gideri yok, bakıcı parası yok, sağılmayan hayvanların masrafı yok, buzağı ve veteriner gider yok. Maliyete vurduğumuzda girdiği kapıdan çıkıyor. Kalırsa bize doğan hayvanı yaşatabilirsek sadece buzağısı kalıyor. Yonca da aynı şekilde, silajlık mısır da aynı şekilde. Bizim girdi mi maliyetlerimiz ikiye katladı. Her sabah saat 5'te sağım oluyor, saat 7'den sonra yemlenmesi ve diğer bakımları var. Saate vurduğunuzda burada 10 saatin üzerinde çalışma var ve biz bunun karşılığını alamıyoruz.

"VERDİĞİMİZ EMEĞİN KARŞILIĞINI ALAMIYORUZ"

Burada şu anda 10 milyonluk yatırım var. Bugünkü koşullarda yüzde 40'tan faize koysak hiçbir şey yapmadan yaşar gideriz. Süt raftaki fiyat gibi değil bizde. Satış fiyatı şu anda 13,50- 13,70 lira civarında. Bu fiyatlarda yeni oldu denildi. Bundan kısa bir dönem önce 10 lira ile 11 lira arasında süt satıyorduk. Et maliyetleri de ortada. Kasaba her gün zam geliyor. Duyuyoruz görüyoruz fakat biz kestirdiğimiz zaman karkas alım fiyatları belli. Ondan da memnun değiliz. Dana yetiştirip satsan da onun da karı yok. Süt yetiştirip satsanız da aynı karı yok. Hayvanların yiyeceğinin yarısını tarlamızdan karşılıyoruz. Yarısını da dışarıdan alıyoruz. Bizim yaklaşık olarak 100 dönüme yakın işlediğimiz arazi var. Hayvancılığın yanında narenciye üretimi de yapıyoruz. Bu sene portakal fiyatlarını da umduğumuzu bulamadık. Geçen sene ağacın başında 2 liraya 3 liraya satılırken, bu sene de aynı hatta daha düşük fiyatlara gidiyor. Geçen seneye göre mazot uçtu. İki katını geçti, gübre desek aynı fakat sattığımız ürün para etmiyor. Ben üniversite mezunuyum, baba mesleğini yapmayı tercih ettim. Kurulu düzeni bozmayalım diyoruz. Babam işletmeyi bana devretti. Bayrağı aldım götürebildiğim kadar götürmeye çalışıyorum ama zor bu iş. Biz bu işten memnun değiliz. Çektiğimiz, verdiğimiz emeğin karşılığını alamıyoruz."

Mehmet Biçer ise "Hayvanların altını sıyırıyoruz. Çukura, havuza koyuyoruz. Biz bu tesisi kurarken Gıda ve Tarım Bakanlığı o zaman için şart koşmuştu. Bunun amacı şuydu; nitrat ve nitratın içme suyuna karışmamasıydı. Bunu yaptırdık bunu da buradan gübreyi biyogazcılar bunları tankerlerle çekiyorlar, ocaklarına götürüyorlar. Posasını ayırıyorlar gazını nerede kullandıklarını bilmiyoruz. Aydın Kuyucak'ta Çobanisa'da Mahallesi'nde bir havuz yapmışlar. Orada toparlıyorlar" dedi.