Hepatitte kritik süre 6 ay
Hepatit, belirtileri ve etkileri farklılaşan virüslerin sebep olduğu karaciğer hücrelerinde iltihaplanma ile seyreden bir durum olarak tanımlanıyor.
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Songül Özer, dünyada ve ülkemizde sık görülen Hepatit virüslerinin belirtileri ve etkileri hakkında önemli bilgiler paylaştı.
Klinik tablo 6 aydan kısa ya da uzun sürebiliyor
Hepatitin karaciğer hücrelerinde iltihaplanma (enflamasyon) ile seyreden bir durum olduğunu belirten Özer, "Hepatit, bazen hiç belirti vermeden geçirilirken, bazen sınırlı belirtilerle veya çok şiddetli belirtilerle seyrettiği de olabiliyor. Altı aydan daha kısa süren klinik tabloda ‘akut hepatitten, altı aydan daha uzun süren durumlarda ise ‘kronik hepatitten söz edilebilir." dedi.
‘Hepatit Virüsleri’ grubu önemli rol oynuyor
Hepatitin tüm dünyada en çok hepatit virüsleri denilen özel bir virüs grubu tarafından oluşturulduğunu ifade eden Dr. Songül Özer, "Ancak başka virüsler, bakteriler, parazitler, enfeksiyon dışı nedenler, ilaçlar, toksik maddeler, alkol, bazı endüstriyel çözücü maddeler, otoimmun hastalıklar ve bazı bitkiler tarafından da hepatit meydana gelebiliyor. Akut hepatit’in nedenleri adenovirüs, flavivirüs, herpesvirüs, picorna virüs gibi virüsler olabilirken en sık görülen etkenler aslında ‘Hepatit Virüsleri’ dediğimiz virüs grubudur. Bu grupta günümüzde bilinen 6 tane farklı virüs vardır." dedi ve hepatit etkeni olan virüsleri şöyle sıraladı: "Hepatit A virüsü, Hepatit B virüsü, Hepatit C virüsü, Hepatit D virüsü, Hepatit E virüsü, Hepatit F virüsü."
Hepatit A ve E’nin belirtileri 15-45 gün sonra başlıyor
Bahsedilen virüslerin hepsinin bulaşıcı olduğuna dikkat çeken Dr. Songül Özer, "Fakat bulaşma şekilleri, hastalarda meydana getirdiği şikayetler ve belirtiler birbirinden farklıdır. Hepatit A ve E virüsleri, içlerinde en hafif seyirli hastalığa neden olan virüslerdir. Vücuda virüsle bulaşmış kirli eller, kirli eşyalar ve gıdalar aracılığıyle girerler. Yaklaşık 15-45 gün sonra hastalığın belirtileri başlar. Halsizlik, yorgunluk, iştahsızlık, bulantı, kusa, bazen karın ağrısı, nadiren yüksek ateş ile başlar. Daha sonra tabloya gerçek hepatit belirtileri eklenir. Virüsün karaciğeri tutmasıyla birlikte kişide idrar renginde koyulaşma, çay renginde idrar çıkma, dışkı renginde açılma, ciltte ve göz içinde sarılık başlar." diye konuştu.
Hepatit B, C ve D kan ve cinsel temasla bulaşıyor
Özer, Hepatit A virüs hastalığının özel bir tedavisi ve ilacının olmadığını söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ancak hastalara yapılan destek tedavisi, yatak istirahati, sıvı takviyesi, bulantı/kusma kesici ilaçlarla bu dönemi daha rahat ve kısa geçirmeleri sağlanabilir. Hepatit A ve E virüsünün kronikleşme, siroza ya da kansere dönme olasılığı yok denecek kadar azdır. Hepatit A’ya bağlı hastalığı daha çok çocuk ve gençlerde, Hepatit E’ye bağlı hastalığı ise daha çok gebelerde görüyoruz. Günümüzde 1-15 yaş arasındaki çocuklara, kronik karaciğer hastalığı olanlara, daha önce bu hastalığı geçirmemiş erişkinlere yapılmak üzere Hepatit A aşısı bulunuyor. Hepatit B, C ve D virüslerinin kan, kan ürünleri ve cinsel temasla bulaştığı biliniyor. Hasta kişinin virüslü kanı ile bulaşmış, ortak kullanılan enjektörler, manikür / pedikür aletleri, traş bıçakları, steril edilmemiş diş hekimi aletleri, cerrahi aletler yoluyla bulaş olduğu ispatlandı. Ayrıca, Hepatit B veya C virüsünü vücudunda bulunduran kadınlar hamilelikleri sırasında, doğum sırasında veya emzirirken, bebeklerine bu virüsleri bulaştırabilirler. Gerekli kontrolü yapılmamış kan ve kan ürünleri aracılığıyla Hepatit C ve B virüsleri bulaşabilir."
Dikkat! Hiç belirti vermeyebiliyor
Hepatit B ve C virüslerinin vücuda alındıktan 2-3 ay sonra bile belirtilerinin başlayabildiğini veya hiç belirti olmayabildiğini belirten Dr. Özer, "Kişiye tesadüfen yapılan kan tetkiklerinde Hepatit B veya C geçirmekte olduğu veya daha önce geçirdiği anlaşılabilir. Hastaların az bir kısmı hastalığı belirtili geçirebilir. O zaman Hepatit A virüsü ile hasta olanlar gibi halsizlik, iştahsızlık, bulantı, kusma, sarılık, idrar ve dışkı renginde değişiklikler, karın ağrısı, muayenede karaciğerde büyüme saptanabilir." dedi.
Kronikleşme Hepatit B ve C’de görülüyor
Hepatit D’nin eksik virüs olduğunu ifade eden Dr. Songül Özer, "Yani vücutta Hepatit B virüsü olmadan, tek başına hepatit D virüsü hastalık meydana getiremez. Eğer hastalık oluşturursa, klinik tablosu Hepatit B’ye benzer. Hepatit B ve C virüslerinin kan tetkikleriyle vücutta var olup olmadıkları anlaşılabilir. Kan tetkiklerinde 6 aydan daha uzun süre virüslerin bulunduğunun anlaşıldığı durumlarda taşıyıcılıktan ve kronikleşmeden bahsedilmelidir. Kronikleşme, Hepatit B ve C’de görülür. Hepatit A ve E’de görülmez." diye konuştu.
Tedavi olmayan hastaların siroz ve kanser riski yüksek
Tüm dünyada yaklaşık 300 milyon Hepatit B ve 70 milyon Hepatit C taşıyıcısı olduğunu belirten Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Songül Özer, "Bu iki virüs, ülkemizde de önemli bir sağlık sorunudur. Ülkemizde HBV sıklığı %4, HCV sıklığı ise %1 olup, yaklaşık 2-3 milyon Hepatit B ve 500 bin Hepatit C hastası olduğu tahmin ediliyor. Kontrollerini düzenli yaptırmayan, tedavi olmayan HBV ve HCV hastalarının siroz ve karaciğer kanseri olma olasılıkları da yüksektir." dedi.
Hepatit C tedavisinin başarı oranı oldukça yüksek
Kronik Hepatit B’nin tedavi ile kontrol altına alınabilir, kronik Hepatit C’nin ise tedavi edilebilir bir hastalık konumuna geldiğini vurgulayan Özer, sözlerini şöyle tamamladı:
"Hepatit C'nin tedavisi yaklaşık üç yıldır yeni antiviral ilaçlar ile devlet tarafından karşılanmaktadır. Bu tedavilerin başarı oranının da neredeyse yüzde 100’e yakın olduğunu ve hastalığın bir daha tekrarlamadığını söyleyebiliriz. Hepatit B virüs (HBV) enfeksiyonu aşıyla korunulabilir bir hastalıktır. Sağlık Bakanlığı, 1998 yılından beri hepatit B aşısını çocukluk aşı programına almış olup, yüzde 90’ların üzerinde başarı ile bu programına devam ediyor. Maalesef, Hepatit C hastalığı için kullanılmakta olan bir aşı henüz bulunmuyor." (İLKHA)