“Çağdaşlıktan uzak bir topluma dönüşüyoruz”
Aksoy’un açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Kayıt dışı ekonominin canlanması teşvik edildi”
“Türkiye, 2011’den beri kontrolsüz şekilde göç aldı ve bu durum kasti yapıldı. 5 milyon kişinin kontrolsüz bir şekilde ülkenize girmesini izin vermemelisiniz. Kamplarda tutabilirsiniz ama 81 ilinize nüfuz etmesine göz yummamalısınız. Üstelik bu insanların kimliklerini tespit etmeden şehirlere yerleştirip onlara iş kurma imkanı vermişsiniz. Göç edenlerin, kendi yerel halkınız ile rekabet içinde olmasını sağlamışsınız ve o da yetmiyormuş gibi, kayıt dışı bir ekonomi canlanmasını teşvik etmişsiniz. Bu durum, milli güvenlik sorunudur.
“Ülkeye resmi girişleri yapılmadı”
Bugün ülkemize 112 farklı ülkeden kaçak giriş yapıldı. Bu, sınırlarınızın yeteri kadar iyi korunmadığını gösteririr. Suriyeliler, 2014’ten itibaren geçici koruma statüsüne alındılar. Bugün Suriye’de savaş yok ve bu insanların ülkelerine dönmeleri lazım. Siz, geçici koruma statüsünü kaldırdığınız zaman, 5 milyon kişi kaçak statüsünde olacak çünkü ülkeye resmi girişleri yapılmadı.
“Ülkeyi terk etseler de oy kullanıyorlar”
1 milyondan fazla yabancı vatandaş ve göçmen ev aldı ve siz bu evleri alanlara vatandışlık verdiniz. Evi alan kişiyle birlikte, onun eşi ve çocuğu da vatandaşlık aldı. Evi alan kişi, birkaç sene sonra evi satsa bile vatandaşlığı baki kalıyor. Bu kişiler Türkiye’yi terk etseler de, seçim zamanı oy kullanıyorlar.
“Bu zihniyet, HÜDA PAR’ı meclise taşıdı”
Bu hamlelerle birlikte toplum dönüştürülüyor. Göç edenlere baktığımız zaman, ağırlıklı olarak İslam ülkelerinden gelen, cumburiyetin kazanımlarını benimseyemeyecek, kadının değerinin olmadığı ülkelerden gelen insanlar ağırlıkta. Bu insanların medeni kanunu ve kadın haklarını tanımaları imkansız. Bu zihniyet, HÜDA PAR’ı meclise taşıyan zihniyettir. Türkiye dönüştürülmeye çalışılıyor. Cumhuriyetin kazanımlarının olmadığı, modernlik ve çağdaşlıktan uzak bir topluma dönüşmeye başlıyoruz. Bu çok acı bir durum.
“Devlete değil, partilere sadakat var”
Hükümet, başkanlık sistemi ile birlikte devletin yapısını kökten değiştirmeye çalıştı. Bugün liyakatlı insanlar yerine particilik yapan, devlete değil partilere sadakat gösteren insanlar görüyoruz. Parti ve devlet iç içe girdiğinde, halkın güveni kayboluyor. Bu yüzden parlimenter sisteme dönülmeli.”
