HASAN KARAL: “MARMARA DEPREMİ’NDEN GEREKEN DERS ÇIKARILSAYDI KAHRAMANMARAŞ DEPREMLERİNDE BU KADAR CANIMIZ YANMAYACAKTI”

HASAN KARAL: “MARMARA DEPREMİ’NDEN GEREKEN DERS ÇIKARILSAYDI KAHRAMANMARAŞ DEPREMLERİNDE BU KADAR CANIMIZ YANMAYACAKTI”
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Karal, “17 Ağustos depreminde bir doğa olayı afete dönüştü, on binlerce canımızı kaybettik, yüreğimiz yandı. Acısı hala unutulmadı. Geçmişte birçok yıkıcı deprem olduğu gibi, gelecekte de sık sık oluşacak depremlerle büyük can ve mal kaybına uğrayacağımız da bir gerçek. Bu durumu yakın zamanda bizlere izah eden yüreğimizi yakan 6 Şubat depremlerinde gördük. Ve biliyoruz ki, Marmara Depremi’nde gereken dersler çıkarılsaydı, 24 yıl içinde tedbirler alınsaydı, herkes

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Karal, “17 Ağustos depreminde bir doğa olayı afete dönüştü, on binlerce canımızı kaybettik, yüreğimiz yandı. Acısı hala unutulmadı. Geçmişte birçok yıkıcı deprem olduğu gibi, gelecekte de sık sık oluşacak depremlerle büyük can ve mal kaybına uğrayacağımız da bir gerçek. Bu durumu yakın zamanda bizlere izah eden yüreğimizi yakan 6 Şubat depremlerinde gördük. Ve biliyoruz ki, Marmara Depremi’nde gereken dersler çıkarılsaydı, 24 yıl içinde tedbirler alınsaydı, herkes üzerine düşen görevi yapsaydı, ülkemiz depreme hazırlıklı hale getirilseydi Kahramanmaraş merkezli depremlerde o kadar canımız yanmayacaktı, o kadar insanımızı kaybetmeyecektik” dedi.

DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Hasan Karal, 17 Ağustos 1999’da meydana gelen Marmara Depremi’nin 24’üncü yıl dönümü dolayısıyla yazılı açıklama yaptı. Karal, şunları kaydetti:

“ARADAN GEÇEN 24 YILA RAĞMEN YAŞANILAN ACI HÂLÂ UNUTULMADI”

“Bir deprem coğrafyasında yer alan Türkiye, tarih boyunca birçok kez yıkıcı depremlerle karşı karşıya kaldı. Gerek ekonomik anlamda gerekse sosyo-kültürel açıdan Türkiye’nin merkez pozisyonunda yer alan Marmara Bölgesinde 17 Ağustos 1999’da meydana gelen deprem, çok ciddi sonuçlar doğurdu. Aradan geçen 24 yıla rağmen yaşanılan acı hâlâ unutulmadı. Binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olan deprem, herkeste derin izler bıraktı. Marmara Depremi, ülkemizin deprem gerçeği ile yüzleşmemize neden olmuş ve çok acı bir deneyim olarak hafızalarımızda yer edinmiştir. Binlerce insanımızı kaybetmemize, birçok ailenin yıkımına ve toplumsal bir travmaya sebep olan bu deprem, ortaya çıkan kayıpların ve hasarın büyüklüğü ile etkisi çok şiddetli hissedilmiştir. Ancak bunca acıya, bunca can kaybına ve bunca hasara rağmen 6 Şubat’ta yaşadığımız, yüzyılın en büyük afeti olarak kabul edilen Kahramanmaraş merkezli depremler hiç ders alınmadığını ne yazık ki ortaya koymuştur.

“MARMARA DEPREMİ’NDEN GEREKEN DERS ÇIKARILSAYDI KAHRAMANMARAŞ DEPREMLERİNDE BU KADAR CANIMIZ YANMAYACAKTI”

Depremler kaçınılmaz bir gerçek ancak bunu minimize etmek ve etkilerini en aza indirmek insanların elinde. Çıkarılan yasa ve yönetmelikler, yıllara dayanan çalışmalarla oluşturulan plan ve projeler, uygulama aşamasına geçemeden kâğıt üzerinde kalıyor, yapılan çalışmalar da daha çok afet sonrası yara sarma düzeyinde. 17 Ağustos depreminde bir doğa olayı afete dönüştü, on binlerce canımızı kaybettik, yüreğimiz yandı. Acısı hala unutulmadı. Geçmişte birçok yıkıcı deprem olduğu gibi, gelecekte de sık sık oluşacak depremlerle büyük can ve mal kaybına uğrayacağımız da bir gerçek. Bu durumu yakın zamanda bizlere izah eden yüreğimizi yakan 6 Şubat depremlerinde gördük. Ve biliyoruz ki, Marmara Depremi’nde gereken dersler çıkarılsaydı, 24 yıl içinde tedbirler alınsaydı, herkes üzerine düşen görevi yapsaydı, ülkemiz depreme hazırlıklı hale getirilseydi Kahramanmaraş merkezli depremlerde o kadar canımız yanmayacaktı, o kadar insanımızı kaybetmeyecektik.

“ACILARIMIZ TEKERRÜR EDİYOR; BİR GÜN MARMARA'DA, BİR GÜN VAN'DA, BİR GÜN İZMİR'DE, BİR GÜN KAHRAMANMARAŞ'TA, HATAY'DA, MALATYA'DA”

Türkiye’nin risk yönetim anlayışıyla deprem gibi doğal afetlerle mücadele konusunda koordineli, daha güçlü ve hazırlıklı hale gelmesi gerekiyor. Deprem riskinin azaltılması, vatandaşların güvenliğinin sağlanması, afet öncesi ve sonrası planlamaların ve altyapının güçlendirilmesi, eğitim ve farkındalık çalışmalarının artırılması gerekiyor. Acılarımız tekerrür ediyor; bir gün Marmara'da, bir gün Van'da, bir gün İzmir'de, bir gün Kahramanmaraş'ta, Hatay'da, Malatya'da. Ve dinmeyen acılar hala yüreğimizde...Ülkece çok büyük acılara ve yıkımlara sebep olan 17 Ağustos 1999 Marmara Depreminin yıl dönümünde, büyük felakette ve tüm afetlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize bir kez daha başsağlığı diliyorum. Rabbim bir daha böyle acılar yaşatmasın.”