TBMM BÜTÇE GÖRÜŞMELERİ... ÖZGÜR CEYLAN: "İKTİDAR MİLLÎ SAVUNMA PROJELERİNİ PARTİ İÇİ MESELESİ GİBİ GÖRMEKTEN, HAKLI ELEŞTİLERİ BİLE VATAN HAİNLİĞİYLE SUÇLAMAKTAN VAZGEÇMELİDİR"

TBMM BÜTÇE GÖRÜŞMELERİ... ÖZGÜR CEYLAN: "İKTİDAR MİLLÎ SAVUNMA PROJELERİNİ PARTİ İÇİ MESELESİ GİBİ GÖRMEKTEN, HAKLI ELEŞTİLERİ BİLE VATAN HAİNLİĞİYLE SUÇLAMAKTAN VAZGEÇMELİDİR"
CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, TBMM Genel Kurulu'nda bütçe görüşmelerinde; "Türk Silahlı Kuvvetleri’nin personel gücü nitelikli personelle en üst düzeyde tutulmalı, modern harp silah araç ve gereçleriyle donatılmalı ve ordu siyasetin dışında tutulmalıdır. Hâl böyleyken siyasal iktidarın savunma sanayisi yatırımlarının kendi iktidarlarıyla başladığı izlenimini vermesi abesle iştigaldir. Savunma sanayisi projeleri bir günde doğmamıştır. İktidar millî savunma projelerini parti içi meselesi gibi görme

CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, TBMM Genel Kurulu'nda bütçe görüşmelerinde; "Türk Silahlı Kuvvetleri’nin personel gücü nitelikli personelle en üst düzeyde tutulmalı, modern harp silah araç ve gereçleriyle donatılmalı ve ordu siyasetin dışında tutulmalıdır. Hâl böyleyken siyasal iktidarın savunma sanayisi yatırımlarının kendi iktidarlarıyla başladığı izlenimini vermesi abesle iştigaldir. Savunma sanayisi projeleri bir günde doğmamıştır. İktidar millî savunma projelerini parti içi meselesi gibi görmekten, haklı eleştirileri bile vatan hainliğiyle suçlamaktan vazgeçmelidir. Savunma sanayimiz siyaset üstü görülmeli, firma seçiminde 'damat olma' kriteri yerine, rekabet tesis edilerek yeni projelerle daha ileri taşınmalıdır" dedi.

TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor. Genel Kurul'da bugün Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçeleri görüşülüyor. Milli Savunma Bakanlığı Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, şunları dile getirdi:

"Devleti yönetenlerin kuruluş felsefesine bağlı olmayı bırakın devletin geleneğiyle derdi olduğunda yönetim krizinin çıkması kaçınılmazdır. Ne yazık ki mızrak artık çuvala sığmamaktadır. 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi sonrası Cumhuriyet’in tahrip edilmesi için demokrasimiz ve devletin ideolojik aygıtları kullanılmıştır. 16 Nisan mühürsüz referandumuyla Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasal ve kurumsal birikimi parçalanmış, Yargıtay 3. Dairesi’nin Anayasa ve yüce Meclisimizi yok sayan kararıyla da tarihsel bir kırılmayla karşı karşıya kalınmıştır. Bu tahribatın savunma politikalarımıza yansımasının zararları ise hayal bile edilemez. AKP-FETÖ prodüksiyonunun vizyona koyduğu kumpas davalarıyla yüzlerce general, amiral, subay ve astsubay tasfiye edilmiştir. Ergenekon ve Balyoz sürecinde TSK'nın insan gücü, bilgi birikimi ve tecrübesi âdeta sıfırlanmış, bir savaşta dahi kaybedemeyeceği birikim ve deneyimi o süreçte yok edilmiş ve millî güvenliğimizi tehlikeye atılmıştır.

"DIŞ POLİTİKAMIZDAKİ SAVRULMALAR, TUTARSIZ HAMLELER ULUSLARARASI ARENADAKİ GÜVENİLİRLİK VE CAYDIRICILIĞIMIZI, SİYASİ GÜCÜMÜZÜ SEKTEYE UĞRATMIŞTIR"

AKP dönemi nas eksenli ekonomi politikaları, ekonomik krizi derinleştirmiş; dış politikamızdaki savrulmalar, tutarsız hamleler uluslararası arenadaki güvenilirlik ve caydırıcılığımızı, siyasi gücümüzü sekteye uğratmıştır. Örneğin, diplomatik üslupla bağdaşmayan 'Bir gece ansızın gelebiliriz' naralarıyla sahte kabadayılık gösterileri yaparsanız gün gelir 'Ben onu terör örgütlerine söylemiştim' diye kıvırırsınız. 4 Ekim’de Dışişleri Bakanı Irak ve Suriye'de PKK/YPG’ye ait bütün tesislerin meşru hedefimiz olduğunu belirterek üçüncü tarafların buralardan uzak durmasını tavsiye eden bir açıklama yapmıştı, aynı gün Millî Savunma Bakanı da Dışişleri Bakanı’nın açıklamasını üçüncü taraflar ifadesini sansürleyerek tekrarlamıştı. Bu açıklamaların üzerinden yirmi dört saat geçmeden Türkiye Cumhuriyeti’ne ait SİHA, terörle mücadele faaliyeti esnasında ABD F-16’sıyla vuruldu. Önce inkâr ettiniz, Pentagon 'Düşürdük' dedikten sonra kabul ettiniz. İnsansız hava aracımızın düşürülmesi ile insanlı bir savaş uçağımızın düşürülmesi arasında egemenlik haklarımızın ihlali bakımından hiçbir fark yoktur. Bu vahim durumla alakalı ne tepki verdiniz? NATO nezdinde bu konuyu gündeme getirdiniz mi? Bu durum bizim açımızdan kabul edilemez. Suriye'de Rusya ve ABD’nin Türkiye'ye tehdit oluşturan PKK/YPG gibi terör örgütlerini desteklemeleri diplomatik girişimler ve caydırıcı hamlelerle önlenmeli, Suriye'nin toprak bütünlüğü savunulmalıdır.

"İKTİDAR MİLLÎ SAVUNMA PROJELERİRİ PARTİ İÇİ MESELESİ GİBİ GÖRMEKTEN, HAKLI ELEŞTİLERİ BİLE VATAN HAİNLİĞİYLE SUÇLAMAKTAN VAZGEÇMELİDİR"

Savunma, istihbarat ve dış politika karar alma ve uygulama süreçleri açısından karşılıklı etkileşim içerisinde olan disiplinlerdir ve savunma her türlü siyasi rekabetin üstünde iç siyasete malzeme edilmeden rant kapısı olarak görülmemesi gereken bir alandır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin personel gücü nitelikli personelle en üst düzeyde tutulmalı, modern harp silah araç ve gereçleriyle donatılmalı ve ordu siyasetin dışında tutulmalıdır. Hâl böyleyken siyasal iktidarın savunma sanayisi yatırımlarının kendi iktidarlarıyla başladığı izlenimini vermesi abesle iştigaldir. Savunma sanayisi projeleri bir günde doğmamıştır. İktidar millî savunma projelerini parti içi meselesi gibi görmekten, haklı eleştirileri bile vatan hainliğiyle suçlamaktan vazgeçmelidir. Savunma sanayimiz siyaset üstü görülmeli, firma seçiminde 'damat olma' kriteri yerine, rekabet tesis edilerek yeni projelerle daha ileri taşınmalıdır.

"İKTİDAR, MİLLÎ TANK PROJEMİZ ALTAY GİBİ ÇOK ÖNEMLİ KONULARDA BAŞARISIZ OLMUŞTUR"

AKP'nin tek adam rejiminin savunma sanayisine, askerî fabrikalara, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni Güçlendirme Vakfı’na ve OYAK’a olan ilgisi, kamuoyuna sunulduğu gibi, sadece 'güçlü Türkiye güçlü ordu' hedefinden değil, yüksek rant içermesinden de kaynaklanmaktadır. Bunun somut örneklerinden biri de Tank Palet Fabrikamızdır. İktidar, millî tank projemiz ALTAY gibi çok önemli konularda başarısız olmuştur. AKP hükûmetleri hava kuvvetlerimizi çağın gerektirdiği modern uçaklarıyla teçhiz etmekte gösterdiği başarısızlığı, kara kuvvetlerimize modern tanklar kazandırmakta da göstermektedir. AKP 1990’larda gündeme gelen, projesi 2000’lerde başlayan, millî gururumuz TCG ANADOLU gemisini, kendisinden öncekileri hiçe sayarak sahiplenmiştir. Geminin neden yirmi üç yılda hizmete girebildiğini sorgulatmayan AKP’nin, iktidara geldiği dönemde Hava Kuvvetlerimizin envanterinde F-4, F-5 ve F-16’lardan oluşan 430’dan fazla muharip uçak varken şimdi bu sayı 270 civarındadır ve birçoğu uçuş saati bakımından ekonomik ömürlerinin sonundadır.

"PERSONEL TEMİNİNDE TSK BAŞTA OLMAK ÜZERE TÜM KAMUDA TARİKAT-CEMAAT EKSENLİ ANLAYIŞ TERK EDİLMELİDİR"

Personel temininde TSK başta olmak üzere tüm kamuda Atatürkçülük temel değer olarak kabul edilmeli, tarikat-cemaat eksenli anlayış terk edilmelidir. Kamuda mülakatı kaldırma sözü veren Hükûmeti, kuvvetlerin temin merkezi komutanlıklarınca oluşturulan mülakat komisyonlarından da elini çekmeye davet ediyoruz. Tecrübeli teknik personelimizin yurt dışına gidişini engellemek için gerekli tedbirler ivedilikle alınmalı, beyin göçünün önüne geçilerek tersine göçün önü açılmalıdır. Türk ordusunun dünyaya örnek olan, harekât tecrübesine sahip güçlü askerî sağlık sistemini neden kaldırdınız? Yürüyen sistemi FETÖ’den arındırıp devam etmek varken neden yok ettiniz, doğrusu anlaşılır gibi değil.

"SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNE YÖNELİK HİÇBİR DÜZENLEMEYİ İÇERMEYEN BU BÜTÇEYE RET OYU VERECEĞİZ"

Türk Silahlı Kuvvetleri personeline özlük hakları konusunda da bütüncül yaklaşan bir perspektifi ortaya koymak zorundayız. Emekli binbaşıların emekli maaş oranı hiçbir asker ve sivil emekli memurda görülmeyen yüzde 41 oranına düşürülmüştür. Astsubaylara makam, görev tazminatı sözü verilmiş, yerine getirilmemiştir. 55 yaş üzeri çalışan, emekli olan astsubaylara da kadrosuzluk tazminatı verilmedir. Terörle mücadelede en fazla şehit veren uzman çavuş camiasının kadro istekleri yerine getirilmelidir. Astlık, üstlük münasebetleri düzenlenmeli, TSK Sağlık Yeteneği Yönetmeliği’nde adilane değişiklikler yapılmalıdır. Vatan savunmasında uzman çavuşlarımız kadar şehit verdiğimiz sözleşmeli erlerimizin çalışma koşulları iyileştirilmelidir. Bu sorunların çözümüne yönelik hiçbir düzenlemeyi içermeyen bu bütçeye ret oyu vereceğimizi beyan ediyorum."